Eskişehir ekonomisinin asırlık kalkınma yolculuğu
Eskişehir, tarih boyunca önemli medeniyetlerin yerleşim ve ticaret merkezi olmuş, ülkemizde de sanayinin ilk kurulduğu ve geliştiği yerlerin başında gelmesiyle dikkat çekmiştir. Orta Anadolu’nun batıya açılan kapısı olarak nitelendirilen Eskişehir, Cumhuriyet dönemine kadar tarım temelli bir ekonomiye sahipti. 1894 yılında Almanların, Berlin-Bağdat demiryolu yapımı sırasında buharlı lokomotif ve vagon tamiri ihtiyacını karşılaşmak üzere “Anadolu-Osmanlı Kumpanyası” adıyla kurduğu atölye, Eskişehir’de sanayileşmenin ilk temel taşı olarak kabul edilir.
Kurtuluş mücadelesinin sembol şehirlerinden Eskişehir, Cumhuriyet'in sanayileşme hamlesinin de öncü kentlerinden oldu. Müteşebbisinin cesaretli adımlarıyla gıda endüstrisinde başlayan yatırımlar, zamanla çok çeşitli sektörlerikapsadı. Kent bugün beyaz eşyadan, havacılığa geniş alanlardaki modern fabrikalarıyla ülke ekonomisine hizmet sunuyor.
Eskişehir, tarih boyunca önemli medeniyetlerin yerleşim ve ticaret merkezi olmuş, ülkemizde de sanayinin ilk kurulduğu ve geliştiği yerlerin başında gelmesiyle dikkat çekmiştir. Orta Anadolu’nun batıya açılan kapısı olarak nitelendirilen Eskişehir, Cumhuriyet dönemine kadar tarım temelli bir ekonomiye sahipti. 1894 yılında Almanların, Berlin-Bağdat demiryolu yapımı sırasında buharlı lokomotif ve vagon tamiri ihtiyacını karşılaşmak üzere “Anadolu-Osmanlı Kumpanyası” adıyla kurduğu atölye, Eskişehir’de sanayileşmenin ilk temel taşı olarak kabul edilir.
Cumhuriyet döneminde hızla büyüyen ve “Eskişehir Cer Atölyesi” adını alan atölye, aynı zamanda sanayi için de bir okul olur. Bu okulda, Türkiye’nin ilk buharlı lokomotifi “Karakurt” ve ilk yerli otomobili “Devrim” üretilir. Eskişehir’de, 1923 ile 1950 yılları arasında demiryolu çevresinde özel sektör eliyle un ve kiremit fabrikaları kurulurken, aynı zamanda kent sanayisini şekillendirecek kamu yatırımlarının da temelleri atılır. Eskişehir’deki sanayi alanları, kentin kuzeydoğu ve kuzeybatısında olmak üzere iki uç noktada yoğunlaşır. Cer Atölyesi, un ve kiremit fabrikaları kenttin kuzeybatısında demiryolu ile bağlantılı olarak yer seçerken, Şeker Fabrikası ile Tayyare Bakım Atölyesi kuzeydoğuda konumlanır.
Eskişehir, Anadolu topraklarının en önemli geçiş bölgesi olarak tarih sahnesinde hep etkin roller aldı. Bu durum Cumhuriyet dönemi kalkınma sürecine de yansıdı. Tarımsal sanayi ile başlayan hamle, zaman içeriside değişik sektörlerde Türkiye'nin en önemli fabrikalarının kentte devreye girmesiyle devam etti.
Tahıla ve toprağa dayalı sanayi yatırımları
Demiryolu ve Bursa-İstanbul yolu ile bağlantılı olarak şehrin kuzeybatısında kurulan ve günümüzde “Fabrikalar Bölgesi” olarak bilinen alanda kentin sahip olduğu kil ve tahıl nedeniyle toprak sanayi ile un sanayi yatırımları artar. Bölgede sırasıyla Aslan Kiremit, Kurt Kiremit, Çift Kurt Kiremit, Fil Kiremit, Kartal Kiremit, Güneş Kiremit, Mühendisler Un, Dimnit Şarap Fabrikası kurulur. Bu dönemde kiremit ve tuğla fabrikaları kapasitelerini artırarak, ülke çapında belli büyüklüklere ulaşırlar. 1927 yılına kadar yurt dışından satın alınan “Marsilya” tipi kiremit, Atatürk’ün talimatıyla kurulan Kılıçoğlu Kiremit fabrikası sayesinde Türkiye’de ilk kez Eskişehir’de üretilmeye başlanır.
Türkiye’nin tahıl ambarı durumundaki Eskişehir’de toprağa dayalı sanayi ile birlikte un sanayinde de büyük atılım gerçekleşir. 1925 yılında Porsuk Nehri kenarında arka arkaya kurulan Yasin Çakır, Gümülcine ve Gamgam Un Fabrikaları, Cumhuriyet döneminin ilk sanayi tesisleri arasında yer alır.
Cer Atölyesi, Tayyare Bakım Atölyesi, Şeker Fabrikası…
1930’lu yıllar Eskişehir’e yeni kamu girişimlerinin katıldığı ve özel kesimdeki işletmelerin büyümelerini sürdürdükleri yıllar olarak öne çıkmıştır. Eskişehir’in, ülkenin en önemli kentlerinden birisi olmasını sağlayan kamu yatırımları arasında 1924 yılında Devlet Demiryollarına devredilen Cer Atölyesi (TÜRASAŞ), 1926 yılında açılan Tayyare Bakım Atölyesi ve 1933 yılında açılan Şeker Fabrikası yer alır. Cumhuriyet döneminin ilk sanayi tesislerinden biri olan Tayyare Bakım Atölyesi, Eskişehir’in sahip olduğu olumlu özellikler nedeniyle 2. Dünya Savaşı sonrası Amerika tarafından verilen Marshall Yardımları sonucu geliştirilerek bugün binlerce kişinin çalıştığı 1. Hava İkmal Bakım Merkezi’ne dönüşür. 1933 yılında devlet eliyle kurulan Eskişehir Şeker Fabrikası, Uşak ve Alpullu’dan sonra Türkiye’de açılan üçüncü şeker fabrikası olur. Şeker Fabrikası mevcut un tesisleri ile birlikte Eskişehir’de şekere dayalı ürünler üreten yeni işletmelerin kurulmasına da yol açar. Fabrika, kentte yalnızca sanayi alanında değil hayvancılık, tarım, iş ve işçi alanında da etkili olmuştur. 1938’de Atatürk’ün talimatıyla ispirto üretilmek için kurulan alkol fabrikası, ispirtoya olan talebin gün geçtikçe azalması sonrasında etil alkol üretimine yönelmiştir.
Göçmenlerin gelişiyle metal sanayi hızla gelişir
Kırım, Kafkasya ve Balkanlardan göç ederek Eskişehir’e yerleşen göçmenler önce tarımın sonra da sanayideki gelişimin öncüsü olur. Girişimcilikleri ile kentin hem iktisadi hem de sosyal hayatında büyük bir hareketlilik sağlar. 1950’li yıllarda özellikle Balkanlardan gelen göçmen nüfus sayesinde soba ve kuzine üretimi Eskişehir’de hızla gelişir. Bu yıllarda kamu desteği alınarak kurulan “Eskişehir Çimento Fabrikası”, üretim kapasitesiyle ülkenin en büyük çimento fabrikalarından biri olur. Bu fabrikaların kurulmasıyla özel sektör yatırımlarında da hızlı bir artış gerçekleşir. 1956 yılında kamu ortaklığı ile kurulan “Eskişehir Basma Fabrikası”, 1963 yılında Sümerbank, daha sonra ise özelleştirme kapsamında Sarar Giyim firması tarafından satın alınır.
Eskişehir OSB ile birlikte planlı sanayileşmenin önü açılır
Eskişehir Sanayi Odası 1 Kasım 1968 tarihinde, o zamana kadar bir çatı altında oldukları Eskişehir Ticaret ve Sanayi Odasından ayrılarak, Eskişehir’de sanayileşmeye hız kazandırmak ve sanayicilerin sorunlarıyla daha yakından ilgilenmek üzere, bağımsız bir Oda olarak faaliyetlerine başlar. 1969 yılında, Eskişehir Sanayi Odası’nın öncülüğünde kentteki sanayi yatırımlarının planlı bir şekilde gerçekleştirilmesi amacıyla Organize Sanayi Bölgesi çalışmalarına başlanır. İlk aşamada 1 milyon metrekare olarak planlanan OSB alanı, 1973 yılında yatırımcıların hizmetine sunulur. Eskişehir OSB’de ilk parsellerin kısa sürede satılması neticesinde bölgenin genişletme çalışmalarına başlanır ve 1979 yılında 2 milyon metrekarelik gelişme alanı ile birlikte toplam alan 3 milyon metrekareye ulaşır.
İmalat sanayi hızlı bir gelişim sürecine girer
1970’lerin ilk yıllarından başlayarak Eskişehir’de imalat sanayi sektörü hızlı bir gelişme sürecine girmiştir. Türkiye’nin en büyük kuruluşlarından biri olan Koç Holding’in, biri buzdolabı diğeri kompresör imalatı olmak üzere gerçekleştirdiği iki büyük yatırımı bu dönemde Eskişehir’e gelmiştir. Daha sonra yine Koç Holding, İnönü’de yaptığı otomotiv yatırımı ile Eskişehir’in sanayi hamlesine büyük bir katkıda bulunmuştur. Bu dönemde yaşanan diğer önemli gelişmeler ise geleneksel sanayilerde yaşanmıştır. Un ve kiremit-tuğla sanayileri daralmakla beraber atılım yapmak zorunda kalmışlardır. Çünkü benzeri yatırımların ülkenin diğer yerlerinde de artması nedeniyle Eskişehirli firmaların pazar paylarında daralmalar olmuştur. Bu yüzden un sanayii sektöründe yer alan firmalar bisküvi ve şekerleme gibi diğer gıda alanlarına yönelirken; taş ve toprağa dayalı imalat sanayii ile uğraşanlar da hazır beton ve prefabrik yapı alanlarına yönelmiştir.
Yan sanayi ve hazır giyim sanayi hareket kazanır
Arçelik Buzdolabı Fabrikası’nın üretim politikalarında yan sanayiye ağırlık verecek yönde gösterdikleri değişiklik, bölgeye olan yatırım taleplerini bir anda arttırmıştır. Kısa süre içinde plastik ve metal eşya sektöründe yoğunlaşan ve orta ölçekli sayılabilecek bu yatırım sanayiye hareket getirmiştir. Ayrıca bu dönemde hazır giyim sanayiinde çok önemli gelişmeler de dikkat çekmiştir. Kamu yatırımları açısından sanayi sektörünü ilgilendirecek bir gelişme ise TUSAŞ Motor Fabrikası’nın Eskişehir’de kurulması olmuştur. Baksan Sanayi Sitesi yine bu dönemde faaliyete geçmiştir.
1990 sonrası özel sektör yatırımlarının hızla arttığı bir dönem olarak dikkat çekmektedir. Beyaz eşya yan sanayiine yönelik yatırımlar, hazır giyim sanayiinde görülen atak, taş ve toprağa dayalı imalat sanayii yatırımları öne çıkmıştır. Bu dönemde Toprak Holding, Paşabahçe Cam Sanayi, Pınar Holding gibi büyük ölçekli yatırımcılar OSB içinde yatırım yaparken; bölge dışında seramik üretimi konusunda İnönü ve Çifteler ilçelerinde yatırımlar başlamıştır. Yine bu dönemde özellikle Muttalip Belediyesi sınır
ları içindeki alanda metal eşya, orman ürünleri, gıda ve seramik sanayii konularında 25’e yakın orta ölçekli yatırım yapılmıştır. 1998 yılı sonunda Organize Sanayi Bölgesi’nde ABD kökenli Sikorsky firması ve yerli ortak Alp Havacılık A.Ş.’nin gerçekleştirdiği yatırım ile helikopter parçaları üretimine geçilmiştir.
Günümüzde Türkiye’nin en önemli sanayi merkezlerinden biri haline gelen Eskişehir’de, Arçelik, TÜRASAŞ, TUSAŞ, Kırka Bor İşletmeleri, Ford Otosan, Sarar, Eti Gıda Sanayi, Türkiye Şeker Fabrikası, Alp Havacılık, Magnezit AŞ, Pınar Süt, Paşabahçe, Haier gibi büyük çaplı üretim ve istihdam sağlayan işletmeler yer alıyor. Daha önceki yıllarda genel olarak un ve unlu ürünler ile kiremit, tuğla ve soba imalatı konusunda faal olan firmalar ağırlıktayken, bugün kent sanayisinde makine imalat sanayi, raylı sistemler, havacılık ve savunma, beyaz eşya ve madencilik sanayi büyük bir gelişme gösterdi. Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi’nin toplam alanı 32,4 milyon metrekareye ulaşırken, Eskişehir Sanayi Odası’nın 1968’lerde 85 olan üye sayısı bugün 900’lere, istihdam ettiği kişi sayısı ise 65 bine ulaştı. Türkiye’nin ilk lokomotifi, ilk yerli otomobilini, ilk uçak motorunu ve damperli kamyonunu üreten Eskişehir’in ihracatı ise 2021 yılı TÜİK verilene göre 1 milyar doları aşarak, Türkiye’de en çok ihracat yapan iller arasında 20’inci sırada yer alıyor.