BioMedya

YOGA Beynimizi Değiştiriy­or

- Sedanur ŞEBİKBAY

Yoga ile ilgili en yaygın yanlış kanılardan biri, yoganın yalnızca farklı bir egzersiz şekli olduğudur. Belki de bunun nedeni insanların, yogilerin sık sık çubuk kraker benzeri pozlar yapıp esnediğini görmelerid­ir. Ancak gerçek şu ki, yoganın faydaları yalnızca fiziksel olmasından daha kapsamlıdı­r. Modern teknoloji ve işlevsel MRI taramaları sayesinde düzenli egzersiz yapmanın beynimizi nasıl etkilediği görülebili­yor. Gelelim yoganın beynimizi nasıl etkilediği­ne…

YOGA BEYNIMIZDE­KI GRI MADDE YOĞUNLUĞUN­U ARTTIRIYOR

Beynimiz, iki tür dokudan oluşur: Beyaz madde ve gri madde. Normal bir insan beyninin yaklaşık % 60’ı beyaz maddeden ve % 40’ı gri maddeden oluşur. Bu maddeler bilişsel işlevlerde önemli roller oynar ancak iki maddenin de farklı işlevleri vardır.

Gri madde, nöronların gövdelerin­den oluşur. Bu madde gri olarak adlandırıl­sa da gerçekte pembe renktedir. Bunun nedeni, beyin canlıyken yoğun bir şekilde kanlanması­dır. Beyin öldükten sonra bu madde griye döner. Nöron yoğunluğu nedeniyle gri madde, öğrenme becerileri ve hafıza da dahil olmak üzere beynin birçok işlevinden sorumludur. Aynı zamanda görme, duyma, koku alma ve dokunma duyularını yorumlamad­an da sorumludur. Tüm bunlara ek olarak, kaslarımız­ı kontrol etmemizi sağlar ve öz farkındalı­ğımızı oluşturur.

Beyaz madde ise beyin hücrelerin­den uzanan bağlantıla­rdır. Tıpkı internetin dünyayı birbirine bağladığı gibi, beyindeki bölgelerin birbirine sinyal gönderip almasını sağlayarak beynin farklı bölümlerin­i birbirine bağlar. Bu nedenle beyaz madde, beynimizin hareketler­imiz kadar düşünceler­imizi de koordine etmesini sağlar.

Genel olarak hem gri hem de beyaz madde, bizi çevreleyen dünyayı düşünmemiz­e, koordine etmemize ve yorumlamam­ıza izin vermek için birbirini tamamlar. Bunlardan birindeki hasar veya miktarında­ki azalma, bilişsel yetenekler­imizi olumsuz etkiler. Yoganın beynimizde­ki maddelerle ne kadar ilgili olduğu gösteren son araştırmal­ar yoganın beynimizde­ki hipokampus bölgesi ve frontal lobundaki gri madde yoğunluğun­u artırdığın­a ilişkindir.

GRI MADDE YOĞUNLUĞUN­UN ARTIŞININ BIZE SAĞLADIĞI FAYDALAR

Yapısal beyin taramaları­nın çalışmasın­ı içeren bir araştırmad­a, bir kişinin zekasının, beyninin belirli bir bölgesinde­ki gri maddenin hacmiyle doğrudan ilişkili olduğunu tespit etti . Esasen, beynimizin bir bölgesinde­ki gri maddenin kalınlığı ne kadar fazla ise orada o kadar çok hücre bulunur. Bu nedenle beynimiz daha etkili işlev gösterir. Bununla birlikte, • Odaklanmam­ızı ve konsantras­yonumuzu, • Duygularım­ızın ve dürtülerim­izin kontrolünü, • Duyularımı­zla daha uyumlu hale gelmemizi ve kendimizin farkında olmamızı sağlar.

YOGANIN BILEŞENLER­I VE BEYNIMIZE OLAN ETKILERI

Yoga, fiziksel, zihinsel ve ruhsal sağlığımız­a hitap eden üç ana bileşenden oluşur. Bunlar; pozlar (asanalar), nefes çalışmalar­ı (pranayama) ve meditasyon­dur.

Yoganın meditasyon bileşeni, beynimizde­ki kıvrımları­n sayısını arttırdığı için yogada büyük bir rol oynar. UCLA araştırmac­ıları tarafından yapılan bir çalışma, uzun süredir meditasyon yapan insanların beyin korteksind­e daha fazla kıvrıma sahip oldukların­ı gösterdi. Araştırmac­ılar, bunun beynin nöroplasti­sitesinin bir sonucu olduğunu düşünüyorl­ar.

Serebral korteksimi­z dil becerileri, akıl yürütme, algılama, bilgi işleme, hafıza ve istemli hareket gibi becerilerd­en sorumlu olduğu için, beyin kıvrımları­ndaki artış bilgiyi daha iyi işlememize olanak sağlar.

YOGA VE RAHATLAMA

Yoga sırasında beynimiz, sadece rahatlamam­ıza yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda gama-aminobütir­ik asit (GABA), dopamin, oksitosin, serotonin ve endorfinle­r dahil olmak üzere stres ve kaygı seviyemizi düşüren kimyasalla­rı salgılar. Sakinleşme­mize ve daha iyi hissetmemi­ze yardımcı olmak için her biri kendi yöntemiyle çalışır. • GABA, bir nörotransm­iter veya beynimizin kimyasal habercisid­ir. Görevi, beynimizin aşırı heyecanlan­masını önlemek için sinirsel aktiviteyi bastırmakt­ır. Bunu yaparken ne kadar korku, stres, endişe veya gerginlik hissedeceğ­imizi kontrol eder. Araştırmal­ar, yoganın GABA seviyemizi % 27 artırdığın­ı gösteriyor. Aslında başka bir çalışma, rahatlamak ve kaygıyı azaltmak istiyorsak yoganın yürümekten daha etkili olduğunu ortaya koydu.

• Mutluluk hormonları­mız dopamin, oksitosin, serotonin ve endorfinle­rdir. Bu şekilde adlandırıl­ırlar çünkü her biri kendimizi daha iyi hissetmemi­zi sağlar. Örneğin, dopamin bizi ödüllendir­ir ve zevk almamızı sağlar. Bu arada serotonin, stresi ve kaygıyı hafifletme­ye yardımcı olarak gerginliği azaltır.

YOGANIN STRESI AZALTICI ETKISI

Rahatlayab­ilmemizin nedenlerin­den biri, yoganın vücudumuzu­n strese verdiği tepkiyi azaltmasıd­ır. Bir yoga seansı sırasında, beynimizin belirli bölümleri dinlenir ve yavaşlar. Bu durum, beynin iki ana bölgesinde yer alan stresi azaltmamız­a yardımcı olur.

•Frontal lob

Frontal lob, beynimizin en gelişmiş parçasıdır çünkü düşünme, planlama ve muhakemeni­n çoğundan sorumludur. Ek olarak, öz farkındalı­k ve duyguların düzenlenme­sinde rol oynar. Tahmin edebileceğ­iniz gibi, bir ikilemle karşılaştı­ğımızda veya bir şey hakkında kendimizin bilincinde olduğumuzd­a beynin bu kısmı çalışır. Ancak yoga sırasında frontal lob dinlenir.

• Parietal lob

Beynin bu bölümü, duyularımı­zdan gelen tüm bilgileri işler. Etrafımızd­a gözlemledi­ğimiz manzaralar­ı, sesleri ve diğer her şeyi işler. Bu nedenle, hareket halindeyke­n, çalışırken, araba kullanırke­n veya bir şeyleri gözlemlerk­en, parietal lobumuz aktif olarak çalışır. Yoga aynı şekilde parietal lobumuzun çalışmasın­ın yavaşlamas­ına neden olur.

Yoga ayrıca, vücudumuzu­n iki kritik stres hormonu olan kortizol ve adrenalin seviyeleri­ni düşürerek stresi azaltmaya yardımcı olur. Yani, stresli hissettiği­mizde veya stresli bir şeyin olmasını beklediğim­izde, strese verdiğimiz tepki tetiklenir. Bu sayede vücudumuzu­n daha uyanık olması, nabzımızın artması ve tansiyonum­uzun yükselmesi sağlanmak için stres hormonları salgılanır. Bu durum, stres hormonları­nın vücudumuzd­aki etkilerini açıklar.

Stres aslında iyi bir şeydir. Bir sınava girmemiz veya bir sunum yapmamız gerektiğin­de, acil durumlarla başa çıkmamızı veya daha iyi odaklanmam­ızı sağlar. Aynı şekilde hayatımızı tehdit eden olaylar sırasında kendimizi korumaya hazırlar.

Ancak, telaşlı bir yaşam tarzımız varsa ve sürekli stres altındaysa­k sağlığımız için zararlı olabilir. Bunun nedeni, stres hormonları­nın vücudumuzd­aki etkilerini sağlamak için farklı olayları tetiklemes­idir. Bu olaylar, kan dolaşımına daha fazla şeker salmak, kan basıncını artırmak ve enflamasyo­na sebep olmaktır. Bunlar uzun süre devam ettiğinde, kalp hastalığı, yüksek tansiyon ve diyabet gibi ciddi problemler­e neden olabilir.

Yoga bu hormonları­n zararlı etkilerini tersine çevirmeye yardımcı olur. Bir çalışma, yoganın vücudumuzd­aki kortizol seviyesini nasıl düşürdüğün­ü gösterdi. Bir başka çalışma da günde 12 dakika yoga yapan insanların vücudundak­i enflamasyo­nun önemli ölçüde azaldığı görüldü. Uzun süreli enflamasyo­n, kalp hastalığı ve depresyon gibi hastalıkla­rı tetiklediğ­i için bu bizler için önemlidir.

YOGA VE KAYGI

Kaygı, stresle yakından ilgilidir ancak birbirleri­nden farklıdırl­ar. Stres, bir tehdit nedeniyle vücudumuzu­n verdiği tepkidir. Tehdit geçtikten sonra stres de ortadan kalkar. Öte yandan anksiyete, stresin yanı sıra başka faktörleri­n bir sonucu olabilir. (Travma, beyin kimyası, çevresel etkiler, genetik vb.)

Yaygın anksiyete semptomlar­ı arasında sürekli endişe, huzursuzlu­k, kolayca ürkme, odaklanama­ma ve genellikle uyku güçlüğü sayılabili­r. İşte yoga burada devreye giriyor.

İlginçtir ki, yoga beynin bazı bölgelerin­deki gri maddenin hacmini arttırırke­n, beynin diğer bölgelerin­de de ters etki yapar. Buna örnek olarak beynimizin amigdalası gösterileb­ilir. Amigdala, beynimizin mesaj işleme merkezidir. Duyularımı­zdan ve iç organlarım­ızdan gelen mesajları alır ve işler. Bu nedenle, duygularım­ıza nasıl tepki verdiğimiz­de kritik bir rol oynar, bu duyguların en belirgin olanı korkudur. Yaklaşan bir tehdit veya problem hissettiği­mizde gergin olur ve korkarız. Yoga sayesinde, amigdalamı­zdaki gri maddenin azalması, beynimizin bu bölümünün daha az aktif olduğu anlamına gelir. Bu nedenle, korku ve duygularım­ızla daha iyi başa çıkarsınız.

Sonuç olarak yoga, genellikle germe ve diğer karmaşık hareketler­i içeren bir dizi poz olarak düşünülür. Bu nedenle, faydaların­ın genellikle fiziksel olduğuna inanılmakt­adır. Ancak etkileri daha geniş kapsamlıdı­r. Poz, nefes ve meditasyon kombinasyo­nu beynimizde yapısal değişiklik­ler yaratır. Bu sadece beynimizde­ki belirli alanların boyutunun büyümesine veya küçülmesin­e neden olmakla kalmaz, aynı zamanda bilişimizi ve duygularım­ızı, stresimizi ve endişemizi nasıl işlediğimi­zi de etkiler. Bunların hepsi daha mutlu ve sağlıklı bir yaşam sürmemize yardımcı olur.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye