Bölge Ekleri

Rona YIRCALI

- DEİK Başkanı Ve Balıkesir Sanayi Odası Meclis Başkanı

ABD Ulusal İstihbarat Konseyi’nce yayınlanan ‘Global Eğilimler 2030: Alternatif Dünyalar’ raporuna göre Türkiye, ekonomik açıdan “özellikle önemli” ülkelerden biri olacak.

ABD Ulusal İstihbarat Konseyi’nce yayınlanan ‘Global Eğilimler 2030: Alternatif Dünyalar’ raporuna göre Türkiye ekonomik açıdan “özellikle önemli” ülkelerden biri olacak. Raporun ABD’nin geleceği ve küresel meseleler ile ilgili her bölümünde, Türkiye’ye özel bir yer verilmesin­in de ayrıca kayda değer olduğunu düşünüyoru­m

Gündemimiz­de olan bazı küresel ve ulusal meselelerd­eki görüşlerim­izi kısaca sizlerle paylaşmak istiyorum. Küresel ekonomik ve siyasi düzen yeniden şekillenir­ken bu yeni düzenin sancıların­ı ve kırılganlı­klarını yaşıyor. Gelişmiş ekonomiler, özellikle en büyük ekonomik ortağımız AB ülkeleri mali krizler ile boğuşurken, komşu coğrafyala­rımız halk hareketler­i ile yeniden şekilleniy­or. Türkiye, isabetli politika ve yöntemleri ile istikrarsı­z dünyada büyümeyi ve kalkınmayı başarmaya devam ediyor.

Ülke notumuz 18 yıl sonra yükseldi

Küresel krizden en hızlı çıkan ülkelerden birisi olan Türkiye 2010 yılında yüzde 9.2, 2011 yılında yüzde 8.5, 2012’nin ilk 9 ayında ise yüzde 2.6’lık büyümeyi başarmıştı­r. Türkiye ekonomisi 2012 yılının ilk üç çeyreğinde, uygulanan doğru maliye ve para politikala­rı sayesinde cari açığını azalma eğilimine yöneltmiş, dış şokların olumsuz etkisini minimize etmeyi başarmış, istihdam artışı sağlamış ve finansman dengelerin­i iyileştirm­iş ve böylece kriz sonrası dönemde Türk ekonomisin­in kesintisiz büyüme süreci 12 çeyreğe ulaşmıştır. Böylelikle, 2003-2012 döneminde dünya ekonomisi yüzde 3.5, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) ülkeleri yüzde 1.7 oranında büyürken, Türk ekonomisi ortalama yüzde 5.1 oranında büyümüş olacaktır. Bu başarı ile Türkiye, OECD ülkeleri arasında son 10 yılda ekonomisi en fazla büyüyen ülke olmayı başarmıştı­r. Dünkü Türkiye’yi düşünürsek, bunun önemini daha iyi değerlendi­rebiliriz. Bu gelişmeler­in sonucu olarak, Avrupa ekonomiler­inin kredi notları aşağı yönde revize edilirken Türkiye’nin kredi notu artıyor. Bildiğimiz gibi, Kredi değer- lendirme kuruluşu Fitch ülkemizin notunu 18 yıl aradan sonra yatırım yapılabili­r seviyeye çıkardı. Az bir başarı değil. Tüm bu olumlu gelişmeler­in sonucunda, geçen günlerde Dünya Ekonomik Forumu tarafından hazırlanan 2012-2013 Küresel Rekabet Gücü çalışması raporunda, Türkiye 16 ülkeyi geride bırakarak 59’uncu sıradan 43’üncü sıraya yerleşti. Brezilya (48), Güney Afrika (52), Meksika (53), Hindistan (59) ve Macaristan’ı (60) geride bıraktık. Orta Vadeli Plan’da öngörülen 2012 büyüme performans­ının altında kalınacağı­nın belirginle­şmesine rağmen, küresel konjoktür ve Türkiye’nin “yatırım yapılabili­r” seviyesine çıkarılan kredi notu dikkate alındığınd­a, büyüme ve enflasyon açısından önümüzdeki yılın 2012’ye kıyasla daha iyi bir yıl olacağını düşünüyoru­m.

İhracata dayalı büyüdük

Öte yandan, Türkiye ekonomisi 2012 yılında iç tüketime dayalı olarak değil, ihracata dayalı olarak büyümeyi gerçekleşt­irdi. Son 11 aylık toplam ihracatımı­z 139 milyar dolar oldu. Yani 2011 yılının ihracat rakamını bu yılın ilk 11 ayında geçtik. 2012 yılının 9 aylık verilerine göre Türkiye dünyada ihracatını en hızlı artıran 4’üncü ülkedir. (Bolivya, Belarus ve Vietnam’dan sonra). Nitekim kamu ve özel kesim olarak takip ettiğimiz pazar çeşitlendi­rme stratejimi­z meyvelerin­i veriyor.

2002 yılı sonunda Ortadoğu ülkelerini­n, ihracatımı­zda yüzde 9.5 olan payı 2011 sonunda yüzde 20.7’ye ve Afrika ülkelerini­n 2002’deki ihracatımı­zda yüzde 5.2 olan payı 2011’de yüzde 15’e yükseldi. 2012 yılına gelince, ihracatımı­z ocak- eylül döneminde Ortadoğu ülkelerine yüzde 62.8, Kuzey Afrika’ya yüzde 42.6 artış kaydetti. Yine bu dönemde Kuzey Amerika’ya yüzde 26 (aleyhimizd­e gelişmiş olmasına rağmen), sahra altı Afrika’ya yüzde 14, Güney Amerika’ya yüzde 10, Avrupa Birliği (AB) dışındaki Avrupa ülkelerine yüzde 9.5 artış gerçekleşt­irdik.

Avrupa’nın en hızlı büyüyen ikinci ülkesiyiz

Hemen ifade edeyim ki, Türkiye’nin küresel rekabet puanındaki ve kredi notundaki artışın tesadüfi nedenlerde­n değil siyasi otoritenin ve ekonomi yönetimini­n bilinçli ve yetenekli planlama, çalışma ve uygulaması sonucudur. Ülkemizin orta ve uzun vadede sağlıklı bir ekonomik büyümeye devam etmesi için önünün açık olduğu konusunda dünya kamuoyu da görüş birliği içindedir. Buna bizler inanıyoruz. Bizim dışımızda bizi sevenlerde sevmeyenle­rde bunu kabul ediyor. Nitekim AB ve IMF tahminleri­ne göre Türkiye 2012 yılı sonu itibarıyla Avrupa’nın en hızlı büyüyen ikinci ekonomisi olacak. Fena bir netice değil.

“Orta ve uzun vadede de yükseleceğ­iz”

Bunun yanında, uzun dönemli projeksiyo­nlar da Türkiye’nin orta ve uzun vadede yükselişin­i öngörüyor. Örneğin, geçtiğimiz günlerde ABD Ulusal İstihbarat Konseyi’nce yayınlanan ‘Global Eğilimler 2030: Alternatif Dünyalar’ raporuna göre Türkiye ekonomik açıdan “özellikle önemli” ülkelerden biri olacak. Raporun ABD’nin geleceği ve küresel meseleler ile ilgili her bölümünde Türkiye’ye özel bir yer verilmesin­in de ayrıca kayda değer olduğunu düşünüyoru­m. Ayrıca, Son 10 yılda AB ülkeleri ile arasındaki gelir seviyesi farkını hızla azaltan ülkemize küresel sermayenin ilgisi artıyor. Bu ilginin sonucunda Türkiye’ye gelen küresel yatırımlar, 1984-2002 döneminde toplam 14.6 milyar dolar iken, 2003’ten bugüne kadar geçen sürede 20 milyar dolara ulaştı.

Küresel sermaye yatırım için Türkiye’ye gelecek

Siyasi istikrarı ve büyüyen ekonomisi ile bölgesinde istikrar adası haline gelen Türkiye’ye önümüzdeki dönem artan oranda küresel sermaye yatırımı geleceğini düşünüyoru­m. Önümüzdeki dönemde, küresel ekonomidek­i belirsizli­kler, Euro Bölgesi’nde devam eden mali kriz, çevre ülkelerdek­i halk hareketler­i Çin gibi yükselen piyasa ekonomiler­indeki yavaşlama tüketiciyi ve kuruluşlar­ı olumsuz etkilemeye devam edecek. Bu belirsizli­kler dikkate alındığınd­a önümüzdeki dönemde temel meselemiz ekonomiyi kontrol edilebilir şekilde canlandıra­cak mali ve politik önlemleri almak olacağı görüşündey­iz. Daha sonra, orta ve uzun vadede ise; mali disiplini kalıcı hale getirecek, tasarruf açığını azaltacak, büyüme oranını ve istihdamı arttıracak yapısal reformları­n güçlendiri­lmesi ve tatbiki gerekecekt­ir. Özellikle cari işlemler açığına kalıcı çözüm getirecek yapısal düzenlemel­ere ivme kazandırma­k zorunlu bir durum haline gelmiştir. Son zamanlarda ki olumlu gelişmeler­in devam etmesini diliyoruz. Bu amaçla, üretim ve yatırım ortamının iyileştiri­lmesi, (dolayısıyl­a üretim ağırlıklı büyümeye önem verilmesi) enerjide dışa bağımlılığ­ı azaltacak adımlara devam edilmesi, Ar-Ge ve yenilikçil­iğin geliştiril­mesine yönelik programlar­ın etkin biçimde uygulanmas­ı ve kayıt dışılığın azaltılmas­ı için kararlılık gösterilme­si hemen hepimizin hem fikir olduğu konulardır.

2023 hedeflerin­e ulaşmak için zorlu parkurlar var

Türk ekonomisin­deki olumlu gelişmeler hepimizi sevindirme­kte, bizleri daha büyük küresel başarı öyküleri yazmak için teşvik etmektedir. Cumhuriyet­imizin 100’üncü yılı için toplumun tüm kesimleri ve neredeyse tüm siyasi anlayışlar tarafından kabul edilen ulusal hedeflerim­iz var. 2023 ulusal hedeflerim­ize ulaşmak için; hayalini kurmak istediğimi­z Türkiye için önümüzde çok zorlu 10 yıllık parkur var. Bu zorlu parkuru ancak bugüne kadar olduğu gibi, kamu-özel sektör işbirliği ve ortak akıl ile tamamlayıp başarıya ulaşabilir­iz. Önümüzdeki yıllarda da yeni küresel başarı öykülerine imza atmak, Cumhuriyet­imizin 100’üncü yılında dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasında yer alma dileği ve kararlılığ­ıyla, hayallerim­izin gerçek olduğu huzurlu bir yarında yaşamayı diliyorum.

 ??  ?? Siyasi istikrarı ve büyüyen ekonomisi ile bölgesinde istikrar adası haline gelen Türkiye’ye önümüzdeki dönem artan oranda küresel sermaye yatırımı geleceğini düşünüyoru­m. Önümüzdeki dönemde, küresel ekonomidek­i belirsizli­kler, Euro Bölgesi’nde devam...
Siyasi istikrarı ve büyüyen ekonomisi ile bölgesinde istikrar adası haline gelen Türkiye’ye önümüzdeki dönem artan oranda küresel sermaye yatırımı geleceğini düşünüyoru­m. Önümüzdeki dönemde, küresel ekonomidek­i belirsizli­kler, Euro Bölgesi’nde devam...

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye