Mersin Limanı, kentimizi dünya denizyolu sistemine dahil eden bir çıkış kapısıdır
Dünya deniz ticaretinin yüzde 84’ü, Türkiye’nin dış ticaretinin ise yaklaşık yüzde 87’si denizyoluyla taşınıyor. Dünya ticaretinin taşıyıcısı olan deniz ticaretinden pay almak hem ülkemiz hem kentimiz için son derece önemli. Mersin, sahip olduğu kıyı tesisleriyle denizcilik açısından büyük potansiyel taşıyor. Mersin, Taşucu ve Serbest Bölge Limanları, Mersin ve Kumkuyu Marinası, Anamur İskelesi, POAŞ, diğer petrol şamandıra ve platformları ve balıkçı barınakları kente değer katan kıyı tesisleridir.
En önemli kıyı tesisimiz olan Mersin Limanı, kentimizi dünya denizyolu sistemine dahil eden bir çıkış kapısıdır. TCDD tarafından işletildiği 2007 yılında özelleştirilerek MIP’e devredilen Mersin Limanı’nda yapılan yatırımlar ve iyileştirmeler sonrası yük tonajı ve konteyner hareketi açısından önemli artışlar kaydedildi. Özelleştirme sonrası 10 yıllık süreçte kargo elleçleme değeri yüzde 65, konteyner hareketi değerleri ise yüzde 80 oranında arttı. Son dönemdeki yük hareketi ile dünyanın en büyük 100 konteyner limanı arasına girmeyi başaran Mersin Limanı, AB TEN-T projesi 2020 yılı A kategorisi limanlar kapsamına alındı. Limanımız, AB Ulaştırma Ağı Deniz Otobanları Projesi’ne Türkiye’den kabul edilen iki limandan biri ve Orta Doğu ülkelerinin ve Bağımsız Devletler Topluluğu’nun transit merkezidir. Ülkemizde hinterlandı en geniş limanlardan biri olan Mersin Limanı, İç Anadolu, Akdeniz, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin yüklerine hizmet veriyor.
Odamızın verilerine göre 2017 yılında; 13milyon 99 bin 44 ton yükleme, 19 milyon 657 bin 182 ton boşaltma olmak üzere, toplam 32 milyon 756 bin 226 ton yük elleçlendi. Bu değerler, 2017 yılında bütün limanlarımızda elleçlenen toplam yükün yüzde 7’sini oluşturuyor. Aynı yıl Mersin Limanı’nda 1.521.365 TEU konteyner hareketi gerçekleşti. 2018 yılının Ocak -Temmuz döneminde ise Mersin Limanı’nda; 8 milyon 223 bin 729 ton yükleme 11 milyon 779 bin 344 ton tahliye olmak üzere toplam 20 milyon 3 bin 73 ton yük elleçlendi. Aynı aylardaki konteyner hareketi ise 956 bin 422 TEU olarak kaydedildi.
Taşucu Limanı ile lojistik maliyetlerimiz azaldı
Taşucu Limanı, bölgenin tarım ve tarıma dayalı sanayi ürünlerinin ihracı ile Karaman, Konya illerimizin sanayi mamulleri ve çimento sanayisinin ihracatı için önemli bir limanımız. Her türlü yük gemisi, feribot ve ro-ro gemilerine ev sahipliği yapan limanın önemi son olarak KKTC Su Temin Projesi ile Mut ilçemize yapılacak rüzgar santrali projesinde ortaya çıktı. Proje kapsamında ihtiyaç duyulan malzemelerin tahliyesi bu limanımızdan yapıldı ve lojistik maliyetler açısından önemli avantajlar elde edildi. Taşucu Limanı’na, Konya Ovası Projesi Eylem Planı’nda yer alan Konya-Karaman-Mersin Ticaret Koridoru Projesi kapsamında da özel önem atfediliyor.
Kent kamuoyunun yakından bildiği üzere, odamız her zaman Taşucu Limanı’nın ticari liman olarak işletilmesinin yanı sıra geri sahasının da işlevsel olarak kullanılmasından yana olmuştur. Mersin Deniz Ticaret Odası özelleştirme sürecinin başında, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası ve Konya ve Karaman Ticaret Sanayi Odaları ile birlikte bir konsorsiyum oluşturarak liman ihalesine girmeyi planladı. Ancak Taşucu Liman Sahası’nda bulunan ‘Sanayi Tesis Alanı Taşınmazı’nın ‘mülkiyet satışı’ yöntemiyle ve ‘Taşucu Limanı ve Lojistik Tesis Alanı Taşınmazı’nın ise ‘belirli süreliğine işletme hakkının devri’ yöntemiyle ayrı ayrı değil bir bütün halinde özelleştirmesi odaların bütçelerini aştığından, odamız da ihaleye giremedi. İhale sürecinin uzaması ve limanın atıl kalması bölgemiz ve ülkemiz adına önemli bir kayıp.
Lojistik Merkezi Projesi yeniden hayata geçirilmeli
Kentin öncelikli sorunları hakkında Mersin’de faaliyet gösteren oda ve borsa başkanları ile birlikte yaptığımız istişare toplantılarında, ağırlıklı olarak ulaşım altyapı projeleri, Mersin ve Taşucu limanları ile lojistik merkez sorunu öne çıktı. Bu toplantılarda, çalışmalarına 2007 yılında başlanan ancak aradan geçen 11 yılda sonuçlanamayan Lojistik Merkezi Projesi’nin yeniden hayata geçirilmesi, oluşturulacak güçlü bir teknik ekiple projenin güncellenerek yeni bir çalışma ile ilgili bakanlığa yeniden teklif olarak sunulması konuları dile getiriliyor.
Diğer taraftan MDTO Denizcilik Lisesi’nin; sektörün ihtiyaç duyduğu nitelikli iş gücünü yetiştirebilmek için denizcilik gibi belirli bir alanda eğitim veren “tematik lise” statüsünden çıkarılması, denizcilik eğitimi açısından önemli bir sorunumuzdur. Bu gelişme, okulun öğrenci kabul sürecinde taban ve tavan puanlarını olumsuz etkiledi, düşürdü. Denizcilik Meslek Lisesi, aynı zamanda yeterlilik konusunda sorunlar yaşıyor. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından yapılan düzenlemeyle Denizcilik Meslek Lisesi mezunlarının gemi adamı yeterlilikleri Seviye 2’den Seviye 1’e düşürüldü. Yani makine ve güverte bölümü mezunlarımızın çalışabilecekleri gemilerin tonajı ve makine gücü düşürüldü, mezunlarımız tonajı 500 GT’dan büyük olan ve 750 KV’dan büyük makine ile yürütülen gemilerde çalışamaz duruma geldi. Bu nedenle mezunlarımızın çalışabilecekleri gemi alternatifleri azaldı.