WILD BEASTS
BRİTANYA’NIN EN KENDİNE HAS GRUPL ARINDAN WILD BEASTS, DÖRDÜNCÜ ALBÜMÜ “PRESENT TENSE” İLE YİNE KENDİ ÇITASINI YÜKSELTİYOR.
İster indie müzik sahnesine bakın, ister diğer türlere; iki gruba ayırabilirsiniz müzisyenleri. Birincisi; o dönemde hâkim olan anlayışın, popüler olan türün, iş yapan akımın peşinden gidenler. Diğeri ise daha az tercih edilen patikayı seçenler... Yani günün trend’inin peşinden koşmayıp zamansızlığa oynayanlar... İlk gruptakiler kısa vadede daha çok ön plana çıkabilir, ama uzun vadede müzik ansiklopedilerinde daha geniş yer eden, kalıcı olan ve diğerlerini de etkileyenler ikincilerdir.
Artık dördüncü albüme geldiler ve temkinli konuşmaya gerek yok, Wild Beasts de o gruplardan birisi. Aktif olduğu yıllar boyunca Britanya müziğinde kendilerinden fazla pohpohlanan, dergi kapaklarına konan gruplar oldu, olacak. Ama istikrarlı olarak iyi albümler yapan, hem özgün, kendilerine has bir ses bulmaya çalışıp hem de kendini tekrar etmeyen, Wild Beasts oldu. Dördüncü albümleri “Present Tense”le artık kendi kuşağının en saygı gören birkaç grubundan biriler. Sonuna kadar hak ederek...
Grup ilk albümü “Limbo Panto”nun (2008) kuralsızlığını “adeta Dadaist” diye
Çok narin, çok doğal, çok saf
bir müzik Wild Beasts’inki: “Present Tense” de onların bir
diğer harikası.
t tanımlıyor. “Two Dancers” (2009) ve “Smother” (2011) da belki daha kolay algılanan, ama kalıplara sığmama konusunda birleşen kayıtlardı. Her albümde elektronik seslerden daha çok destek aldılar ama onları baskın efektler hâlinde değil, tüm sound’un üstünü kadife gibi örten bir doku gibi kullandılar. Hayden Thorpe’un androjen vokalleri ve şarkılarının akışkanlığı sayesinde Kate Bush’a benzetildiler. Birilerine benzetilmek kısıtlayıcıdır, ama mesele taklit değil de, Bush gibi kural tanımazlıksa, bu kıyasa hayır diyeceklerini sanmam.
Ekolu gitarlarla dream pop diyebilirdiniz ama vokaller geride değildi. Rock diyebilirdiniz ama gürültülü değildi. Pop diyebilirdiniz ama yakalayıcı nakaratlardan kaçıyorlardı. Zaten istedikleri tam da buydu. Thorpe’un dediği gibi “Daha az kodlanmak cesaret ister.”
Wild Beasts günümüzün en yetkin, en yaratıcı ve en derin gruplarından birisi. “Present Tense”te farklı uçlara gidip geliyorlar ama sizi sarsmadan, savurmadan. ‘Sweet Spot’ın synth popundan ‘Daughters’ın karanlık new wave’ine hiç zorlanmadan ve dinleyiciyi zorlamadan geçiyorlar. ‘Pregnant Pause’un seksiliği bir yanda, ‘Palace’ın aşkı yan yana yürüyorlar. Çok narin, çok doğal, çok saf bir müzik Wild Beasts’inki: “Present Tense” de onların bir diğer harikası.