marcos g. langas: betonarme tarihinin az bilinen aktörü
Betonarme, yapım teknolojilerinde yenilikçi bir malzeme olarak 1900’lü yıllardan itibaren Türkiye mimarlığına dahil olan, özellikle yangın ve deprem dayanıklılığı iddiası ile çabuk benimsenmiş bir malzeme olarak öne çıkmaktadır. Türkiye’nin, betonarme ile tanışıklığı, Fransız firması Hennebique Betonarme Sistemleri’nin artan pazar payı ile ilerlemiştir. Geleneksel yapım yöntemlerini betonarme ile değiştirmeyi adeta görev bilmiş Hennebique Sistemi’nin Türkiye temsilcisi Marcos G. Langas ise, bu serüvende rol almış; fakat betonarme tarihinde az bilinen bir aktör olarak karşımıza çıkmaktadır. Marcos G. Langas hakkında bir araştırmanın bulunmayışı, hatta kariyerinde, Sent Antuan Katolik Kilisesi, Darıca Arslan Çimento Fabrikası gibi Türkiye’nin betonarme tarihi açısından önemli yapılar bulunduğu halde, isminin çoğu zaman literatürde yer bulmaması, oldukça şaşırtıcıdır.
mimar kimliğiyle marcos g. langas
Rum ve Levanten Osmanlı vatandaşı mimarlar ve müteahhitlerin etkisi, özellikle Batılı şirketlerin Osmanlı’da artan faaliyetleri ve Osmanlı’nın Batı medeniyetlerinin sanat, üretim ve mimarisine ilgi göstermeye başlamasıyla artmıştır. Osmanlı Devleti’nin geç dönemlerinde gayrimüslimlerin yapı üretiminde dikkate değer bir artış görülmektedir1. Galata bölgesinde büroları bulunan bu mimarlar arasında, Türk ve Levanten mimarlarla kurduğu ortaklıklar ve Hennebique Sistemleri temsilcisi olmasıyla Marcos G. Langas’ın adı dikkat çeker.
Marcos (Markos, Marko) G. Langas, 1860 yılında Batı Makedonya’da bulunan Voiou kasabasında doğmuş2, kayıtlardan İstanbullu kalfa Dimitrios Dalakiouridis’in damadı olduğu3 bilgisine ulaşılan, Osmanlı vatandaşı bir mimardır. 1902 kayıtlarında “Rue Diguer Bektchi, 48, Pan.” adresinde4, 1912 kayıtlarından “Beyoğlu Pangaltı Sokağı no:107’de”5 ikamet ettiği görülmektedir. 1937 yılında İstanbul’da vefat ettiği, Şişli Rum Ortodoks Mezarlığı’nda bulunan kabrinden anlaşılmaktadır.6, 7
Langas’ın İstanbul’a ne zaman geldiği, hangi eğitimi aldığı bilinmemekle birlikte, bu araştırmaya katkıda bulunan mimarlık tarihçisi Vilma Hastaoglou-Martinidis’in paylaştığı notlarda şu ifadeler yer almaktadır:
“İstanbul Güzel Sanatlar Okulu öğrencileri arasında (Langas’ın) ismiyle ilgili bir kayıt bulunmamakla birlikte, mesleki bir eğitim aldığı ve kendi kendine kalfa olmadığı kesindir. Bunun kanıtı, kendi mimari stüdyosunu sürdürmesi ve büyük inşaat sözleşmeleriyle görevlendirilmiş olmasıdır. Yine de 1906’dan beri uzun süredir mesleki faaliyet gösteren kalfaların Güzel Sanatlar Okulu’nda sınavlara girmelerine ve
mesleki akreditasyon almalarına izin verildiği bilinmektedir.”
1912 kayıtlarında mesleği “mimar” olarak gösterilen8 Marcos G. Langas’ın izine kayıtlara geçmiş bazı betonarme ve yığma yapıda, mimar, mühendis, müteahhit, iş insanı, yönetici sıfatlarıyla rastlamak mümkündür.
Langas’ın mimarlık bürosunun, 1901-1908 yılları arasında, Galata’daki Saint Pierre Han’da bulunduğu,9 1905 yılından itibaren Giulio Mongeri ve Edoardo De Nari ile aynı büroyu paylaştığı10, bir dönem Antoine N. Perpignani’nin de bu ortaklığa katıldığı bilinmektedir.11 Langas’ın Mongeri ve De Nari ile 1908 yılında bu ortaklıktan ayrılarak, Perpignani ile “Assicurazioni Han 71-73” adresinde başka bir büro açtığı12 ve 1928 yılında Mongeri ile Ahen-Münih Han’da olduğu13 bilinmektedir. Langas’ın mimar olarak yer aldığını bildiğimiz projelere kayıtlardan ve bazı yapıların üzerinde bulunan mimar imzalarından erişilmektedir [Erol Dernek Sokak’ta bulunan 1904 tarihli Hanif Han; Sadri Alışık Sokak’ta bulunan 25 No’lu bina (Hazzopulo Apt., tarihsiz); Tel Sokak’ta bulunan 29 No’lu bina (tarihsiz); Armağan Sokak’ta bulunan 2 No’lu bina (tarihsiz)14]. Langas’ın adına, Fotiadis ve Kl. İvraki ile birlikte, 1919 yılında Helen Filoloji Cemiyeti binasında15, Kiraköy Postanesi (AhenMünih Han ya da Galata Postanesi olarak da bilinir) ile postanenin bitişindeki Manhaym (Mannheim) Hanı’nda16, Ahmet Burhanettin ve Osman Fitri ile birlikte Sütlüce Mezbahası’nda rastlanmaktadır. Bunlara ek olarak, Le Beton Arme dergisinde, hangisi olduğu belirtilmeden, Parmakkapı’daki bir yapının 1911 yılında betonarme olarak inşa edildiğinden ve mimarlarının Langas, Mongeri ve Nari olduğundan söz edilmektedir.17
mühendis kimliği ile langas: sent antuan kilisesi’nin unutulmuş ismi
1906-1912 yılları arasında betonarme karkas sistem ile yapılmış olan, İstiklal Caddesi’nin ilk betonarme yapısı Sent Antuan Katolik Kilisesi, Langas’ın kariyerinde oldukça büyük bir adım olmakla birlikte, yapı çoğunlukla mimar Giulio Mongeri ve Edoardo De Nari’nin isimleri ile anılmakta18; bu ortaklığa Langas’ın da dahil olduğu sınırlı sayıda kaynakta yer almaktadır.19, Bu kaynaklarda ise Langas’ın projeye ne şekilde dahil olduğu, hangi sıfatla görev aldığı belirtilmemektedir.
Langas’ın Sent Antuan Katolik Kilisesi’nin inşasında oynadığı rol, kaynaklardan yer alan bazı ipuçlarından tespit edilebilmektedir. Öncelikle kronolojik değerlendirmeden, Langas’ın bu üretim için Giulio Mongeri ve Edoardo De Nari ile iş ortaklığı kurmuş olduğu görülmektedir. Kilisenin yapımına 1904 yılında karar verilmiş olup, 1905 yılında kontratın imzalanmış olması21, Langas’ın 1905 yılı içerisinde Mongeri ve De Nari ile ortak oluşu22, bu ortaklığın tesadüf olmadığını düşündürmektedir. Ayrıca, kilisenin uygulamasının De Nari’nin yaptığı ilk çizim
ile aynı olmayışı, muhtemelen yapının taşıyıcı sisteminin sonradan betonarme olarak belirlenmiş olması sebebiyle değişikliğe gidildiğine işaret etmektedir. İtalyan mimarlarla ortak olan Langas’ın, Hennebique Sistemleri Osmanlı Temsilcisi23 sıfatıyla kiliseyi betonarme olarak inşa etme noktasında mimarları yönlendirmiş olabileceği düşünülmektedir.
Vilma Fosali24, Fransız ve İtalyan arşivlerinden elde ettiği Osmanlı İnşaat Anonim Şirketi’ne (S.A.O.C.) ait bilgilerden yola çıkarak, kilisenin tasarımını Mongeri ve De Nari’nin üstlendiğini belirtmiştir. Bu ikili üzerinden aktarılan yapı anlatımının satır aralarında şu ifadeler dikkat çekmektedir: “Mongeri’nin stüdyosunun faaliyetleri iki sektöre ayrılırdı: Biri mimari tasarım konusunda uzmanlaşmış, diğeri ise inşaat malzemelerinin alım satımında da çalışan bayındırlık işlerinin yürütülmesinde uzmanlaşmış. Bu ikinci sektörden büyük ölçüde sorumlu olan kişi, Mongeri’nin ortağı, mühendis Langas’tı. Maison Hennebique işleri teslim etmesi için Langas’ın teknik becerisine güvendi ve mühendisin imzasının lisans sözleşmesinde bulunmasını istedi”.
Bu anlatıdan Langas’ın mimar değil, mühendis kimliği ile kilisenin üretimde rol aldığı, yapının betonarme olarak inşa edilmesinde ise kritik konumda olduğu anlaşılmaktadır. Bu yapı özelinde “ikincil aktör” konumunda olmakla
birlikte, Hennebique Sistemi betonarme yapı iskeletinin kullanımı için ilk deneysel şantiyelerden biri olan kilise için Langas’ın ortaklığa dahil edildiği anlaşılmaktadır.
Langas’ın kilisenin betonarme olarak inşa edilmesinde oynadığı kritik rolü güçlendiren bir diğer delil ise, Hennebique Sistemleri’nin pazarlama stratejisinden yola çıkılarak elde edilmektedir. Hennebique Sistemler, firmanın dünyanın çeşitli yerlerindeki pazar payını arttırmak amacıyla Le Beton Arme25 dergisini yayımlamış ve bu yayın aracılığı ile farklı ülkelerde bulunan temsilcilerini betonarme sistem ile inşa edilen yapılardan haberdar etmiştir. Literatürde yer alan ilk betonarme kiliselerden biri olarak bilinen St Jean de Montmartre Kilisesi’nin 1897-1904 tarihlerinde Hennebique betonarme çerçeve konstrüksiyonu olarak inşa edilmesi26 ve söz konusu dergide yer alması, dönemin Hennebique Sistemleri Türkiye temsilcisi27 Langas’ın, aynı tarihte bir Neogotik İtalyan kilisenin betonarme ile inşası için bir ortaklığa imza atmış olması, onun kilisenin yapımında betonarme tercih edilmesinde rol oynamış olabileceği düşüncesini güçlendirmektedir.
Derginin, Sent Antuan Kilisesi’nin yapımının devam ettiği 1911 yılına ait sayısında Osmanlı Anonim Şirketi’nin (S.A.O.C.) yönetiminde de bulunan, Sent Antuan Kilisesi’nin bu üç mimarından “gurur duyulduğu” ifade edilmiş ve Langas’tan “betonarme uzmanlığını kanıtlamış Osmanlı mimarı” olarak söz edilmiştir28. 1913 yılında yayımlanan bir başka sayıda da kilise için “Avrupa’nın en güzel modern kilisesi” ifadesi kullanılmıştır29. Bu ifadeler Langas’ın kilisenin inşasındaki önemini desteklemektedir. Yapının oldukça yenilikçi bir girişim oluşu aynı zamanda, tekniğe muhtemelen Langas ile yaptıkları ortaklık ile hâkim olan iki yetenekli mimar, Mongeri ve De Nari’nin de betonarme ile tanışıklığını pekiştirmiştir. Erken cumhuriyet döneminde modern betonarme yapılara imza atacak olan mimarlar için bu deneyimin değeri tahmin edilebilir.
müteahhit ve iş insanı kimliği ile langas Hennebique Sistemleri Türkiye temsilcisi olarak Langas’ın bu sistemlerin tercih edilmesinde nasıl bir rol oynadığı bilinmemekle birlikte, dönemin artan Levanten ve Rum mimarların faaliyetleri düşünüldüğünde, kurduğu işbirlikleri ile, bu sistemlerin kullanılmasında (Sent Antuan Kilisesi’nde olduğu gibi) Langas’ın rol oynamış olabileceği düşünülmektedir.30 Osmanlı’da betonarme uygulamasının yaygınlaşması ve inşaat sektörünü dönüştürmesinde, Langas sadece mimar ve mühendis kimliği ile değil, aynı zamanda iş insanı kimliği ile de rol almıştır.
İçlerinde Langas’ın da bulunduğu bir grup Rum ve İtalyan asıllı Osmanlı vatandaşı, “Memaliki Osmaniyye’de Sun’i Çimento ve Hidrolik Kireç İmaline Mahsus Arslan Osmanlı Anonim Şirketi” adı altında 1910 yılında toplanarak31 Kocaeli Darıca’da, Türkiye’deki ilk çimento fabrikası Darıca Arslan Çimento Fabrikası’nı kurmuştur.32 Hem Arslan Çimento Osmanlı Anonim Şirketi’nin kurulması hem de fabrika binasının Osmanlı İnşaat Anonim Şirketi (S.A.O.C.) müteahhitliğinde Hennebique Sistemleri ile betonarme olarak üretilmesi, yüzyıl başında yapım tekniklerindeki dönüşümün birer işaretidir. Fabrikanın yönetim kurulu raporunda yer alan “(…) İnancımız odur ki, devlet bizi koruması altına alacak ve her türlü inşaat işi için her zaman tercihini fabrikamızın ürünlerinden yana kullanacaktır (...)”33 ifadesi bu düşünceyi güçlendirmektedir. Betonarme fabrikanın inşası, Hennebique Sistemleri’nin artan etkinliğinden de bağımsız olarak, betonarmenin Türkiye’de kabul edilmiş bir yapım sistemine dönüşmesi ve yaygınlaşması ile ilişkilendirilmektedir.34 “Türünün Türkiye’deki ilk örneği”35 olarak anılan fabrika, kurulduğu tarihten günümüze varlığını sürdüren en eski sanayi kuruluşu36 olma özelliğini taşımaktadır. Fabrika ile ilgili metinlerde Langas’ın isminin farklı meslek kimlikleriyle geçtiği görülmektedir. Şenyurt kitabında37 Langas’ın şirketin kurucusu ve yöneticilerinden olduğuna ve 1912’de kurulan bu şirket ile hem üretim hem de ticaret yaptığına yer vermiştir. Hastaoglou-Martinidis38, Langas’ın 1913’te Hennebique İstanbul’un ortak imtiyaz sahibi ve Osmanlı
İnşaat Anonim Şirketi direktörü olarak, Edoardo De Nari ile birlikte Darıca Aslan Çimento Fabrikası’nın tasarım ve inşasında rol aldığını belirtmiştir. Ünal39 ise Langas’ın mimar ve müteahhit sıfatıyla yönetim kurulunda yer aldığını belirtmektedir. Bu ifadelerden yola çıkarak, Langas’ın çok yönlü bir kişilik olarak betonarme serüveninde kritik rollerde bulunduğu görülmektedir.
sonsöz
Marcos Langas, betonarmenin Türkiye’deki yaygınlaşma dönemi içerisindeki çok kimlikli rolüyle özel bir ilgiyi hak etmektedir. Ancak belki de daha önemlisi, malzeme ve aktör üzerinden sürdürülen bu araştırma sürecinin öğrettikleridir. Bu metinde özetlenen çalışmadan şu çıkarımlara varılabilir: Birincisi, yakın geçmişe dair az bilinen aktörlerin izinin sürülmesiyle, farklı yapılara, malzeme kullanımlarına ve dönemlere ilişkin yeni bilgilerin elde edilmesi mümkündür. İkincisi, mimarlık mesleğinin çok aktörlü yapısını göz ardı etmeyerek, kurulan ortaklıkların doğru çözümlenmesinin, Sent Antuan Kilisesi örneğinde olduğu gibi, eksik bilgilerin düzeltilmesi açısından değerli olduğu görülmektedir. Son olarak, Türkiye mimarlığında betonarme sistemler üzerine yapılmış birçok çalışmada ismi dahi geçmeyen Rum mimar Langas’ın izlerinin betonarme tarihimizle kurduğu paralellik, aktörün süreçteki kilit pozisyonlarda var olduğunun kanıtıdır.
* Bu araştırmaya inanan, süreci destekleyen ve değerli yorumlarıyla katkı sağlayan Doç. Dr. Funda Uz’a, araştırma notlarını benimle paylaşan Prof. Dr. Vilma HastaoglouMartinidis’e ve Restoratör Y. Mimar Bersu Çelik’e teşekkür ederim.
1 Oya Şenyurt, İstanbul Rum Cemaatinin Osmanlı Mimarisindeki Temsiliyeti, Doğu Kitabevi, s. 5, 2012. 2 “Batılılaşan İstanbul’un Rum Mimarları Sergisi”, küratör: Hasan Kuruyazıcı, İstanbul 2010 Avrupa Başkenti Kültür Ajansı, 23 Kasım– 3 Aralık 2010.
3 Vilma Hastaoglou-Martinidis, yazar ile paylaşılan notlar, 2021.
4 Bersu Çelik, Beyoğlu Perpignani Apartmanı (Hanif Hanı) Koruma Projesi, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, s. 27, 2020. 5 Şenyurt, a.g.y, s. 191.
6 Lila Theodoridou Sotiriou, The Western Macedonian scoundrels and architects in Istanbul who did not return after 1924 and their work in the city, International Conference of “Western Macedonia: From the accession to the Greek state until today”, Florina 7-9 November 2012, s. 11-12.
7 Vilma Hastaoglou-Martinidis, yazar ile paylaşılan notlar, 2021.
8 Şenyurt, a.g.y., s. 191.
9 Seda Özen Bilgili, 2020, https://mobile.twitter.com/ Seda_Ozen/status/1376430756709470208 [Son erişim: 04.11.2021].
10 Hasan Kuruyazıcı, “İstanbul’un Mimarlarının çok Sevdiği Büro Binası Saint-Pierre Hanı”, İstanbul, S. 34, s. 58-60, 2000.
11 Oya Şentürk, Türkiye’de yapı üretiminde modernleşme ve taahhüt sisteminin oluşumu, Yüksek Lisans Tezi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, s. 218, 2006.
12 Şenyurt, a.g.y, s. 191.
13 Hasan Kuruyazıcı, “İstanbul’un Unutulmuş Mimarları
3”, İstanbul, S. 30, s. 68-73, 1999.
14 Kubilay Arpacı, İstanbul Mimarisinde Sanatkâr İmzaları (1800-1923), Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, 2020.
15 Şenyurt, a.g.y., s. 191.
16 Zafer Akay, Ahmet Ardıçoğlu, “İlk Mimarlık Bürolarının İzinde: Erken Cumhuriyet Döneminin İş Merkezi Karaköy”, Mimar.ist, S. 46, s. 77-91, 2012.
17 Onur Karahan, “Türkiye’de Betonarmenin Erken Kullanımı ve Gelişimi Sürecinde Hennebique Betonarme Sistemi”, Restorasyon ve Konservasyon Çalışmaları Dergisi, S. 14, s. 67-76.
18 Luca Orlandi, “Edoardo De Nari”, Türk Mimarisinde İz Bırakanlar - Türk Mimarisinde Abide Şahsiyetler, ed. Şahin Torun, T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, s. 219-237, 2015.
19 Kuruyazıcı, 2000, a.g.y, s. 58-60.
20 Vilma Hastaoglou-Martinidis, “20. Yüzyılın Başlarından İstanbul’a Betonarme Teknolojisini Getiren Rum Mimarlar”, Batılılaşan İstanbul’un Rum Mimarları, Ed. Kuruyazıcı, H. ve Şarlak, E., Zoğrafyon Lisesi Mezunlar Derneği, s. 144-156, 2011.
21 Sent Antuan Kilisesi, resmî web sitesi, tarih bölümü “1904.- Yeni tramvay yolu için Aziz Antuan Kilisesi’nin yıkılması gerektiğinden Rahipler aynı cadde üzerinde kiliselerini kurabilecekleri bir alan aradılar. Özel bir toplantıda X. Papa Pius, Bölge Temsilcisi Peder Giuseppe Caneve’yi teşvik etti ve projeyi kutsadı. 1905- 21 Kasım günü Peder Caneve, kontratı imzaladı.” https:// www.sentantuan.com/kilisemiz/tarih/ [Son erişim: 08.06.2021]
22 Şentürk, a.g.y, s. 218.
23 Karahan, a.g.y., s. 68.
24 Vilma Fasoli, “Giulio Mongeri Edoardo De Nari and the Societa Anonima Ottomana Construzioni (S.A.O.C)”, Italian architects and builders in the ottoman empire and modern Turkey: Design across borders, Eds. Girardelli, P., & Godoli, E., ProQuest Ebook Central, s. 218-219, 2017.
25 Karahan, a.g.y., s. 67.
26 Frank Newby, Early Reinforced Concrete, Routledge, s. 52, 2001.
27 Karahan, a.g.y., s. 68.
28 Karahan, a.g.y., s. 67-68.
29 Hastaoglou-Martinidis, a.g.y., s. 147. 30 Hastaoglou-Martinidis, a.g.y., s. 150.
31 Müzeyyen Ünal, “Yirminci Yüzyıl Başında Kocaeli Bölgesinde Sanayi (1901-1918)”, Uluslararası Gazi Süleyman Paşa ve Kocaeli Tarihi Sempozyumu III., s. 1875-1907, 2020.
32 Büke Uras, “Aslan Çimento Fabrikası”, Değişen Zamanların Mimarı: Edoardo De Nari, İstanbul Araştırmaları Enstitüsü, s. 128-131, 2012.
33 Ünal, a.g.y, s. 1892.
34 Hastaoglu-Martinidis, a.g.y., s. 145.
35 Orlandi, a.g.y, s. 254.
36 Emre Dölen & Murat Koraltürk, “Aslan Çimento”, İlk Çimento Fabrikamızın Öyküsü (1910 – 2012), Tarih
Vakfı Yayınları, 2005.
37 Şentürk, a.g.y., s. 191.
38 Vilma Hastaoglou-Martinidis, “The building of Istanbul docks 1870-1910”, ITU A|Z, Cilt. 8, Sayı. 1, s. 85-99, 2011. 39 Ünal a.g.y., s. 1892.