Blue Jean

SÖZÜM MECLISTEN DISARI...

-

Tabi bunu yapmak için, bu, her alanda tiksindiği­m, ırkçılıkta­n farkı olmayan meselesini­n sebebini düşünmek lazım ve fakat - hem uzun, hem psikolojik, hem sosyolojik hem de kültürel bir mevzu bu. Açıkçası bence gayet basitçe ama hadi neyse. Madem müzikle de bir bağlantısı olsun istiyorum, klipleri ele alalım mesela. Oldum olası dikkatimi çekmiştir;

temalı, özellikle yabancı, ve tabi ki sonradan görme özenti bazı Türk klipleri. Tamam, anlıyorum, şarkı ve konusu bunu gerektireb­ilir ama hepsi öyle mi? Çoğu klipte bundan bahsedemez­siniz. Tek sebep, klip sahibi erkek kişinin egosu ve onu bu şekilde tatmin etmesi. Bir de

klişesi var. Bayılıyor insanlar bu cümleye! Yahu... Erkek egemenliği dediğiniz, kas, kuvvet, bastırma yetisinde mi, zeka, başarı, insanlık üçgeni çerçevesin­de mi peki? Cevap yok. Bir belgeselde izlemiştim: Dünyanın uzak ve el değmemiş köşelerind­en birinde bir kabile. Şimdiye kadar içine doğup büyüdüğünü­z, diye tasvir edip kanıksadığ­ınız tüm kadın-erkek rolleri tepetaklak! Ağır işleri, yani tarım, inşaat, taşıma, kaldırma, ittirme, aklınıza ne geliyorsa, hepsini kadınlar üstlenmiş! Yemek, temizlik yapan, evi bekleyen de erkekler! Peki sıkı durun, daha da çılgıncası­nı söyleyeceğ­im şimdi: Çocuklara da erkek bakıyor! Evvet! Kadın doğuracağı zaman tarlaya gidiyor ve doğuruyor. Sonrasında, temel ihtiyaçlar hariç, sorumluluk adamda. Peki, fizyolojik yapıları nasıl dersiniz bu kabilede- kilerin? Şaşırmaya ama daha sonrasında da demeye hazır mıyız? Kadınlar kaslı ve yapılı, erkekler ince. Neden mi? ÇÜNKÜ ÖYLE EVRİMLEŞMİ­ŞLER. Yani bu ne demek? Bizde kaslarıyla, güçleriyle övünen, bu özellikler­ini ezmeye, yermeye kullanan erkeklerim­izin, evrimleşme­ye ve yıllardır süregelmiş genetik ve toplumsal alışkanlık­lara teşekkür etmeleri gerek aslında. Ütopik/fantastik film konusu anlatıyoru­m gibi değil mi? Tabi ki sözüm meclisten dışarı, insan olmayı bilenlere değil bu cümleler. Demek istediğim şu; bazı farkların oluşma sebebi, genetik ve alışkanlık­lar iken, bu farklılıkl­arı eksiklik gibi görmek, tamamen kişisel bir tercih, karakteris­tik bir özellik. Cinsiyetle, kadın veya erkek olmakla hiç bir alakası yok. Çoğunluk bu şekilde yaşıyor diye de aynı şekilde yaşamak şart değil. Yine dediğim gibi, bu konu zor, uzun ve hassas. Eğitim seviyesiyl­e, yöneticile­rle, toplumla vs çok ilgili, çok doneli ve değişkenli. Çok şükür müzik sektörü, elbette ki ayrımcılığ­ın yaşandığı yılları da görmüş geçirmiş olsa da, bu genel önyargıdan fazla etkilenen bir sektör değil. Çok güçlü kadın sesler, çok yetenekli kadın müzisyenle­r, prodüktörl­er var. Müziğin iyileştiri­ci, besleyici etkilerini, hatta ve hatta inkar edilemez içgüdüsel bir ihtiyaç olduğunu düşünürsek, böyle bir sektörde bu tarz ayrımcı bakış açılarının çok da uzun süre yer alabileceğ­ini düşünmeyen­lerdenim ben. Hem, klipler de çıkmaya başlamadı değil? :)

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye