İki ülke arasındaki ticaret hacmi pandemiye rağmen yükselişte
araçlara sahip. Bu öncelikle ihracatçıların maliyetlerinin geri ödenmesi. Küçük işletmelerin ihracat maliyetlerinin yüzde 60'ı, diğer işletmelerin de yüzde 40’a kadarı devlet tarafından karşılanıyor. Genel olarak ürünlerin nakliyesi için masrafların geri ödenmesi, yurtdışında malların reklamı, yabancı sergilere, fuarlara ve festivallere katılım, yurtdışında dağıtım için bir katalog yayınlanması, yurtdışında depo tutulması, ticari markaların yurtdışında tescili ve sertifikasyon gibi ihracat desteği veriliyor. Kazakistan ayrıca işletmenin yetkinliğini artırma, teknolojik süreçleri iyileştirme, üretim organizasyonunun verimliliğini artırma maliyetlerini geri ödüyor.
Kurum örneğinde anlatacak olursam, ‘Damu Fonu’ faiz oranlarını destekliyor, Ticaret Bakanlığı ihracatçılara uluslararası sergilere seyahat sağlıyor, Kazakistan Sanayi Geliştirme Merkezi ihracat maliyetlerini karşılıyor, KazakhExport ihracat kredi sigortasını sağlıyor ve Kazakistan Kalkınma Bankası büyük ihracatçılara kredi veriyor, Atameken ihracatçı firma personeli ve uzmanlara eğitim veriyor, QazTrade ise şirketlerin dış pazarlara girmesine yardımcı oluyor.
Kazakistanlı üreticiler nüfusun beyaz et (tavuk eti) ihtiyacını sadece yüzde 55 oranında karşılıyor, toplam hacminin geri kalan yüzde 45'i dışarıdan ithal ediliyor. Bu da yılda yaklaşık 150 bin ton beyaz et ithaline tekabül ediyor. Balık ve balık ürünlerine gelince, Kazakistan’ın iç pazarı hâlihazırda 66 bin ton. Bu rakam orta vadede 120 tona kadar çıkartılabilir. Ayrıca Çin, Rusya ve Avrupa’ya 30 bin ton balık ihracatı yapılmakta ve bu rakam her yıl artıyor. Türkiye’nin tecrübesinden istifade edilerek ülkede tatlı su ve deniz suyu balıkçılığı çiftlikleri kurulabilir.
Kırmızı et konusunda, ülkemiz elverişli doğal ortamından dolayı Çin'e 1 milyon ton sığır eti ve 350 bin ton kuzu eti ihracatı yapma imkânına sahip. Kazakistan’daki üretilen etin maliyeti Çin’e göre iki kat, Rusya’ya göre yüzde 20 daha ucuz. Kırmızı et ihracatımız her yıl yüzde 7 artıyor. Bu arada Çin pazarı özellikle Kazakistan’ın doğal gıda ürünlerine büyük ilgi duyuyor. Uzmanların görüşlerine göre, ülkedeki hayvancılık ve tarım potansiyeli doğru kullanılırsa, Kazakistan 10-15 yıl içinde et ihracatı konusunda dünyada önde gelen ülkelerin biri haline gelir.
Örneğin, Kazakistan’da üretilen birçok tarım ve gıda ürünleri günümüzde Çin mağazalarının raflarında satılmakta ve müşterilerin beğeni ve güvenini kazandı. Bu anlamda, Yıldız grubunun (Ülker) Kazakistan’daki ürettiği ürünlerinin yüzde 40 Çin’e ihracat edilmesi bir örnek. Dolayısıyla, burada Türk yatırımcılar için tarihi fırsatlar bulunuyor.
Ayrıca, Türk yatırımcılar Kazakistan’ın hayvancılığına yatırım yaptıkları durumda, onlar sadece Rusya ve Çin pazarına açılmakla kalmaz, aynı zamanda Türkiye’nin de et ihtiyacını karşılamaya katkıda bulunabilir. Örneğin, 2017’den itibaren Kazakistan coğrafik olarak nispeten uzak Birleşik Arap Emirlikleri’ne de et ihracatı yapıyor.
Kazakistan'da tüketilen şekerin yaklaşık yüzde 50'si ithal ediliyor. Rusya'ya 578 bin ton domates ve 123 bin ton salatalık ihracatı potansiyeli var. Kazakistan’dan 2018 yılında Rusya, Çin ve Özbekistan’a ihraç edilen toplam patates nişastası yaklaşık 74 bin tonu buldu ve artış eğilimi devam ediyor. Örneğin, son 5 yılda Çin’in patates nişastası ithalatının yıllık ortalama büyüme oranı yüzde
12.7.
Küresel pandemi ile bağlantılı olarak tarım alanında büyük değişiklikler bekleniyor. Salgın nedeniyle tüketicilerin bağışıklık sistemlerini kuvvetlendirmek amacıyla sağlıklı beslenmeye yönelmesi, 100 milyar dolarlık küresel organik gıda pazarını bu yıl yüzde 25 büyütecek. Örneğin, salgından sonra sağlıklı beslenme Çinli tüketicilerin önceliklerinden biri haline gelmesiyle ülkenin organik gıda pazarını 2022 yılında 31 milyar dolarlık bir büyüklüğe çıkarması bekleniyor. Bu da Çin’e komşu olan Kazakistan tarımına büyük fırsatlar sunuyor.
Görüldüğü gibi, yatırım fırsatları bağlamında Kazakistan’ın özellikle ziraat potansiyeli oldukça yüksek. 210 milyon hektar tarım arazisi ve otlaklar için tahsis edilen 180 milyon hektar bulunuyor. Sektörde önemli vasıflı işgücü söz konusu. İstihdam edilen nüfusun yüzde 20’si tarım ve gıda üretimi sektöründe. Mandıra, meyve ve sebzeler, yağlı tohumlar, et, tahıl işleme gibi alt sektörlerde büyük fırsatlar bulunuyor. Bu kapsamda Kazakistan yönetimi özellikle seracılık konusuna öncelik veriyor. Türkiye’nin bu alandaki tecrübesini dikkate aldığımızda, Türk yatırımcıları bu bağlamda Kazakistan’a etkin olarak yatırım yapabilirler. Diğer alanlardaki fırsatlara da değinecek olursam, Kazakistan'a yıllık kablo ithalatı yaklaşık 300 milyon dolar, mobilya ithalatı 250 ile 300 milyon dolar. Kazakistan da yaklaşık 10-11 milyon metrekare halı ithalat yapılıyor. Vitrifiyenin yüzde 100’ü ithal. Ambalaj sektörü ile ilgili yatırımcı arayışımız var. Örneğin, sadece karton kâğıt ambalajında ülkenin ithalatı 21 bin ton ve ihtiyaç her yıl yüzde 10.5 artıyor.
Kazakistan’ın makine mühendisliği ve araba üretimi sektörünün de potansiyeli yüksek. Bu sektörü destekleme amacıyla Cumhurbaşkanı Tokayev’in talimatıyla bu yılın Haziran ayında ‘Sanayi Geliştirme Fonu’ kuruluyor. Türkiye’nin makine sektörü gelişmişliğini dikkate alarak, Kazakistan ile bu konuda da işbirliği olabilir. Örneğin, Kazakistan yılda 60 bine yakın binek ve ticari araçlar üretmekte ve 2022 yılına doğru 200 binden fazla adet üretmeyi planlıyoruz. Bununla ilgili Türkiye’deki otomobil yan sanayi sektörü ile ortak projelere hazırız. Bugün ülkede yaklaşık 153 bin adet traktör ve 42 bin adet biçerdöver kayıtlı. Traktörlerin yüzde 65'i ve biçerdöverlerin yüzde 46'sı 17 yıldan uzun bir süredir kullanılıyor. Dolayısıyla, Kazakistan'daki tarım makinelerinin yüzde 80'inden fazlası aşınmış ve güncellenmesi gerekiyor.
Kazakistan'daki temizlik malzemeleri piyasası da (deterjanlar, toz, sabun) yüzde 80-90 ithalata bağımlı. Tüm iç pazarın değeri 800 milyon dolar olarak tahmin ediliyor. Ayakkabı üretimi sektörü de yatırım için elverişli. Kazakistan ayakkabı ihtiyacının yüzde 97’ni yani yaklaşık olarak 200 milyon dolar ithal ediyor. Hâlbuki ülkede ayakkabı fabrikası kurulursa, hem iç piyasaya satılır hem komşu ülkelere ihraç edilebilirdi. Buna benzer durum tekstilde de söz konusu. Kazakistan'da ithal giyim pazarı kendi üretimini neredeyse üç kat aşıyor. Toplam 300 milyon dolar giyim ithal ediyoruz. Dolayısıyla burada da büyük açık var. Bu sektörlerde de Türk iş insanlarının tecrübeli olduğu biliniyor. Maden sektörü son zamanlarda Kazakistan'da en çok yatırım çeken alanlardan birisi. Geçen yıl toplam yatırımın yüzde 60'ı maden sektörüne yapıldı. Dünya Bankası’nın verilerinde Kazakistan’da 5 binden fazla mineral depozitler ile 46 trilyon dolar tutarında değer bulunuyor. Bu arada önemli bir husus şudur ki, maden konusunda ülkede Avustralya kanunu işlev görüyor. Kazakistan'da yenilebilir enerjide 2050 hedefi, yüzde 50’ye ulaştı. Bu anlamda yüzde 30 döviz, yüzde 70 enflasyon endeksli ve 15 yıllık satın alma garantisi veriyoruz. Son olarak, inşaat sektöründe kamu-özel ortaklık mekanizmasına göre, devletin yatırımcıların masraflarını karşılamaya hazır olduğu Kazakistan'ın tüm bölgelerindeki okullar ve öğrenci yurtları inşa edilmesi gerekiyor. Örneğin şuanda mevcut öğrenci yurdu ihtiyacı 100 bin yatak, okul ihtiyacı ise en az 200 bin öğrenci. Ve bu sayı her yıl artıyor. 500 öğrencilik ve toplam 5 bin metrekare bir yurt projesinin inşaat maliyeti, metrekaresi 400-500 dolar arasında değişiyor. Devlet de size her bir yurt öğrencisi için 800 dolar 8 yıllığına garanti ödeme veriyor. Okullarda 16 yıllığına öğrenci başı garanti veriyor. İlk 8 yıl bin 600 dolar, kalan 8 yıl 800 dolar. Ayrıca okul ve yurtlar için bazı durum
COVID-19 kesinlikle Türk yatırımcılarla işbirliği ‘olumsuz’ etkiledi. Sınırların kapatılması ve ülkeler arasındaki hava trafiğinin askıya alınması karşılıklı birçok ziyareti ertelemek zorunda kaldık. Ancak, bu koşullara rağmen, çalışmalarımızı hızlı bir şekilde yeniden biçimlendirebildik ve çevrimiçi moda geçtik. Müzakerelerimizi askıya almadık ve Türk yatırımcılarımızla işbirliğini durdurmadık. Örneğin, Mayıs ve Haziran 2020'de, video konferans yoluyla Türk yatırımcılarla çevrimiçi olarak yaklaşık 100 görüşme yaptık. Bazı önemli sorunları çözmeyi ve gerekli önlemleri almayı başardık. Kısa ve orta vadeli görevlere gelince, yılın en önemli olayının zaten gerçekleştiğini biliyorsunuz. TAV Havalimanları Holding Almatı Uluslararası Havalimanı'nın satın alınmasından bahsediyoruz. TAV önümüzdeki iki yıl içinde yeni bir uluslararası terminal kurmak için yaklaşık 200 milyon dolar yatırım yapmayı planlıyor.
Genel olarak, 2020'nin sonuna kadar, sıhhi ürünler, lamine kontrplak, gazelektrikli fırınlar ve şekerleme üretimi ile ilgili imalat sanayiinde en az beş endüstriyel projeyi gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Ayrıca, ilk proje 2020'nin Temmuz ayı sonunda hayata geçirilecek. Ayrıca, kamu-özel sektör ortaklık mekanizmasına göre, YDA Holding’in Türkistan'daki uluslararası havalimanı inşaatının tamamlanması planlanıyor.
Kısacası, COVID-19'un salgının yayılmasından kaynaklanan önemli engellere rağmen 2020'de altı projenin devreye alınması planlanıyor. Bu da işbirliğimizde tamamen yeni bir dönümü. Daha önce sadece 2016 yılında, yıl boyunca 5 proje gerçekleştirildi. Orta vadede, imalat sanayinde ve kamu-özel sektör ortaklık mekanizması yoluyla en az 20 projeyi hayata geçirmeyi planlıyoruz. Bunun sonucunda Türkiye, Kazakistan ekonomisinin doğal kaynaklar dışı sektörlerinde önde gelen yatırımcılardan biri olmaya devam edecek.
Türk yatırımını çekmek için Dışişleri Bakanlığı ve Kazakistan’ın Ankara Büyükelçiliği tarafından yürütülen yoğun çalışmalar, Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım-Jomart Tokayev'in doğrudan yabancı yatırımları çekme yönündeki talimatıyla uyumlu. Kazakistan kardeş Türk yatırımcıları bekliyor. Şahsen güçlü bir Türkiye ve Kazakistan’ın özel sektörün ülke dışındaki küresel vizyonu ile gerçekleşebileceğine inanıyorum. Türk girişimcilerini yarını beklemeden bugünden Kazakistan üzerinden Avrasya’nın merkezinde yatırım fırsatlarını değerlendirmeye davet ediyorum.
Bu başarının arkasında birkaç sebep bulunuyor. En önemli sebep, ülkenin iç ve dış politikasındaki siyasi ve ekonomik istikrar. Uluslararası ilişkilerdeki güvenilirlik algısı. Bu da yönetim tarafından alınan doğru kararlar demek. Ülkemizin bağımsızlığının ilk günlerinden itibaren Kazakistan’ın Kurucu Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, ekonominin serbestleşmesi ve piyasa ekonomisine geçiş yolunu seçti ve bu bağlamda önceliklerden biri olarak ülkeye yabancı yatırımı çekmek ve ileri teknolojilerin getirilmesini belirledi. Bir yıl önce ülkenin ikinci cumhurbaşkanı olarak seçilen Kassym Jomart Tokayev, Nazarbayev’in bu politikalarına ivme kazandırdı. Özellikle, 9 Mart 2020 tarihinde kabul edilen ‘2020-2030 Kazakistan Dış Politika Vizyonu’nda diplomasinin ekonomiye ve yatırıma öncelik vereceği ilan edildi.
Son yıllarda hükümet, ülkenin yatırım ortamını gelişmiş ülkelerin en iyi standartlarına yükseltmek için somut önlemler aldı. Bu reformlar; iş yapma koşullarını basitleştirmek ve iyileştirmek amacıyla girişimcilerin ve yatırımcıların meşru hak ve çıkarlarının korunması da dâhil olmak üzere, vergi ve gümrük, vize ve göç, yargı ve hukuk sistemlerini kapsamaktaydı. Kazakistan, Türkiye dâhil 47 ülke ile Yatırımı Karşılıklı Koruma ve Teşvik Etme Anlaşmaları imzaladı.
Ülkenin yatırım ortamını daha da iyileştirmeyi hedefleyen reformlar kurumsal çerçeveyi de etkiledi. Bugün Kazakistan’ın cumhurbaşkanı himayesinde, bazı Türk şirketlerin de dâhil olduğu ‘Yabancı Yatırımcılar Konseyi’ çalışıyor. Ayrıca ülke başbakanı, yatırımcıların meşru hak ve menfaatlerinin korunması için bir yatırım ombudsmanı yani kamu denetçisi olarak çalışıyor.
Kazakistan’ın başarısının diğer bir sebebi de şudur ki, ülkenin yer altı ve yer üstü kaynakları da belirli avantajlar sunuyor. Bildiğiniz gibi, ülkenin çeşitli mineralleri var: petrol, doğalgaz, uranyum gibi yaklaşık bin 225 tip metallerin zengin yatakları bulunuyor. Kazakistan, kanıtlanmış çinko, tungsten ve barit rezervlerinde dünyada ilk sırada. Gümüş, kurşun ve kromda ikinci sırada, bakır ve floritte üçüncü sırada, molibdende dördüncü sırada ve altın madenlerinde dünyada beşinci sırada.
Kazakistan’ın bu başarısının arkasındaki başka bir sebep, ülkenin coğrafik konumu. Avrasya’nın merkezinde bulunan Kazakistan’ın Rusya ve Çin ile, Orta ve Güney Asya ile, Hazar bölgesi ile komşuluğu bulunuyor. Bu merkezi konum Kazakistan’a avantaj sağlıyor.
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki, yerli veya yabancı olsun iş dünyasının kendisini güvende hissetmesi için Kazakistan tüm imkânlarını seferber etti. Bu anlamda iç mahkemelerimizde iş insanlarının haklarını korumak, birinci öncelik. Yüksek mahkeme yanında yabancı yatırımcıların yatırım anlaşmazlıklarına bakan mahkeme faaliyet gösteriyor. Ülkemiz iç hukuk tükendiğinde iş insanlarının uluslararası tahkimlere başvurabilmesi için ilgili uluslararası anlaşmalara imza attı.
Ülkenin yatırım ortamını daha da iyileştirmek için bir diğer önemli adım, çalışmaları İngiliz hukukunun norm ve ilkelerine göre yürüten Astana Uluslararası Finans Merkezi’nin oluşturulması oldu. Astana Uluslararası Finans Merkezi, BDT coğrafyasındaki İngiliz hukuk sistemine göre çalışan ilk finans merkezi. Kurulalı iki yıl oldu, ama dünyanın en iyi 60 finans merkezlerinden biri olarak seçildi. Hâlihazırda Rusya, Çin, ABD, İngiltere ve Hindistan dâhil 36 ülkeden 380'den fazla şirket merkeze kayıtlı. Finans Merkezi’nde Uluslarası Tahkim Merkezi ve Uluslarası Mahkeme çalışıyor. Mahkeme üyeleri, kendi alanında tanınan ve yüksek itibarı olan uluslararası hâkimlerden oluşuyor. Mahkeme tarafından alınan karar nihai karar ve yerli mahkemelerin kararları tarafından bozulamıyor.
Reformlarımızın sonucu olarak, Orta Asya’da yurtdışından yatırım çekme konusunda mutlak lideriz ve kişi başına düşen uluslararası yatırımlar açısından BDT'de ilk sıradayız. Genel olarak, bağımsızlık yıllarında yaklaşık 350 milyar dolarlık doğrudan yabancı yatırım çektik. Yatırımların büyük kısmı yani yüzde 50'den fazlası Avrupa Birliği ülkelerinden, yüzde 15'i ABD’den, doğrudan yabancı yatırımların yaklaşık yüzde 5'i İngiltere ve Çin'den gelen yatırımlar. 2019 verilerine göre, başta Avrupa Birliği (10.1 milyar dolar, 37 proje), Rusya (5.4 milyar dolar, 26 proje), ABD (718 milyon dolar, 9 proje) ve Singapur (2.1 milyar dolar, 7 proje) olmak 26 ülkeden yatırım çekildi.
2007'den başlayarak, yılda yaklaşık 20-24 milyar dolar düzenli olarak doğrudan yabancı yatırım çekiyoruz. 2025 yılına kadar yatırımı GSYİH'nın yüzde 30’una çıkartma hedefimiz bulunuyor. 2019’de 24.1 milyar dolar olan yıllık doğrudan yatırımı 2025 yılına kadar 34 milyar dolara çıkarma hedefi belirledik.
Bugün Kazakistan; Türk kardeşlerimiz dâhil olmak üzere yabancı yatırımcılara bölgede iş yapmak için en uygun koşulları, finansal destek, ucuz üretim faktörlerine erişim sağlıyor. Bunun yanı sıra toplam 500 milyondan fazla nüfusa sahip Avrasya Ekonomik Birliği, Çin ve Orta Asya ülkelerinin pazarlarına erişim ve en önemlisi, Kazakistan mevzuatı ile güvence altına alınan yatırımcıların meşru hak ve menfaatlerinin korunmasını sunuyor. Reformlarımızın başarısının tanınması olarak, Kazakistan, OECD Yatırım Komitesi'nin ortak üyesi oldu. Son birkaç yılda, Kazakistan Dünya Bankası'nın ‘İş Yapma Kolaylığı’ (Doing Business) derecelendirmesinde 36’ncı sıradan 25’inci sıraya yükseldi ve azınlık yatırımcılarının haklarını korumak, sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmek, mülk tescil etmek gibi bazı göstergelerde dünyanın önde gelen ülkelerinden biriyiz. Dünya Ekonomik Forumu (WEF) tarafından her yıl yayınlan ‘Küresel Rekabet Edebilirlik Endeksi”nde (GIC) Kazakistan 2019 yılında konumunu dört puan artırarak 55’inci sıraya yükseldi. Uluslararası Yönetim Geliştirme Enstitüsü'ne (IMD) göre, Kazakistan 2020 yılında küresel rekabet edebilirlik derecelendirmesinde 42’nci sırada yer aldı. Bunların hepsi Kazakistan yönetiminin uzun yıldan beri izlediği politikaların meyvesi.
Kazakistan Avrasya’daki kara ve hava taşımacılığı ve lojistiğinde kendi pasta payını almakla yetinmeyip, Kazakistan’ı bir ulaştırma merkezine dönüştürmek istiyor. Eskiden Kazakistan’da yatırım yapıp ülke içinde veya ihracata mal taşımak masraflıydı ve zaman alıyordu. Geldiğimiz noktada Rusya ve Çin’e Kazakistan’dan ihracat yapmak daha hesaplı ve daha hızlı. Avrupa’dan Çine demir yolu ile konteyner taşımacılığı sadece 12 gün almakta.
Bu anlamda, taşımacılık ve lojistik altyapısının geliştirilmesine büyük yatırım yaptık ve çok modlu Avrasya ulaşım koridorunu başlattık. Kazakistan'dan uluslararası 5 demiryolu hattı ve 6 otomobil rotası geçiyor. Bu ulaştırma ağları Çin ve diğer Asya ülkelerini Rusya, Hazar ve Karadeniz, İran ve Türkiye üzerinden Avrupa'ya bağlıyor.
Burada Çin’in “Kuşak-Yol Girişimi”nin Kazakistan’ın politikalarıyla örtüştüğüne dikkat çekmemizde yarar var. Bu bağlamda Kazakistan’ın Çin ile sınır bölgesinde dünyanın en büyük kara limanı sayılan ve demir yolu ve kara yolu altyapısı olan “Horgos, Doğu Kapısı” kentini inşa ettik. Bu kapı şu anda bir küçük şehre dönüştü. Çin ile bu kapıda ticaret büyük bir potansiyele sahip. Yani diyoruz ki, gelin Kazakistan’da üretiminizi yapın, müşterisi hazır Horgos kapısında Çin’e ürününüzü satın veya satın alın. Güney istikametinde 2014 yılında açtığımız Kazakistan-Türkmenistan-İran demiryolu hattı ülkeyi İran’ın Bender-Abbas limanına bağlıyor. Türkiye ile ulaştırma bağlamında Hazar Denizi üzerinden Orta Koridor hattını geliştiriyoruz. Bu çerçevede, 2018 yılından itibaren, başlangıç noktası Kazakistan’ın liman kenti Aktau olan Bakü-Tiflis-Kars demiryolu çalışıyor. Mart 2020'den bu yana, 138 bin ton yük taşıyan bin 692 vagon, Bakü-TiflisKars demiryolu ile taşındı. Genel olarak devletimiz, lojistik geliştirmeye son yıllarda yaklaşık 25 milyar dolar yatırım yaptı ve önümüzdeki beş yıl içinde 10 milyar dolar daha yatırım yapmayı planlıyor.
our country has invested more than 1 billion dollars to Turkey's economy. Turkey is one of the top three countries around the world that implements industrial projects in Kazakhstan. Among the names of big Turkish investors in Kazakhstan’s economy are not only names that are big in Turkey but also in the world such as big companies like ASELSAN, Yıldız Holding, Abdi İbrahim, Anadolu Industry Group, Eczacıbaşı Holding, Yıldırım Holding, YDA Holding, Borusan Holding, Alarko Holding, Nobel İlaç, TAV and Tekfen.
Prime Minister of Kazakhstan Askar Mamie's visit to Turkey in November 2019, gave acceleration to investment cooperation. Highlevel meeting was held with Turkey's leading holding owners that have 120 billion dollars capital and business forum where more than a thousand entrepreneurs of the two countries attended.
Despite the World Bank's estimate of 3.5 percent growth, GDP growth in Kazakhstan was 4.5 percent in 2019. Kazakhstan's national reserves exceeded 90 billion dollars. Foreign trade volume is 97 billion dollars. The construction industry grew 12.9 percent, trade 7.6 percent, communication 5.2 percent, transportation 5.1 percent, manufacturing 4.4 percent and mining 3.7 percent. There has been a lot of investment in the fields of medicine and health recently. In the five months of this year, health and social service investments of the Republic of Kazakhstan increased by 89.7 percent, reaching a record level of 47.7 billion tenge.
Kazakhstan offers unprecedented government-backed opportunities for investors today. First of all, we offer investors a free plot based on the size of the project that has a prepared infrastructure. Corporate income, land and property taxes are zero for 10 years.
Exemption from customs duties on imports of equipment, spare parts and raw materials.
What kind of investors are we looking for? First of all, we are looking for investors whose products are export oriented. Through Kazakhstan, Turkish investors can access the market of the Eurasian Economic Union countries with a population of 185 million, Central Asia with 50 million people, China market with 1 billion people and Caspian countries with a population of more than 100 million. We also have a common customs regime with the Eurasian Economic Union countries and a low rate customs agreement with the Central Asian countries.
In addition, the government subsidizes interest rates and provides soft loans in the long run, and can also co-finance projects and act jointly through various development agencies. In other words, we not only offer private partners, but the state itself can act in partnership with the investor.
Kazakhstan has cheap production factors. For example, an employee's average salary is 300350 dollars (including all taxes and deductions), electricity costs 3 cents, gas 3-4 cents, gasoline 35 cents.