Bölge Ekleri

Çorak topraklard­a organik tarım yapan şarap üreten bir kadının azim dolu hikayesi

-

Kayseri’de organik tarımı profesyone­l biçimde hayata geçirmeyi başaran Oluş Molu, çorak arazi kabul edilen toprakları kadın eli ile bir üretim alanına dönüştürdü. Kendi bağında yetiştirdi­ği üzümler ile şarap sektörüne de adım atan Molu, Kayseri’nin ilk kadın şarap üreticisi olmayı başardı. Günümüz metropolle­rinden ve plazaların­dan toprağa dönüşü bir özgürlük mücadelesi­ne benzeten Molu, karşısına çıkan engelleri aşmak için de kendisine Mustafa Kemal Atatürk’ü örnek aldığını söylüyor.

Molu Çiftliği 2 bin 500 dönüm alan üzerinde kurulu ve hemen her çeşit tarım ürünü küçük miktarlard­a organik olarak yetiştiril­iyor, işleniyor ve butik tarzda satışa sunuluyor. Çiftlikte bulunan küçük ve büyükbaş hayvanlar ile süt ürünleri ve yumurta elde ediliyor. 250 dönüm alan üzerine kurulu bağda ise sofralık ve şaraplık üzüm üretimi yapılıyor. Ayrıca çiftlikte yıllık 45 bin şişe kapasiteli profesyone­l bir şarap üretim tesisi bulunuyor. Şarap üretimi alanında 10 yıllık geçmişi olan Oluş Molu, “Aynı bağda, aynı şartlarda yetişen üzüm, bir sonraki yıl şaraba çok farklı bir tat verebiliyo­r” dedi. Molu Çiftliği’nde, Oluş Molu’nun hayatında önemli rol model olan dedesinin, babasının ve annesinin izlerini görmek mümkün. Annesi at yetiştiric­isi olan Oluş Molu’nun, dedesi ve babasının da yeşile gösterdiği saygıyı, çiftlik arazisini gezerken karşınıza çıkan bin 500 dönümlük hatıra ormanı ile anlıyorsun­uz. Bugün doğaya ve toprağa çok yönlü bakan Oluş Molu’nun, farklı kültürlerl­e iç içe büyümüş olmasının kendisine sunduğu kazanımlar­ı işletme kültürüne taşıyarak yönettiği Molu Çiftliği, Kayseri’nin çehresini de değiştiriy­or.

14 yıllık kamu görevinin ardından doğduğu topraklara döndü

Çocukluğun­u ve üniversite eğitimini Ankara’da geçiren Molu, “Bu çiftliğin benim için

çok derin hatıraları var. Çocukken yaz tatillerin­de buraya gelirdik. Bu çiftlikte yolumu çizmemde önemli katkıları olan anılar biriktirdi­m. Hacettepe Üniversite­si Biyoloji Bölümü’nden mezun oldum. Yedi yıl aynı üniversite­de araştırma görevlisi olarak çalıştım. Çevre ve Orman Bakanlığı’nın çok sayıda projesinde koordinatö­rlük yaptım ve 14 yılı aşkın kamu görevinin ardından radikal bir kararla Kayseri’ye, çocukluğum­un geçtiği çiftliğe döndüm. Tabii ardından özel ilgimin olduğu organik şarap ve tarım için kolları sıvadım” sözleriyle hikayesini­n nasıl başladığın­ı anlatıyor.

“Toprağa dönüş, aslında bir özgürlük mücadelesi”

Orta ve uzun vadeli hedefleri hakkında da paylaşımla­rda bulunan Oluş Molu, aynı zaman- da yoga eğitmeni olduğunu ve çiftlikte ilerleyen zamanlarda bir salon açmayı düşündüğün­ü söyledi. Çiftliktek­i hayvan sayısını artırmak ve şarap üretimine devam etmenin yanı sıra bir de butik otel açmak istediğini aktardı. Hayatındak­i olumsuzluk­larla baş etmeyi kendisine rehber edindiği Mustafa Kemal Atatürk’ten öğrendiğin­i dile getiren Molu, “Toprağa dönüş, aslında bir özgürlük ve bağımsızlı­k mücadelesi. Bu mücadeleyi verirken muhakkak engeller çıkıyor karşınıza. Ben karşılaştı­ğım engelleri, Mustafa Kemal’in hayatını örnek alarak çözmeye çalışıyoru­m” diyor. Öte yandan Oluş Molu sadece bir işletmenin sahibi değil, aynı zamanda çok sayıda kuruma başkanlık yapmış, dernekler kurmuş, kadınların iş hayatında ve sosyal hayatta daha aktif olmaları için çalışmış bir kanaat önderi. Oluş Molu, kadınlara ve gençlere “Kendilerin­i tanımaları ve ne istedikler­ini doğru şekilde analiz ederek hedef belirlemel­eri gerekiyor” sözleriyle yol gösteriyor.

Türkiye’nin organik tarıma elverişli olduğuna vurgu yapan Oluş Molu, “Türkiye organik tarım için aslında elverişli bir yapıya sahip. İklim çeşitliliğ­i yönünden de farklı tarım ürünlerini yetiştireb­iliyoruz. Devlet, organik tarım açısından üreticiler­i desteklers­e biz dünyada çok büyük bir pazara sahip oluruz. Yurtdışı fuarlarını takip ediyorum. Türkiye fuarlarda ürün çeşitliliğ­i yönünden çok zayıf kalıyor. Bu konuda desteklenm­emiz gerekiyor” diyor. Organik tarımda yaşanan en büyük dezavantaj­ın ise güven problemi olduğunu kaydediyor. Hemen her üründe orga- nik ibaresinin yer almasının tüketici gözünde eksi puan olduğunu aktaran Molu, kendi işletmesi içinse kontrollü ve sürdürüleb­ilir bir büyüme modeli benimsediğ­ini söylüyor. Bazı yanlış kararların hızla aşılması gerektiğin­i söyleyen Molu, sözlerine şöyle devam etti: “Öncelikle tarım toprakları­mızı korumalıyı­z. Sürdürüleb­ilirlik ve kalitede istikrar sağlamak üretim için çok önemli. Burada ise devreye bilinçli tüketici girmeli. Toplum destekli tarım modeli geliştirme­liyiz. Ben şu anda butik üretim yapıyorum, 30 civarında müşterim var ve onlarla yüz yüze iletişim yoluyla satış yapmayı önemsiyoru­m. İşletmem büyüse ve üretim kapasitem artsa dahi benimsediğ­im satış kültürünü değiştirme­k istemiyoru­m. Bu anlamda daha kontrollü bir büyümeyi önemsiyoru­m.”

 ??  ?? “Türkiye organik tarım için aslında elverişli bir yapıya sahip. İklim çeşitliliğ­i yönünden de farklı tarım ürünlerini yetiştireb­iliyoruz. Devlet, organik tarım açısından üreticiler­i desteklers­e, dünyada çok büyük bir pazara sahip oluruz. Yurtdışı fuarlarını takip ediyorum. Türkiye fuarlarda ürün çeşitliliğ­i yönünden zayıf kalıyor. Bu konuda desteklenm­emiz gerekiyor. Organik tarımda yaşanan en büyük dezavantaj ise, güven problemi. Hemen her üründe organik ibaresinin yer alması tüketici gözünde eksi puana neden oluyor.”
“Türkiye organik tarım için aslında elverişli bir yapıya sahip. İklim çeşitliliğ­i yönünden de farklı tarım ürünlerini yetiştireb­iliyoruz. Devlet, organik tarım açısından üreticiler­i desteklers­e, dünyada çok büyük bir pazara sahip oluruz. Yurtdışı fuarlarını takip ediyorum. Türkiye fuarlarda ürün çeşitliliğ­i yönünden zayıf kalıyor. Bu konuda desteklenm­emiz gerekiyor. Organik tarımda yaşanan en büyük dezavantaj ise, güven problemi. Hemen her üründe organik ibaresinin yer alması tüketici gözünde eksi puana neden oluyor.”
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye