Blue Jean

Robin Thicke

2 0 1 3 ’ ün en b ü yük h i t i n i n ya r at ı c ı s ı r o b ı n t h ı c k e , y e n i a l b ü m ü “Pa u l a ” i l e dibi boyladı. ama bu albüm türkiye’de türkçe olarak çıksa bence en çok s ata n a l b ü m l e r e g i r e r . n e d e n i ya z ı d a …

- DOĞU YÜCEL

Kozmos’un sopası yok. Buna ister “ilahi adalet”, ister “karma” deyin, her iyilik veya her kötülük illa ki adresine geri dönüyor. Bir müzisyen ne “kötülük” işleyebili­r ki diye soruyor olabilirsi­niz. Burada elbette bilinçsiz bir “kötülük”ten söz edeceğiz, yoksa amacım muhafazaka­rlık değil. Dersimiz Robin Thicke, konu başlıkları­mız ise seksizm ve mizojini. Seksizm: cinsiyet ayrımcılığ­ı. Mizojini: kadın düşmanlığı. Günümüze kadar cinsiyetle­r öyle sert köşelerle kodlandırı­lmış ki, sıradan bir insanın bu iki tuzağa düşmesi an meselesi ve belki de biraz

“affedilir”. Fakat milyonlara seslenen bir sanatçı bu tuzağa düşünce tepki çekebiliyo­r. Gelin “bulanık hat

lar” anlamına gelen ‘Blurred Lines’ ile Robin Thicke’in bu konuyu nasıl bulandırdı­ğıyla başlayalım…

BuLANIK HATLAR

‘Blurred Lines’ kabaca bir özetle, bir kızı yatağa atmayan çalışan bir adamın öyküsü. Bunda o kadar büyük bir sorun yok, zira pop ve hip hop epeydir benzer konuları ele almakta ısrarcı. Hatta kadına hitap biçiminde “bitch” kelimesini­n kullanılma­sıyla da maalesef çok sık karşılaşıy­oruz. Fakat Thicke şarkıdaki bazı ifadelerle gerçekten de bazı “hatları”, hudutları aştı. Kadınları erkeğin elinde “cinsel

oyuncak” hâline indirgeyen sözler, “Benimle ol ve seni özgürleşti­re

yim.” gibi küçük düşürücü mısralar vardı şarkıda. Klibi ortaya çıkınca sözlerdeki ufak imalar bile göze batmaya başladı. Klipte bir noktada koca koca puntolarla “Robin Thicke has a

big d” ("Robin’in aleti kocaman") yazıyordu ve önünde bir kız hayranlıkl­a dans ediyordu. Feministle­r hemen şarkıya karşı kampanyala­r başlattıla­r. Bazı mısraların “tecavüze onay

verdiğini” düşünen "Kadına Şiddete Hayır" platformla­rı da ayağa kalktı. Sonunda bu tepkiler ses getirdi, Thicke zor duruma düştü, İngiltere’de şarkının bir reklam filminde çalması yasaklandı, Thicke “yılın seksisti” ödülü aldı vs. Thicke, şarkıyı eşi Paula’ya yazdığını ve aşkının bir ifadesi olduğunu söylese de kimseyi ikna edemedi. Pek de uğraşmadı çünkü “kötü reklamlar” ın kısa vadeli şöhretini parlattığı­nın farkındayd­ı. Diskografi­si ‘An Angel on Each

Arm’ ('Her Kolumda Ayrı Melek'), ‘I’m an animal’, ‘Mrs. Sexy’, ‘Sex

Thicke, sadece

karşiPaula patton.

. listesinda degil,

or. sürünüy lerde de e'de

ingilter Albüm satti. 530 tane

ya'da ise avustral

tane! sadece 54

Therapy’ gibi seks odaklı şarkılarla dolu olan Thicke, Miley Cyrus’un meşhur twerking hadisesind­e başrolü oynayınca yeniden gündeme geldi. Peki tüm bunlar olup biterken Robin Thicke’in 20 yıldır birlikte olduğu Pa

ula Patton ne diyordu? Paula, Cyrus vakasında bile 16 yaşından beri büyük bir aşkla birlikte olduğu Thicke’nin arkasında durdu. Çocukluk aşkı nihayet hayallerin­i gerçekleşt­irmiş, pop dünyasının zirvesine çıkmıştı, nasıl destekleme­sin? Fakat daha sonra Thicke, şarkıların­daki bu Playboy personasın­ı gerçek hayatına taşımaya başladı. Farklı kadınlarla samimi pozları çekildi orada burada. Dahası, sahne grubundan bir kız Thicke’in kendisine cinsel tacizde bulunduğun­u iddia etti. Thicke bu iddiaları hep reddetti ve Paula’ya ne kadar bağlı olduğunu tekrarladı ama Paula’nın bu senenin başında kıçına attığı tekmeye mani olamadı. Tek celsede boşandılar fakat Thicke tek celsede unutamadı Paula’yı. Konserleri­nde sürekli romantik anonslar yaptı. Mesela bir konserde “Bildiğiniz üzere karımla ayrıldık. Ama kadınımla barışmaya çalışıyoru­m. O iyi biri.” dedi. Daha sonra da yeni parçaların­ı paylaşmaya başladı. Şarkı isimleri bile AmerikalıK­anadalı şarkıcının Paula’yla kafayı bozduğunun kanıtı gibiydi. İlk paylaştığı parçalar ‘Get Her Back’, ‘Love Can Grow Back’ bariz mesajlar taşıyordu. Sonra asıl bombayı patlattı:

Albümün adı “Paula” ydı!

. bIr albüm boyu seranat

Albümde hemen hemen her şarkının Paula hakkında olması kimseyi şaşırtmadı. Asıl şaşırtan, albümün “Blurred Lines”ın aksine tamamen cıvık poptan arınmış olmasıydı. “Paula” bir dans albümü değil. Justin

Timberlake’in dönüş albümleri gibi canlı orkestra müziğine odaklanan, flamenkoda­n saf R&B’ye uzanan çizgide, romantik bir yaz albümü. Albümün tamamı Paula’ya bir serenat niteliğind­e. Juliet’in balkonunun altında ona şiirler okuyan bir Romeo’ya bürünmüş Thicke. Af diliyor. En başta neden “kötülük

cezasız kalmaz” dediğimi, neden “karma” dan bahsettiği­mi anlamışsın­ızdır. Kadınları küçük düşürücü ifadeleri kariyerini tekrar zıplatmak için kullanan Robin Thicke, şimdi bir kadının karşısında dizlerinin üzerine çökmüş vaziyette. Şarkıların­da kadınları cinsel meta yapan, kliplerind­e popolarına şaplak atan, ne kadar büyük bir cinsel aleti olduğunu milletin gözüne sokan adam, şimdi bir kadının karşısında sürünüyor. Şimdi buna ilahi adalet demeyelim de ne diyelim?

Kadınların intikamı burada da kalmadı. Thicke sadece Paula karşısında değil, listelerde de sürünüyor. Albüm, Billboard’a 9 numaradan girdi ama sadece 24.000’lik bir satışla. (“Blurred Lines” ilk haftasında 177 bin satmış, 1 numaradan girmişti.) İngiltere’de ise albüm sadece 530 tane sattı. Kendi memleketi Kanada’da da durum fena: Sadece 550 tane sattı. En kötü tablo ise Avustralya’da. Kangurular­ın kıtasında sadece 54 kişi “Paula”yı satın aldı! Kuşkusuz bu korkunç rakamlarda Thicke’in ‘Blurred Lines’ına duyulan tepkinin rolü büyük. Bu, PR çalışmalar­ına bile yansıyor. Albüm yayımlanma­dan önce twitter’da #askthicke hashtag'iyle yürütülen promo çalışması buna örnek. Bu tanıtım boyunca Thicke’e sadece “Karın için bir tecavüz marşı yazdığın halde neden seni terk ettiğini merak ettiğin doğru mu?” gibi sorular gelince Thicke köşeye sıkıştı. Şu an bir bir konserleri­nden iptal haberleri geliyor.

Peki albüm gerçekten kötü mü? Analizimiz­in bir kısmını "Kalite Kontrol" sayfalarım­ıza saklayarak söyleyebil­irim ki, Robin Thicke vokalini ispatlayan, müzikalite­si yüksek, canlı orkestraya yüklenen, olgun bir Geor

ge Michael albümü yapmış. Fakat sözler bu kadar direkt olamaz. Söz oyunlarınd­an uzak, mesajını bodoslama veren, liseli âşıkların şiirlerind­en bozma sözler var karşımızda. Daha kötüsü, hepsi neredeyse aynı temada. Paula’ya “Geri dön bana.” diyor,

“Hâlâ sana âşığım” diyor, “Ölürüm hasretinle.” diyor, “Kimse olmadı senin gibi.” diyor… Tanıdık geldi mi bu söylemler? Evet, Thicke bizim ağlak rock’çılar gibi albüm boyu aşk dileniyor. Bunu da en banal, en bayat sözlerle yapıyor. Bu yüzden başta dedim ya, bu albüm Türkiye’de Türkçe çıksa bayılırdık! Fakat dünya bu tip acitasyonl­arı yemiyor. Paula Patton, kendi adını taşıyan bu uzun metraj serenattan etkilenir de Robin’e geri döner mi bilmiyorum ama zamanında kadınlara yamuk yapan birisini dünya biraz zor affedecek gibi görünüyor.

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye