Türk dünyası şehirleri ile işbirliğimize ivme kazandırdık
Bilge lider Nazarbayev Kazakistan’ın engebeli kuruluş sürecinde ülkeyi hiçbir krize uğratmadan başarılı bir şekilde bugünlere ulaştırdı. Nitekim akıllı insanla bilge adamın arasındaki fark şudur ki akıllı insan sorunları başarılı bir şekilde çözerken, bilge adam olası sorunları önceden fark eder ve onların oluşmasını engeller. Bu bağlamda Nazarbayev 1990’lı yıllardan itibaren Kazakistan’ın hem iç politikada hem dış politikada karşılaşacağı sorunları önceden görebilmiş ve ona göre strateji geliştirdi. Nazarbayev’in bu doğrultuda attığı adımların en önemlisi de ülke başkentinin güneydeki Almatı’dan daha sonra Astana ve nihayetinde Nur-Sultan adını alacak olan kuzeydeki Akmola’ya taşıması oldu.
Nazarbayev, Mustafa Kemal Atatürk’ü model aldı
Başkentin taşınmasının jeopolitik, demografik, kültürel ve ideolojik pek çok sebebi olabilir. Burada Atatürk’ün Türkiye başkentini İstanbul’dan Ankara’ya taşıması ile Nazarbayev’in kararı arasında paralel çizilebilir. Bu çerçevede öncelikle, Kazakistan’ın Kurucu Cumhurbaşkanı Nazarbayev’in Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü kendisine model aldığını belirtmemiz yerinde olacak. ‘Kazakistan Yolu’ kitabında Nazarbayev bunu şöyle ifade ediyor: “Ülkemizi inşa etmeye başladığımızda, kendi ülkelerini kuran birçok kişinin biyografilerini dikkatlice okudum. Onlar; Türkiye Cumhuriyeti’nin İlk Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk, ABD’nin 31’inci Başkanı Franklin Delano Roosevelt, Çin reformlarının babası Deng Xiaoping, Malezya Başbakanı Mohathir Muhammed idi.”
Kazakistan’ın yeni başkenti ile ilgili Nazarbayev’in kaleme aldığı ‘Avrasya’nın Kalbinde’ kitabında ülke başkentini taşıma konusundaki Atatürk’ün tecrübesine değiniyor: “Türk Ordusu Komutanı Mustafa Kemal Atatürk, 1923 yılında başkenti Osmanlı Devleti’nin başkenti olan İstanbul’dan sömürgeci imparatorlukların işgalci kuvvetlerine karşı yürüttüğü ulusal kurtuluş mücadelesinin merkezi olan Ankara’ya taşıdı. Böylece Ankara şehri, dinamik olarak gelişen Türkiye’nin yeni başkentine dönüştü.”
Nur-Sultan'ı ziyaret edenlerin etkilenmemesi imkansız
Ankara’nın başkent ilan edilmesi Türkiye Cumhuriyeti için ne kadar önemli ise, Nur-Sultan’ın başkent olması da Kazakistan için o kadar önemli. Nur-Sultan’ı ziyaret edenlerin şehrin güzelliğinden büyülenmemeleri imkânsız. Hiç kuşkusuz, Nazarbayev bu şehri inşa etmekle Kazakların özgüvenini yükseltmek istediği anlaşılıyor. Ankara ile Nur-Sultan ve Atatürk ile Nazarbayev arasındaki bu benzerlikten dolayı ve daha da önemlisi iki kardeş halkın ortak kaderi paylaşmasından dolayı iki başkent arasındaki ilişkilerin daha yakın olmasını destekliyoruz. İki şehir, 2001 yılından beri kardeş şehirler. Ankara’da TürkiyeKazakistan arasındaki yakın ilişkileri yansıtan pek çok simge bulunuyor. Kazakistan Caddesi (Bahçelievler), Abay Kunanbay Caddesi (Çankaya), Suyinbay Aronulı Parkı (Keçiören), Nursultan Nazarbayev Heykeli (Ulus), Cambıl Cabayev bilgilendirme tabelası (Keçiören), Mağcan Cumabay Anıtı (Keçiören), Dina Nurpeyisova Parkı (Etimesgut), Farabi Sokak (Çankaya), Ahmet Yesevi Caddesi (Çankaya), Ahmet Yesevi Sokak (Keçiören), Türkistan Parkı (Keçiören), Türkistan Parkı (Etimesgut), Türkistan Caddesi (Sincan); bunların birkaç örneği. En son Belediye Meclisi’nin oy birliği ile aldığı kararla belediyemizin Gençlik Parkı’ndaki Nazarbayev heykeline de ev sahipliği yapan kabul salonunun ismini Türkistan Salonu diye değiştirdik.