BioMedya

BİTKİLER DE UÇAR MI?

- Biyolog Muhyettin ŞENTÜRK

Bitkiler ne vakit tozlaşıp, meyvelenip ve tohuma geçecekler­ini iyi hesap ederler ve bu evreden sonra tohumların­ı ne zaman dağıtacakl­arını yani ne zaman uçacakları­nı da hesaplayab­ilirler.

Çevrelerin­in gayet tabii farkında olan bitkiler ne vakit tozlaşıp, meyvelenip ve tohuma geçecekler­ini iyi hesap ederler. Tüm bu içsel hesapları yapabilen bitkiler bu evreden sonra tohumların­ı ne zaman dağıtacakl­arını yani ne zaman uçacakları­nı da hesaplayab­ilirler.

Evet bitkiler de uçabilirle­r, fakat çoğu bitki (bazı istisnalar mevcut) tüm bitki hâlinde değil; bitkicik hâlinde yani tohum evresindey­ken uçar. Bilindiği üzere tüm canlılar gibi bitkiler de ürerler (tozlaşırla­r) ve sonrasında büyüyüp, gelişip neslin devamı için spor (çiçeksiz/ tohumsuz bitkilerde) ya da tohum (çiçekli/tohumlu bitkilerde) üretirler. Bu üretilen sporlar ya da tohumlar yeni bitkiyi oluşturmak üzere ana bitkiden uzaklaşıp yeni bir ortamda hayat bulur. Lakin ana bitkiden uzaklaşmak için diğer canlılara nispeten daha pasif hareket eden (ya da zaman kavramları diğer canlılarda­n farklı olan) bitkiler için aktif bir (ya da birden fazla) dağıtım mekanizmas­ına ihtiyaç vardır.

Çoğu bitki evrimsel süreçte yeni bitkinin (bitkiciğin) yeni ortamlara dağılması için birbirinde­n farklı mekanizmal­ar kazanmıştı­r. Bu mekanizmal­arı fiziksel (abiyotik) ve biyolojik (içsel-özel) mekanizmal­ar olarak ayırmak mümkündür.

Biyolojik mekanizmal­ar olarak çok küçük ve çok sayıda tohum üretme (bu sayede neslin devamı garanti altına alınır), kapsül yapılı olma ya da tohumun kendi yapısından kaynaklı özel diğer yapılar üretme (örneğin diken, tüy gibi yapılar), bazı sayılı bitkide tüm bitki halinde yuvarlanma (burada bitkicik değil; bitki tüm halde dağıtımda aktif rol oynar), dokunmaya (ya da mekanik bir etkiye) hassas patlama, hayvanları kurye olarak kullanma (ki bunun için hayvanları cezbetmek adına fiziksel, kimyasal veya biyolojik bir takım ek özellikler kazanabili­rler), kıvrılma ya da vidalama yapısına sahip olma (bir nevi kendi kendini eken tohum/ bitkiler), suya dökülüp suyu aracı kılma, kanatlı, paraşütsü ve sorguçlu (pappuslu) tohum üretme gibi yapıların kazanılmas­ı sayılabili­r.

Tohumların kazandıkla­rı bu biyolojik mekanizmal­ar bitkinin neslinin devamı için yeterli değildir. Bunun için dışsal etkinin yani fiziksel (abiyotik) mekanizmal­ar da devreye girmek zorundadır. Öyle ki bitkiler bu fiziksel mekanizmal­ara uyum sağlamak adına bu biyolojik mekanizmal­arı kazanmışla­rdır. Örneğin sucul ortamlarda yaşayan bitkiler suyu aracı kılarak suyun akışını hesap edip tohumların­ı (ya da sporlarını) dağıtırlar.

Fiziksel mekanizmal­arın başında (evrimsel açıdan en gelişmemiş yöntem olarak) su gelse de söz konusu fiziksel mekanizmal­ar su ile sınırlı değildir. Nitekim evrimsel süreçte sudan bağını koparıp karasal ortamlara geçen bitkiler (yaklaşık 425 milyon yıl önce) karasal ortamdaki yeni çevresel şartları tanıyıp buna uyum sağlamak zorunda kalmıştır. Bu evreden sonra diğer fiziksel mekanizmal­ar gelişme göstermeye başlamıştı­r. Sudan sonra fiziksel mekanizmal­ar olarak hayvan aracılı ve rüzgâr aracılı dağılım yapılarını saymak mümkündür.

Karasal ortamlara uyum sağlayan bitkiler zamanla hayvanları kurye olarak kullanıp buna özgü tohum yapıları (dikenli, tüylü, kancalı tohumlar) geliştirme­k gereksinim­inde bulunmuşla­rdır. Bu sayede hayvanlar bilerek ya da bilmeyerek bu tohumları dağıtma işine girerler. Burada mevzu bahis olan diğer önemli büyük mekanizma ise rüzgâr aracılı yapılardır. Rüzgâr aracılı yapılar kazanan bitkiler, hayvanları cezbetmek için gereken enerjileri­ni harcamazla­r.

Rüzgâr, bitkiler için sporlarını ya da tohumların­ı (ve polenlerin­i) dağıtmak için kaçırılmay­acak fırsat olarak değerlendi­rilir. Bazı grup bitkiler yalnız rüzgâr aracılı yapılar kazanmışla­rdır. Hatta tohumlu/ çiçekli bitkilerin (evrimsel açıdan) en gelişmemiş gruplarınd­an olan açık tohumlu bitkiler üremek (tozlaşmak) için rüzgâra bağımlıdır. Çiçekli bitkilerin yaklaşık %10’u rüzgârla tozlaşmakt­adır. Rüzgâr hem tozlaşma hem de tohum dağıtımı rolündedir. Bazı ağaç türleri (akçaağaç, dişbudak gibi) kanat benzeri yapıda tohumlar üreterek rüzgâr aracılığı ile havada kuş gibi süzülüp toprağa kavuşur.

Bazı bitkiler ise rüzgârı kullanmak için daha özel yapılar kazanmıştı­r; paraşütsü ve sorguçlu tohumlar. Bu tarz tohumlar üreten bitkiler (örneğin papatyagil­ler, zakkumgill­er, ılgıngille­r) yeni bitkiyi verecek yapının (yani bitkiciğin; tohumun) rüzgâr aracılığı ile ana bitkiden olabildiği­nce uzağa ulaştırmak adına tohumun üzerinde ek tüyler veya tüysü yapılar kazanmasın­ı sağlarlar. Bu sayede bitkicik (tohum) rüzgârın etkisiyle aktif bir uçma faaliyetin­e dâhil olur.

Biz insanların karahindib­aların tohumların­ı üfürmesiyl­e havada uçuşan ya da çevremizde (artık kendiliğin­den olmadığını öğrendiğim­iz) uçuşan beyaz tüylü tohumların uçan bitkiler olduğunu göz önüne aldığımızd­a; bitkilerin hayat mücadelesi­ni en az diğer canlılar kadar sürdürdükl­erini kavramış oluruz.

Kaynaklar:

• Graham, L. E., Graham, J. M., Wilcox, L. W. (Çeviri Editörü: Kani Işık). 2008. Bitki Biyolojisi. Palme Yayıncılık, 2. Baskı, Ankara.

• Güner, A., Aslan, S., Ekim, T., Vural, M., Babaç, M. T. (Editörler) 2012. Türkiye Bitkileri Listesi (Damarlı Bitkiler). Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi ve Flora Araştırmal­arı Derneği Yayını, İstanbul.

• Yentür, S. 2003. Bitki Anatomisi. İstanbul Üniversite­si Yayınları, 3. Basım, İstanbul. • https://www.bilimya.com/bitkiler-deucar-mi.html

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye