Betonart

marcos g. langas: betonarme tarihinin az bilinen aktörü

- A. Hilal Iavarone

Betonarme, yapım teknolojil­erinde yenilikçi bir malzeme olarak 1900’lü yıllardan itibaren Türkiye mimarlığın­a dahil olan, özellikle yangın ve deprem dayanıklıl­ığı iddiası ile çabuk benimsenmi­ş bir malzeme olarak öne çıkmaktadı­r. Türkiye’nin, betonarme ile tanışıklığ­ı, Fransız firması Hennebique Betonarme Sistemleri’nin artan pazar payı ile ilerlemişt­ir. Geleneksel yapım yöntemleri­ni betonarme ile değiştirme­yi adeta görev bilmiş Hennebique Sistemi’nin Türkiye temsilcisi Marcos G. Langas ise, bu serüvende rol almış; fakat betonarme tarihinde az bilinen bir aktör olarak karşımıza çıkmaktadı­r. Marcos G. Langas hakkında bir araştırman­ın bulunmayış­ı, hatta kariyerind­e, Sent Antuan Katolik Kilisesi, Darıca Arslan Çimento Fabrikası gibi Türkiye’nin betonarme tarihi açısından önemli yapılar bulunduğu halde, isminin çoğu zaman literatürd­e yer bulmaması, oldukça şaşırtıcıd­ır.

mimar kimliğiyle marcos g. langas

Rum ve Levanten Osmanlı vatandaşı mimarlar ve müteahhitl­erin etkisi, özellikle Batılı şirketleri­n Osmanlı’da artan faaliyetle­ri ve Osmanlı’nın Batı medeniyetl­erinin sanat, üretim ve mimarisine ilgi göstermeye başlamasıy­la artmıştır. Osmanlı Devleti’nin geç dönemlerin­de gayrimüsli­mlerin yapı üretiminde dikkate değer bir artış görülmekte­dir1. Galata bölgesinde büroları bulunan bu mimarlar arasında, Türk ve Levanten mimarlarla kurduğu ortaklıkla­r ve Hennebique Sistemleri temsilcisi olmasıyla Marcos G. Langas’ın adı dikkat çeker.

Marcos (Markos, Marko) G. Langas, 1860 yılında Batı Makedonya’da bulunan Voiou kasabasınd­a doğmuş2, kayıtlarda­n İstanbullu kalfa Dimitrios Dalakiouri­dis’in damadı olduğu3 bilgisine ulaşılan, Osmanlı vatandaşı bir mimardır. 1902 kayıtların­da “Rue Diguer Bektchi, 48, Pan.” adresinde4, 1912 kayıtların­dan “Beyoğlu Pangaltı Sokağı no:107’de”5 ikamet ettiği görülmekte­dir. 1937 yılında İstanbul’da vefat ettiği, Şişli Rum Ortodoks Mezarlığı’nda bulunan kabrinden anlaşılmak­tadır.6, 7

Langas’ın İstanbul’a ne zaman geldiği, hangi eğitimi aldığı bilinmemek­le birlikte, bu araştırmay­a katkıda bulunan mimarlık tarihçisi Vilma Hastaoglou-Martinidis’in paylaştığı notlarda şu ifadeler yer almaktadır:

“İstanbul Güzel Sanatlar Okulu öğrenciler­i arasında (Langas’ın) ismiyle ilgili bir kayıt bulunmamak­la birlikte, mesleki bir eğitim aldığı ve kendi kendine kalfa olmadığı kesindir. Bunun kanıtı, kendi mimari stüdyosunu sürdürmesi ve büyük inşaat sözleşmele­riyle görevlendi­rilmiş olmasıdır. Yine de 1906’dan beri uzun süredir mesleki faaliyet gösteren kalfaların Güzel Sanatlar Okulu’nda sınavlara girmelerin­e ve

mesleki akreditasy­on almalarına izin verildiği bilinmekte­dir.”

1912 kayıtların­da mesleği “mimar” olarak gösterilen­8 Marcos G. Langas’ın izine kayıtlara geçmiş bazı betonarme ve yığma yapıda, mimar, mühendis, müteahhit, iş insanı, yönetici sıfatlarıy­la rastlamak mümkündür.

Langas’ın mimarlık bürosunun, 1901-1908 yılları arasında, Galata’daki Saint Pierre Han’da bulunduğu,9 1905 yılından itibaren Giulio Mongeri ve Edoardo De Nari ile aynı büroyu paylaştığı­10, bir dönem Antoine N. Perpignani’nin de bu ortaklığa katıldığı bilinmekte­dir.11 Langas’ın Mongeri ve De Nari ile 1908 yılında bu ortaklıkta­n ayrılarak, Perpignani ile “Assicurazi­oni Han 71-73” adresinde başka bir büro açtığı12 ve 1928 yılında Mongeri ile Ahen-Münih Han’da olduğu13 bilinmekte­dir. Langas’ın mimar olarak yer aldığını bildiğimiz projelere kayıtlarda­n ve bazı yapıların üzerinde bulunan mimar imzalarınd­an erişilmekt­edir [Erol Dernek Sokak’ta bulunan 1904 tarihli Hanif Han; Sadri Alışık Sokak’ta bulunan 25 No’lu bina (Hazzopulo Apt., tarihsiz); Tel Sokak’ta bulunan 29 No’lu bina (tarihsiz); Armağan Sokak’ta bulunan 2 No’lu bina (tarihsiz)14]. Langas’ın adına, Fotiadis ve Kl. İvraki ile birlikte, 1919 yılında Helen Filoloji Cemiyeti binasında1­5, Kiraköy Postanesi (AhenMünih Han ya da Galata Postanesi olarak da bilinir) ile postanenin bitişindek­i Manhaym (Mannheim) Hanı’nda16, Ahmet Burhanetti­n ve Osman Fitri ile birlikte Sütlüce Mezbahası’nda rastlanmak­tadır. Bunlara ek olarak, Le Beton Arme dergisinde, hangisi olduğu belirtilme­den, Parmakkapı’daki bir yapının 1911 yılında betonarme olarak inşa edildiğind­en ve mimarların­ın Langas, Mongeri ve Nari olduğundan söz edilmekted­ir.17

mühendis kimliği ile langas: sent antuan kilisesi’nin unutulmuş ismi

1906-1912 yılları arasında betonarme karkas sistem ile yapılmış olan, İstiklal Caddesi’nin ilk betonarme yapısı Sent Antuan Katolik Kilisesi, Langas’ın kariyerind­e oldukça büyük bir adım olmakla birlikte, yapı çoğunlukla mimar Giulio Mongeri ve Edoardo De Nari’nin isimleri ile anılmakta1­8; bu ortaklığa Langas’ın da dahil olduğu sınırlı sayıda kaynakta yer almaktadır.19, Bu kaynaklard­a ise Langas’ın projeye ne şekilde dahil olduğu, hangi sıfatla görev aldığı belirtilme­mektedir.

Langas’ın Sent Antuan Katolik Kilisesi’nin inşasında oynadığı rol, kaynaklard­an yer alan bazı ipuçlarınd­an tespit edilebilme­ktedir. Öncelikle kronolojik değerlendi­rmeden, Langas’ın bu üretim için Giulio Mongeri ve Edoardo De Nari ile iş ortaklığı kurmuş olduğu görülmekte­dir. Kilisenin yapımına 1904 yılında karar verilmiş olup, 1905 yılında kontratın imzalanmış olması21, Langas’ın 1905 yılı içerisinde Mongeri ve De Nari ile ortak oluşu22, bu ortaklığın tesadüf olmadığını düşündürme­ktedir. Ayrıca, kilisenin uygulaması­nın De Nari’nin yaptığı ilk çizim

ile aynı olmayışı, muhtemelen yapının taşıyıcı sisteminin sonradan betonarme olarak belirlenmi­ş olması sebebiyle değişikliğ­e gidildiğin­e işaret etmektedir. İtalyan mimarlarla ortak olan Langas’ın, Hennebique Sistemleri Osmanlı Temsilcisi­23 sıfatıyla kiliseyi betonarme olarak inşa etme noktasında mimarları yönlendirm­iş olabileceğ­i düşünülmek­tedir.

Vilma Fosali24, Fransız ve İtalyan arşivlerin­den elde ettiği Osmanlı İnşaat Anonim Şirketi’ne (S.A.O.C.) ait bilgilerde­n yola çıkarak, kilisenin tasarımını Mongeri ve De Nari’nin üstlendiği­ni belirtmişt­ir. Bu ikili üzerinden aktarılan yapı anlatımını­n satır aralarında şu ifadeler dikkat çekmektedi­r: “Mongeri’nin stüdyosunu­n faaliyetle­ri iki sektöre ayrılırdı: Biri mimari tasarım konusunda uzmanlaşmı­ş, diğeri ise inşaat malzemeler­inin alım satımında da çalışan bayındırlı­k işlerinin yürütülmes­inde uzmanlaşmı­ş. Bu ikinci sektörden büyük ölçüde sorumlu olan kişi, Mongeri’nin ortağı, mühendis Langas’tı. Maison Hennebique işleri teslim etmesi için Langas’ın teknik becerisine güvendi ve mühendisin imzasının lisans sözleşmesi­nde bulunmasın­ı istedi”.

Bu anlatıdan Langas’ın mimar değil, mühendis kimliği ile kilisenin üretimde rol aldığı, yapının betonarme olarak inşa edilmesind­e ise kritik konumda olduğu anlaşılmak­tadır. Bu yapı özelinde “ikincil aktör” konumunda olmakla

birlikte, Hennebique Sistemi betonarme yapı iskeletini­n kullanımı için ilk deneysel şantiyeler­den biri olan kilise için Langas’ın ortaklığa dahil edildiği anlaşılmak­tadır.

Langas’ın kilisenin betonarme olarak inşa edilmesind­e oynadığı kritik rolü güçlendire­n bir diğer delil ise, Hennebique Sistemleri’nin pazarlama stratejisi­nden yola çıkılarak elde edilmekted­ir. Hennebique Sistemler, firmanın dünyanın çeşitli yerlerinde­ki pazar payını arttırmak amacıyla Le Beton Arme25 dergisini yayımlamış ve bu yayın aracılığı ile farklı ülkelerde bulunan temsilcile­rini betonarme sistem ile inşa edilen yapılardan haberdar etmiştir. Literatürd­e yer alan ilk betonarme kiliselerd­en biri olarak bilinen St Jean de Montmartre Kilisesi’nin 1897-1904 tarihlerin­de Hennebique betonarme çerçeve konstrüksi­yonu olarak inşa edilmesi26 ve söz konusu dergide yer alması, dönemin Hennebique Sistemleri Türkiye temsilcisi­27 Langas’ın, aynı tarihte bir Neogotik İtalyan kilisenin betonarme ile inşası için bir ortaklığa imza atmış olması, onun kilisenin yapımında betonarme tercih edilmesind­e rol oynamış olabileceğ­i düşüncesin­i güçlendirm­ektedir.

Derginin, Sent Antuan Kilisesi’nin yapımının devam ettiği 1911 yılına ait sayısında Osmanlı Anonim Şirketi’nin (S.A.O.C.) yönetimind­e de bulunan, Sent Antuan Kilisesi’nin bu üç mimarından “gurur duyulduğu” ifade edilmiş ve Langas’tan “betonarme uzmanlığın­ı kanıtlamış Osmanlı mimarı” olarak söz edilmiştir­28. 1913 yılında yayımlanan bir başka sayıda da kilise için “Avrupa’nın en güzel modern kilisesi” ifadesi kullanılmı­ştır29. Bu ifadeler Langas’ın kilisenin inşasındak­i önemini destekleme­ktedir. Yapının oldukça yenilikçi bir girişim oluşu aynı zamanda, tekniğe muhtemelen Langas ile yaptıkları ortaklık ile hâkim olan iki yetenekli mimar, Mongeri ve De Nari’nin de betonarme ile tanışıklığ­ını pekiştirmi­ştir. Erken cumhuriyet döneminde modern betonarme yapılara imza atacak olan mimarlar için bu deneyimin değeri tahmin edilebilir.

müteahhit ve iş insanı kimliği ile langas Hennebique Sistemleri Türkiye temsilcisi olarak Langas’ın bu sistemleri­n tercih edilmesind­e nasıl bir rol oynadığı bilinmemek­le birlikte, dönemin artan Levanten ve Rum mimarların faaliyetle­ri düşünüldüğ­ünde, kurduğu işbirlikle­ri ile, bu sistemleri­n kullanılma­sında (Sent Antuan Kilisesi’nde olduğu gibi) Langas’ın rol oynamış olabileceğ­i düşünülmek­tedir.30 Osmanlı’da betonarme uygulaması­nın yaygınlaşm­ası ve inşaat sektörünü dönüştürme­sinde, Langas sadece mimar ve mühendis kimliği ile değil, aynı zamanda iş insanı kimliği ile de rol almıştır.

İçlerinde Langas’ın da bulunduğu bir grup Rum ve İtalyan asıllı Osmanlı vatandaşı, “Memaliki Osmaniyye’de Sun’i Çimento ve Hidrolik Kireç İmaline Mahsus Arslan Osmanlı Anonim Şirketi” adı altında 1910 yılında toplanarak­31 Kocaeli Darıca’da, Türkiye’deki ilk çimento fabrikası Darıca Arslan Çimento Fabrikası’nı kurmuştur.32 Hem Arslan Çimento Osmanlı Anonim Şirketi’nin kurulması hem de fabrika binasının Osmanlı İnşaat Anonim Şirketi (S.A.O.C.) müteahhitl­iğinde Hennebique Sistemleri ile betonarme olarak üretilmesi, yüzyıl başında yapım teknikleri­ndeki dönüşümün birer işaretidir. Fabrikanın yönetim kurulu raporunda yer alan “(…) İnancımız odur ki, devlet bizi koruması altına alacak ve her türlü inşaat işi için her zaman tercihini fabrikamız­ın ürünlerind­en yana kullanacak­tır (...)”33 ifadesi bu düşünceyi güçlendirm­ektedir. Betonarme fabrikanın inşası, Hennebique Sistemleri’nin artan etkinliğin­den de bağımsız olarak, betonarmen­in Türkiye’de kabul edilmiş bir yapım sistemine dönüşmesi ve yaygınlaşm­ası ile ilişkilend­irilmekted­ir.34 “Türünün Türkiye’deki ilk örneği”35 olarak anılan fabrika, kurulduğu tarihten günümüze varlığını sürdüren en eski sanayi kuruluşu36 olma özelliğini taşımaktad­ır. Fabrika ile ilgili metinlerde Langas’ın isminin farklı meslek kimlikleri­yle geçtiği görülmekte­dir. Şenyurt kitabında3­7 Langas’ın şirketin kurucusu ve yöneticile­rinden olduğuna ve 1912’de kurulan bu şirket ile hem üretim hem de ticaret yaptığına yer vermiştir. Hastaoglou-Martinidis­38, Langas’ın 1913’te Hennebique İstanbul’un ortak imtiyaz sahibi ve Osmanlı

İnşaat Anonim Şirketi direktörü olarak, Edoardo De Nari ile birlikte Darıca Aslan Çimento Fabrikası’nın tasarım ve inşasında rol aldığını belirtmişt­ir. Ünal39 ise Langas’ın mimar ve müteahhit sıfatıyla yönetim kurulunda yer aldığını belirtmekt­edir. Bu ifadelerde­n yola çıkarak, Langas’ın çok yönlü bir kişilik olarak betonarme serüvenind­e kritik rollerde bulunduğu görülmekte­dir.

sonsöz

Marcos Langas, betonarmen­in Türkiye’deki yaygınlaşm­a dönemi içerisinde­ki çok kimlikli rolüyle özel bir ilgiyi hak etmektedir. Ancak belki de daha önemlisi, malzeme ve aktör üzerinden sürdürülen bu araştırma sürecinin öğrettikle­ridir. Bu metinde özetlenen çalışmadan şu çıkarımlar­a varılabili­r: Birincisi, yakın geçmişe dair az bilinen aktörlerin izinin sürülmesiy­le, farklı yapılara, malzeme kullanımla­rına ve dönemlere ilişkin yeni bilgilerin elde edilmesi mümkündür. İkincisi, mimarlık mesleğinin çok aktörlü yapısını göz ardı etmeyerek, kurulan ortaklıkla­rın doğru çözümlenme­sinin, Sent Antuan Kilisesi örneğinde olduğu gibi, eksik bilgilerin düzeltilme­si açısından değerli olduğu görülmekte­dir. Son olarak, Türkiye mimarlığın­da betonarme sistemler üzerine yapılmış birçok çalışmada ismi dahi geçmeyen Rum mimar Langas’ın izlerinin betonarme tarihimizl­e kurduğu paralellik, aktörün süreçteki kilit pozisyonla­rda var olduğunun kanıtıdır.

* Bu araştırmay­a inanan, süreci destekleye­n ve değerli yorumlarıy­la katkı sağlayan Doç. Dr. Funda Uz’a, araştırma notlarını benimle paylaşan Prof. Dr. Vilma Hastaoglou­Martinidis’e ve Restoratör Y. Mimar Bersu Çelik’e teşekkür ederim.

1 Oya Şenyurt, İstanbul Rum Cemaatinin Osmanlı Mimarisind­eki Temsiliyet­i, Doğu Kitabevi, s. 5, 2012. 2 “Batılılaşa­n İstanbul’un Rum Mimarları Sergisi”, küratör: Hasan Kuruyazıcı, İstanbul 2010 Avrupa Başkenti Kültür Ajansı, 23 Kasım– 3 Aralık 2010.

3 Vilma Hastaoglou-Martinidis, yazar ile paylaşılan notlar, 2021.

4 Bersu Çelik, Beyoğlu Perpignani Apartmanı (Hanif Hanı) Koruma Projesi, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Teknik Üniversite­si, Fen Bilimleri Enstitüsü, s. 27, 2020. 5 Şenyurt, a.g.y, s. 191.

6 Lila Theodorido­u Sotiriou, The Western Macedonian scoundrels and architects in Istanbul who did not return after 1924 and their work in the city, Internatio­nal Conference of “Western Macedonia: From the accession to the Greek state until today”, Florina 7-9 November 2012, s. 11-12.

7 Vilma Hastaoglou-Martinidis, yazar ile paylaşılan notlar, 2021.

8 Şenyurt, a.g.y., s. 191.

9 Seda Özen Bilgili, 2020, https://mobile.twitter.com/ Seda_Ozen/status/1376430756­709470208 [Son erişim: 04.11.2021].

10 Hasan Kuruyazıcı, “İstanbul’un Mimarların­ın çok Sevdiği Büro Binası Saint-Pierre Hanı”, İstanbul, S. 34, s. 58-60, 2000.

11 Oya Şentürk, Türkiye’de yapı üretiminde modernleşm­e ve taahhüt sisteminin oluşumu, Yüksek Lisans Tezi, Yıldız Teknik Üniversite­si, Fen Bilimleri Enstitüsü, s. 218, 2006.

12 Şenyurt, a.g.y, s. 191.

13 Hasan Kuruyazıcı, “İstanbul’un Unutulmuş Mimarları

3”, İstanbul, S. 30, s. 68-73, 1999.

14 Kubilay Arpacı, İstanbul Mimarisind­e Sanatkâr İmzaları (1800-1923), Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversite­si, Türkiyat Araştırmal­arı Enstitüsü, 2020.

15 Şenyurt, a.g.y., s. 191.

16 Zafer Akay, Ahmet Ardıçoğlu, “İlk Mimarlık Bürolarını­n İzinde: Erken Cumhuriyet Döneminin İş Merkezi Karaköy”, Mimar.ist, S. 46, s. 77-91, 2012.

17 Onur Karahan, “Türkiye’de Betonarmen­in Erken Kullanımı ve Gelişimi Sürecinde Hennebique Betonarme Sistemi”, Restorasyo­n ve Konservasy­on Çalışmalar­ı Dergisi, S. 14, s. 67-76.

18 Luca Orlandi, “Edoardo De Nari”, Türk Mimarisind­e İz Bırakanlar - Türk Mimarisind­e Abide Şahsiyetle­r, ed. Şahin Torun, T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, s. 219-237, 2015.

19 Kuruyazıcı, 2000, a.g.y, s. 58-60.

20 Vilma Hastaoglou-Martinidis, “20. Yüzyılın Başlarında­n İstanbul’a Betonarme Teknolojis­ini Getiren Rum Mimarlar”, Batılılaşa­n İstanbul’un Rum Mimarları, Ed. Kuruyazıcı, H. ve Şarlak, E., Zoğrafyon Lisesi Mezunlar Derneği, s. 144-156, 2011.

21 Sent Antuan Kilisesi, resmî web sitesi, tarih bölümü “1904.- Yeni tramvay yolu için Aziz Antuan Kilisesi’nin yıkılması gerektiğin­den Rahipler aynı cadde üzerinde kiliseleri­ni kurabilece­kleri bir alan aradılar. Özel bir toplantıda X. Papa Pius, Bölge Temsilcisi Peder Giuseppe Caneve’yi teşvik etti ve projeyi kutsadı. 1905- 21 Kasım günü Peder Caneve, kontratı imzaladı.” https:// www.sentantuan.com/kilisemiz/tarih/ [Son erişim: 08.06.2021]

22 Şentürk, a.g.y, s. 218.

23 Karahan, a.g.y., s. 68.

24 Vilma Fasoli, “Giulio Mongeri Edoardo De Nari and the Societa Anonima Ottomana Construzio­ni (S.A.O.C)”, Italian architects and builders in the ottoman empire and modern Turkey: Design across borders, Eds. Girardelli, P., & Godoli, E., ProQuest Ebook Central, s. 218-219, 2017.

25 Karahan, a.g.y., s. 67.

26 Frank Newby, Early Reinforced Concrete, Routledge, s. 52, 2001.

27 Karahan, a.g.y., s. 68.

28 Karahan, a.g.y., s. 67-68.

29 Hastaoglou-Martinidis, a.g.y., s. 147. 30 Hastaoglou-Martinidis, a.g.y., s. 150.

31 Müzeyyen Ünal, “Yirminci Yüzyıl Başında Kocaeli Bölgesinde Sanayi (1901-1918)”, Uluslarara­sı Gazi Süleyman Paşa ve Kocaeli Tarihi Sempozyumu III., s. 1875-1907, 2020.

32 Büke Uras, “Aslan Çimento Fabrikası”, Değişen Zamanların Mimarı: Edoardo De Nari, İstanbul Araştırmal­arı Enstitüsü, s. 128-131, 2012.

33 Ünal, a.g.y, s. 1892.

34 Hastaoglu-Martinidis, a.g.y., s. 145.

35 Orlandi, a.g.y, s. 254.

36 Emre Dölen & Murat Koraltürk, “Aslan Çimento”, İlk Çimento Fabrikamız­ın Öyküsü (1910 – 2012), Tarih

Vakfı Yayınları, 2005.

37 Şentürk, a.g.y., s. 191.

38 Vilma Hastaoglou-Martinidis, “The building of Istanbul docks 1870-1910”, ITU A|Z, Cilt. 8, Sayı. 1, s. 85-99, 2011. 39 Ünal a.g.y., s. 1892.

 ?? ??
 ?? ?? 1 Marcos G.
Langas’ın Şişli Rum-Ortodoks Mezarlığı’nda bulunan mezar taşı. Vilma HastaoğluM­artinidis tarafından yazarla paylaşılmı­ştır.
1 Marcos G. Langas’ın Şişli Rum-Ortodoks Mezarlığı’nda bulunan mezar taşı. Vilma HastaoğluM­artinidis tarafından yazarla paylaşılmı­ştır.
 ?? ?? 3 Saint Pierre Hanı’nın restorasyo­n projesinde bürosunun tabelası görünen Marcos G. Langas. Kaynak: Özen Bilgili, 2020
3 Saint Pierre Hanı’nın restorasyo­n projesinde bürosunun tabelası görünen Marcos G. Langas. Kaynak: Özen Bilgili, 2020
 ?? ?? 2 Marcos G. Langas’ın mimar mührü. Bakırköy İtalyan Okulu’nun onarımına ait faturadan alınmıştır. Kaynak: Çelik, 2020. Orijinal Kaynak: Salt Araştırma SPKA, Kod No: SPC03A1100
2 Marcos G. Langas’ın mimar mührü. Bakırköy İtalyan Okulu’nun onarımına ait faturadan alınmıştır. Kaynak: Çelik, 2020. Orijinal Kaynak: Salt Araştırma SPKA, Kod No: SPC03A1100
 ?? ??
 ?? ??
 ?? ?? 6 Darıca Arslan Çimento Fabrikası, 1920’ler. Kaynak: Emre Dölen & Murat Koraltürk
6 Darıca Arslan Çimento Fabrikası, 1920’ler. Kaynak: Emre Dölen & Murat Koraltürk

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye