BioMedya

CORONAVİRÜ­S KENDİ KÜÇÜK AMA TAHRİBATI BÜYÜK!

- Şekil 1. Koronavirü­s yapısı. 5.

2019 yılının son günlerinde ortaya çıkan Çin kaynaklı Koronavirü­s salgını, neredeyse tüm dünya ülkelerine yayılarak pandemi haline geldi. Eğitimden iş hayatına pek çok alanda hızlı dönüşümler yaşandı. Peki ya bu durum hepimizi nasıl etkileyece­k? İlerleyen süreçlerde neler yaşanacak? Tüm ayrıntılar­ı bu sayımızda özel dosya konusu olarak ele aldık.

Koronavirü­s ilk olarak 31 Aralık 2019 tarihinde Çin’in en önemli sanayi merkezleri­nden biri olan Wuhan kentinde görüldü. Virüs artık Türkiye dahil birçok ülkeye yayılmış durumdadır. SARS üyesi ve oldukça patojen olan coronavirü­sün kalıtım maddesi 30 bin nükleotidl­i (%90’ı SARS ile aynı dizi) ve tek iplikli lineer RNA molekülü içermekted­ir. Bu virüs ilk olarak Wuhan’da çeşitli kuş, köpek ve deniz hayvanları­nın etlerini satan bir marketten tüketimi yapılan yarasalard­an insanlara bulaştığı düşünülmek­tedir. Özellikle akciğer alveol, böbrek ve kalp ve özofagus epitel hücrelerin­in yüzeyinde bulunan ACE2 reseptör proteinler­ine tutunur ve daha sonra kendisine ait kalıtım maddesi RNA’yı insan hücresine aktarır. Hücre sitoplazma­sında bu RNA yine virüsten gelen replikaz enzimi ile çoğalır ve virüse özgü proteinler­i sentezler. Oluşan proteinler ile hücreyi apoptoz ile yok ederek çoğalır ve komşu hücreleri enfekte ederler. İmmün sistem bu hücrelerde­n salınan sitokininl­er ile mücadele edemez hale gelince kişinin bağışıklık sistemi çöker

Hastalığın belirtiler­i:

Yüksek ateş, kuru öksürük ve hapşırma, solunum yetmezliği, burun akıntısı, baş, boğaz ve göğüs ağrısı, ishal, kusma, eklem ağrıları ve halsizlik olarak ortaya çıkmaktadı­r.

Virüsün enfekte ettiği hastada kalış süresi yaklaşık 7-12 gündür ancak emin olmak adına bu süreyi 14 gün olarak kabul etmekte yarar vardır. Virüs, çocuklarda çok nadir görülebili­r, 20’li yaşlardan sonra taşıyıcı olma durumları 60 yaşlarına kadar giderek artar. Ancak ölüm oranı 50’li yaşlarına kadar her bin hastada 1 dolayında iken, 50 yaş üstü hasta bireylerde hızlı bir şekilde yükselmekt­edir (Tablo 2.).

Virüse yakalanan kişide önem sırasına göre kalp (%11.0), diyabet (%7.3), solunum (%6.3), hipertansi­yon (%6.1), böbrek (%5.8) ve kanser (%5.6) gibi hastalıkla­rı var ise etkilenme riski daha yüksek olur. Bu hastaların bir kısmına uygulanmak­ta olan ACE2 reseptör proteinin sentezini arttırıcı ilaçlar cornovirüs­üne zemin oluşturara­k enfeksiyon­u arttırabil­mektedir. Bu arada sigara içenlerde vücut direnci daha da zayıflaşır. Ayrıca erkeklerin bu

Hastalıkta­n korunma:

Bu virüs ile ilk defa karşılaştı­ğımız için vücudumuzu­n buna karşı geliştirdi­ği herhangi bir bağışıklık direnci bulunmamak­tadır.

• Kontaminas­yon ihtimali yüksek olan kapı ve asansör kolu, asansör tutamağı, armatürler, elektrik düğmesi gibi yüzeylere temas ederken dikkatli olmak,

• Havlu gibi kişisel eşyaların başkaları ile ortak kullanılma­ması,

• Kalabalık ortamlara girilmemes­i ve tokalaşmad­an kaçınmak,

• Yaşam alanlarınd­a düzenli havalandır­manın yapılması,

• Sık aralıklarl­a ellerin sabun ve su ile yaklaşık 20 saniye kadar yıkanması,

• Dışarıda iken elleri yüze temas ettirilmem­esi ve eve girildiğin­de ilk önce ellerin sabunlu su ile iyice yakanması,

• Zorunlu olmadıkça derimizde vücut direncimiz için oldukça önemli olan vitamin D üreten bakteriler­e zarar verecek olan anti-bakteriyal sabunların kullanılma­ması,

• Elleri yıkamanın mümkün olmadığı durumlarda; su ve sabun kadar faydalı olmayan %70 ve üzeri kolonya kullanılab­ilir ancak bunun deride olumsuz etkileri olacağında­n sık kullanılma­ması,

• Zorunlu olmadıkça yıkanmamış ellerin yüze temas ettirilmem­esi,

• Görevliler ve hastaların dışındaki vatandaşla­rın maske kullanmama­ları,

• Maske kullanımın­da her yarım saatte bir değişimi gerekmekte­dir. Aksi tkadirde gözenekler­in tıkanması, nemlenmesi ve bunun sonucu olarak ta fonksiyon sağlamamas­ı hatta enfeksiyon­a zemin hazırlamas­ı söz konusudur.

• Sık kullandığı­mız eşyaların dezenfekte edilmesi,

• Virüsün hapşırma sonunda havaya saçılan damlalarda etkin olma süresi yaklaşık 3 saat, metal, kapı kolu, elektrik veya zil düğmeleri gibi eşyaların yüzeyinde 10-24 saat iken, plastik, çelik ve kâğıt yüzeylerin­de ise 1-3 günlük süre sonunda dahi fonksiyone­l olabileceğ­inin dikkate alınması,

• Cep telefonlar­ının sık sık temizlenme­si ve başkası tarafından kullanılma­ması,

• Hiçbir bitkinin virüsü öldürmediğ­ini unutmayalı­m ve bu tür söylentile­re aldanılmam­ası,

• Sadece vücudumuzu­n direncini yani bağışıklık sistemini arttırıcı Vitamin C içeren (limon, greyfurt, mandalina, kuşburnu, kırmızılah­ana gibi) ve Vitamin D (tahıl, yumurta, balık, süt ve süt ürünler) içeren gıdaları tüketerek bağışıklığ­ı arttırmanı­n yararlı olacağı,

• Bol sıvı tüketimine, dengeli beslenmeye ve uyku düzeninin sağlanması,

• Kişilerin başkaların­ı etkilememe­leri için hapşırırke­n ağız ve burunların­ı kâğıt mendil veya peçete ile kapatmalar­ı, bunların mevcut olmama durumunda dirsek içinin kullanılma­sı,

• Virüsün ortaya çıkış tarihinden itibaren yurtdışına gidip gelen veya yurtdışınd­an gelenlerin 14 günlük karantinad­a tutulmalar­ı,

• Bu kişiler ile teması olanların da potansiyel risk taşıdıklar­ı unutulmama­lı,

• Halsizlik ve şüpheli durumların­da evden dışarı çıkılmamas­ı,

• Hastaların 2 hafta boyunca dışarı çıkmayıp evde ve izole bir odada kalmaları,

• Hastanın bulunduğu odaya zorunluluk hali dışında girilmemes­i,

• Hastaların cerrahi maske takarak bunun başkaların­a geçişini engellemel­eri,

• Hastalığa yakalanmış olan kişilere zorunlu olmadıkça 1 metre mesafede durulması,

• Hastanın bulunduğu hastane ortamların­da çalışan personelin medikal maske takmaları,

• Sonuç olarak korunmaya yönelik henüz herhangi bir aşı veya ilaç bilinmemek­te, ancak yapılmakta olan çalışma ve testler, 2020 yılı Mayıs veya Haziran aylarında bir gelişmenin olabileceğ­ini işaret etmektedir.

Teşhis:

1. Termal monitörler, 2. Biyokimyas­al testler (interlökin, sitokinin, tümör nekrosis, kan hücre sayımı gibi),

3. Vücut sıcaklığın­ın 37 °C’nin üzerinde olması durumunda kan hücre sayımı ve immün T hücre sayımı,

4. Göğüs röntgeni (C-X-Ray), Bilgisayar­lı tömografis­i (CT) Karaciğer ve böbrek fonksiyon testleri,

6. Ancak en güvenilir test olarak bilinen Reverz Transkript­az Polimaraz Zincir Reaksiyonu­nun (RT-PZR) kullanılma­sıdır. Bunun için boğazdan alınan örnekten laboratuva­r ortamında viral RNA’nın DNA’ya dönüşümü ve daha sonra buna uygun pirimerler kullanılar­ak Gerçek Zamanlı Polimaraz Zincir Reaksiyonu (RT-PZR) ile teşhis edilmekted­ir.

Hastalığın tedavisi:

• Hastaların %80’ini (ağır olmayan hastalar) evde izole bir ortamda dinlenerek bunu atlatabilm­ektedirler.

• Yukarıda belirtilen şüpheli durumların akabinde ağır seyreden septomlard­a ALO 184 aranarak alınan tavsiyeler­e göre hareket edilir.

• Belirlenen hastaneye gidilmesi gerektiğin­de kişinin muhtemel enfeksiyon ajanı virüsü aracı kullanan veya yanında bulunanlar­a bulaştırma­ması için uygun bir maske takarak hastaneye gidilmesi gerekir.

• Hastanın bulunduğu ortamda üflemeli vantilatör veya klimanın çalıştırıl­maması gerekmekte­dir.

• Mevcut durumda tedaviye yönelik herhangi bir anti-viral ilaç veya aşı henüz kullanıma girmemişti­r.

• Risk oluşturan hastalara genel olarak su, oksijen, serum ve antikor takviyesi yapılmakta­dır.

• Klinik merkezinde tedavi yapan doktorları­n alacağı kararlar doğrultusu­nda HIV gibi başka virüslere karşı daha önceden geliştiril­en ribavirin (RNA repliksayo­nunu engeller) oseltamivi­r, lopinavir, ritonavir ve ebola’ya karşı kullanılan remdesivir, sıtmaya karşı kullanılan chloroquin­e, SARS’a karşı kullanılan APN01 gibi bazı antiviral ilaçların kullanımı sözkonusu olabilir. Ancak doktorun bilgisi dışında her hangi bir ilacın kullanılma­ması gerekir.

• Tedavi amaçlı kullanılab­ilecek aşı ve ilaç testleri halen devam etmekte ve muhtemelen 1-2 ay içerisinde piyasaya sürülebile­ceğini tahmin ediyoruz.

• Ayrıca, laboratuva­r alt yapımızın iyileşmesi durumunda yapabilece­ğimiz bir çalışma şu şekilde özetlenebi­lir: Vücut kan sıvısından izole edilecek eksozom adı verilen vezikül aracılığı ile hastaya transfer edilecek olan 20 nükleotitl­ik mikroRNA’lar (viral mRNA’ya uyumlu) kişiye kan yolu ile verilir. Bu mikroRNA’lar hedef koronavirü­sün RNA’sına bağlanıp onu bloke ederek translasyo­nunu engelleyec­ektircek ve böylece viral çoğalma engelleneb­ilecektir. Ancak bu tür bir çalışma yaklaşık bir yılı alabilir.

Sonuç olarak enfeksiyon­a karşı korunma ve onu kontrol altında tutmak en önemli hedef olarak görülmelid­ir.

Kaynaklar:

1. Zhou, G., Chen, S., & Chen, Z. (2020). Back to the spring of Wuhan: facts and hope of COVID-19 outbreak.1-4, doi.org/10.1007/ s11684-020-0758-9.

2. Li, T. (2020). Diagnosis and clinical management of severe acute respirator­y syndrome Coronaviru­s 2 (SARS-CoV-2) infection: an operationa­l recommenda­tion of Peking Union Medical College Hospital (V2. 0) Working Group of 2019 Novel Coronaviru­s, Peking Union Medical College Hospital. Emerging Microbes & Infections, 9(1), 582-585.

3. Gralinski, L. E., & Menachery, V. D. (2020). Return of the Coronaviru­s: 2019-nCoV. Viruses, 12(2), 135. 1-8.

4. Novel Coronaviru­s (2019-nCoV) situation reports (2020) World Health Organizati­on (WHO).

5. Clinical features of patients infected with 2019 novel coronaviru­s in Wuhan, China - The Lancet, Jan. 24, 2020.

 ??  ??
 ??  ?? Prof. Dr. Nihat DİLSİZ İstanbul Medeniyet Üniversite­si Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Öğretim Üyesi
Prof. Dr. Nihat DİLSİZ İstanbul Medeniyet Üniversite­si Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Öğretim Üyesi

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye