Blue Jean

Orta Dünya’nın karizmatik Elf'i Legolas, 17 Aralık’ta son kez savaş meydanında! Karakteri canlandıra­n aktör Orlando Bloom ile yapılmış bu röportaj ise Türkiye’de sadece Blue Jean sayfaların­da...

-

rta Dünya’daki yolculuğun sonunA GElmEk nAsıl BIr DuyGu? Aslında, “Yüzüklerin Efendisi” serisiyle sonu daha önce de yaşamıştım ve o zamanlar “Hobbit” filmleri gündemde değildi. Ancak bu seferki kesin bitiş. Daha yaşlı, daha olgun ve son derece minnettar hissediyor­um. Legolas, birçok açıdan benim için en etkili ve kariyerimi belirleyen karakter oldu. O yüzden sona erdiği için üzgünüm. Bu son FIlmDE, LEGolAs’ın DIğEr kArAktErlE­rlE IlIşkIlErI­nI nAsıl tAnımlArsı­n? Babası Thranduil’le Legolas arasındaki ilişki ya da Tauriel’le olan ilişkisi; hepsi bu filmde artık bir sonuca bağlanıyor. “Yüzük Kardeşliği”ndeki tek Elf’in nasıl biri olduğunu aslında bu filmde görüyoruz. Legolas’ın “Hobbit” filmlerind­e şahit oldukları, Elfler, cüceler ve insanlar arasındaki ilişki, babasının yaptıkları, hatta Tauriel’le arasındaki dinamik, karakteri asıl şekillendi­ren şeyler oluyor. FIlmDE nE tIp AksIyon sAHnElErI GörECEğIz? Bu sefer bu tip sahneler daha fazla ve daha güzel. Bu tip sahneler, yönetmen Peter Jackson’ın güçlü olduğu alanlar. Karakterle­rin nasıl insanlar oldukların­ı ve neye ihtiyaç duydukları­nı gerçekten iyi biliyor. Legolas’a dönüşmek benim için her zaman eğlenceli oldu; çünkü Pete bize çok çılgın sahneler çektiriyor. Bu filmde de oldukça vahşi sahnelerim var. ÇEkImlErI YEnI ZElAnDA’DA yAptınız. OrAyı özlüyor musun? Evet, orası çok güzel bir yer. Sıcak bir yuva hissiyatı veriyor. Bir yerlerde öyle bir yerin bizi beklediğin­i bilmek hoş bir duygu. Bir ara hem Pete ve eşi Fran’i ziyaret etmek hem de tatil yapmak için oraya tekrar gitmeyi sabırsızlı­kla bekliyorum. Hep istedim ama çok yoğun olduğum için şimdiye kadar bunu hiç gerçekleşt­iremedim. Uygun bir vakitte gitmek çok güzel olacak. OrtA DünyA’DA GEçEn 6 FIlmDE DE yEr AlAn IAn MCKEllEn’DAn sonrA, sEn DE 5 FIlmDE GörünErEk sErInIn sürEklI kArAktErlE­rInDEn BIrI olDun. BununlA Gurur Duyuyorsun­Dur HErHAlDE? Bunu hiç düşünmemiş­tim ama karakteri tekrar canlandırm­ak üzere çağırılmak çok güzeldi. Daha “Hobbit” filmleri gündemde değilken, Peter’la Legolas’ı tekrar oynamamla ilgili şakalar yapıyorduk. Arayıp bunu ciddi ciddi sorması inanılmazd­ı. İngiltere’deydi ve arayıp; “Legolas’ı ‘Hobbit’ filmlerine dâhil etme meselesini bir oturup konuşalım diyoruz. Bunu nasıl yapacağımı­zı seninle de konuşmak istiyoruz.” demişti. Şunu kabul edelim ki Pete, Orta Dünya konusunda uzman. Diğer herkesten daha fazla o dünyanın içinde. O; “Büyük bir baba-oğul çatışması düşünüyoru­z. Böylece başka bir karakter daha ekleyebile­ceğiz ve tüm bunlar, Legolas’ı, Yüzük Kardeşliği’ndeki yalnız Elf’e dönüştürec­ek.” dediğinde bana gayet mantıklı ve orijinal geldi. LEGolAs’ın şImDIkI HâlIylE on yıl önCE CAnlAnDırD­ığın HâlInI kArşılAştı­rmA Imkânı BulDun BöylECE. LEGolAs’ın GElIşImE uyum sAğlAmAn kolAy olDu mu? Açıkçası “Yüzüklerin Efendisi”yle “Hobbit” çok farklı. “Yüzklerin Efendisi”nde, o an olanlara odaklanılı­yordu. Ancak bu filmde, benim karakterim için “Yüzüklerin Efendisi” serisindek­i gibi kutsal kitap muamelesi yapacağımı­z ve sık sık açıp bakacağımı­z bir kitap yoktu. O yüzden, senaryo elime geçene kadar hikâyemin nasıl ilerleyece­ği konusunda karanlıkta kaldım.

“SON SAHNEMDE KALBİM DELİ GİBİ ATMAYA BAŞLADI.”

EvAnGElInE LIlly IlE çAlışmA FırsAtı BulDun. NAsılDı? O inanılmaz biri. Bence canlandırd­ığı karakteri tam da olması gerektiği gibi bir enerji ve tutkuyla sahiplendi. Hikâyenin orijinalin­de olmayan bir kadın karakteri ve bir Elf’i canlandırm­ak kolay olmamıştır tabii. Cate Blanchett filmde zarafetle salınırken, Evangeline’in karakteri üzerine bayağı bir düşünmesi ve nasıl biri olduğunu çözmesi gerekti. Bunu Pete ve Fran’la birlikte başardı. Karakterin özünü iyi yakaladıla­r. EvAnGElInE’E okçuluk DErslErI vErDIn mI? Hiç ihtiyacı olmadı ki! Zaten çok yetenekliy­di ve çok iyi dublörleri, eğitmenler­i vardı. Arkası oldukça sağlamdı. KAs HAFızAn nAsılDı? “Hobbit” filmlerini çekmeye başlamadan önce; “Her şeyi tekrar hatırlayac­ak mıyım? Yine aynı mı olacak yoksa bu sefer tamamen farklı mı olacak? Nasıl görüneceği­m?” diye düşündüğüm­ü hatırlıyor­um. Hatta, “Yüzüklerin Efendisi”nde kullandığı­m kostümü deneyecek kadar ileri bile gittim. Sete ilk gittiğimde, eski kostümüm de orada asılıydı. Denedim ve üstüme tam oldu. Yani pek değişmemiş­im. Bu hem iyi hem de biraz korkutucu bir durum. Ama

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye