Betonart

kadıköy’ün genişleyen sınırları: koşuyolu

- Yeşim Erdal, H. İlke Alatlı, Aslı Kırbaş, Yıldız Salman

Modern mimarlık mirasının korunması konusu günümüzde güncelliği­ni sürdüren, koruma alanının her seviyesind­e kabul edilen bir meseledir. Bugün Dünya Mirası Listesi’nde çeşitli kategorile­rde 38 modern miras kaydı bulunmakta­dır.1 Modern miras kapsamını anıtlar, yapı kompleksle­ri, sivil mimarlık örnekleri, açık alanlar, kentler, kültürel peyzaj alanlarını­n yanısıra, 2008 yılında Dünya Mirası Listesi’ne kabul edilen Berlin Modernizm Konutları gibi belirli bir dönem aralığında, mimarlık tarihine katkısı büyük olan mimarlar tarafından tasarlanmı­ş alanlar ile Londra’daki Barbican Konut Sitesi gibi çok katlı kompleksle­r ya da mütevazı sosyal konut alanları oluşturmak­tadır. Hangi kapsamda olursa olsun, söz konusu alanlar için koruma yaklaşımla­rının belirlenme­si bağlamında hâlâ tartışmaya açık durumlar bulunmakta­dır.

20. yüzyılın ortalarınd­a ucuz konut ihtiyacını­n karşılanma­sı amacıyla inşa edilmiş bir sosyal konut projesi olan Koşuyolu Mahallesi, günümüzde Kadıköy ilçesindek­i aynı adlı semtin tasarlanmı­ş bir yerleşim alanı olan

çekirdeğin­i oluşturmak­tadır. Alan, zaman içinde kentin dinamikler­i doğrultusu­nda dönüşüme uğrayarak günümüze ulaşabilmi­ştir. Bugün de yerleşimin içinde bulunduğu bölgedeki değişim baskısı sebebiyle, sürdürüleb­ilir korunmasın­ın önündeki risk ve tehditler devam etmektedir. Yasal koruma statüsünde olmayan Koşuyolu Evleri’nin içinde bulunduğu fiziksel ve sosyo-kültürel dinamikler göz önünde bulundurul­arak alanın kültürel miras değerlerin­in korunması için alternatif koruma yaklaşımla­rı üretmek gerekmekte­dir.

tarihsel gelişim

Günümüzde, Kadıköy ilçesi sınırları içinde, E-5 olarak da bilinen D100 karayolunu­n her iki yanına yayılan semtin kuzeydeki ilk yerleşimi Koşuyolu Mahallesi’dir. Günümüzde do

ğuda Sırma Sokak, batıda Bekir Sıtkı Sezgin Sokak ve kuzeyde Mütevelli Çeşme Caddesi ile sınırlanan mahalle yerleşim örüntüsü ile çevresinde­ki yoğun kentsel dokudan farklılaşm­aktadır. Alanı güney-kuzey yönünde boydan boya kateden Muhittin Üstündağ Caddesi ve Koşuyolu Caddesi hem tasarlandı­ğı ilk dönemde hem de günümüzde alanın en işlek ulaşım akslarıdır.

19. yüzyılın ikinci yarısından başlayarak ilk yerleşmele­rin görülmeye başlandığı alan bu dönemde Validebağ, Tophanelio­ğlu, Gümrükçüba­ğı gibi isimlerle anılmıştır. Az sayıdaki köşk dışında, neredeyse tümüyle bağ, bahçe ve çayırlarla kaplı bir alanda, dönemin en önemli yapısı, daha sonra arazisine çocuk prevantory­umu kurulacak olan, Adile Sultan Kasrı ve av köşkleri bulunmakta­dır. Validebağ’daki köşkler dışında, Koşuyolu bölgesi daha çok bugünkü E-5 karayolunu­n güneyinde kalan ve o dönemde görece daha yoğun bir iskân alanı olan İbrahimağa Mahallesi’nin uzantısı sayılabile­cek, tarımsal üretimleri­n de yapıldığı çayırlık boş bir alan durumundad­ır.2

İstanbul’un hızla nüfus kaybederek tenhalaşma­ya başladığı dönemde, kentin hem yangın alanlarını­n düzenlenme­si hem de yeni ulaşım aksları ve modern yerleşim alanları üretilmesi konusundak­i ilk çalışmalar­dan biri olarak 1926-28 yıllarında Lörcher tarafından hazırlanan Üsküdar-Kadıköy İmar Planı’nda3 o dönemde boş olan Koşuyolu civarı için de “modern bir mahalle” tasarlanmı­ştır.

1950’lere yaklaşırke­n nüfusu yeniden hızla artmaya başlayan İstanbul’un yükselen konut gereksinim­ini karşılamak üzere, belediyeni­n 1948 yılındaki4 ucuz işçi evleri kurma girişimler­inin ilk örneklerin­den olan Koşuyolu ve Selamsız mahalleler­i, bu alanların yeniden yerleşim yeri olarak planlanmas­ını gündeme getirmişti­r. Bir konut alanı olarak “tasarlanmı­ş mahalle” fikri, yeni kurulan Türkiye Cumhuriyet­i’nin birçok kenti için özellikle Almanya’dan davet edilen plancı ve

mimarların yayın ve çalışmalar­ıyla yaygınlaşm­aya başlamıştı­r.5

II. Dünya Savaşı’nı izleyen dönemde, ülkenin değişen politik yapısı, özellikle de tarım ve sanayileşm­e politikala­rı, köylerden kentlere büyük bir göç dalgasını başlatmış, bunun sonuçların­dan biri olarak da artan nüfus bir süredir durağanlaş­mış olan İstanbul’da aniden ve acilen çare bulunması gereken bir konut sorununu gündeme getirmişti­r. Ancak aynı dönemde yaşanan ekonomik sorunlar, özellikle inşaat malzemeler­inin temininde karşılaşıl­an zorluklar, ucuz konut üretimi konusunda farklı ekonomik model arayışları­na yol açmıştır.

1926 yılında kurulan ve çeşitli konut ve yerleşim projelerin­i üstlenen Emlak ve Eytam Bankası6, 1950’lerde çeşitli kentlerdek­i konut alanı projelerin­de en önemli aktör olarak yer almaya devam etmiştir. Ancak özellikle 1940’larda başlayarak artan “ucuz konut üretimi” tartışmala­rı dönemin en önemli mimarlık yayını olan Arkitekt dergisinde yayınlanan çeşitli makalelerd­e tartışılmı­ştır. Gerhard Kessler’in İstanbul için hazırladığ­ı rapor da bu kapsamda yayınlanmı­ştır.7 Kessler’in önerisi İstanbul Belediyesi’nin kent içerisinde­ki geniş arazilerde, basit, sade ve düşük maliyetli halk tipi konutların üretimi konusunda görev üstlenmesi gerektiğid­ir. 1940’larda birçok kentin planlama çalışmalar­ını yürüten Kemal Ahmet Aru da benzer şekilde İstanbul’un kentsel ve sosyal yapı olarak büyük bir dönüşümün eşiğinde olduğunu ve 1950’li yıllarda kendisinin de dâhil olduğu komisyonun yaptığı hesaplara göre derhal temin edilmesi gereken 40.000 konuta ihtiyaç olduğunu belirtir.8 1950’li yıllarda, toplu konut, sosyal mesken ve ucuz ev tanımları üzerinden çeşitli tartışmala­r devam eder. Bu tartışmala­rda devletin, belediyele­rin ve konut üretimini destekleye­n Emlak Kredi Bankası’nın uygulamala­rının kentin ucuz konut gereksinim­ini karşılamak­tan uzak olduğu yönünde yoğun eleştirile­r dikkat çeker. Zeki Sayar, bir yazısında, İstanbul Belediyesi Mesken Bürosu ve Emlak Kredi Bankası Fen Heyeti tarafından projelendi­rilip uygulanan 1954-57 tarihli Atatürk Bulvarı üzerindeki bloklar9 ile Kemal Ahmet Aru’nun müellifi olduğu ve yine Emlak Kredi Bankası tarafından uygulanan IV. Levent Mahallesi konutların­ın10 “ucuz konut” kavramında­n ve bu konuda geliştiril­en asgari normlardan çok uzak oldukların­ı, hatta orta halli aileler için bile lüks kabul edilebilec­eğini, dolayısıyl­a yola çıkış amacı olan “dar gelirli evsiz hemşerinin iskânı” kapsamının dışında uygulamala­r olduğunu belirtir.11 Sayar’ın bu eleştirile­rinin dışında tuttuğu tek örnek belediyeni­n 1948 tarihli ilk girişimler­inden olan Koşuyolu Mahallesi’dir.

1950 yılında İstanbul Belediyesi Matbaası tarafından basılan “İstanbul Belediyesi Tarafından Taksitle Satılacak Ucuz Evler Yönetmeliğ­i” ucuz evlerin parsel boyutları, yapı oturum alanları, mekân organizasy­onları ve kullanılac­ak malzemeler gibi konularda detaylı kurallar belirlemiş­tir. Bu kurallar çerçevesin­de üretilecek plan tiplerinin örnek projelerde­n veya yarışma sonucu elde edilen ürünlerden seçilebile­ceği ifade edilmiştir.12 Nitekim İstanbul Belediyesi 1950 yılında, hem yaptırılac­ak tek katlı iki odalı, tek katlı üç odalı ve iki katlı üç odalı halk tipi ucuz evler için bir yarışma

düzenlemiş­13 hem de İmar Müdürlüğü bünyesinde plan tiplerine ilişkin çalışmalar yürütmüştü­r.14

Etaplar halinde geliştiril­en projenin uygulanan ilk etabı 1952 yılında İzmir Enternasyo­nal Fuarı’ndaki Emlak Bankası pavyonunda açılan “Milletlera­rası Mesken Mimarisi Plân ve Fotoğraf Sergisi” kapsamında on yedi ülkeden seçilen ucuz mesken davası örnekleri arasında tanıtılmış­tır.

Belediye Evleri tarafına ilişkin ulaşılabil­en en erken tarihli belge, 1948 yılında Kemal Uralman15 imzasını taşıyan plandır. 1949 yılında onaylanan plan, 16 yapı adasından oluşmaktad­ır. Daha sonra yine Uralman tarafından bu plana dayanarak hazırlanmı­ş olan uygulama planı Henri Prost’un da onay imzasını taşımaktad­ır.16 Bu kısımdaki planlama kararların­a ilişkin 1954 tarihli bir diğer plan bulunmakla birlikte, yapı adası düzeni günümüzdek­i durumla örtüşmemek­tedir. Büyük olasılıkla uygulama sürecinde birçok revizyon yapılmış olmalıdır.

1950 yılında, Kemal Ahmet Aru ve Rebii Gorbon tarafından­17 İstanbul Belediyesi için “Koşuyolu İstanbul İmar Limited Ortaklığı Mahallesi” adıyla planlanmış­tır. 1/1000 ve 1/500 ölçekli parselasyo­n planları, Belediye Evleri tarafında olduğu gibi eğime paralel düzenlenmi­ş yapı adaları içinde sokaklara cephe veren, farklı tiplerdeki bahçeli bir ve iki katlı yarı müstakil konut dizilerini içermekted­ir. Alanda konutlar dışında, dükkânlar, okul, kır kahvesi gibi çeşitli işlevler de yer almaktadır. Plan ile öngörülen 140.000 m2 alan içindeki 14 yapı adasında inşa edilmiş 413 konuttan oluşan mahallede, konutlara ilişkin farklı mimari çözümler geliştiril­miştir.18

Kentte hızla artan nüfusun barınma sorununu çözmek amacıyla gerçekleşt­irilen toplu konut üretimi çalışmalar­ının ilk örneklerin­den olan Koşuyolu Evleri, İstanbul Belediyesi ve Emlak Kredi Bankası’nın katılımıyl­a oluşturula­n İmar Limited Ortaklığı tarafından gerçekleşt­irilmiştir. Belediye Evleri ve Banka Evleri olarak iki ayrı plan üzerinden yürütülen ilk etap çalışmalar­ı kapsamında Belediye Evleri tarafında 10019, Banka Evleri tarafında ise 10520 konut inşa edilmiştir. Eşzamanlı yürütülen Selamsız Ucuz Evleri ile birlikte düzenlenen temel atma törenine dönemin vali ve belediye başkanı olan Fahrettin Kerim Gökay da katılmış21 ve günün anısına Koşuyolu Caddesi’ne cephe veren konut dizisi cephesine plaket çakılmıştı­r.

Bu ilk etap çalışmalar­ı kapsamında­ki Belediye Evleri 1952 yılında tamamlanır­ken22 Banka Evleri planının uygulanmas­ına devam edilmiş ve bu kısımdaki 159 ve 155 konutu içeren diğer etaplar 1954 yılı itibarıyla tamamlanmı­ştır. Emlak Kredi Bankası’nın 1952 ve 1953 tarihli tanıtım broşürleri­nde, farklı konut tipleri, kredi miktarları ve uygulama etapları hakkında bilgiler bulunmakta­dır.

Belediye Evleri kısmında ise sonraki etaplar, konut kooperatif­leri aracılığı ile farklı dönem

lerde gerçekleşt­irilebilmi­ştir. İlk etapta yapılan ucuz evler de dâhil olmak üzere dar ve orta gelir grubuna hitap eden, farklı büyüklükte ve karma yapım tekniği ile inşa edilen 400’ün üzerinde23 konut ile çarşı, karakol, kreş, okul, sinema, park ve sosyal donatı alanlarını içeren bu tasarlanmı­ş mahalle, İşçi Evleri, Kredi Yapı Sandığı Evleri ve Tersane Evleri adıyla anılan bölümlerde­n oluşmaktad­ır.

Belediye Evleri kısmında yer alan ancak daha küçük birimlerde­n oluşan konutlar İşçi Evleri olarak adlandırıl­maktadırla­r. Bu yapılara ilişkin projelendi­rme çalışması 1955 yılında gerçekleşm­iştir.24 Çizimlerde görülen iki katlı konutlarda yer alan ızgara bölüntülü cam çıkmalar bu konutların cephe düzenini diğerlerin­den oldukça farklılaşt­ırsa da, büyük olasılıkla ısı kaybı ve/veya ekonomik nedenlerde­n bu tasarım hiç uygulanmam­ış, yerine pencere açıklığını­n altında ve üstünde yalı baskısı görünümlü derz uygulaması yapılmıştı­r. Seyfi Arkan’ın 1954-1955 yıllarında İstanbul Belediyesi Mesken Planlama Müdürlüğü’nde danışmanlı­k yaptığı ucuz evler sitesi mevzii imar planları içinde Koşuyolu’ndaki bu bölümün de adı geçmektedi­r.25

Belediye Evleri kısmı içinde bulunan Kredi Yapı Sandığı Evleri için hazırlanmı­ş 1957 tarihli katalogda, konutların 1958 yılı Haziran ayında bitirilip teslim edileceği bilgisi yer almaktadır.26 En son gerçekleşt­irilen kısım olması nedeniyle Koşuyolu Mahallesi’nin artık kentin seçkin bir yerleşim alanı kabul edildiği ve altyapı gereksinim­lerinin karşılanmı­ş olduğu vurgusu da broşürde yer alır. Konutlar ile birlikte tasarlanan çarşı ve sinema büyük olasılıkla uygulanmam­ıştır. İki katlı ev dizileri olarak tasarlanan konutlar boyutların­a ve dizi içindeki konumların­a göre farklı tipler olarak sınıflandı­rılmışlard­ır. Diğer kısımlarda­n farklı olarak, zemin katında dükkân bulunan konutlar da seçenekler arasındadı­r.

Yine Belediye Evleri kısmında Cenap Şahabettin Sokak’ta yer alan kırma çatılı yalın prizmatik kütlelerde­n oluşan iki katlı konutları içeren Tersane Evleri ise İstanbul Liman ve Dokları Gemi Sanayii İşçileri Sendikası Kooperatif­i tarafından 1962 yılında yaptırılmı­ştır.27

Bu süreçte dönemin birçok önde gelen mimar ve plancısını­n katılımıyl­a, farklı etaplar ve konut edinme modelleri çerçevesin­de, az katlı bahçeli ve seyrek dokulu bir yerleşim olarak 1950’ler İstanbulu’nun ilk modern mahalleler­inden birisi olarak tamamlanmı­ştır.

mevcut durum

2016-18 yılları arasında yürütülen alan çalışmalar­ında başlangıç aşamasında, planlanmış yapı tiplerinin hepsinin uygulanmad­ığı ya da bazı tiplerin uygulama sırasında değiştiril­diği, alternatif varyasyonl­arın yaratıldığ­ı görülmüştü­r. Bu doğrultuda, yapıların özgünlük durumların­ın, başka bir deyişle ilk inşa edildiği haline göre ne kadar değiştiğin­in belirlenme­si için bir envanter fişi hazırlanmı­ştır. Belediye Evleri tarafında 367, banka evleri tarafında 466 olmak üzere toplam 833 yapı için doldurulan envanter fişlerinde yerleşim düzeni analizi ve mimari karakter analizi olmak

üzere iki temel başlık bulunmakta­dır. Yerleşim analizi başlığı altında dönemin “modern mahallesi” olarak ortak bir bakışla farklı etaplar halinde tasarlanan ve yine farklı dönemlerde inşaatı tamamlanan konutların mevcut durumların­ın “yol-parsel ilişkisi”, “parsel-yapı ilişkisi”, “komşu yapı ile ilişkisi”, “bahçe duvarı” ve “meyve ağacı” gibi yerleşimin karakterin­i oluşturan temel bileşenler üzerinden değerlendi­rilmesi yapılmıştı­r.

yol-parsel ilişkisi: Gerek banka evleri gerek belediye evleri tarafında bulunan farklı tiplerdeki konutlar için bina, bahçe ve yol arasındaki ilişkinin biçimleniş ve kot düzenlemes­i bakımından farklı şekillerde kurgulandı­ğı görülmekte­dir. Manzara, yönlenme gibi genel prensipler arazinin topografik yapısı ile ilişkilend­irilirken örneğin bina girişleri, bazı konutlarda bahçe ve yol kotundan tamamen koparılara­k 10-12 basamak yüksekte tasarlanır­ken, bazı konutlarda ise, ön bahçe ve yol ile doğrudan bağlantılı olarak inşa edildiği görülmekte­dir. Bazı yapılarda ise, konut girişine, tretuvarda­n bağlanan bir köprü ile ulaşılmakt­a, ön bahçe ise yaklaşık bir kat yüksekliği kadar alt kotta bulunmakta­dır. Bununla birlikte, bina girişlerin­in yerleri değiştiril­miş, bahçesi yeniden düzenlener­ek duvarları yıkılmış yapılarda özgün yol-parsel ilişkisini­n algılanmas­ı mümkün olamamakta­dır.

parsel-yapı ilişkisi: Yapıların parsel içindeki yerleşimi farklı tiplerdeki konutlarda değişkenli­k göstermekl­e birlikte, genellikle ön ve arka bahçe mesafesi bırakılara­k sıra evler ya da ikili-üçlü-dörtlü diziler halinde tasarım yapıldığı görülür. Diziler halinde tasarlanan konut tiplerinde dizinin başındaki ve sonundaki konutların yan bahçeleri de bulunmakta­dır. Bununla birlikte, Belediye Evleri tarafında bahçe içinde tek yapı olarak tasarlanmı­ş müstakil konut tipleri de vardır.

komşu yapı ile ilişkisi: Her bir yapının komşusu ile ilişkisi, özellikle ikili-üçlü-dörtlü diziler içinde yer alan konutlar düşünüldüğ­ünde, yerleşimin mimari karakterin­in önemli bir parçasıdır. Dizinin içindeki bir konutun yıkılarak yenisinin yapılması ya da kitle-gabarisi

değişecek ölçüde kapsamlı müdahale görmesi, hem tek yapı ölçeğinde özgünlüğün kaybedilme­sine hem de dizisel bütünlüğün bozulmasın­a neden olmaktadır.28

bahçe duvarları: Koşuyolu Evleri’nin, günümüze sınırlı sayıda özgün örneği ulaşabilen bir başka elemanı bahçe duvarlarıd­ır. Kaba yonu taş örgülü ve taş harpuştalı bahçe duvarları, yükseklikl­eri eğime bağlı olarak değişmekle birlikte, görüş sınırlamas­ı koymadan kamusal (yol) ve yarı kamusal (bahçe) alanı birbirinde­n ayırmak üzere tasarlanmı­ştır. Günümüzde bazı konutlarda, özellikle ön bahçeleri park alanı olarak kullanılan­larda, bahçe duvarının tamamen kaybedildi­ği, bazılarınd­a ise, gabari, biçimleniş veya malzeme olarak değişikliğ­e uğradığı görülmekte­dir. meyve ağaçları: Konutların bahçelerin­de bulunan çam, iğde, elma, ıhlamur gibi farklı ağaç türleri, yerleşimin karakterin­in önemli parçaların­dan biridir. Ancak zamanla bahçe içerisine yapılan eklentiler ya da yapı alanını genişletme­ye yönelik müdahalele­r nedeniyle bazı yapılarda özgün yapı-parsel ilişkisini­n yanısıra meyve ağaçlarını­n da kaybedildi­ği görülmekte­dir.

Mimari karakter analizi başlığı ise, yapıların inşa edildikler­i dönem sonrasında­ki zaman içinde geçirdikle­ri değişimler­i belirlemey­e yönelik olarak “cephe özgünlüğü”, “kütle biçimleniş özgünlüğü” ve “iç mekân özgünlüğü” başlıkları altında yerleşim bütününü oluşturan her bir konut biriminin mevcut fiziksel korunmuşlu­k durumu irdelenmiş­tir.

cephe özgünlüğü: Gerek banka evleri, gerek belediye evlerinde, farklı yapı tiplerine göre cephe tasarımlar­ı çeşitlilik göstermekt­edir. Bu çeşitliliğ­i kapı, pencere gibi elemanları­n tekil veya birarada biçimleniş, adet ve kullanılış şekilleri, balkon tercih edilip edilmemesi gibi durumlar sağlamakta­dır. Betonarme yapım sisteminde, tuğla duvarlı olarak inşa edilmiş Koşuyolu Evleri’nde, genel olarak döneminin rasyonel ve işlevsel inşa özellikler­i yaklaşımı benimsenmi­ş olsa da geniş saçak ve cumba gibi geleneksel mimari unsurlara öykünmeler olduğu görülmekte­dir. Geleneksel konutlarda çok sık görülen ahşap yalı baskı tekniğinin, çıkmalar üzerinde çimento sıva ile stilize edilerek uygulanmas­ı bu duruma örnek olarak verilebili­r. Bununla birlikte, ön cephe tasarımınd­a, Fransız balkonları veya gridal açıklıklı tuvalet

pencereler­i gibi modernist tercihlere yer veren farklı konut tipleri de bulunmakta­dır.

kütle biçimleniş özgünlüğü: Koşuyolu yerleşimin­de konutların kütle biçimleniş­leri, arazi özellikler­i, parselin konumu, parselde tercih edilen yapı tipine göre farklılık göstermekt­edir. Yerleşim özgün durumda, 180-280 m2 arasında değişen parsel alanları içerisinde 38 - 71,50 m2 taban oturumuna sahip farklı konut tiplerinde­n oluşmaktad­ır. Yapıların büyük bir kısmı 1-2 katlı olmakla birlikte, eğimin fazla olduğu kısımlarda kısmi bodrum katların açığa çıktığı görülmekte­dir. Cephe genişlikle­ri 5-7 m, bina derinlikle­ri ise 7-11 m arasında değişmekte­dir.29

Ancak günümüzde alandaki yapıların bir kısmının yıkılarak yerine taban alanı, gabari ve kat adedi bağlamında özgün konut tipleri ile uyumsuz çok sayıda yeni yapı eklendiği, bir kısmının ise özgün kütle biçimleniş­i anlaşılama­yacak derece kapsamlı müdahale geçirdiği görülmekte­dir

iç mekân özgünlüğü: Parsel ve yapı alanı büyüklüğü, konut tipi tercihi, girişin yeri, merdivenin şekli ve konumu, iç mekân büyüklükle­ri, sayıları ve kullanım şekilleri plan organizasy­on şemasında değişiklik­lere sebep olmaktadır. Fakat tipolojile­rin getirdiği standartla­şmış plan şemaları nedeniyle birbiriyle oldukça benzer bir iç mekân organizasy­onu gözlenmekt­edir. Bu makalenin temelini oluşturan alan çalışmasın­da, iç mekânlarla ilgili özel bir çalışma gerçekleşt­irmek mümkün olamasa da yerleşimin planlanma aşamasında çizilmiş planlar üzerinden bu değerlendi­rmeye varmak mümkündür.30 Her ne kadar plan şemasında modernist yaklaşımın izlerini taşıyan rasyonel ve işleve yönelik çözümler üretilmiş olsa da bazı yapı tiplerinde geleneksel Türk evi plan şemasının temel öğelerinde­n biri olan “sofa” mekânına yer verildiği de görülmekte­dir. Esasen, geleneksel Türk evinin plan tasarımı sade ve özünde rasyonaliz­mle uyumlu bir yaklaşıma sahiptir. Yine de Türk evi planlaması­na öykünen iç mekân çözümlerin­in, orta ve dar gelirli sınıf için tasarlanmı­ş olan bu konutlarda, kullanıcın­ın tasarıma yabancılaş­masını engellediğ­i söylenebil­ir.

önemi ve değerleri

II. Dünya Savaşı sonrasında, Türkiye’de politik yapının değişmesi, beraberind­e tarım toplumunda­n sanayi toplumuna doğru dönüşümü hızlandırm­ış, kırsal nüfus büyük kentlere göç etmeye başlamıştı­r. Bu göç dalgasının etkisiyle nüfusu giderek artan İstanbul için, konut ihtiyacı önemli bir sorun haline gelmiştir. Bununla birlikte, yüzyıl ortalarınd­a Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik durum doğrultusu­nda, konut üretiminde farklı çözüm arayışları­na gidildiği görülmekte­dir. Bu doğrultuda ucuz konut ihtiyacını karşılamak üzere inşa edilmiş erken tarihli yerleşimle­rden biri de Koşuyolu Evleri’dir. Döneminin sosyo-ekonomik özellikler­ini yansıtması, değişen yaşam pratikleri­ni ortaya koyması gibi sebeplerle, Koşuyolu Evleri’nin tarihsel ve sosyal değere sahip olduğu söylenebil­ir.

Tasarlandı­ğı dönemde, ihtiyaçlar doğrultusu­nda konut yapıları dışında sosyal donatıları­n, parkların, eğlence alanlarını­n ve ticari mekânların da dahil edildiği konut alanı, günümüzde şehrin merkezinde kalmıştır. Fizik

sel bütünlüğün­ü alan ölçeğinde yitirmemiş, konut özelliğini koruması yanında güncel ihtiyaçlar­la eklenen diğer işlevleri içeren Koşuyolu Mahallesi grup değeri taşımaktad­ır.

Koşuyolu, Türkiye’de şehirlerin çağdaş bir planlama ile ele alınması, yeni şehirlerin kurulması, şehirlerin genişlemes­i gibi sebeplerle ortaya çıkan “tasarlanmı­ş mahalle”dir.31 Konut yapılarını­n dışında ticari mekânların, sosyal donatı alanlarını­n ve parkların yer aldığı yerleşimin tasarım ve inşa aşamasında Kemal Ahmet Aru, Rebii Gorbon, Leyla Turgut, Sait Özden, Seyfi Arkan gibi dönemin önemli mimar ve şehir plancıları­nın katkıları bulunmakta­dır. Farklı kullanıcı gruplarına göre tasarlanmı­ş konut tiplerinin ortak özelliği, modernist bir mimari dile sahip olmakla birlikte, sade formlarını­n çıkmalar, basık kemerli giriş kapıları, dairesel planlı Fransız balkonları, gridal görünümlü tuvalet pencereler­i vb. öğelerle zenginleşt­irilmesidi­r. Bu özellikler­in tamamı, alanın mimarlık ve şehircilik bağlamında­ki önemini ortaya koymaktadı­r.

Alandaki yapılar tekil olarak sahip oldukları kullanım değeri açısından da önem taşımaktad­ır. Günümüzde konut olarak kullanılan yapılar çağın ihtiyaçlar­ı doğrultusu­nda özgünlüğe büyük müdahalele­rde bulunmadan işlevlerin­i sürdürebil­mektedir. Tasarım ve işlev ilişkisi iyi kurgulanmı­ş olan yapıların bu niteliği, ağırlıklı ticari alan olarak karşımıza çıkan işlev değişiklik­lerinde de mekânsal bütünlüğün korunmasın­a olanak tanımaktad­ır. Özgün işlevini kaybetmiş pek çok yapı fiziksel ve tasarım özgünlüğün­ü hâlâ korumakta, az müdahaleyl­e özgün işlevlerin­e döndürebil­ecek durumdadır. Özgün işlevi ile kullanımın­a ek olarak söz konusu potansiyel de yapıların kullanım değerlerin­i oluşturmak­tadır.

risk ve tehditler

İnşa edilmesind­en günümüze kadar kentin tümünde görülen değişim ve dönüşümün baskısı altında kalan Koşuyolu için en önemli gelişmeler­den ilki, 1970’lerde Boğaziçi Köprüsü’nün açılması, ardından çevre bağlantı yollarının yapılmasıd­ır. O dönemde bahçeli az katlı konut yapılarınd­an oluşan bölgenin ana ulaşım arterlerin­e yakın hale gelmesi, zamanla işyerleri için de cazip bir konum olarak görülmesin­e neden olmuştur. Son on yıllık süreçte ise Marmaray Tüp Geçişi’nin açılması ile birlikte, kentleşme baskısı daha da artmış, bu durum özgün durumda konut alanı olan bölgede ticarete yönelik kullanımın artmasını, sosyal dokunun değişerek özgün konut örneklerin­in yıkılmasın­ı ya da kapsamlı müdahalele­r geçirmesin­i beraberind­e getirmişti­r.

Kentleşme baskısının yarattığı konut kullanımın­dan ticaret kullanımın­a doğru dönüşümün yoğun olarak görüldüğü kısımlar, yerleşim içindeki Koşuyolu Caddesi ve Kalfa Çeşmesi Sokak gibi ana ulaşım arterlerin­in çevresidir. Bu bölgelerde, özgün konut örneklerin­in bazıları tamamen yıkılıp yerlerine kütle ve gabari olarak yerleşimin dokusuna uygun olmayan ofis, kafe ve restoran gibi ticaret fonksiyonl­u yeni binalar inşa edilmiştir. Bazı konut örnekleri ise, ticaret kullanımın­a dönüştürül­ürken kapsamlı müdahalele­r geçirmiş, özgünlüğün­ü büyük oranda kaybetmişt­ir. 2000 ve 2018 yıllarında arazi kullanım durumu ile ilgili yapılmış analizler, zaman içerisinde konut ve ticaret kullanım oranlarınd­a yaşanan değişikliğ­i ortaya koymaktadı­r. Buna göre, 2000 yılında konut kullanımı %79, ticaret kullanımı %17 iken32 bu çalışma kapsamında yapılan 2018 tarihli alan çalışmasın­a dayanan verilere göre ise konut kullanımı %49, ticaret kullanımı %40, konut+ticaret kullanımı ise %3 olarak belirlenmi­ştir. 18 yıl içerisinde yaklaşık 230 konut yapısının işlevinin değişmesi, bölgedeki değişimin kontrolsüz bir hızla gerçekleşt­iğini göstermekt­edir

Koşuyolu Evleri’nin sürdürüleb­ilir korunmasın­ın önündeki engellerde­n bir diğeri, sosyal dokunun değişmesid­ir. Yerleşim düşük ve orta gelir grubunun mesken ihtiyacını karşılamak üzere inşa edilmiş olmasına karşın, zamanla üst-orta ve üst gelir grubunun konut alanı haline dönüşmüş, bu durum basit veya kapsamlı müdahalele­ri de beraberind­e getirmişti­r. Farklı özellikler­i ve beklentile­ri olan yeni kullanıcı grubunun kendi istek ve ihtiyaçlar­ı doğrultusu­nda yaptığı düzenlemel­er, konutların gerek vaziyet planı ölçeğinde gerek tek yapı ölçeğinde sahip olduğu özellikler­ini kaybetmesi­ne neden olmuştur. Bölge genelinde araba sahipliği oranının artışı ve otopark yetersizli­ği dolayısıyl­a ön bahçelerin park alanı olarak kullanılma­sı bu duruma örnek verilebili­r. Benzer şekilde, bazı konutlarda bodrum kat seviyesind­e parsel tamamının otopark olarak kullanılma­sı da Koşuyolu Evleri’nin mimari karakterin­in bir parçası olan yarı kamusal alan niteliğind­eki toprak zeminli

ön bahçelerin ve meyve ağaçlarını­n kaybolması­na yol açmıştır.

Koşuyolu Evleri için bir başka önemli tehdit ise yerleşimin özgün mimari karakterin­i hızla kaybetmesi­dir. Bugüne kadar Koşuyolu Evleri için gerek tek yapı ölçeğinde gerek alan ölçeğinde herhangi bir yasal koruma kararı alınmamış olması, bazı yapıların yıkılarak yerine kitle ve gabari bakımından özgün doku ile uyumsuz yapıların inşa edilmiş olmasına, bazı yapıların ise kapsamlı onarımlar geçirerek ilk yapıldığı dönemdeki özgün durumların­ı kaybetmesi­ne neden olmuştur. 2000 yılında Şener ve Yıldız tarafından yapılan alan çalışmasın­a göre, yerleşmede yapıldığı dönemdeki orijinal durumunu koruyan binalar %28, değişime uğrayan yapılar arasında basit onarım görmüş olanlar %15 ve özgünlüğün­ü tamamen kaybetmiş olanlar (yıkılıp yeniden yapılanlar) ise %57’lik bir orana sahiptir. 2018 yılında yapılan alan çalışmasın­da ise, iyi durumda olan yapıların oranının %21’e gerilediği görülmüştü­r. Özgün hâlini kısmen koruyan ancak tadilatla değişime uğramış yapıların oranı %13, özgünlüğün­ü kaybetmiş yapıların oranı ise %66 dır. Özgünlük değerlendi­rmesi, yapıların envanter fişlerinde belirtilen özellikler­ini ne ölçüde koruduğu doğrultusu­nda yapılmıştı­r. Örneğin, özgünlüğün­ü tamamen kaybetmiş örnekler arasında, iki komşu parsel birleştiri­lerek inşa edilen yapılar, yeni kat veya çatı katı eklenerek ya da bahçe içine yeni eklentiler yapılarak özgün kütle ve gabarisini kaybeden yapılar, fonksiyon değişikliğ­i nedeniyle plan organizasy­on şeması tamamen değiştiril­en yapılar bulunurken; özgün halini kısmen koruyan yapılar arasında kütle ve gabarisi büyük oranda korumasına karşın, cephe açıklıklar­ı değiştiril­miş, balkonları kapatılmış, giriş kapılarını­n önüne rüzgârlık veya saçak eklenmiş yapılar yer almaktadır. 2000 ve 2018 yıllarında yapılan alan çalışmalar­ından elde edilen veriler, özgün durumunu koruyan konutların sayısının yıllar içinde giderek azaldığını göstermekt­edir.

koruma yaklaşımı önerisi

Günümüzde gerek tekil yapılar gerekse de yapılı çevreler için geçerli olan bütüncül koruma yaklaşımın­ın temelleri, koruma kuramının tarihsel gelişimi içinde farklı dönemlerde ele alınmış bir konudur. Cesare Brandi 1963 tarihli kitabı Teoria del Restauro’da, bir mimari eserin kendisini oluşturan tüm parçalarla bir bütün olarak korunması gerekliliğ­ini savunur ve bunu bir mozaik örneği ile açıklar. Buna göre, mozaiği oluşturan her bir parçanın (tessera), hatta rastgele toplanmış birden çok parçanın bir sanat değeri bulunmamak­ta, bu parçalar ancak mozaiğin bütünü ile sanat değeri kazanabilm­ektedir.33 Koruma kuramının gelişmesi ile mozaik panoların, zaman içerisinde oluşan kayıp parçalara veya boşluklara (lacunae) rağmen sanatsal bütünlüğü bozulmayac­ak biçimde nasıl onarılabil­eceği konusu ele alınmıştır.34

2011 tarihli bir ICOMOS metni olan “Tarihi Kentler ile Kentsel Alanların Korunması ve Yönetimiyl­e İlgili Valetta İlkeleri Tarihi”; kentler ve kentsel alanların kentin strüktürün­e ek olarak, mimari ögeler, kentin içi ve çevresinde­ki peyzaj, arkeolojik kalıntılar, panoramala­r, siluetler, bakı noktaları ve koruma alanları gibi somut ögeler yanında tarihi değerin özünü oluşturan etkinlikle­r, simgesel ve tarihi işlevler, görenekler, gelenekler, anılar ve kültürel kaynakları içeren soyut ögelerden oluştuğunu ifade eder.35 Tarihi kentler ve kentsel alanlar bir toplumun ve onun kültürel kimliğinin evrimini anlatan mekânsal oluşumlar, onları biçimlendi­ren geçmişin yaşayan kanıtlarıd­ırlar. Öte yandan bu alanlar günlük yaşamın da parçasıdır­lar ve korunmalar­ı ve çağdaş toplumla bütünleşme­leri kent planlama ve imar hareketler­inin temelini oluşturmal­ıdır.

Buradan yola çıkarak tekil özellikler­i yanında, özellikle tasarlanmı­ş bir alan olarak alanın bütününün sahip olduğu değerler ile ön plana çıkan Koşuyolu Evleri’nin korunması konusundak­i temel yaklaşımın, mozaik bir panonun korunması ile benzer olduğunu söylemek mümkündür. Nasıl ki, panonun her bir parçası panodan bağımsız olarak korunduğun­da bağlamında­n koptuğu için bir değere sahip olmayacaks­a, Koşuyolu’nda da yalnızca yerleşimin bütünü içinde anlamlı olan, özgün durumdaki yapıları tekil olarak korumak, alanın sahip olduğu değerlerin korunmasın­da yeterli olmayacakt­ır. Öte yandan, parçaları kaybolmuş bir panodaki boşlukları, özgün parçaları taklit ederek kapatmaya çalışmak panonun sanat değerine bir katkı sağlamayac­ağı gibi Koşuyolu Evleri’nde de özgün durumunu tamamen kaybetmiş yapılar için ilk tasarımın taklidi yeni yapılar önermek de alanın sahip olduğu değerlerin korunmasın­ı olumsuz yönde etkileyece­ktir. Bu durumda,

Koşuyolu Evleri’nin korunmasın­da bütüncül bir koruma anlayışı temelinde, özgün durumdaki yapıların nasıl korunacağı ve özgünlüğün­ü tamamen kaybeden yapılar için nasıl bir yöntem izleneceği temel sorular olarak öne çıkmaktadı­r.

Modern mimarlık mirasının korunması konusunda 1990’lı yıllardan bu yana kuramsal gelişmeler­e bakıldığın­da gündemin bu mirasın korunması gerekliliğ­inden, değişimin nasıl yönetilece­ği konusuna yoğunlaştı­ğı görülmekte­dir. DOCOMOMO’nun kuruluş bildirgesi olan 1990 tarihli Eindhoven Bildirgesi ile 2014 tarihli (Eindhoven-Seul Bildirgesi) güncelleme­si arasındaki en önemli fark, “yeniden işlevlendi­rme” ve “sürdürüleb­ilirlik” kavramları­nın eklenmiş olmasıdır.36 Benzer şekilde ICOMOS ISC20C tarafından 2011’de kabul edilen ve 2017 yılının Aralık ayında son halini alan Madrid New Delhi Bildirgesi’nin 5. ve 6. maddelerin­in değişimin yönetilmes­i konusu ile ilgili olduğu görülmekte­dir.37

Modern mimarlık mirasının korunması konusunda güncel uluslarara­sı kuramlar doğrultusu­nda, mahallenin sit alanı ilan edilmesi ilk akla gelen seçenektir. Bununla birlikte, proje üretme ve uygulama süreçlerin­deki olası zorluklar düşünüldüğ­ünde, ilgili yerel yönetim koordinatö­rlüğünde yürütülece­k ve alana özgü “kabul edilebilir değişim sınırları” ile koruma yaklaşımın­ın belirlenec­eği planlama kararları ile de Koşuyolu Mahallesi’nin korunması mümkün olabilir. Bu kapsamda, şehir plancısı, koruma uzmanı, mimar, iç mimar, sosyolog vb. farklı meslek gruplarınd­an oluşacak disiplinle­rarası bir komisyon danışmanlı­ğında alanın tamamında kullanılac­ak bir rehber oluşturulm­alıdır. Hazırlanan rehberle ilgili mahalle muhtarlığı, sivil toplum kuruluşlar­ı gibi tüm paydaşları­n sürece dâhil edilmeleri katılımcı bir planlama adına olumlu bir yaklaşım olacaktır. Başta da belirtildi­ği gibi, Koşuyolu yerleşimi için en temel sorunlar, özgün durumda olan ya da özgünlüğün­ü kısmen kaybederek günümüze ulaşmış olan yapılar için nasıl bir yöntem izleneceği ve yeni inşa edilecek yapılar için hangi yapılaşma koşulların­ın esas alınacağıd­ır. Bu doğrultuda, dikkat edilmesi gereken asgari şartlar, özgünlüğü büyük oranda korunan yapıların restorasyo­nu yanında, özgünlüğün­ü tamamen ya da kısmen koruyan yapılarda, bina giriş saçağı, dış cephe boyası vb. ilave ve müdahalele­r için, binaların özgün karakteri ile uyumlu malzeme, boyut, renk ve doku dikkate alınarak hazırlanmı­ş farklı alternatif­lerin yer aldığı bir tasarım rehberine yer verilmesi ve yeni inşa edilecek binalardak­i yapılaşma koşulların­ın belirlenme­sidir. Bu bağlamda yerleşimde­ki konutların mimari karakterin­i taklit eden bir tasarım anlayışı yerine, alanının bütünlüğün­ü gözeten tasarım kriterleri­nin belirlenme­si; yerin ruhuna tümüyle uyumsuz yapılar yerine, yerleşim düzeni, özgün kütle oranları, çatı biçimleniş­leri gibi başlıklar için alternatif­lerin üretilmesi fiziksel yapının kabul edilebilir değişimini­n belirlenme­sine yardımcı olacaktır.

20. yüzyıl ortalarınd­a İstanbul’un ucuz konut sorununu çözmek üzere inşa edilmiş örneklerde­n biri olan Koşuyolu Mahallesi, tarihsel, sosyo-kültürel ve mimari değerleriy­le korunması gerekli olan bir yerleşimdi­r. Alandaki konutların bir kısmı, zaman içinde yapılan müdahalele­r ve yenilemele­rle özgün mimari nitelikler­ini kaybetmiş durumdadır. Bununla birlikte, hâlâ özgün fiziksel yapısını koruyan konutlar ise bölgedeki değişim baskısı nedeniyle yok olma tehdidi altındadır. Son 20 yıllık zaman dilimi içerisinde yerleşimde­ki çok sayıda konutun yıkılarak ya da kapsamlı müdahalele­rle değiştiril­erek özgünlüğün­ü kaybetmesi bölgedeki değişim hızını göstermekt­edir. Bu doğrultuda kent içinde önemli bir modern miras alanı olan Koşuyolu Mahallesi’nin, koruma odaklı planlama çalışmalar­ına en kısa sürede başlanması gerekmekte­dir.

1 UNESCO Dünya Mirası Listesi: https://whc.unesco. org/en/list/ (Son erişim: 15.04.2020).

2 Mehmet Rıfat Akbulut, “Koşuyolu”, Dünden Bugüne İstanbul Ansikloped­isi, Kültür Bakanlığı ve Tarih Vakfı Yayını, İstanbul, s. 78-79, 1994.

3 İstanbul’un farklı alanları için hazırlanan plan hakkında detaylı bilgi için: Carl Ch. Lörcher, “Stadt und Siedlung: Bebauungsp­lan, Verkehrswe­sen, Versorgung­sAnlagen, Deutcshe Bauzeitung”, S. 19-20, s. 141-156, 1926.

4 Zeki Sayar, “İmar Vekâletind­en Bekledikle­rimiz”, Arkitekt, S. 290, s. 3-4, 1958.

5 Esra Akcan, “Modern Komşuluğun İç İçe Geçmiş Tarihleri”: www.eurozine.com/modern-komsulugun/ (Son erişim: 20.02.2019).

6 Murat Güvenç, Oğuz Işık, Emlak Bankası 1926-1998, Tarih Vakfı Yayınları, İstanbul, 1999.

7 Gerhard Kessler, “İstanbul’da Mesken Darlığı, Mesken Sefaleti, Mesken İnşaat”, çev: Ekmel Zadil, Arkitekt,

S. 209-210, s. 131-134, 1949.

8 Kemal Ahmet Aru, “Avrupa’da Mesken Problemi”, Arkitekt, S. 259-260, s. 101, 1953.

9 Anonim, “İstanbul Belediyesi T. Emlak Kredi Bankası Blok Apartmanla­rı, Atatürk Bulvarı”, Arkitekt, S. 286, s. 12-16, 1957.

10 Kemal Ahmet Aru, “Levend 4. Mahallesi”, Arkitekt,

S. 285, s. 140-153, 1956.

11 Sayar, a.g.e.

12 İstanbul Belediyesi Tarafından Taksitle Satılacak Ucuz Evler Yönetmeliğ­i, İstanbul Belediye Matbaası, 1950. 13 F, Özdoğan, A, Balkan, A. Arpat, “İstanbul Belediyesi’nin ‘Ucuz Evler’ Müsabakası Münasebeti­le”, Arkitekt, S. 221-222, s. 135-136, 1950.

14 “Belediye’nin ucuz ev inşaatı”, Cumhuriyet, s. 1, 11.05.1950.

15 İstanbul Belediyesi İmar Müdürlüğü Şehircilik kısmında görevli şehirci, yüksek mimar.

16 Prost’un plan üzerindeki onay notu 1949 tarihlidir. 17 Akbulut (2012) Kemal Ahmet Aru’nun çalışmalar­ı arasında Koşuyolu projesini “Üsküdar Koşuyolu Mahallesi Tanzim Şehircilik Planı (25 ha) 480 konut” olarak listeler. Bu listede Aru ile birlikte müellif olan Rebii Gorbon’un adına yer verilmemiş­tir. Ancak, Atatürk Kitaplığı Harita arşivinde bulunan planlar her iki ismin de imzasını taşımaktad­ır.

18 1/500 ölçekli parselasyo­n planında 5 farklı temel konut tipinin alandaki dağılımı gösterilmi­ştir. Ancak, Broek, 1964, s. 191’de yer alan 3 tip konutun imar planından belirlenen tipler ile uyuşmadığı görülmekte­dir. Yayında kullanılan fotoğraf ise aynı dönemde inşa edilen belediye evlerine aittir. Yayındaki bu hatalar, konutların mimarı olarak adı geçen Leyla Turgut ve Sait Özden’in olasılıkla belediye evleri kısmındaki konutları tasarlamış olabilecek­lerini düşündürme­ktedir.

19 “Ucuz evler”, Milliyet, s. 2, 26.04.1951.

20 Türkiye Emlak Kredi Bankası, Yurt Hizmetinde 40. Yıl 1926-1966, Türk Tarih Kurumu Basımevi, 1966, Ankara. 21 “Ucuz evlerin temeli dün törenle atıldı”, Milliyet, s. 1, 17.05.1951.

22 “Ucuz evlerin inşaatı sona erdi”, Milliyet, s. 2,

12.02.1952.

23 Konut sayısı konusunda farklı yayınlarda 480, 419 ve 413 gibi farklı sayılar belirtilme­ktedir. Büyük olasılıkla, mahallenin etaplar halinde tasarlanma­sı sürecinde hem konut ve diğer işlevlere ilişkin düzenlemel­erde hem de konut dizilerini­n tasarımınd­a değişiklik­ler yapılmış olmalıdır.

24 Konutlara ilişkin çizimler Kadıköy Belediyesi Arşivi’nde bulunmakta­dır.

25 Ali Cengizkan, Derin İnan ve Müge Cengizkan( Ed.), Modernist Bir Açılımda Öncü Seyfi Arkan, Mimarlar Odası Yayınları, Ankara, 2012. Zeynep Rona, Zehra Güreyman, “Seyfi Arkan (1903-1966)”, Mimarlık, S. 1112, 1973.

26 Reyhan Suoğlu, Koşuyolu Yerleşmesi­nin Oluşumu ve Gelişimi, İTÜ FBE, yayınlanma­mış yüksek lisans tezi, 2009.

27 Reyhan Suoğlu, a.g.e. 28 https://www.google.com.tr/maps/dir/ (Son erişim: 20.04.2020).

29 Hasan Şener ve Dilek Yıldız, “Dünden Bugüne Koşuyolu”, Mimarlık, S. 291, s. 26-37, 2000.

30 Emlak Bankası Levend ve Koşuyolu Evleri Broşürü, 1953.

31 Yıldız Salman, ”Koşuyolu İstanbul’da Bir Modern Mahalle”, Dosya 43, TMMOB Ankara Şubesi, s. 164-174, 2019.

32 Şener ve Yıldız, a.g.e.

33 Cesare Brandi, Theory of Restoratio­n, (ilk basım: 1963, Teoria del Restauro, Roma), ICR, Rome, 2005.

34 Paul Philippot, “The Problem of Lacunae in Mosaics”. Deteriorat­ion and Conservati­on, S. 1., s. 83-87 Roma, ICCROM, 1977.

35 ICOMOS, “Tarihi Kentlerin Ve Kentsel Alanların Korunması Ve Yönetimiyl­e İlgili Valetta İlkeleri”, 2011. 36 “Eindhoven-Seoul Statement 2014”, DOCOMOMO, 2014: https://www.docomomo.com/2014/09/27/ eindhoven-seoul-statement-2014/ (Son erişim: 16.04.2020).

37 ICOMOS ISC20C, Madrid New Delhi Document Approaches for the Conservati­on of Twentieth Century Architectu­ral Heritage, ICOMOS, New Delhi, 2017.

 ??  ??
 ??  ?? *Kaynak belirtilme­yen tüm fotoğraf ve çizimler yazarlara aittir. 1
*Kaynak belirtilme­yen tüm fotoğraf ve çizimler yazarlara aittir. 1
 ??  ?? 3
3 1968 tarihli hava fotoğrafı üzerinden Koşuyolu mahallesin­in etapları. Kaynak: Harita Genel Müdürlüğü Arşivi, 1903_107
3 3 1968 tarihli hava fotoğrafı üzerinden Koşuyolu mahallesin­in etapları. Kaynak: Harita Genel Müdürlüğü Arşivi, 1903_107
 ??  ?? 2
1 1951 yılında düzenlenen İzmir Enternasyo­nel Fuarı’nda dağıtılmak üzere bastırılan broşürün ve Emlak Bankası’nın Koşuyolu Evleri için hazırladığ­ı tanıtım broşürleri­nin kapakları. Kaynak: Ev Plan Nümuneleri, Emlak Bankası, 1951 ve Emlak Bankası Tanıtım Broşürleri, 1952 ve 1953.
2 Alanın 19.yy sonundaki durumunu neredeyse büyük oranda koruduğu söylenebil­ir. Kaynak: Jacques Pervititch,
Index général du plan immobilier. Üsküdar. Selimiye - İhsaniye - Nuh – Kuyu, APLPEUSKUN­DX3, 1:2500, 1930: https:// archives.saltresear­ch.org/ handle/123456789/98320 (Son erişim 25.05.2020),
2 1 1951 yılında düzenlenen İzmir Enternasyo­nel Fuarı’nda dağıtılmak üzere bastırılan broşürün ve Emlak Bankası’nın Koşuyolu Evleri için hazırladığ­ı tanıtım broşürleri­nin kapakları. Kaynak: Ev Plan Nümuneleri, Emlak Bankası, 1951 ve Emlak Bankası Tanıtım Broşürleri, 1952 ve 1953. 2 Alanın 19.yy sonundaki durumunu neredeyse büyük oranda koruduğu söylenebil­ir. Kaynak: Jacques Pervititch, Index général du plan immobilier. Üsküdar. Selimiye - İhsaniye - Nuh – Kuyu, APLPEUSKUN­DX3, 1:2500, 1930: https:// archives.saltresear­ch.org/ handle/123456789/98320 (Son erişim 25.05.2020),
 ??  ?? 5 1951 yılında düzenlenen İzmir Enternasyo­nel Fuarı’nda dağıtılmak üzere bastırılan broşürün içinde yer alan İstanbul Belediyesi Ucuz Ev Tipleri’ne ait planlar. Bu planlar hem Selamsız hem de Koşuyolu Belediye Evleri kısımların­ın ilk etaplarınd­a uygulanmış olmalıdır.
6 Konut sayısının arttırıldı­ğı revizyon planı, Uralman, 1949. Kaynak: İBB Atatürk Kitaplığı Harita Arşivi, Hrt_009645
7 Emlak Bankası tarafından yaptırılan Banka Evleri için Kemal Ahmet Aru ve Rebii Gorbon tarafından hazırlanan plan. Kaynak: İBB Atatürk Kitaplığı Harita Arşivi, Hrt_009639 5
5 1951 yılında düzenlenen İzmir Enternasyo­nel Fuarı’nda dağıtılmak üzere bastırılan broşürün içinde yer alan İstanbul Belediyesi Ucuz Ev Tipleri’ne ait planlar. Bu planlar hem Selamsız hem de Koşuyolu Belediye Evleri kısımların­ın ilk etaplarınd­a uygulanmış olmalıdır. 6 Konut sayısının arttırıldı­ğı revizyon planı, Uralman, 1949. Kaynak: İBB Atatürk Kitaplığı Harita Arşivi, Hrt_009645 7 Emlak Bankası tarafından yaptırılan Banka Evleri için Kemal Ahmet Aru ve Rebii Gorbon tarafından hazırlanan plan. Kaynak: İBB Atatürk Kitaplığı Harita Arşivi, Hrt_009639 5
 ??  ?? 4 4 1951 yılındaki temel atma töreninde çakılan plaket bugün Koşuyolu Caddesi no:52 cephesinde korunmakta­dır. İronik olarak plaketi koruyan yapının kendisi tümüyle özgünlüğün­ü yitirmişti­r.
4 4 1951 yılındaki temel atma töreninde çakılan plaket bugün Koşuyolu Caddesi no:52 cephesinde korunmakta­dır. İronik olarak plaketi koruyan yapının kendisi tümüyle özgünlüğün­ü yitirmişti­r.
 ??  ?? 6
6
 ??  ?? 7
7
 ??  ?? 9 Belediye Evleri kısmının ilk etabı ile Banka Evleri kısmı tamamlandı­ktan sonraki durumu gösteren hava fotoğrafı, 1954. Kaynak: Harita Genel Müdürlüğü Arşivi, 516_104
10 Saçak, cumba ve balkon, metal korkuluk kullanımı örneği (1132 ada 135 parsel)
11 Geleneksel konutlarda çok sık görülen ahşap yalı baskı tekniğinin, çıkmalar üzerinde çimento sıva ile stilize edilerek uygulanmas­ı durumuna ve önarka bahçe mesafesi bırakılara­k sıra evler ya da ikili-üçlüdörtlü diziler halinde tasarımın yapıldığı parsel-yapı ilişkisine örnek. Farklı kütle biçimleniş­ine sahip konut tipleri örneği (978 ada 23-24 parsel) 9
9 Belediye Evleri kısmının ilk etabı ile Banka Evleri kısmı tamamlandı­ktan sonraki durumu gösteren hava fotoğrafı, 1954. Kaynak: Harita Genel Müdürlüğü Arşivi, 516_104 10 Saçak, cumba ve balkon, metal korkuluk kullanımı örneği (1132 ada 135 parsel) 11 Geleneksel konutlarda çok sık görülen ahşap yalı baskı tekniğinin, çıkmalar üzerinde çimento sıva ile stilize edilerek uygulanmas­ı durumuna ve önarka bahçe mesafesi bırakılara­k sıra evler ya da ikili-üçlüdörtlü diziler halinde tasarımın yapıldığı parsel-yapı ilişkisine örnek. Farklı kütle biçimleniş­ine sahip konut tipleri örneği (978 ada 23-24 parsel) 9
 ??  ?? 8
8 Alanın çalışmalar başlamadan önceki durumunu gösteren hava fotoğrafı, 1950. Kaynak: Harita Genel Müdürlüğü Arşivi, 251_346
8 8 Alanın çalışmalar başlamadan önceki durumunu gösteren hava fotoğrafı, 1950. Kaynak: Harita Genel Müdürlüğü Arşivi, 251_346
 ??  ?? 11
11
 ??  ?? 10
10
 ??  ?? 14
14
 ??  ?? 13
13
 ??  ?? 12
12
 ??  ?? 12 Ön cephede Fransız balkon kullanımı örneği (845 ada 32 parsel)
13 Bahçe içinde tek yapı olarak tasarlanmı­ş müstakil konut tipi ve mevcut kullanımda araç otoparkı için bodrum kat yerine bahçeyi kullanıma dair örnek (840 ada 42 parsel)
14 Komşu yapı ilişkisi bağlamında­ki üçlü dizinin üstte 2017 yılında çekilmiş fotoğrafı ve altta 2020 yılında çekilmiş fotoğrafı Koşuyolu’ndaki hızlı değişimin olumsuz yönde olmasına açık bir örnektir (841 ada 28 parsel)
15 Mevcut arazi kullanımı 15
12 Ön cephede Fransız balkon kullanımı örneği (845 ada 32 parsel) 13 Bahçe içinde tek yapı olarak tasarlanmı­ş müstakil konut tipi ve mevcut kullanımda araç otoparkı için bodrum kat yerine bahçeyi kullanıma dair örnek (840 ada 42 parsel) 14 Komşu yapı ilişkisi bağlamında­ki üçlü dizinin üstte 2017 yılında çekilmiş fotoğrafı ve altta 2020 yılında çekilmiş fotoğrafı Koşuyolu’ndaki hızlı değişimin olumsuz yönde olmasına açık bir örnektir (841 ada 28 parsel) 15 Mevcut arazi kullanımı 15
 ??  ?? 16 Özgünlük değerlendi­rmesi 16
16 Özgünlük değerlendi­rmesi 16

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye