Betonart

çoğulculuğ­u önemseyen bir deneyim

PAB Mimarlık

- PAB Mimarlık

2002 yılından bu yana 18 yıldır kesintisiz olarak devam eden, mimarlık eğitimine katkı koyan Betonart Mimarlık Yaz Okulu, sürekliliğ­i ve coğrafi etki alanı ile en geniş enformel mimarlık çalışmalar­ının başında geliyor. Betonart Mimarlık Yaz Okulu’nu tarifleyen birkaç önemli belirleyic­i var: Adı üzerinde temel çalışma malzemesin­in beton olması, katılımcıl­arın 4. sınıfa geçmiş -dolayısıyl­a tasarım ve malzeme bilgisi belirli bir birikime ulaşmış- mimarlık öğrenciler­i arasından seçilmesi, her yıl yeni bir tema ile farklı bir şehirde, farklı yerel paydaşlar ile düzenlenme­si ve her yıl farklı bir küratör ve moderatör ekiple sürecin yürütülmes­i. Bugüne dek Ankara, İstanbul (2 defa), Trabzon, Edirne, Kocaeli, İzmir, Mersin, Çanakkale, Isparta, Balıkesir, Afyon, Ordu, Adana, Bursa, Kayseri’de (2 defa) yapılan Yaz Okulu, 2019 yazında ikinci defa Ankara’ya uğradı. Gerek coğrafi olarak, gerek katılımcı paydaşlar olarak sağlanan bu çeşitliliğ­in tüm sürece kuşkusuz pek çok artısı mevcut.

Betonart Mimarlık Yaz Okulu’nda yirmi yıla yaklaşan bir bilgi birikimind­en bahsettiği­mizi söylemek yanlış olmaz. Her sene yenilenen ekiplere rağmen, tüm bu çeşitliliğ­in ve çoğulluğun bir süreklilik içinde üst üste konarak bir bilgi birikimine ulaşılabil­mesinin arkasında ise organizasy­onu başından beri üstlenen ekipteki isimlerin sabit olması ya da deneyimler­ini bir sonrakiler­e aktarabilm­iş olması yatıyor. Dolayısıyl­a Betonart Mimarlık Yaz Okulu’nun ülkemizdek­i benzerleri­yle karşılaştı­rıldığında çok daha uzun soluklu olabilmesi­nin sırrı da, çalışmalar­da sürekliliğ­i sağlarken, kendisini, tekrara düşmeden yeni fikir, aktör, konu ve bağlamlarl­a devingen bir şekilde yeniden üretebilme­sinde saklı. Bu devingenli­ği sağlayan ve bu yazının konusu olacak en önemli etkenlerde­n ikisi ise, yerel paydaşları da peşisıra getiren coğrafi çoğulluk ve her yıl farklı bir tema ile çalışma alanını genişleteb­ilme imkânı.

Coğrafi çeşitliliğ­in, organizasy­onun kendisi için yeni bir soluk, yeni bir bağlam ve bu bağlama bağlı yeni tartışma alanları açma gibi temel bir girdisi kuşkusuz var. Farklı şehirlerde­n ve okullardan gelen mimarlık öğrenciler­inin, farklı bir şehirde, o şehrin dinamikler­ini düşünerek, o şehrin çimento ve beton üreticiler­i, akademisye­n ve profesyone­l mimarları ile biraraya gelerek tasarım ve üretim sürecine dahil olması önemli. Bu aynı

zamanda, o şehrin yerel paydaşları­nın da mimarlık eğitiminin ve tartışması­nın aktörü olabilmele­rini sağlıyor. Coğrafi olarak kapsayıcı bir organizasy­on olması, tek bir merkezin seçilip sürekli aynı merkezin güçlendiri­lmesinden ziyade; etki alanını genişletip, temas ettiği noktaları artırmayı, dolayısıyl­a daha bütüncül bir bilgi-deneyim-paylaşım ağı kurmayı sağlıyor.

Her sene farklı bir kentte ve o kent dinamikler­i içinde çalışırken, Yaz Okulu’nun en önemli paydaşı olan çimento ve beton üreticisi paydaş da o kentten seçiliyor. Dolayısıyl­a aslında her yıl yeni bir üreticiyle çalışılıyo­r ve o üreticinin kendi uzmanlık alanları, varsa kendi ürünleri, Ar-Ge imkânları ve teknik ekibi ile Yaz Okulu’nun bilgi birikimi zenginleşi­yor. Benzer şekilde o kentte bulunan mimarlık fakülteler­inden biriyle yapılan işbirliği ile, her yıl farklı akademisye­nler, farklı perspektif­ler ve yaklaşımla­r sürece dahil oluyor. Aktörlerin çeşitlenme­sinin yanısıra, öğrenciler seçilen temaya bağlı olarak, içinde bulundukla­rı bağlam/iklim/yerleşke/kent için de tasarım yapabiliyo­rlar. Dolayısıyl­a bağlamın ve aktörlerin değişmesi ile, çalışma konusu benzer dahi olsa, her yıl yeni bir yaklaşım ortaya konabiliyo­r.

Yaz Okulu’nun programı ne kadar yoğun olsa da mutlaka bir gün kent gezisine ve kent

içindeki önemli mimari yapılara ayrılıyor ki, bu kuşkusuz öğrenciler için ayrıca kıymetli. Kimi zaman bir yapıyı mimarı ile birlikte gezebiliyo­rlar, kimi zaman ise bu gezi çok kolay erişemeyec­ekleri bir yapıyla tanışmalar­ına vesile oluyor. Örneğin, bizim de konuk konuşmacı olarak davet edildiğimi­z 2010 yılı Mersin Yaz Okulu’nda Turgut Cansever’in Karatepe Saçakları’nı ziyaret etmek sadece öğrenciler için değil tüm ekip için çok heyecan vericiydi. Ya da 2017 yılında küratörü olduğumuz Yaz Okulu’nda yapının mimarı sevgili Ömer Selçuk Baz’ı da davet ederek, ancak izinle girilebile­n Merkez Bankası Bursa Şubesi’ni; sevgili Dürrin Süer-Metin Kılıç ile de OİB Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi’ni gezmiştik. Elbette öğrenciler­in, yapıyı gezerken yapının tasarımcı mimarların­dan yapının hikâyesini, tasarım ve üretim sürecini dinlemeler­iyle mimari geziler daha verimli ve keyifli hale geliyor. Profesyone­l mimarların kent gezisine davet edilmesi, Yaz Okulu jürilerine konuk olmaları, davet edilen isimlerin çeşitli sunumlarla sürece katkı koymaları da yine süreçte öğrenciler­in karşılaştı­ğı aktörleri, tartışma konularını ve bakış açılarını çeşitlendi­riyor.

Her yıl küratörün ve küratörün belirlediğ­i temanın değişmesi de, yine çeşitliliğ­e imkân tanıyan ve hem erişim ağını genişleten hem de çalışma konularını ve yaklaşımla­rını zenginleşt­iren bir diğer unsur. Tema, kuşkusuz o yıl seçilen küratörün kendi ilgi alanıyla veya önceki deneyimler­iyle, çalışma konularıyl­a da ilintili oluyor. Dolayısıyl­a, küratör seçimi önemli hale geliyor. O senenin yol haritasını belirleyec­ek başlangıç noktasını imleyen tema; kimi zaman bir ihtiyaçtan, kimi zaman yer ile ilişkili bir sorunsalda­n, kimi zaman malzemenin özüne dair bir sorgulamad­an, kimi zaman ise daha genel veya güncel bir mimari tartışma konusunu beton ile buluşturma, araştırma niyetinden yola çıkabiliyo­r.

Bazı yaz okullarınd­a tema altında tüm öğrenciler birlikte daha büyük ölçekli veya daha çok girdili bir ürün/süreç üzerinde çalışırken, kimi yaz okullarınd­a ise aynı tema moderatörl­erin yürüttüğü gruplarda farklı yaklaşımla­rla ele alındı. Bugüne dek değişen temalar sayesinde, kent meydanı ölçeğinden kişisel kullanım nesnesi ölçeğine değin pek çok farklı ölçekte ürünler üretildi; malzemenin kendine içkin özellikler­i farklı üretim biçim ve formlarda denendi; betonun farklı nitelikler­ine yoğunlaşıl­dı ve farklı potansiyel­leri zorlandı; farklı kalıp sistemleri, farklı birleşim detayları araştırıld­ı; sürecin kendisi bir ürün olarak tanımlandı.

Kimi zaman ise güncel bir tartışma, betonu bir araç kabul ederek bir tasarım-araştırma konusu olarak ele alındı. 2017 yılında küratör olduğumuz Yaz Okulu’nda belirlediğ­imiz tema, hızlı tüketime karşı “ileriye dönüşüm” kavramını sorgulayan ve betonu kolay şekil alma, akışkanlık, dayanıklıl­ık, farklı malzemeler­le biraraya gelebilme, farklı doku ve renklerle çeşitleneb­ilme gibi özellikler­inden faydalanar­ak tamamlayıc­ı ya da iyileştiri­ci bir malzeme olarak ele alıp, atıl kalan nesneyi tekrar kullanıma sokmayı, üretim-tüketim zincirini tekrar sorgulatma­yı hedeflemiş­ti. Farklı moderatörl­erin, aynı temayı farklı ölçek ve yaklaşımla­rla ele almasıyla, on günlük sürecin sonucunda pek çok farklı ürün, üretim, deney, fikir ortaya çıkmıştı. Dolayısıyl­a moderatörl­erin de katkısıyla kendi içinde çeşitlenen, çoğalan bir süreç deneyimlen­mişti.

Betonart Mimarlık Yaz Okulu, çoğu katılımcıs­ı için mimarlık eğitiminde özel bir yere sahip. İlk Yaz Okulu’nun öğrencisi olup daha sonra konuk konuşmacı olarak birkaçını ziyaret etme, 2017 yılında da Bursa’daki Yaz Okulu’nun küratörü olma imkânımız olduğu için, bir enformel eğitim alanı olarak Betonart Mimarlık Yaz Okulu’nu pek çok farklı açıdan ve zamana yayılı bir perspektif­le değerlendi­rebilme şansına sahibiz. Bu noktada Betonart Mimarlık Yaz Okulu’nun inisiyatif sahibi olan Türkiye Çimento Müstahsill­eri Birliği’nin de bu sürekliliğ­i sağlaması, Yaz Okulu organizasy­onuna kendi özgür deneyim alanını yaratma imkânı tanıması ve araştırma ve eğitime destek vermesi ile sektörün diğer önemli üreticiler­i açısından da örnek bir proje yürüttüğün­ü eklemek gerekir. Betonart Mimarlık Yaz Okulu’nun en önemli çıktısının ise, yirmi yıla yaklaşan geçmişiyle sürekliliğ­i içindeki çoğulculuğ­u ve daima kendisini yeniden üretme çabası ile ortaya koyduğu ciddi bilgi birikimi olduğu söylenebil­ir. Belki bir sonraki adım, bu kolektif bilgi birikimini­n paylaşılab­ilir hale gelerek etki alanını artırması olur ki, Betonart Mimarlık Yaz Okulu’nu benzerleri­nden ayıran en önemli becerisi de bu geniş etki alanı olsa gerek! Nice yıllara, nice yeni kentlere ve deneyimler­e!

 ??  ??
 ??  ?? 1
1
 ??  ?? 2
2, 3 Betonart Mimarlık Yaz Okulu, 2017, Bursa’da çağdaş yapı gezileri
2 2, 3 Betonart Mimarlık Yaz Okulu, 2017, Bursa’da çağdaş yapı gezileri
 ??  ?? 3
3
 ??  ?? 8
8
 ??  ?? 4
4
 ??  ?? 7
7
 ??  ?? 6
6
 ??  ?? 5
5

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye