İzmir, yüksek öğrenimde “nitelik” atağına kalkıyor
Dünyada ülkeler, iller, hatta ilçeler arasında bile yeni yatırım çekme konusunda sıkı bir yarış var. Yatırımcıları çekecek temel unsurlar ülkelerin genel durumuyla ilgili olsa da, pek çok nüans yatırım yerinin seçiminde etkili oluyor. Bunlardan biri de söz konusu bölgede yeterli sayı ve kalitede işgücünün bulunması. Bu da akla hemen eğitimi getiriyor.
Yazının bu girişini İzmir’e uyarlarsak, hayallerle gerçeklerin tam olarak örtüştüğünü söyleyemiyoruz ne yazık ki. İzmir, geleceğini bilişim, enerji, lojistik, turizm, gıda gibi konularda arıyor. Bu kapsamdaki yatırımları çekmek için de en güvendiği avantajları arasında yaşanılabilir bir kent olmasını ve genç-e genç-eğitimli iş gücü potansiyelini g görüyor. Türkiye’deki üniversit üniversitelerin durumu malum. Nice Nicelik sorunumuz yok. Ama gerek gere mesleki eğitim, gerekse bili bilimsel açıdan ciddi bir nitelik so sorunu olduğunu inkar edemeyiz edemeyiz. Bu noktada üniversiteler sitelerle ilgili birkaç istatisti tistik paylaşmakta fayda va var. 2022 yılı itibariyle T Türkiye’de ön lisans, lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin sayısı 8 milyon 296 bin 959’a ulaştı. Bu neredeyse Türkiye nüfusunun yüzde 10’unu oluşturuyor. İzmir’in bu pastadaki payı ise yüzde 2.1 düzeyinde. Şu an İzmir’deki 4’ü vakıf, 6’sı devlet olmak üzere 10 üniversitede 178 bin 343 öğrenci okuyor. Türkiye ortalaması anlamında düşük gibi görülse de yüksek öğrenimi değerlendirirken bakılması gereken esas kıstas bu değil elbette. Asıl mesele üniversitelerdeki hem eğitim hem de öğrenci kalitesini artırmak. İzmir’deki üniversiteler de her iki kapsamda çalışmalarını sürdürüyorlar.
Üniversite sınavlarına giren öğrenciler aldıkları puanları geçen hafta öğrendiler. 27
Temmuz’da başlayan tercih süreci de 5 Ağustos’a kadar devam edecek. Bütün öğrencilere bu süreci çok dikkatli takip etmelerini, seçimlerini yaparken önceliği severek çalışacakları mesleklere yönelik bölümlere vermelerini tavsiye ediyoruz. Bugünlerde benzer tavsiyeleri pedagoglardan meslek erbaplarına, ebeveynlerden rehber öğretmenlere kadar herkes yapıyor. Başta vakıf üniversiteleri olmak üzere, yüksek eğitim kurumları da hem kontenjanlarını doldurmak hem de daha yüksek puanlı öğrencileri çekebilmek amacıyla ciddi bir yarış halindeler.
İzmir’deki üniversiteler bu yıl bu kapsamda ortak bir çalışma yaptılar. İzmir Vakfı çatısı altında bir araya gelen İzmir’in yönetici ve iş dünyası temsilcileri “Üniversite İzmir’de yaşanır” sloganı ve #izmirzamanı etiketiyle üniversite öğrenci adaylarını kente çağırdı.
İzmir Valiliği, İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmir Ticaret Odası (İZTO), Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO), İzmir Ticaret Borsası (İTB), Ege İhracatçı Birlikleri (EİB), Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi (DTO) ve İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (İESOB) üniversite adaylarını ortak kampanyalarıyla İzmir’de okumaya davet ettiler. Türkiye’de daha önce yapılmamış bu kampanyada üniversitenin sadece öğretim alınan yer değil, gençlerin hayatlarına yön veren yılların yaşandığı bir dönem olduğu vurgulandı ve kent kimliği ön plana çıkarıldı. Türkiye’nin her yerindeki üniversite adaylarını kentin olanaklarından haberdar etmek için düzenlenen kampanyada, nitelikli ve köklü eğitim geleneğinin öncüsü üniversiteler, kentteki yüksek yaşam standartları, dinamik sosyal hayat, kültürel imkanlar, kolay ulaşım olanakları, staj ve iş fırsatları, yaratıcılığı ve girişimciliği besleyen doku dile getirildi.