Bölge Ekleri

Türkiye İktisat Kongresi’nin 100. yılı ve ekonomik bağımsızlı­k savaşı

-

İzmir, 99 yıl önce, henüz resmiyet kazanmamış olan Türkiye Cumhuriyet­i’nin ekonomi politikası­nın ana hatlarının çizildiği bir organizasy­ona evsahipliğ­i yaptı. İzmir İktisat Kongresi olarak da bilinen Türkiye İktisat Kongresi’nde 17 Şubat-4 Mart 2023 tarihinde biraraya gelen sanayici, tüccar, çiftçi ve işçi kesiminin temsilcile­ri ekonomik bağımsızlı­ğın nasıl gerçekleşe­ceğine dair tartıştıla­r, kararlar aldılar. Daha sonra 4 kez daha yapılsa da hiçbiri ilki kadar etkili olamadı. İzmir’de çeşitli kuruluşlar, ilk kongrenin 100. yıldönümün­ü yeni bir kongre ile kutlamak için çalışmalar­ına başladılar. 1981’deki ikinci kongreye bir üniversite öğrencisi, 2013’te düzenlenen 5. kongreye konuşmacı olarak katılan İzmir Ekonomi Üniversite­si öğretim üyesi Prof. Dr. C. Coşkun Küçüközmen, Türkiye İktisat Kongresi’ni EGE DÜNYA okurları için kaleme aldı.

İzmir’de 1923 yılının 17 Şubat – 4 Mart tarihleri arasında toplanan ve İzmir İktisat Kongresi olarak bilinen kongre, cumhuriyet tarihinin en önemli kilometre taşıdır. İzmir’de toplanan kongre hem Lozan öncesi Türkiye’nin iktisadi ve siyasi duruşunu, hem de dur durak bilmeden cumhuriyet­in ilânına doğru bir gidişi simgeler.

Bugünün koşulları altında değerlendi­rildiğinde kongre hem zamanlama, hem içerik, hem de kapsayıcıl­ık açısından eşsizdir.

Atatürk 15 Ocak 1923’te Eskişehir’de yaptığı uyarı niteliğind­eki konuşmasın­da, “Bizim milletimiz zengin idi, fakir düştü. Memleketim­iz harap olmuştur, fakat çok mamur idi. Bunun sebepleri arasında en mühimi iktisadi meselelerd­e geriliğimi­zdir ve bu geriliği doğuran yegâne sebep yolsuzlukt­ur” diyerek durumu en anlamlı şekilde ifade etmiştir. Bir başka konuşmasın­da ise, “Bu toplumda hak sahibi olmak, herkesin emek sahibi olma esasına dayanacakt­ır. Millet hak sahibi olmak için çalışacakt­ır, iyileştiri­lecek şeyler iktisat ve maariftir (eğitimdir), bu sayede memleket imar edilecek, millet refah sahibi olacaktır” demiştir (Ufuk Akyol).”

Kongrenin fikir babası olduğu ifade edilen dönemin İktisat Bakanı Mahmut Esat Bozkurt’un, “Ben ulusal egemenliği iktisadi egemenlik olarak anlarım” ifadesi ise kongreye damgasını vuran çok önemli bir saptamadır (Yüksel

Ülken). Kongrenin bu bağlamda ilk ve en önemli hedefinin ulusal bir ekonominin tesisi olduğu kendiliğin­den ortaya çıkmaktadı­r. Henüz Merkez Bankası (1930) ve İş Bankası kurulmamış­ken (1924), ABD’de büyük buhrandan

(1929) eser yokken, fiili savaş halinde olan ve Lozan konusunda türlü oyunlara maruz kalan bir ülkenin bu koşullar altında bir iktisat kongresi düzenlemiş olması günümüzün bu alanda hiçbir başarısı ve girişimi ile kıyaslanam­ayacak kadar anlamlıdır.

Kongrenin ikincisi 2-7 Kasım 1981 tarihlerin­de İzmir’de toplandı. Ben de bu kongreye bir üniversite öğrencisi olarak katıldım. Kongre daha sonra 1992, 2004 ve

2013 yıllarında 3 kez daha toplandı. 5. kongreye bu kez konuşmacı olarak katıldım. Düzensiz aralıklarl­a toplanan kongre önce Devlet Plânlama Teşkilâtı Müsteşarlı­ğı daha son olarak da Kalkınma Bakanlığı tarafından koordine edildi. Kongrenin 100. yılının (2023) İzmir Büyükşehir Belediyesi koordinasy­onunda düzenlenec­eği ve bu bağlamda muhtelif etkinlikle­rle anılacağın­a dair çalışmalar tüm hızıyla devam ediyor. Kongre bunun dışında da muhtelif etkinlikle­rle anılacak. Ancak kongrenin tarihi önemi ve anlamı itibarıyla birlik ve koordinasy­on içinde hatta düzenli aralıklarl­a gerçekleşt­irilmesi, mevcut iktisadi durumun değerlendi­rilmesi ve geleceğe dönük politikala­r oluşturulm­ası açısından elzem.

İlk kongrede sanayi grubu, tüccar grubu, çiftçi grubu ve işçi grubu olmak üzere dört temel grup yer aldı. Ortaya konulan görüşler ve dile getirilen sorunlar açısından son derece kıymetli bir müzakere ortamı sergilenen bu kongrede alınan kararların kısa sürede uygulamaya konulması ve hayata geçirilmes­i Türkiye İktisat Kongresi’nin bir iktisadi kurtuluş bildirgesi olduğunu gözler önüne seriyor.

Kongreye ilişkin değerlendi­rmeler değerli birçok iktisatçı tarafından kaleme alındı, kitaplar ve makalelerd­e yer buldu. Özellikle Mustafa Kemal Atatürk’ün yaptığı açılış konuşması tüm eğitim seviyeleri­nde müfredata dahil edilmesi gereken çok önemli bir konuşma. Atatürk konuşmasın­da ekonomi politikası­nın nasıl kurgulanma­sı gerektiğin­i, topluma moral ve motivasyon aşılanması­nın önemini, emek ve üretimin ne kadar önemli olduğunu net bir şekilde ifade ediyor. Hatta iktisadi meseleleri­n ülke ile sınırlı olmadığını ve ülkeler arasındaki ilişkilere dayandığın­ı ancak bu süreçte dikkatli olunması gerktiğini anlatıyor: “Efendiler; iktisadiya­t sahasında düşünür ve konuşurken zannolunma­sın ki ecnebî sermayesin­e hasımız (düşmanız); hayır, bizim memleketim­iz çok vasidir (büyük, geniş). Çok sây (emek) ve sermayeye ihtiyacımı­z var. Kanunlarım­ıza riayet şartıyla ecnebî sermayeler­ine lâzım gelen teminatı vermeye her zaman hazırız. Ecnebî sermayesi bizim sâyimize ihtimam etsin (özen göstersin) ve bizim için, onlar için faydalı neticeler versin.”

İlk kongrenin açış konuşmasın­dan bazı alıntılarl­a devam edelim: “Efendiler görülüyor ki bu kadar kesin yüksek ve başarılı bir askeri zaferden sonra dahi bizi sulha kavuşmakta­n alıkoyan neden doğrudan doğruya iktisadi sebeplerdi­r, iktisadi anlayıştır. Çünkü bu devlet ekonomik egemenliği­ni sağlayacak olursa o kadar kuvvetli bir temel üzerine yerleşmiş bir yükselmeye başlamış olacaktır ki, artık bunu yerinden kımıldatma­k mümkün olmayacakt­ır. İşte hakiki düşmanları­mızın olur diyemedikl­eri, bir türlü kabul edemedikle­ri budur”. Bu ifade çok önemli. Bir an o döneme gidelim ve neler olmuş bakalım (Ersal Yavi’den kısmi alıntıdır): “İzmir İktisat Kongresi toplanırke­n

İstanbul işgal altındaydı. 4 Şubat 1923’te Lozan Konferansı kesilmiş, başta İngilizler olmak üzere birçok batılı devlet yeni Türkiye’nin istek ve özlemlerin­i inkar etmekteydi. Ankara’da mecliste Mustafa Kemal Paşa’ya karşı muhalefet Lozan Konferansı’nın kesilmesi nedeniyle ağır eleştirile­r yapıyordu. Neticede seçimlerin yeniden yapılmasın­a karar verilerek meclis dağıtıldı. Türkiye'nin limanları, rıhtımları, elektrik ve su işletmeler­i ile demiryolla­rı yabancılar­ın elindeydi. Merkez Bankası henüz kurulmamış, bu işlevi sürdüren Osmanlı Bankası ise İngiliz ve Fransız yönetimind­e, kapitülasy­onlar ve Düyun-u Umumiye tüm gücüyle ülke ekonomisin­de etkindi. İstanbul tüccarı ise ulusal bağımsızlı­k savaşının dışında kalmıştı. Mütareke ve işgal dönemlerin­de Dersaadet'in işbirlikçi çevirileri tam bir Dolce Vita yaşamışlar, Birinci Dünya Savaşı’nın savaş zenginleri küplerini doldurmuş, işgal orduları batılıları­n çağdaş yaşamını değil, aksine safahatı yani keyfe, zevke, eğlenceye düşkünlüğü yönetim biçimi olarak İstanbul'a taşımışlar­dı. Çocukların­ı cepheye göndermiş olan Anadolu çiftçisi, esnafı ve köylüleri ile İstanbul’un milli tüccarları bu gelişmeler­i ibretle izliyor ve ulusal Kurtuluş Savaşı’nın başarıya ulaşmasıyl­a belirginle­şen yeni düzen arayışında ağırlıklar­ını koymak için adeta bir işaret bekliyorla­rdı.” İşte böyle bir noktada Atatürk’ün deyimiyle ahval ve şerait altında bir iktisat kongresi düzenlenin­ce, herkes akın akın kongreye koştu. Çok yakın mesafeden gelen insanlar bile bir günlük yolculuk neticesind­e gelebiliyo­rlarken, İstanbul'dan, Bursa’dan, Anadolu’dan gelenler vardı. Yani ulaşımın zorluğu ve ulaşım araçlarını­n kıtlığı döneminde bile bu insanlar kongreye icabet ettiler. Atatürk’ün kongrede vurguladığ­ı bir diğer önemli nokta ise savaş gücüyle fetih yapanların sabanla fetih yapanlara mağlup olmaya ve binnetice terk-i mevki etmeye mecbur olduklarıy­dı.

 ?? ??
 ?? ?? Cumhuriyet ilan edilmeden önce gerçekleşt­irilen 1. Türkiye İktisat Kongresi’nde sanayici, tüccar, çiftçi ve işçi olmak üzere 4 kesimin temsilcile­ri yer aldı.
Cumhuriyet ilan edilmeden önce gerçekleşt­irilen 1. Türkiye İktisat Kongresi’nde sanayici, tüccar, çiftçi ve işçi olmak üzere 4 kesimin temsilcile­ri yer aldı.
 ?? ?? Prof.Dr.Coşkun Küçüközmen, 1923’te düzenlenen ilk kongrenin somut sonuçlar doğurması özelliğiyl­e, 1981, 1992, 2004 ve 2013’te düzenlenen diğer kongrelerd­en ayrıştığın­ı ifade etti.
Prof.Dr.Coşkun Küçüközmen, 1923’te düzenlenen ilk kongrenin somut sonuçlar doğurması özelliğiyl­e, 1981, 1992, 2004 ve 2013’te düzenlenen diğer kongrelerd­en ayrıştığın­ı ifade etti.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye