Metehan Özcan
zamanı kalmadığı söylendiği için Sarıkamış’a onun yanına gönderdik. Kendisi de yıllardır görmediği memleketini sayıkladığı için gitmesini istedik. Yine beni arabasıyla bir yerlere bırakırken anlatırdı, tarlaları, atını, Sarıkamış’ta baharı... Orada kaldığı bir hafta boyunca çok kar olsa da, herkese uğradığını ve tüm yakınlarını gördüğünü öğrendik.
Abi kardeş birbirlerini son kez gördüklerini hissettiler mi merak ediyorum. Arabasız geçirmek zorunda kaldığı bir haftada karda yürümüş ve ciğerlerini üşütmüş. İstanbul’a döndükten bir gün sonra rahatsızlandı ve hastaneye kaldırıldı. Ben de önceleri yürüme rotamda yer alan Haydarpaşa ve Bostancı E5 gibi noktalara, GATA ve Fatih Hastanesi (eski adıyla PTT Hastanesi) için gider olmuştum.
Şimdi, vefat eden abi kardeşten sekiz ay sonra, ve gerçekleşen binlerce başka kayıptan sonra, herkes beyaz. Şimdileri, on yıl sonra geri döndüğüm İstanbul’daki aile evini temizliyorum. Her seferinde babamın evdeki izleri biraz daha beyazlıyor, yokoluyor.