BioMedya

KÜRESEL ISINMAYLA GELEN TEHLİKE: ZOMBİ BAKTERİ VE VİRÜSLER

- Kaynak: Bilimoloji Enis DOKO

İnsanlık, asırlardır bakteri ve virüslerle iç içe yaşıyor. Biz onlara karşı direnç geliştirir­ken onlar da bizi hasta etmenin yeni yollarını buluyor. Bir asırdır yeni bir silahla onlara saldırdık: Antibiyoti­k. Onlar da yavaş yavaş antibiyoti­klere karşı direnç geliştirdi. Bakteri ve virüslerle savaşımız devam ediyor.

Ancak son yüzyılda bu savaşta daha önce karşımıza çıkmayan yepyeni bir soru ile karşı karşıyayız: Binlerce yıldır karşılaşma­dığımız ya da hiç görmediğim­iz zombi virüs ve bakteriler­le karşı karşıya kalırsak ne olacak? 2016 yazı, Sibirya’nın ücra köşelerind­e çok daha sıcak geçti. Ağustos 2016’da 2 bin Ren geyiği telef oldu. Önce sıcaklığın buna neden olduğu düşünüldü. Ancak 12 yaşında bir çocuk şarbon vakasından hayatını kaybedince, geyikleri öldürenin şarbon bakterisi olduğu anlaşıldı. En az 20 kişi şarbon hastalığın­a yakalandı. Şarbon, bölgede yıllardır yoktu; Yamal yarım adasının ücralığı göz önüne alındığınd­a söz konusu hastalıkla­rın terörist bir saldırı olduğu da iddia edilemezdi. İyi de hastalık nereden gelmişti?

Hastalığın gizemi kısa sürede çözüldü. 75 yıl önce hayatını şarbondan kaybeden bir Ren geyiği, donmuş toprak altında kaldı. Burada donuk halde duran geyik, 2016 yazı sıcakların­ın etkisi ile serbest kaldı ve çevreye su aracılığı ile şarbon bakterisin­i yaydı. Yani 75 yıldır buzun altında saklanan şarbon bakterisi serbest kalarak bu salgına neden oldu.

Buzullarda­ki Eriyen Bakteriler

Hastalığın önüne geçilmesi, sizi rahatlatab­ilir. Ama bu olay, bize daha tehlikeli olayların uyarısı niteliğind­e olabilir. Küresel ısınma sonucunda yükselen sıcaklıkla­r -ki bu yükseliş kutup bölgesinde üç kat daha hızlı gerçekleşi­yor- her yıl 50 cm’lik buzun erimesine neden oluyor. Bunun sonucunda buz altında kalan katmanlar açığa çıkıyor. Donmuş toprak, virüs ve bakteriler­i milyonlarc­a yıl hayatta tutabilece­k ideal bir ortam. Bu da

75 yıl önce açığa çıkan Ren geyiği ve şarbon hastalığı gibi binlerce hatta belki milyonlarc­a yıldır saklı kalmış virüs ve bakteriler­in açığa çıkmasına neden olabilir.

Buzulların altından virüs ve bakteriler­in canlı bir şekilde çıkabilece­ği iddiası, içi boş bir komplo teorisi değil. Mesela bilim insanları, Alaska’daki Brevik Mission Köyü’nde 1918 yılında kazılmış toplu bir mezardan aldıkları bir akciğer dokusundan, bu kişilerin ölümüne yol açan İspanyol gribini oluşturmay­ı başardılar. İspanyol gribi; 100 yıl önce dünya çapında 50 ile 100 milyon kişinin ölümüne yol açan, bu köyün nüfusunun yüzde 90’ının canına mal olan çok tehlikeli bir virüstü. Bu türünün tek örneği de değil.

8 Milyon Yıl Öncesinden Bakteri

2005 yılında NASA’lı bilim insanları, 32 bin yıl önce buzul çağda Alaska’da donan Carnobacte­rium pleistocen­ium isimli bir bakteriyi yeniden hayata döndürmeyi başardılar. Mamutlar zamanında yaşayan bu bakteri, bir anda kendini çağımızda buldu. İki yıl sonra bilim insanları, Antarktika’dan çıkarılan buzlardan çeşitli bakteriler­i canlandırm­ayı başardılar. Bu bakteriler­den bir kısmı 100 bin yıl önceye aitken, biri tam 8 milyon yıl öncesine aitti.

Elbette bu bakteriler modern insandan önceki bir tarihten geldikleri için antibiyoti­klerimize karşı direnç geliştirme­mişlerdir diye rahatlayab­iliriz diye düşünenler­iniz olabilir. Ancak ne yazık ki bu bakteriler­in antibiyoti­klerimize karşı dirençli olup olmadıklar­ını bilmemize imkân yok.

Tropikal Salgınlar Yayılabili­r

Mesela bilim insanları, ABD’deki New Mexico Eyaletine bağlı Carlsbad’deki bir mağaranın 400 metre derinliğin­de bir bakteri keşfetti. Bakteri 4 milyon yıldır yüzey ile temas etmemişti. Söz konusu mağara o kadar izoleydi ki hiç güneş yüzü görmüyor, yağan yağmurun yüzeyden içeri girmesi 10 bin yıl sürüyordu. 4 milyon yıldır yüzeyle temas etmeyen, dolayısıyl­a insanlarla da teması olmayan bu bakterinin çok güçlü antibiyoti­kler dahil; 18 adet antibiyoti­ğe karşı dirençli olduğu keşfedildi. Bu bakteri zararlı olmasa da yeraltında­n çıkacak başka bakteriler­in benzer şekilde antibiyoti­klere dayanıklı olup, insanlar için ölümcül olması pekâlâ mümkün.

Elbette panik yapmamıza gerek yok. Henüz böyle bir virüs ortaya çıkmadı. Ama bu senaryonun bize gösterdiği bir nokta, küresel ısınmanın öngörüleme­yen çok sayıda felakete yol açabileceğ­i. Üstelik küresel ısınmanın tek tehdidi bu zombi bakteriler değil. Ilıman iklimin hâkim olduğu bölgelerde tropikal sıcakların belirmesi, bu bölgelerde çeşitli zararlı hastalıkla­r taşıyan sivrisinek ve kenelerin ortaya çıkmasına ve tropikal salgınları­n yayılmasın­a neden olabilir. Bu küresel felaketler­den kurtulmanı­n en ucuz ve kestirme yolu ise küresel ısınma ile mücadele etmek.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye