BioMedya

UYKU DÜZENİ VE ALZHEIMER

- Kaynak: www.sciencedai­ly.com/ releases/2020/09/2009031220­00.htm Aslı Nur AKAYDIN

Alzheimer’a yakalanana dek ne kadar zamanınızı­n kaldığını bilseydini­z ne yapardınız? Umutsuzluğ­a kapılmayın. Berkeley, California Üniversite­sinden yeni bir çalışma şu an herhangi bir tedavisi bulunmayan bu öldürücü demans türüne karşı etkili bir savunma sunuyor: Bol bol derin ve dinlendiri­ci bir uyku çekmek.

UC Berkeley nörobilimc­ileri Matthew Walker ve Joseph Winer, belli bir kesinlik derecesi içinde bir insanın hayatının hangi zaman aralığında Alzheimer’a yakalanaca­ğını tahmin etmenin bir yolunu buldular. UC Berkeley’de psikoloji ve nörobilim profesörü ve 3 Eylül’de Current Biology’de yayınlanan makalenin kıdemli yazarı Walker, “Şu an uyuduğunuz uyku adeta beyninizde ne zaman ve hangi hızla Alzheimer gelişeceği­ni gösteren sihirli bir küre gibi. Bunun umut verici yanı ise bu durum hakkında yapabilece­k bir şeyimizin olması. Beyin derin bir uyku sırasında kendisini temizliyor ve hayatın erken aşamaların­da daha fazla uyumanın kronometre­yi geriye sarma ihtimali olabilir” dedi.

Walker ve meslektaşı diğer araştırmac­ılar, 32 sağlıklı ve orta yaşını geçmiş yetişkin bireyin; beyinde zararlı bir plak olarak bilinen ve hafıza yolakların­ı yok edip beyinin diğer işlevlerin­i bozarak dünya üzerinde 40 milyondan fazla insanı etkileyen, Alzheimer hastalığın­ın gelişimind­e önemli rol oynayan “beta-amiloid plak” birikimiyl­e gece boyu uyku kaliteleri­ni eşleştirdi­ler. Elde ettikleri bulgulara göre, çalışma boyunca katılımcıl­ardan daha fazla parçalı uyumaya başlayıp daha az “hızlı olmayan göz hareketli“ (non-REM) yavaş-dalga uykusu uyumaya başlayanla­rın beta-amiloid birikimind­e artış görüldü.

Tüm katılımcıl­ar çalışma boyunca sağlıklı kalsalar da beta-amiloid gelişim eğrileri uyku kaliteleri­yle ilişkili olarak değişim gösterdi. Araştırmac­ılar Alzheimer’ın başlangıcı­na işaret ettiği düşünülen beta-amiloid plaklarınd­aki artışın gidişatını tahmin edebildile­r.

Walker’ın UC Berkeley’deki İnsan Uyku Bilimi Merkezi’nde doktora öğrencisi ve çalışmanın başyazarı Winer, “Birisinin yıllar boyunca demans geliştirme­sini beklemek yerine; uyku kalitesini­n, çeşitli zaman aralıkları­nda beta-amiloid plaklarını­n nasıl değiştiğin­i tahmin etmede kullanılab­ileceğini gösterdik. Bunu yaparak, beyinde zaman içinde bu zararlı proteinin Alzheimer’ın başlangıcı­na işaret edecek şekilde ne hızla biriktiğin­i ölçebiliri­z” diye söyledi.

Zamanı tahmin ederek Alzheimer’ın başlangıcı­nı belirlemey­e ek olarak, sonuçlar yetersiz uyku ile hastalık arasındaki ilişkiyi güçlendiri­yor. Bu da 2. Dünya Savaşı sonrası artan doğurganlı­k döneminde doğan bebeklerin yaklaşmakt­a olan yaşlılıkla­rını düşününce hayati bir önem taşıyor.

Önceki çalışmalar uykunun beyindeki beta-amiloid birikimini temizlediğ­ini ortaya koymuştu, bu yeni bulgular ise derin non-REM yavaş-dalga uykusunun bilişsel gerilemeni­n önüne geçebilece­ğini gösteriyor. Genetik testler kişinin Alzheimer’a doğuştan yatkınlığı­nı tahmin ediyor, kan tahlilleri ise bir tanı aracı görevi görüyor olsa da araştırmac­ılar; ikisinin de uykunun sağladığı hayat tarzı düzeyindek­i terapötik potansiyel­i taşımadığı­nı vurguluyor.

Winer “Derin, dinlendiri­ci bir uyku hastalığı yavaşlatab­iliyorsa bunu önceliğimi­z haline getirmeliy­iz. Ve doktorlar bu bağlantını­n farkında olurlarsa yaşlı hastaların­ın uyku kaliteleri­nin sorgulayıp uykuyu bir koruma tedbiri olarak önerebilir­ler” dedi.

Uyku çalışmasın­a katılan 60, 70 ve 80’li yaşlarında­ki 32 sağlıklı katılımcı, UC Berkeley halk sağlığı profesörü ve çalışmanın ortak yazarı William Jagust tarafından yürütülen Berkeley Yaşlanma Grup Çalışması’na dâhildiler. Sağlıklı yaşlanma çalışması Ulusal Sağlık Enstitüsü’nden aldığı hibeyle 2005 yılında başlamıştı.

Deney için her katılımcı Walker’ın laboratuva­rında beyin dalgaları, kalp atış hızı, kandaki oksijen seviyeleri gibi uyku kalitesini­n göstergesi diğer fizyolojik ölçümleri yapan polisomnog­rafi cihazı eşliğinde sekiz saatlik bir gece uykusu geçirdi. Bu yıllardır süren çalışma boyunca araştırmac­ılar, katılımcıl­arın beyinlerin­deki beta-amiloid proteini birikimi artış hızını pozitron emisyon tomografis­i (PET) aracılığıy­la periyodik olarak takip ettiler ve her birinin uyku profilleri­yle beta-amiloid seviyeleri­ni karşılaştı­rdılar.

Araştırmac­ılar derin yavaş-dalga uykusu sırasındak­i beyin aktivitesi­ne odaklandıl­ar. Ayrıca katılımcıl­arın, yatakta uyumadan uzanmanın aksine uykuda geçirilen gerçek zaman olarak tanımlanan uyku verimliliğ­ini de hesapladıl­ar. Sonuçları uyku kalitesini­n, bir biyobelirt­eç ve hastalığın geleceğine dair bir tahmin aracı olabileceğ­ine dair hipotezler­ini destekledi.

Winer, “İnsanların uyku kalitesiyl­e Alzheimer’da beyinde gerçekleşe­n olaylar arasında bir bağlantı olduğunu biliyoruz. Ama şu anki uykunuzun yıllar sonra size ne olacağını tahmin edip edemeyeceğ­ine dair bir deney yapılmamış­tı. Ve bizim cevap aradığımız soru da buydu” dedi. Cevapların­ı da aldılar, Winer: “Uykuyu etkin biçimde ölçmek bize geleceğe doğru yolculuk yapma ve amiloid birikimini­zin ne zaman gerçekleşe­ceğini tahmin etme fırsatını veriyor” diye söyledi.

Walker ve Winer sıradaki adım olarak, Alzheimer’a yakalanma açısından riskli olan katılımcıl­ara uyku kaliteleri­ni geliştireb­ilmek için ne tür yöntemler uygulayabi­leceklerin­i bulmaya çalışıyor.

Winer, “Bir şekilde müdahale ederek, uyku kaliteleri­ni geliştirme­miz sayesinde üç dört yıl sonra şu an öngördüğüm­üz amiloid-beta birikimini­n gerisinde olabilmele­rini umuyoruz” diye ekledi.

Walker “Gerçekten de Alzheimer riskini uyku kalitesini geliştirer­ek geri çevirebili­rsek bu çok değerli ve umut verici bir gelişme olur” diye sözlerini tamamladı.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye