PHARREL WILLIAMS
Muzik debase mutlu etmeye geliyor
Son bir yıldır müzik dünyasındaki en etkili, en popüler ismi kime sorarsak soralım; alacağımız cevapların çoğu aynı olur. Pharrell Williams, müzik dünyasında daha önce benzerine pek rastlanmamış bir şeyi gerçekleştirdi ve zaten sahip olduğu popülerlikte kademe atladı. Onu önceden tanımayanlar için devasa bir çıkış yapmış oldu, tanıyanlar ise bu durumu şaşkınlıkla karşıladı. Son bir yıla sığdırdığı işleri, 25 yıllık kariyerini gölgede bırakmış gibi görünse de o aslında pop müziğin son 20 yılının gizli kahramanlarından biri. ‘90’ların başında Chad Hugo ile birlikte kurduğu prodüksiyon ekibi The Neptunes bugüne dek o kadar çok isimle çalıştı ki, hepsini saymak mümkün değil. Jay Z’den Fall Out Boy’a, Gwen Stefani’den Oh Land’e kadar birçok farklı isimle, birçok farklı müzik türünde çalışan ekip; özellikle 2000’lerin başında altın çağını yaşadı. Britney Spears’ın “Britney” (2001) albümünde ‘I’m a Slave 4 U’ başta olmak üzere birçok şarkıda imzası bulunan ikili, Justin Timberlake’in “Justified” (2002) albümünün neredeyse tamamını üstlendi. Kelis’in ‘Milkshake’ ve Nelly’nin ‘Hot in Herre’ şarkılarının başarısı da unutulmaz. Bu dönemde yanlarına Shay Haley’i alarak N.E.R.D adlı bir müzik grubu kuran ikili; yeteneklerini bu kez kendi albümlerine taşıdı. Bu dönemde herkes, iş birliği yaptığı isimlerin video kliplerinde de yer alan Pharrell Williams’ın yeteneğini konuşur oldu. Justin Timberlake’in The Neptunes imzalı ‘I’m Lovin’ It’ şarkısı, yani McDonald’s’ın bugün halen kullanılan reklam müziği de Pharrell Williams’ın şöhretine şöhret ekledi. Pop dünyası için dahi bir prodüktör olduğu söylenen Pharrell Williams, 2006’da yayımladığı ilk solo albümü “In My Mind”dan sonra da prodüktörlükten vazgeçmedi, eskisi gibi başka isimler için çalışmaya devam etti.
DÖNÜŞLERİN EN MUHTEŞEMİ
Hem The Neptunes hem de N.E.R.D ile müzikal kariyerini aktif bir biçimde sürdüren Pharrell Williams, sürekli bir başka başarılı prodüktör olan Timbaland ile kıyaslanıyordu. İlk solo albümünün ardından gözlerden kaybolması sadece kliplerde eskisi kadar yer almaması yüzünden değildi. Timbaland popüler müzikte biraz daha öne geçmiş ve The Neptunes’ün başarıları daha geri planda kalmıştı. Bunda popüler müziğin gittiği rota da etkili oldu, birkaç yıl içinde elektronik müzik ve DJ’lerin yükselişi ile birçok prodüktörün kaderi değişti. 2010 yılında Swedish House Mafia’nın çıkış yaptığı ‘One’ şarkısında yer alsa da, direkt olarak elektronik müziğe dönmeyen Pharrell Williams, asıl patlamayı geçtiğimiz yıl yaptı. Daft Punk’ın kısa sürede efsane kategorisine yerleşen son albü-
YAŞAMININ SON İKİ YILINA BİR HAYLİ ÖNEMLİ İŞ VE BAŞARI SIĞDIRAN DAHİ MÜZİK ADAMI
