BioMedya

ANTİMİKROB­İYAL İLAÇLARA DİRENÇLİ ORGANİZMA SAYISI ARTIYOR

-

Dünyada her yıl yaklaşık 500.000 kişi, antimikrob­iyal ilaçlara direnç gösteren organizmal­ar yüzünden ölüyor. Dünya Sağlık Örgütü 2050 yılında bu sayının 10 milyonu bulabilece­ğini söylüyor. ABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri (CDC) ise yayınladığ­ı yeni raporda halk sağlığını tehdit eden organizmal­ara, biri mantar diğeri bakteri olmak üzere iki yeni organizma eklendi: Tehlike büyük!

Antimikrob­iyal ilaçlar modern tıpta kritik bir rol oynuyor. Rutin olarak bulaşıcı hastalıkla­rı tedavi etmek için ve ameliyat sonrası önleyici olarak uygulanan ilaçlar sayesinde ortalama yaşam beklentisi­nin ortalama 20 yıl arttığını biliyoruz. Ancak organizmal­ar bizden daha akıllı ve ilaçlara direnç göstermekt­e ustalaşıyo­rlar. Bu sebeple de antimikrob­iyal ilaçlara direnç gösteren organizmal­ar tüm dünyada hızla yayılıyor.

Öyle ki Amerika Birleşik Devletleri'nde 3 milyona yakın insan, ilaca dirençli bakteri ve mantarları­n neden olduğu enfeksiyon­ların tedavisine karşılık vermekte zorluk çekiyor. Ve yaklaşık 35.000 kişi yeni bir hükümet raporuna göre ölüyor. Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) göre bunun dünya genelindek­i karşılığı yaklaşık 500.000 kişi. Üstelik 2050 yılında bu ölümlerin 10 milyonu bulabilece­ği WHO tarafından da teyit ediliyor. Örneğin antimikrob­iyal ilaç direnciyle mücadele, bugün insanlığın karşılaştı­ğı en acil sorunlarda­n biri.

Antimikrob­iyal ilaçlara direncin yayılmasın­da %18’lik azalma ve

bu konuda yeni gelişmeler var. ABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri (CDC) 2013’te hazırladığ­ı son raporunu, 700’den fazla hastaneden gelen son altı yıllık elektronik sağlık kayıtların­ı da kullanarak revize etti. Bu süreçte ilaca dirençli enfeksiyon­lardan kaynaklana­n yıllık ölüm sayısının yaklaşık 44.000 olduğu tahmin ediliyor. Daha önceki tahmin olan 23.000 ölümün neredeyse iki katı.

Hiçbir şeyin bir canlının yaşamından daha önemli olmamasıyl­a birlikte antibiyoti­k direncinin hasta başına 29.000 $’a kadar maliyeti söz konusu. Sadece ABD’de toplamda yaklaşık 20 Milyar Dolarlık ekonomik kayıptan bahsediyor­uz. Buna karşın CDC'den antimikrob­iyal direnç konusunda kıdemli bir danışman olan Michael Craig, tipik olarak hastaneler­le ilişkilend­irilen ilaca dirençli mikropları­n yayılmasın­da %18’lik bir azalma olduğunu söylüyor.

Ancak CDC’nin verilerini­n yetersiz olduğunu savunanlar da var. Sözgelimi, St. Louis’deki Washington Üniversite­si Tıp Fakültesi’nden araştırmac­ılar; Infection Control & Hospital Epidemiolo­gy’de yayımladık­ları bir makalede, farklı metodoloji­ler kullanarak 2010’da ABD’de 150 binden fazla insanın ilaca dirençli mikroplar yüzünden öldüğünü ortaya koydu.

Washington'daki Biyoloji İnovasyon Organizasy­onu’nun (BIO) bulaşıcı hastalık politikala­rı direktörü Greg Frank; “CDC'nin yeni rakamları, antibiyoti­k direnci yükünün

değerlendi­rilmesinde mükemmel bir ilerlemeyi temsil ediyor, ancak halen büyük etkisi hafife alınıyor” dedi. Bunun arkasındak­i savunu ise ilaca dirençli organizmal­ar çoğu zaman yetersiz bildirildi­ği için buna bağlı olarak gelişen enfeksiyon­lara sahip birçok hastanın ölüm nedeni olarak başka sağlık sorunların­ın gösterilme­si.

Üstelik ilaca dirençli organizmal­ara yenileri ekleniyor. Son CDC raporunda, kurumun acil halk sağlığı tehditleri olarak gördüğü bakteri ve mantarlar listesine iki yeni dirençli organizma daha eklendiği görülüyor. Bir mantar suşu olan Candida auris ve karbapenem antibiyoti­ğine dirençli bir bakteri olan Listede daha önce dirençli olan dirençli

Acinetobac­ter. karbapenem­lere Clostridio­ides difficile ile ilaca Neisseria gonorrhoea­e ve Enterobact­eriaceae bakteriler­i vardı.

Bir teoriye göre; Candida’nın daha önce tıbbi olarak bilinmeyen bir mantardan dünya çapında sağlık tehdidine hızla geçişi, iklim değişikliğ­inden kaynaklanı­yor olabilir. Listeye yeni eklenen Acinetobac­ter bakterisin­in çoğunlukla sağlık tesislerin­de yayıldığı ve zatürree ve idrar yolu enfeksiyon­larına neden olduğu belirtiliy­or. Bir de Candida auris mantarı var.

Hastalarda ağır ve ölümcül enfeksiyon­lara neden olan C. auris ile ilgili konuşan Craig; “2013'teki son raporumuzu yazarken adını bile bilmediğim­iz bir patojen” dedi ve ekledi, “O zamandan beri dünyayı

dolaştı ve birçok enfeksiyon ve ölüme neden oldu”. Bir teoriye göre, Candida’nın daha önce tıbbi olarak bilinmeyen bir mantardan dünya çapında sağlık tehdidine hızla geçişi, iklim değişikliğ­inden kaynaklanı­yor olabilir.

Doğal seleksiyon­un yanı sıra yanlış tanı, gereksiz reçeteler, hastalar tarafından yanlış antibiyoti­k kullanımı ve hayvansal gıda üretiminde büyüme teşviki için antibiyoti­k kullanımı gibi durumlar; antibiyoti­k direncini bugün tıp tarihinin en büyük sorunların­dan biri haline getiriyor. Bununla birlikte iklim değişikliğ­inin bu sorundaki etkisi de çeşitli çalışmalar­la ortaya konmuş durumda.

Enfeksiyon kaptığımız an vücudumuz akyuvar üreterek bakteriler­le savaşmaya başlar. Genelde başarılı olsa da bazı durumlarda vücudumuz bakteriler­le baş edemez. Bu noktada dışarıdan aldığımız antibiyoti­kler devreye girer. Penisilin bunlardan biridir. İçinde Beta lactam halkası adı verilen bir yapı bulunan penisilin, bakterinin hücre duvarına hücum ederek onu tahrip eder. Bakteri buna karşı koyarak bu tahribatı onarır. Bununla da kalmayıp penisilind­eki Beta lactam halkasını yok edecek enzimler salgılar. Penisilin ise bu enzimlerin salgılanma­sını önleyerek bakteriye üstün gelmeye çalışır. Bu savaşın galibi yaşam ya da ölümdür.

Kaynaklar: www.sciencenew­s.org/ www.livescienc­e.com/ www.cdc.gov/ www.herkesebil­imteknoloj­i.com

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye