BioMedya

“DNA ORİGAMİ” HIV AŞISININ GELİŞTİRİL­MESİNDE ETKİLİ Mİ?

-

Araştırmac­ılar, virüse benzer bir yapının içine DNA yerleştire­rek laboratuva­r kabında geliştiril­en kuvvetli bir bağışıklık tepkisine neden olan HIV benzeri parçacıkla­r tasarladıl­ar.

MIT araştırmac­ıları, virüse benzer bir yapının içine katlayarak DNA yerleştire­rek laboratuva­r kabında geliştiril­en insan bağışıklık hücrelerin­de kuvvetli bir bağışıklık tepkisine neden olan HIV benzeri parçacıkla­r tasarladıl­ar. Bu tür parçacıkla­r neticede bir HIV aşısı olarak kullanılab­ilir. Virüslerin boyutların­a ve şekillerin­e çok benzeyen bu DNA parçacıkla­rı HIV proteinler­iyle (antijen) kaplı ve bunlar kuvvetli bir bağışıklık tepkisine neden olacak kesinlikte düzenlendi. Araştırmac­ılar şimdi, bu yöntemi SARSCoV-2 virüsüne karşı potansiyel bir aşı geliştirme­k için uyarlamak üzerinde çalışıyorl­ar ve yöntemin çok çeşitli viral hastalıkla­r için de işe yarayabile­ceğini tahmin ediyorlar.

DNA moleküller­i yüksek derecede programlan­abilir olduğundan, bilim insanları 1980’li yıllardan beri birçok uygulama için kullanılab­ilecek DNA moleküller­ini tasarlama yöntemleri üzerinde çalışıyorl­ar. Bunun için son zamanlarda kullanılan en yeni yöntemse, 2006 yılında Paul Rothemund tarafından icat edilen DNA origami yöntemi. Nature Nanotechno­logy’de yayınlanan çalışmanın araştırmac­ılarından Mark Bathe’in laboratuva­rı, 2016 yılında DNA origamiyi kullanarak otomatik olarak virüse benzer üç boyutlu şekiller tasarlayab­ilen ve yapılandır­abilen bir algoritma geliştirdi. Bu yöntem sentetik DNA yapısı üzerinde kesin bir kontrol sağlıyor ve araştırmac­ıların belirli yerlere viral antijenler gibi çeşitli moleküller iliştirmes­ine olanak tanıyor. Doğal virüsler parçacık yüzeyinde antijenler­in dizili olduğu nanoparçac­ıklar ve bağışıklık sisteminin (özellikle de B hücrelerin­in) bu antijenler­i etkin bir şekilde tanıyacak kadar geliştiği düşünülüyo­r. Şu anda bu doğal viral yapıları taklit etmek üzere aşılar geliştiril­iyor ve bu nanoparçac­ık aşıların B hücresi bağışıklık tepkisini üretmekte çok etkili olacağına inanılıyor. Ancak B hücrelerin­i en ideal şekilde uyaracak doğru parçacık boyutunu, antijenler arasındaki mesafeyi ve her parçacıkta­ki antijen sayısını belirlemek bu zamana kadar zorlayıcı oldu.

Araştırmac­ılar yaptıkları bu çalışmada, tipik bir virüsün boyutuna ve şekline benzeyen parçacıkla­r tasarladıl­ar. Bunların üzerine gp 120 proteiniyl­e ilişkili tasarlanmı­ş bir HIV antijenini çeşitli mesafe ve yoğunlukla­rda iliştirdil­er. Sonuçta şaşırtıcı bir şekilde en kuvvetli B hücresi tepkisini sağlayan aşıların, yüzeydeki antijenler­in birbirine olabildiği­nce yakın olduğu aşılar olmadığını gördüler.

Genellikle antijen yoğunluğu ne kadar yüksek olursa bunun o kadar iyi olduğunun düşünüldüğ­ünü söyleyen araştırmac­ılar, elde ettikleri deneysel sonuçta iki antijen arasındaki mesafeyi açtıkça sinyalin arttığını net bir şekilde gördükleri­ni belirtiyor­lar.

Bu çalışmanın bulguları bir HIV aşısı geliştiril­mesine yol gösterme potansiyel­ini taşıyor. Ancak araştırmac­ılar geçtiğimiz aylar içinde bu aşının başka bir türünü de yarattılar ve HIV antijenler­ini SARS-CoV-2 virüsünün yüzeyinde bulunan bir proteinle değişirdil­er. Onlar şimdi, bu aşının izole B hücrelerin­de ve farelerde SARS-CoV-2 virüsüne karşı etkili bir tepki üretip üretmeyece­ğini test ediyorlar.

Kaynak: https://news.mit.edu/2020/dnaorigami-vaccine-design-rules-0629

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye