Bunu seven sever bunu da
/ aphextwinafx
/ AphexTwin 2013 geri dönüşlerin yılıydı: David Bowie, My Bloody Valentine, Boards of Canada veya Sebadoh… 2014’te dönüş trenine binen o kadar çok isim yoktu ama bir tane isim yetti de arttı: Aphex Twin!
Richard D. James (ya da mahlasıyla Aphex Twin) 1990’ların elektronik müzik patlamasındaki kilit isimlerden birisiydi. On yılın başlarında türün klasiklerinden “Selected Ambient Works 85-92”yi yayımladı, ortalarında janrın en büyükleri liste başlarında sefa sürerken o da yükseldi. Elbette Chemical Brothers ve Fatboy Slim gibi isimler gibi hit fabrikası değildi, ama diğer isimlerin çok ötesinde saygı uyandırdı. Pek çoklarına göre elektronik müziğe yaptığı katkı açısından Stockhausen, John Cage, Kraftwerk veya Brian Eno gibi önder isimlerin yanına yazıldı. Bugün Skrillex hayatının şarkısı sorulduğunda ‘Flim’ diyor, Limp Bizkit gitaristi Wes Borland ‘Cliffs’ adını veriyor. Kanye West “My Beautiful Dark Twisted Fantasy”de ‘Avril 14th’ten sample alıyor. Thom Yorke ise Radiohead’in “Kid A” için en büyük ilhamının Aphex Twin olduğunu açıklıyor; “Aphex içinde bir elektrogitar olmayan yepyeni bir dünya açmıştı ve çok kıskanmıştım.”
1992’den 2001’deki “Drukqs”a kadar Aphex Twin adıyla beş albüm yayımladı James. Her kaydında biraz daha hızlı, biraz daha rahatsız edici, giderek daha korkutucu hâle geldi. Sonra farklı ufak tefek projeleri saymazsak tamamen ortalıktan kayboldu. Evlendi ve iki çocuk yaptı, Glasgow yakınlarında 300 kişilik bir köyde yaşadı. Şarkılarını yapmayı sürdürdü ama bunları paylaşmayı düşünmedi. Ta ki, 1994 yılında “Caustic Window” adıyla hazır- ladığı ve sadece beş adet test baskıs sı bulunan albümün gün yüzüne çıkmasına kadar... Aphex Twin hayranları Kickstarter üzerinden para toplayıp albümü açık artırmada 47.000 dolara aldıktan sonra James, insanların kendi müziğini dinleme konusundaki isteklerini görüp duygulanmış. Eski James bu tip şeylere yüz verecek bir adam değildi ama, belli ki o da sahneyi özlemiş ve Rolling Stone’a itiraf ettiği üzere “biraz da yaşlanmış.” Sonra plak şirketi WARP’un patronu Steve Beckett’ı aramış, beklediği tepki “Dostum, artık kimse albüm dinlemiyor ki” iken, duyduğu şey “Hay yaşa!” olmuş. Nihayetinde, merakla beklenen “Syro” yayımlandı. Önce en baştan söylemek gerekiyor ki, “Syro” albüm gibi bir albüm. İlk şarkılar sert geçişlerden uzak, yavaş yavaş bambaşka şeylere evrilen, akışkan ve melodik parçalar. Finale doğru gelen bir-iki şarkı dışında Aphex Twin’in sert, hızlı, yorucu yanı bu albümde yok. Tersine, kulaklıkla dinlendiğinde farkına varılan küçük detaylar ve ana hikâyeyi ilk dinleyişte kavratan büyük hareketlerle dolu, olağanüstü bir kayıt. Öyle ki, kapanıştaki sadece piyano ve kuş cıvıltılarıyla örülü ‘aisatsana’ albümün havasının dışında olmasına karşın “Syro”nun hikâyesini bitiren an olarak ayrıca anlam kazanıyor.
“Syro” bu yılın en bü- yük elektronik müzik ola- yı, son yılların en güzel “braindance” albümlerin- den birisi. Söylenen o ki, James arayı soğutmayacak. Ne mutlu...