Packerman, Çukurova meyvelerini tüm ülkelere ulaştırmayı hedefliyor
Soğuk zincir lojistiği, yaş meyve-sebze paketleme, soğuk hava depoculuğu, sigortacılık, mühendislik ve otomotiv alanlarında faaliyet gösteren Erman Şirketler Grubu’nun bünyesindeki Packerman Gıda Lojistik, Çukurova’da üretilen meyveleri tüm ülkelere ulaştırmayı hedefliyor. Packerman’ın; soğuk zincir lojistiğinde, her türlü ürünü her aşamada işleyebilen altyapı, tesis ve otomasyona sahip olduğunu belirten Erman Şirketler Grubu Genel Müdürü Emrah Deniz, yüzde 100 ihracat odaklı çalıştıklarını söyledi.
Packerman’ın 10 bin ton kapasiteye sahip tesisi ile faaliyet gösterdiğini ifade eden Emrah Deniz, ancak daha az kapasite ile çalışarak müşterilere özel çözümler ürettiklerini ve niş pazarlarda aranan marka olduklarını söyledi. Yüksek teknolojiye sahip tesislerinde Packerman markası ile Türkiye’de üretilen her türlü yaş meyve ve sebze işleme, paketleme, depolama, kontrol ve taşımacılığını yaptıklarını dile getiren Deniz, “AB’den aldığımız hibe, maddi yönden destek olmasıyla birlikte Avrupa standartlarına ulaşmamızı da sağladı. Paketleme tesisimiz aynı anda BRC, Global Gap ve Sedex ile sertifikalanan, bölgemizdeki nadir tesislerden biri” dedi.
“Tamamen ihracat odaklı çalışıyoruz”
Packerman’ın, İngilizce’de ‘paketleyen’ anlamına gelmesi nedeniyle hem yaptıkları işe uygun olduğunu, hem de firmaları Erman Lojistik’le isim benzerliğini yakaladığını anlatan Deniz, “Markamızı hızlı şekilde tescil edip bu alanda ilerledik. Sık kullanılan bir
isimmiş gibi görünmesine rağmen, global ölçekte bu ismi bu alanda kullanan başka bir firma yok” diye konuştu.
İç piyasaya satışlarının yok denilecek kadar az olduğunu, yalnızca ikinci kalite ve meyve suyunda değerlendirilecek ürünleri yurtiçine sattıklarını vurgulayan Emrah Deniz, yüzde 100 ihracat odaklı çalıştıklarını kaydetti. Ağırlıkla AB ülkeleri olmak üzere batıda Kanada, doğuda ise Hong Kong ve Malezya’ya kadar müşteri ağına sahip olduklarına dikkat çeken Deniz, “Yaş meyve-sebze ihracatçılarının yoğun olarak çalıştığı Ukrayna ve Rusya pazarından olabildiğince uzak duruyoruz. Hedefimiz; kalite talebinin yüksek, rekabetin az olduğu pazarlarda çalışmak” ifadelerini kaydetti. Özellikle narenciye ve nara odaklandıklarının altını çizen Deniz, müşteri portföyleri gereği en çok limon, greyfurt ve nar ihracatı gerçekleştirdiklerini söyledi. Ürünlerin yüzde 20’sini kendi bahçelerinden, kalanını ise Çukurova’daki çiftçilerden tedarik ettiklerini ileten Deniz, organik nar üretimi konusunda çiftçileri eğiterek bölgede markalaşmaya hazırlandıklarını aktardı.
Döviz kuru ve üretim artışı sektörü olumsuz etkiledi
Sektör açısından 2017-2018 sezonunun nispeten başarılı olmasına rağmen, 2018-2019 sezonunun sorunlu geçtiğini dile getiren Emrah Deniz, bu durumun birinci nedeninin 2018 sezonunun başında yaşanan kur dengesizliği olduğunu vurguladı. İkinci
sebebin ise küresel yaş meyve-sebze tüketim hacmindeki daralma ve üretimdeki artış olduğuna dikkat çeken Deniz, şu görüşleri kaydetti: “İhracatta en fazla söz sahibi olan İspanya’da bile çiftçiler defalarca eylem yaparak, hükümeti acil eylem planına çağırdılar. 2019-2020 sezonunu öngörmek bizim için hakikaten zor, çünkü iklim şartları, kurlar, pazarlardaki ekonomik tabloları görmek için çok erken.” Sektörde yaşanan en büyük sorunun yoğun yerel ve uluslararası rekabet olduğunu ifade eden Emrah Deniz, yurtdışındaki firmalardan çok Türk firmaları ile rekabet ettiklerini, bu durumu fırsat bilen müşterilerin ise ürünü bazen maliyetinin altında satın aldığını anlattı. İspanya, Güney Afrika veya Mısır’daki gibi bir fiyat politikası oluşturamadıklarını belirten Deniz, “İrili ufaklı binlerce firma, yaş meyve-sebze ihracatı yaptığından bu konunun çözümü imkansız görünüyor. Bizim bu konudaki çözümümüz, kaliteye değer veren pazarlara yönelip, daha az ürünü daha yüksek fiyata satmak” şeklinde konuştu.