Sertel Vida, son 2.5 yılda yaklaşık 20 milyon dolarlık yatırım yaptı
Sertel Vida, son yıllarda yaptığı yatırımlarla uluslararası firmalara endüstriyel vidalar üretecek konuma geldi. Türkiye’nin çivi ihracatının yüzde 55’ini yaptıklarını söyleyen Sertel Vida Yönetim Kurulu Başkanı Serhat Dövenci, “Türkiye’de ekonomik kriz var. Piyasalardaki finansal kriz şu an göz ardı edilemeyecek düzeyde ağırlaşıyor. Dolayısı ile hedeflediğimiz ihracat rakamı düşebilir. Ancak firmamızın ihracat açısından önümüzdeki beş aylık siparişleri dolu. Bu yüzden rahat çalışıyoruz. İhracat dolayısı ile krizden kısmen etkileniyoruz. Türkiye’nin geleceğine inandığımız için son 2.5 yıldır yaklaşık 20 milyon dolarlık yatırım yaptık” dedi. tün çeşitleri piyasaya sunmadığınızda rekabetçi olamıyorsunuz. Üretmediğiniz çeşitleri ithal etmek zorundasınız” değerlendirmesini yaptı.
Öte yandan Sertel Vida’nın, Mersin’de 1994 yılında sanayi ve endüstriyel çiviler üreterek sektörde faaliyet göstermeye başladığını hatırlatan Dövenci, “2017 yılında Türkiye’nin en fazla ihracat yapan firmaları sıralamasında 822’nci sırada yer aldık. 2018 yılında ise ilk 700 firma arasına girmeyi hedefledik” diye konuştu. Mersin Tarsus OSB’deki tesislerinde 700 kişiyi istihdam ettiklerini belirten Dövenci, , çivi ve vida üretiminde Türkiye’nin en çok ihracat yapan firması olarak öne çıktıklarını ifade etti.
“Kriz nedeniyle bankaların baskısı altında kaldık”
Sertel Vida’nın her yıl yüzde 20 ila 30 büyüdüğünü ve 2018’e kadar yatırımlarını sürdürdüğünü kaydeden Dövenci, şunları söyledi: “İhracat açısından önümüz açık. Pazar olarak bir kısıtlamamız yok. Küresel ölçekte konjonktür olarak şanslı bir dönemdeyiz. Ülkelerin ticareti normal seyrinde gidiyor. Kayda değer bir daralma yok. Ayrıca ABD ve Kanada’da da olumlu gelişmeler var. Sektörel olarak pazarlamayla ilgili de bir sorunumuz yok. Türkiye’nin son yıllardaki yoğun performansı doğrultusunda öz sermayemiz ve bankalardan temin ettiğimiz krediyle 20 milyon dolarlık makine parkı yatırımı yaptık.”
Bununla birlikte 2018’de ekonomik kriz başlayınca küçük ve orta ölçekli bankaların baskısı altında kaldıklarını vurgulayan Dövenci, “Elimizdeki her üç krediden biri gitti. Bu durumda daha önce dört ila beş ay vadeli sattığımız ürünleri bir ay vadeye çektik. İşletme sermayemizi geri çağırarak borçlarımızı ödeyebildik. Özellikle stoklarımızı da azaltarak kredi finansman maliyetini önemli ölçüde azalttık” dedi.