Karşılıklı yatırımlarla ticaret hacmini 10 milyar dolara çıkaracağız
İki ülke arasındaki ilişkilerin her alanda mükemmel düzeye ulaşması için çabalarımızı daha da yoğunlaştıracağız. İkili işbirliğimizin yanı sıra Türk Konseyi çalışmalarına katkıda bulunma yönündeki mutabakatı da en mükemmel şekilde devam ettiriyoruz. İki ülkenin ortak tarihine dayanan işbirliği giderek gelişiyor. Bölgesel ve küresel konularda iki ülkenin istikameti de aynı olan iki ülke arasında son yıllarda içeriği zengin ve olumlu görüşmeler yapılıyor. Türk firmaları Kazakistan’da başarılı işler yapıyor. Ülkemizde bin 800’den fazla şirket var. 1.9 milyar dolar ticaret hacmine ulaştık. Yakın zamanda 5 milyar dolara, daha sonra da 10 milyar dolara çıkarma konusunda hedef koyduk. Ortak Ekonomi Programı’nın 2020, 2030 yıllarına uzanan kısmına imza attık. Halen tutarı 800 milyon dolara yaklaşan 24 projenin yürütülüyor.
Türk Keneşi çok başarılı olacak…
Türk Keneşi’nin başarılı bir gelişim süreci yaşıyor. Türk devletleri arasındaki birliktelik beni çok mutlu ediyor. Yeni bir tarih sayfası açılıyor. Türk Keneşi küresel anlamda önemli siyasi ve ekonomik popülerlik kazandı. Aynı zamanda Türk dünyasında entegrasyonumuzu da artırmış bulunuyoruz. Macaristan'ın ise gözlemci ülke olmasını memnuniyetle karşıladık. Budapeşte’de Türk Keneşi
Ofisi’nin açılması, örgütün Avrupa vektörünün geliştirilmesi açısından son derece önemli. Gelinen noktada 160 milyona yakın nüfusa sahip Türk dünyası ailesi büyüyerek, işbirliği kapsamını genişletiyor.
‘Türk Vizyonu-2040’ stratejisi oluşturulmalı
Türk topluluklarının uzun vadeli geleceğe dönük hedefleri ile bu amaçlara ulaşmanın yolları belirlenecek ‘Türk Vizyonu – 2040’ stratejisi geliştirilmeli. Böylece Türk Keneşi ülkeleri için dış politika ve ‘yumuşak güç’ politikası, ticaret ve transit, turizm ve yatırım, enerji ve yeşil ekonomi, küçük ve orta ölçekli işletmeler gibi öncelikli alanlardaki işbirliğini pekiştirmeye yeni bir ivme kazandırılmış olacak. Bunun yanı sıra söz konusu belgeye kültür ve eğitim, gençler politikası ve sağlık, dijitalleştirme ve yapay zekâ alanları da dâhil edilmeli. Yine bu yönde ‘İki dünya eşiği, er Türk'ün beşiği’ olan Türkistan şehrinin kalkındırılmasına önem verilmeli. Türk entegrasyonunun başarılı olması sadece üye ülkeler için değil, tüm Avrasya coğrafyasındaki güvenlik ve istikrarın pekiştirilmesinde de stratejik öneme sahip.
COVID-19 salgınını da birliktelikle aşacağız
Ölümcül bir salgın olan COVID-19 salgının ani yayılması, tüm insanlığı tehdit ediyor. Şimdiden dünya çapında 1.4 milyondan fazla insan bu hastalığa yakalandı ve on binlerce insan öldü. Bu nedenle, devletler bu tehlikeli hastalığa karşı aşı geliştirmek için aktif olarak işbirliği yapıyor, modern bilimin ve teknolojinin tüm ileri başarılarını ortak hedefte kullanıyor. Avrasya Ekonomik Birliği, Şanghay İşbirliği Örgütü, Asya’da İşbirliği ve Güven Arttırıcı Önlemler Konferansı, AGİT’in Kazakistan’daki tarihi zirvesi, Astana Ekonomik Forumu ve EXPO Dünya Sergisi gibi etkinliklerin hepsi Kazakistan ile diğer ülkeler arasında dostluk ilişkileri kurmak, güven tesis etmek ve ekonomik işbirliğini derinleştirmek için gerçekleştirildi. Hayatın kendisi ve bugünkü durum; bizim seçtiğimiz entegrasyon, birlik ve beraberlik temelli politikanın tek doğru yol olduğunu teyit ediyor. Bütün dünyayı alarma geçiren salgın yeni bir küresel ekonomik kriz yarattı. En büyük işletmeler faaliyetlerini durdurdu, ulaştırma duraksadı. Petrol fiyatları düştü. Sınırlar kapatıldı, etkileşim durdu. Bütün bunlar, daha önce görülmemiş, muazzam bir durgunluğa sebep oluyor, işsizlik artışına yol açıyor.
Tahıl ihracatında dünyada önde gelen altı ülkeden biriyiz
Anavatanımız Kazakistan, petrol de dâhil olmak üzere yer altı kaynakları bakımından zengin ülke. Son yıllarda ben defalarca: “Petrol ve gaz yataklarına güvenemeyiz, bu bağımlılıktan kurtulmalıyız” demiştim. Bu nedenle bağımsızlık yıllarında biz ekonomimizi çeşitlendirmeye başladık. Bu amaçla ‘Kazakistan-2050’ stratejisini geliştirdik ve ‘Aşamalı Endüstriyel-Yenilikçi Kalkınma’ programının bir parçası olarak binden fazla yeni işletme açtık. Bunun sayesinde dünya pazarında rekabetçi ürünler üretmeye başladık ve ülkemize yeni teknolojiler geldi. Bu, ülkemizdeki üçüncü teknolojik modernleşmenin başlangıcı oldu. Kazakistan’da daha önce benzeri görülmemiş demiryolu ve otomobil karayolları ağı örülmüş oldu. Sistemli reformların sonucu olarak, tarım sektörü hızla gelişti: Kazakistan sadece et, süt ve gıda bakımından kendi kendine yeten ülke olmakla kalmayıp, aynı zamanda tahıl ihracatında dünyada önde gelen altı ülkeden biri haline geldi.
Yaşamın kendisi, ülkeyi gelecekteki öngörülemeyen şoklardan korumak için kayda değer çaba ve kaynakların harcandığı bu reformların doğruluğunu kanıtladı. Anayasamızın ilk maddesinde, devletimizin en yüksek değerlerinin ‘insan ve insanın hayatı, hakları ve özgürlükleri’ olduğunu belirtiyor. Bu nedenle sağlık sektörünün gelişimine özel önem verildi. ‘Sağlıklı Kazakistan’ programı çerçevesinde bütün bölgelerde modern düzeyde yüzlerce hastane ve klinik inşa ettik. Başkentte en ileri teknoloji ile donatılmış bir dizi büyük bilimsel ve tıp merkezi oluşturduk, uzmanlarını dünyanın en gelişmiş ülkelerinde tecrübe paylaşımına yönlendirdik ve ‘Bolaşak’ programı kapsamında eğitim almalarına olanak sağladık. Bu tedbirlerin sayesinde, şu anki gibi kriz durumunda, ulusun sağlığında büyük bir tehlike oluştuğunda, doktorlarımız profesyonel düzeyde bulaşıcı virüsün teşhisini koyuyor ve gereken tedavisini uyguluyor.
Tabii ki, karşılaştığımız durum basit değil. Bu, tüm devletlerin omuzlarına ağır bir yük ve bir meydan okuma. Ancak biz muhakkak bu çetin dönemi halkımızın kararlılığı, iradesi ve özgüveni sayesinde atlatacağız. Bunun için gereken her şeyimiz var: finans, malzeme kaynakları, ekipman, gıda. Bundan dolayı endişeye ve paniğe düşmek için hiçbir mahal yok. Bugünkü Kazakistan, Sovyetler Birliği’nin parçalandığı 1990’lı yılların Kazakistan’ı değil. Bizim zor zamanlarda kimseye avuç açmamak için, gelecek nesil ve devlet bekası için uzun yıllar önce oluşturduğumuz Ulusal Fon’umuz var. Şimdi Ulusal Fon ve ülkenin döviz rezervlerinde 90 milyar dolar bulunuyor. Onları akıllıca ve tasarruflu bir şekilde kullanırsak, bugünkü başımızdaki bu sınavdan yüzümüzün akıyla çıkmamıza imkân var.
We will intensify our efforts even more so that the relations between the two countries can reach a perfect level in every field. In addition to our bilateral cooperation, we are carrying out the agreement on contributing to the work of the Turkish Council in the most perfect way. Cooperation based on the common history of the two countries is improving. In the recent years, rich and positive negotiations have been held between the two countries, which have the same direction in both regional and global issues. Turkish companies are doing successful jobs in Kazakhstan. There are more than 1,800 companies in our country. We have reached a trade volume of 1.9 billion dollars. We have recently set a target for 5 billion dollars, and then to 10 billion dollars. We signed the part of the Joint Economy Program, which covers the years 2020 and 2030. Currently, 24 projects with an amount approaching to 800 million dollars are being implemented.
The Turkish Council is experiencing a successful development process. The unity between the Turkish states makes me very happy. A new page of history is opening. The Turkish Council has gained significant political and economic popularity globally. At the same time, we have increased our integration in the Turkish world.
We welcomed Hungary gladly as an observer country. The opening of the Turkish Council
Office in Budapest is extremely important for the development of the organization's European vector. At this point, the Turkish world family, with a population of nearly 160 million, is growing and
The “Turkish Vision – 2040" strategy should be developed in order to determine the long-term future goals of Turkish communities and the ways to achieve these goals. In this way, a new momentum will be given for the Turkic Council countries to strengthen cooperation in priority areas such as foreign policy and 'soft power' policy, trade and transit, tourism and investment, energy and green economy, small and mediumsized enterprises. In addition, fields of culture and education, youth policy and health, digitization and artificial intelligence should be included in the document in question. Again, in this direction, attention should be paid to the development of the city of Turkistan, which is “two world thresholds, the cradle of er Turk”. Successful Turkish integration has strategic importance not only for the member countries, but also for strengthening security and stability across the Eurasian geography.
The sudden spread of the pandemic of COVID-19, a deadly outbreak, threatens all humanity. More than 1.4 million people worldwide are already infected with this disease and tens of thousands died. Therefore, states are actively cooperating to develop a vaccine against this dangerous disease, using all the advanced achievements of modern science and technology in a common goal. Activities such as the Eurasian Economic Union, Shanghai Cooperation Organization, Cooperation and Confidence Building Measures Conference in Asia, OSCE's historical summit in
Kazakhstan, Astana Economic Forum and EXPO World Exhibition were all carried out establish friendly relations and trust between Kazakhstan and other countries and to deepen economic cooperation. Life itself and the situation today; It confirms that the policy of integration, unity and solidarity we have chosen is the only correct way. The pandemic that alarmed the whole world created a new global economic crisis. The largest businesses stopped their operations, transportation has been paused. Oil prices have fallen. Borders were closed, interaction stopped. All this leads to an immense stagnation, unprecedented, leading to an increase in unemployment.
Our homeland Kazakhstan is a country rich in underground resources, including oil. In recent years, I have repeatedly said: "We cannot rely on oil and gas deposits, we must get rid of this addiction." Therefore, we started to diversify our economy during the years of independence.
For this purpose, we developed the “Kazakhstan-2050” strategy and opened more than a thousand new businesses as part of the “Progressive Industrial-Innovative Development” program. Thanks to this, we started to produce competitive products in the world market and new technologies came to our country. This was the beginning of the third technological modernization in our country. An unprecedented network of railroads and automobile roads was established in Kazakhstan. As a result of systematic reforms, the agricultural sector has developed rapidly: Kazakhstan has not only become a self-sufficient country in terms of meat, milk and food, but has also become one of the six leading countries in grain exports.
Life itself proved the correctness of these reforms happened with considerable efforts and resources to protect the country from unforeseen shocks in the future. First item of our Constitution states that the highest values of our state are “human and human life, rights and freedom”. Therefore, special attention was paid to the development of the health sector. We have built hundreds of modern hospitals and clinics in all regions within the framework of the “Healthy Kazakhstan” program. We have created a series of large scientific and medical centers equipped with the most advanced technology in the capital, directed its experts to sharing experiences in the most developed countries in the world and enabled them to receive training within the scope of the “Bolaşak” program. Thanks to these measures, in the event of a crisis, such as now, when there is a great danger to the health of the nation, our doctors diagnose and carry out the necessary treatment at a professional level.
Of course, the situation we encounter is not simple. This is a heavy burden and a challenge to the shoulders of all states. However, we will surely survive this difficult period thanks to the determination, will and self-confidence of our people. We have everything we need for this: finance, material resources, equipment, food. So there is no need to worry and panic. Today's Kazakhstan is not the Kazakhstan of the 1990s, when the Soviet Union broke up. We have a National Fund, which we created many years ago for the next generation and state survival, for not to lean on anyone in difficult times. Now the National Fund and the country's foreign currency reserves have 90 billion dollars. If we use them wisely and economically, it is possible for us to get out of this challenge with proud.