mü “Random Access Memories”teki (2013) ‘Get Lucky’ ve ‘Lose Yourself to Dance’in hem yapım sürecinde bulundu hem de vokallerini üstlendi. Daha başarılı bir geri dönüş olamazdı derken ‘Blurred Lines’ geldi. Öncesinde çok da tanınan bir isim olmayan Robin Thicke’i parlatan şarkıda T.I. ile birlikte yer alan Pharrell, tabii ki aynı zamanda şarkının yapım sürecinde en etkili olan isimdi. Geçtiğimiz yaza damga vuran bu iki büyük şarkıyla dikkatleri bir kez daha üstüne çekmeyi başardıktan sonra yeni bir dönem başlamış oldu Pharrell için. İkinci solo albümü “Girl”ü bu yılın başında yayımladı. Albümden yayımlanan “Çılgın Hırsız 2” filminin soundtrack şarkısı ‘Happy’, bu albümün ne kadar doğru bir zamanda geldiğinin göstergesi gibiydi. 10 milyonu aşan satış rakamıyla tüm zamanların en çok satan single’larından biri olan ‘Happy’, 20’den fazla ülkede liste başı oldu. Şarkının bir ilk olan 24 saatlik videosu da global bir ‘Happy’ hareketi başlattı. Bir şarkı için böylesine bir çılgınlık en son ‘Gangnam Style’ yayımlandığında yaşanmıştı. ‘Happy’ aslında Cee Lo Green için düşünülmüş ve hatta prodüksiyonu bile yapılmıştı, ama zamanlamanın uygun olmadığı düşünülünce şarkıyı Pharrell Williams’tan dinledik. “Girl” yalnızca ‘Happy’den ibaret değildi tabii, ardından gelen şarkı ‘Marilyn Monroe’ bunu kanıtladı. Ne kadar güçlü bir albüm olduğu her şarkıda daha iyi anlaşılan “Girl”den son yayımlanan single ise Miley Cyrus destekli ‘Come Get It Bae’ oldu. Daha önce de Miley Cyrus’ın “Bangerz” albümünde birlikte çalışan ikili, bir kez daha başarılı bir işe imza attı. Miley Cyrus; “Pharrell yılın sanatçısı olmayı hak ediyor. Sadece benim albümdeki yaptıkları ile değil, müzik endüstrisine yaptıkları sebebiyle. Özellikle Daft Punk ve ‘Blurred Lines’ işleriyle... Pharrell ve ben aynı yolculuğun yol arkadaşı gibiyiz ve bu da birbirimize bağlanmamızın sebebi. Bu birlikte çalışmaktan çok fazlası, bundan daha mutlu olamazdım. Cidden bir abi gibi hissettiriyor. Yaptıklarıyla, sanatla, modayla; her şeyiyle bu seneye damgasını vurdu.” diyor. Gerçekten de son bir yılda sanatla daha yakından ilgilenen Pharrell Williams, Paris’te “Girl” adlı bir serginin küratörlüğünü de üstlendi. Bunun yanında moda, müzik ve eğlenceyi bir araya getiren i am OTHER adlı bir proje başlattı. Bu arada prodüktörlüğe de ara vermeyen Pharrell, Ed Sheeran ve Cris Cab gibi isimleri desteklemeyi sürdürüyor. Yaşamının son iki yılına bir hayli önemli iş ve başarı sığdıran dahi müzik adamı; aslında uzun yıllar boyunca geliştirdiği yeteneğini, donanımını ve tecrübesini hızlı bir şekilde yansıtıyor. Geçmişe dönüp eski işlerine baktığımızda aslında çok da fazla değişmediğini, daima belli bir tarzı ve anlayışı koruduğunu görüyoruz. Belki de değişen müzik dünyası ve şartlardır; sürekli mutsuzluk üzerine yapılan güzellemelerden sıkılan insanların bir mutluluk marşıyla dans etmeye ihtiyacı vardır. Pharrell Williams bu isteğe oldukça iyi bir şekilde cevap verdi. Önümüzdeki günlerde ilk kez ülkemizde ağırlayacağımız Pharrell Williams bu konserde herkesi mutlulukla dans ettirecek.