ALZHEİMER’I ÖNLEYEN VE ÖMRÜ UZATMAYA YARDIMCI OLAN ANTİBİYOTİK!
Scripps Research'teki bilim adamları; yaygın olarak kullanılan bir antibiyotiğin nörodejeneratif hastalıklarla ilişkili protein oluşumunu önlediğini keşfettiler.
Yuvarlak solucanlar üzerinde yapılan testlerde, araştırmacılar minosiklin ile tedavi edilen hayvanların hücrelerinde daha az protein toplanması olduğunu ve daha uzun yaşadıklarını düşünüyorlar.
Hücreler, metabolizmalarının bir parçası olarak proteinleri üretmekte ve kullanmaktadır. Herhangi bir zamanda sağlıklı bir hücrede bulunan protein miktarı nispeten dengelidir. Fakat yaşlanmanın olumsuz yönlerinden biri, bu sürecin sonradan dengesiz hale gelmesiyle hücrelerin içinde protein birikmesidir. Bu protein agregasyonu olarak bilinir ve beyin hücrelerinde meydana geldiğinde Alzheimer, Parkinson, ALS gibi nörodejeneratif hastalıkların oluşmasına neden olur.
Minosiklinin nöroprotektif özellik sergilediği düşünülmüştür fakat antibiyotiğin protein birikimini temizlemesine yardımcı olup olmadığı hiçbir zaman özel olarak test edilmemiştir. Bu yeni çalışmanın odak noktası, C.elegans yuvarlak solucan türlerinin kullanılmasıdır.
Çalışmanın yazarlarından Gregory Solis, “Yaşlı insanlarda nörodejeneratif semptomlar, protein oluşumu gibi gözlemler sonrasında tedaviye başlanarak proteostazı iyileştirmenin ve yaşam süresini uzatmanın bir yolu olsaydı harika olurdu. Biz bu çalışmada, minosiklinin protein agregasyonunu azaltıp azaltamayacağını ve proteostazı bozulmuş hayvanlarda yaşam süresine etkisini araştırdık” açıklamasını yaptı. Bunu yapmak için ekip, minosiklin veya suyu kontrol grubu olarak kullandı; genç ve yaşlı solucan gruplarını tedavi etti. Daha sonra, Parkinson hastalığı ile ilişkili olan α-sinüklein ve Alzheimerlı hastalarda birikmiş gibi görünen amiloid-β olmak üzere iki protein seviyesini ölçtüler. Elbette, bu iki protein düzeyi hem genç hem yaşlı solucanlarda düşük çıktı. Bunun sonucu olarak solucanların yaşam süresi uzadı.
Araştırmanın bir diğer sonucu olarak, antibiyotiğin proteinleri sentezleyen hücrelerdeki ribozomu ve moleküler makineyi doğrudan düzenlediği tespit edildi. Testin bağlantısını yapmak için ekip, ribozomdaki aktiviteyi arttırma veya azaltma amacıyla tasarlanmış olan solucanlar kullandı. Daha düşük protein üretimine sahip olan solucanlar, aynı faydaları elde etmek için daha düşük dozlarda minosikline ihtiyaç duydular.
Çalışmanın bir diğer yazarı Michael Petrascheck, “Minosiklini ömrü uzatan ve zaten yaşlanan solucanlarda protein dengesini arttıran bir ilaç olarak tanımladık. Yaptığımız çalışmalarda bu antibiyotiğin protein agregasyonunu engellemeyi nasıl başarabildiğini araştırdık ”dedi. Sonuçlar kadar dikkat çeken ise, insanlar yaşam sürelerinin uzamasını arzu etmelerine rağmen ilacın uzun süreli kullanımının sonuçlarını görmeden bu antibiyotiği kullanmak istememeleri. Şuana kadar yapılan çalışmalarda denek olarak sadece solucan türleri kullanıldı. Ayrıca minosiklinin, 2007’de yapılan bir araştırmada bazı ALS hastası kişilerde istenmeyen yan etkilere sebep olduğu saptandı. İlacın kendisi tedavide kullanılmasa bile, en azından mekanizmasını anlamak gelecekteki çalışmalara yön verecek.