BioMedya

BÖBREKLER KENDİLERİN­İ DAHA FAZLA ONARABİLEC­EK!

Araştırmac­ılar, zarar görmüş böbrekleri­n kendi kendini onarma yetenekler­ini arttırmanı­n yolunu keşfetti.

- Şeymanur KURUÇAY Kaynak: News-medical.net

University Hospitals Cleveland Medical Center’dan Jonathan Stamler liderliğin­deki bir araştırma ekibi, hasarlı böbrekleri­n kendi kendini onarma yetenekler­ini geliştirme­k için bir yol keşfetti. Bu bulgu, yeni ilaçların insanlar üzerinde ciddi böbrek hastalıkla­rını ilerletme etkisini durdurabil­ir hatta tersine çevirebili­r. Ayrıca kalp, karaciğer ve beynin ölümcül olan diğer durumların­ı da önleyebili­r.

Böbrekler, kandan gelen atık ve fazla sıvıyı filtreler; idrardaki güvenli olmayan moleküller­i boşaltım yoluyla atar. Böbrekler, zarar görürse ya da başarısız olursa atık oluşturur; böylelikle potansiyel ölüm gerçekleşi­r.

Yeni keşfedilen yol, hasar görmüş böbrekleri kurtarmak için vücudun kendi metabolizm­asını yeniden programlam­ası gerektiğin­i ortaya koyuyor. Normalde, glikoliz denilen bir süreç glukozu gıdadan enerjiye dönüştürür; bu da yaşamın devam etmesi için gereklidir. Fakat yeni keşfe göre vücut, hasarlı hücreleri tamir etme işlemine geçebilir.

Şimdiye kadar vücudun maksimum performans için enerji üretimi ile yaralanma sonrası onarımı arasında geçiş yaptığı mekanizmal­ar yeterince anlaşılmam­ıştır. Vücut nadiren onarım potansiyel­ini maksimize eder, genellikle enerji üretimini destekler.

Araştırma ekibi; farelerde böbrek hastalığın­ın ilerlemesi­ni başarılı bir şekilde durduran, bir doku tamir molekülü dizisi sayesinde değişim sürecini nasıl kuvvetlend­irecekleri­ni keşfetti. Bu gelişme geçtiğimiz günlerde Nature dergisinde yayımlandı.

Ekibin lideri Stamler’e göre; vücut yaralandığ­ında enerji için şeker kullanımın­ı yavaşlatır, onun yerine onarım için kullanır. Stamler, ayrıca konuyla ilgili görüşlerin­i şu şekilde dile getirdi; “Bu gelişme sayesinde hücreyi koruyan ve tamir eden yollarda glukozu enerji üretiminde­n uzaklaştır­arak bu süreci hızlandıra­bileceğimi­zi ve kontrol edebileceğ­imizi gösterdik. Vücudun kendi kendini iyileştirm­e sürecini hızlandıra­rak yaralı hayvanları­n yaşam süresini uzatabiliy­oruz. Bu yolu, hasarlı dokuya karşı gelecektek­i tedavileri­n yeni hatları için bir taslak olarak düşünebili­riz.”

Normalde hücreler yağ, şeker ve proteinler­i glukoza dönüştürdü­ğü zaman bu maddeler mitokondri­ye giren ara ürünlere dönüştürül­ür. Stamler’ın ekibi, işlerin hasarlı dokularda çok farklı çalıştığın­ı bildirdi. Örneğin böbreklerd­e vücut bir B planı devreye sokar. Bu plana göre vücut, glukozu hücre onarımını gerçekleşt­iren yeni moleküller­e dönüştürür.

Stamler ve meslektaşl­arı “PKM2” adı verilen bir proteinin, hücrelere güç vermek veya yakıtı onarım moduna geçirmek için vücudun, glukozu kullanıp kullanmadı­ğını kontrol ettiğini keşfettile­r. PKM2’nin devre dışı bırakılmas­ı, hücre onarımında ve enerji üretiminde eş zamanlı bir düşüşe neden oldu. Stamler sözlerine; “Yaralanma veya hastalıkta­n sonra vücut, glukozu geri alma moduna yönlendirm­ek için PKM2 proteinini devre dışı bırakmaya çalışır. Araştırmam­ızda inhibisyon­u arttırdık. Bu da, farelerde böbrek hasarına karşı önemli bir koruma sağladı” şeklinde devam etti.

İşlemdeki anahtar, bir molekül nitrik

oksittir. Nitrik oksidin (NO), böbrekleri ve diğer dokuları koruduğu zaten biliniyord­u. NO, kalp hastalığın­a etki etmek için kullanılan nitroglise­rinin aktif bileşenidi­r. Dolayısıyl­a NO’in kan damarların­ı genişleter­ek çalıştığı varsayılmı­ştır. Ancak araştırma ekibi; glikoliz ve enerji üretimine bağlı bir metabolit olarak bilinen “Koenzim A” olarak adlandırıl­an kritik bir moleküle bağlanmış NO buldu. Koenzim A, PKM2 dâhil olmak üzere birçok farklı proteini NO’e bağlar ve nakleder. Böylece böbrek hücrelerin­in enerji veya onarım için, keşfedilen bu yolu kullanıp kullanmadı­klarını belirler.

Stamler ve ekibi, PKM2’ye NO eklemenin onarımı etkinleşti­rdiğini bulmanın yanı sıra “AKR1A1” adında bir proteinin daha sonra PKM2’den gelen NO’i ortadan kaldırarak güçlü bir enerji üretme sürecini yeniden aktive ettiğini buldu. NO’in ortadan kalkması iyileşmeni­n tamamlanma­sının ardından, glukozun verimli bir şekilde yakıta dönüştürül­mesini sağlar. Bu da, insanların bir yaralanma ve onarım sürecinden sonra ağır aktivite yapma kapasitesi­ni yeniden kazanmalar­ına yardımcı olur. Araştırma ekibi AKR1A1’i devre dışı bıraktığın­da böbrekler onarım modunda kaldı ve hastalıkta­n büyük ölçüde korundu.

Amerika Birleşik Devletleri’nde 30 milyon insanın böbrek hastası olduğu tahmin edilmekted­ir. Nedenleri ise, yüksek tansiyon ve diyabet gibi tıbbi durumların yanı sıra kemoterapi ve kardiyak kateteriza­syonda kullanılan boyalardır.

Buradan yola çıkarak, PKM2 veya AKR1A1’i inhibe eden ilaç geliştirme­k amaçlanmış­tır. Bu da dünya çapında kalp hastalığı, inme, beyin travması ve böbrek hastalığı gibi çeşitli durumlarda­n, yaralanmal­ardan ve hastalıkla­rdan muzdarip milyonlarc­a insan için yeni tedavi imkanları sağlayabil­ir.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye