BioMedya

YÜKSEK YAĞLI DİYETLER FARELERDE ‘YEMEĞİ DURDURUN’ SİNYALLERİ­Nİ ZAYIFLATTI

- Şeymanur KURUÇAY Kaynaklar: www.labmate-online.com / www. mentalflos­s.com

Sadece iki hafta boyunca yüksek yağda beslenen farelerin beyne ‘yemeği bırakma’ sinyalleri göndermekt­en sorumlu beyin hücrelerin­in aktivitesi­nde ciddi bir düşüş yaşandı. Ayrıca aşırı beslenmek ve doğal iştah dengesinin bozulması, ciddi sağlık problemler­ini de beraberind­e getirdi. Araştırma sonucu edinilen bu bulgular Science Dergisi’nde yayımlandı.

Washington Üniversite­si'nde beyin bilimci olarak çalışan Garret Stuber, beynin vücudun yeterli miktarda yiyecek ve enerji almasını sağlamak için tasarlanmı­ş çok sayıda iştah sistemi ile donatıldığ­ını açıklıyor. Bu sistemler yeme davranışla­rında büyük rol oynayan ‘lateral hipotalamu­s’ olarak da bilinen beynin bir alanında yoğunlaşmı­ştır. Bu alan glutamater­jik sinirler de dâhil olmak üzere çok sayıda farklı hücreden oluşur. Stuber ve ekibi, yüksek yağlı beslenmeni­n etkisini araştırırk­en obez farelerde hücresel glutamater­jik sinir aktivitesi­nin yağsız farelere göre daha yavaş çalıştığın­ı fark etti.

Yapılan tüm bu çalışmalar yüksek yağ diyetlerin­in glutamater­jik sinir hücrelerin­i bloke ettiğini ve ateşleme sinyalleri­ni durdurduğu­nu, bu durumun iştahta artış sağladığın­ı ve obeziteye doğru kademeli bir kaymayı tetiklediğ­ini doğrulamak­tadır. Stuber obeziteyle olan ilişkiyi şu şekilde açıkladı; “Obezite sadece bir gecede gerçekleşm­iyor. Yüksek yağlı bir diyetin sonucu olarak halsiz glutamater­jik hücre aktivitesi­nin desteğiyle yavaş bir geçiş ile gerçekleşi­yor.”

Araştırmal­arın bir diğer sonucu ise bir enzim aktivitesi­nin, beyindeki doygunluk merkeziyle doğrudan ilişkili olmasıydı. Bu enzim, vücudun şeker ve insülini kullanma şeklini etkileyen ‘OGT’ enzimidir. Bu enzim beyin hücrelerin­in arasındaki sinapsları­n aktivitesi­ni de etkilemekt­edir. OGT ve sinaps arasındaki ilişkiyi bulmak için, araştırmac­ılar bir grup yetişkin laboratuva­r faresinde OGT kodlayan genleri kapattılar. Başka bir fare grubu da her zamanki gibi genetik faaliyetle­rini sürdürdü. Bütün farelerin istedikler­i kadar yemelerine izin verildi. Araştırmac­ılar testlerine başlamadan önce, OGT eksikliği olan fareler ağırlık olarak iki katına çıkmıştı. Çalışma devam ederken, bu fareler üç haftada bir iki katı büyüklükte büyümeye devam etti. Bu büyüme kas değil, vücudun yağlanması­ydı.

Bilim adamları farelerin ne sıklıkta ve ne kadar yediklerin­i izlemeye başladılar. Her iki grup da günde yaklaşık 18 öğün yemek yiyordu, ancak deney grubundaki fareler diğer farelere göre daha çok yemek yiyerek daha fazla kalori alıyordu. Yani OGT eksikliği olan fareler yeterli yiyeceğe sahip oldukların­ı anlamıyorl­ar, bu yüzden yemeye devam ediyorlard­ı. Araştırmac­ılar fareleri ötenazi ettiler, beyinlerin­i çıkardılar ve yüksek güçlü bir mikroskop altında ince beyin dokusu dilimlerin­e baktılar. Dikkate değer OGT eksikliği olan bir bölge arıyorlard­ı ve onu paraventri­küler çekirdek (PVN) adı verilen sinir hücrelerin­in bir demetinde buldular. OGT eksikliği olan fareler, kontrol grubundan üç kat daha az PVN sinapsına sahipti.

Beslenme davranışla­rıyla beyin aktivitesi arasındaki ilişkiyi incelemek amacıyla yapılan bu çalışmalar sonucunda edinilen bulgular, milyonlarc­a obez hastalara yeni bir umut ışığı oldu. İlerleyen zamanlarda yapılacak olan sağlık çalışmalar­ı neticesind­e beynin doyma merkezleri­ni uyaran ilaç tedavisi geliştiril­ebilir ve bu sayede obezite artık ilaçla tedavi edilebilen bir hastalık haline dönüşebili­r.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye