Bölge Ekleri

Türkiye’nin ilkleri Eskişehir’de üretildi

-

Türkiye’nin ilk otomobili Devrim ve yine ilk buharlı lokomotifi Karakurt, Eskişehir’de üretildi. Devrim geçit töreninden sonra kullanılma­zken, Karakurt Lokomotifi, 1961- 1976 yılları arasında anahat lokomotifi olarak hizmet verdi. Günümüzde her ikisi de ismi Türasaş olarak değiştiril­en Tülomsaş Lokolotif ve Motor Sanayi Fabrikası’nın müzesinde sergileniy­or.

16 Haziran 1961 günü Devlet Demiryolla­rı Fabrikalar­ı ve Cer Dairelerin­in yönetici ve mühendisle­rinden 20 kadarı Ankara’da bir toplantıya çağrıldıla­r.

Toplantıya başkanlık eden Genel Müdür Yardımcısı Emin Bozoğlu, Ulaştırma Bakanlığı’ndan alınan bir yazıyı okudu. Yazıda “Ordunun cadde binek ihtiyacını karşılayac­ak bir otomobil tipinin geliştiril­mesi” görevinin TCDD İşletmesin­e verildiği ve bu amaçla 1.400.000 TL ödenek ayrıldığı belirtiliy­ordu. Verilen termin 29 Ekim 1961, yani tanınan süre 4.5 aydı. Bu süre içinde bu çapta bir geliştirme çalışması yapılabili­r miydi? Bırakınız geliştirme­yi, hiçten yola çıkarak, çalışabile­cek bir otomobil yapılabili­r, böyle bir mucize gerçekleşt­irilebilir miydi? Toplantıda söz alanların çoğu böyle bir projede seve seve çalışmaya hazır oldukların­ı, fakat böylesine kısa bir sürede sonuç alınabilec­eğini sanmadıkla­rını dile getirmeye çalışmış, bir kısmı da “hayır” demişlerdi.

Tüm ülkede ise üniversite­sinden, basınına, bir avuç sanayicisi­nden, politikacı­sına, sesini duyurabile­n herkes Türkiye’de ne otomobil, ne de motor yapılabile­ceğine inanıyor, özel sohbetlerd­e, röportajla­rda, hatta film gösterili konferansl­arda bu görüş vurgulanıy­ordu.

Fakat bu inanılmaz şey gerçekleşi­yor ve 29 Ekim 1961 sabahı

Türkiye’de yapılan bir otomobil, kaportası pürüzsüz olmasa da, kendi tekerlekle­ri üzerinde ve yine Türkiye’de yapılan kendi motorunun gücüyle Büyük Millet Meclisi binasının önüne götürülere­k, Cumhurbaşk­anı Cemal Gürsel paşaya sunulabili­yor, bir ikincisi Paşa’yı Anıtkabir’e götürüyor, sonra da Hipodrom’daki geçit resmine katılıyord­u.

Bu nasıl gerçekleşm­işti ?

Projeyle başka bir kuruluşun değil de Demiryolla­rının görevlendi­rilmiş olması, bir yandan, o tarihlerde TCDD’nin onarım amacıyla kurulmuş fakat geniş ölçüde yedek parça imal eden Ankara, Eskişehir, Sivas ve Adapazarı’ndaki fabrikalar­ı ile önemli bir teknik potansiyel­i ve yetişmiş işçisinden mühendisin­e kadar güçlü bir teknik kadrosunun bulunması, öte yandan Genel Müdür Yardımcısı Yüksek Mühendis Emin Bozoğlu’nun asker kökenli ve aynı zamanda Sıtkı Ulay paşanın akrabası olması dolayısıyl­a Milli Birlik Komitesi ve çoğu kabine üyelerince yakından tanınıyor ve güveniliyo­r olmasının sonucu idi.

Yüksek Mühendis Emin Bozoğlu yönetim grubunun başı olarak, projenin yürütülmes­i ve sonucuna ulaştırılm­asında da gruptaki öteki yöneticile­r gibi bütün bürokratik engelleri cesaretle aşarak, her türlü imkanı sağlamak ve kimi kişisel sorunlar, kimi görevin çok yanlılığı ve ivediliği gibi nedenlerle büyük gerilim altında bulunan 20 mühendisin olağanüstü bir tempoyla fakat gönül rahatlığı içinde çalışmalar­ını sağlamak suretiyle de birinci derecede rol oynamıştı.

Zamana karşı yapılan yarışın kazanılmas­ında ikinci etken, görev alan mühendisle­rin proje süresince hafta sonları da dahil her gün, en az 12’şer saat, gerektiğin­de bazı geceleri sökülmüş bir otomobil sedirinin üzerinde birkaç saat kestirmek suretiyle işbaşında kalmaktan kaçınmayac­ak ölçüde davaya gönül vermiş olmalarıyd­ı.

16 Haziran 1961 günü yapılan toplantıda, çalışmalar için en uygun yerin, Eskişehir Demiryolu Fabrikalar­ında dökümhane olarak yapılıp kullanılma­yan bir bina, en uygun yöntemin de elden geldiğince çeşitli tipten otomobil yapısını yakından inceleyere­k fikir edindikten sonra, yapılacak tipin boyutları, motor, şanzıman vb. öteki grup ve parçaların­ın nasıl tasarlanıp, imal edileceği üzerinde durulması olduğu sonucuna varıldı.

İşyeri olarak seçilen atölyenin hazırlanma­sı için Eskişehir’e talimat verildi ve otomobili olanların 19 Haziran’da Eskişehir’de bulunmalar­ı istendi. Dökümhane binası zemini, lokomotif kazanların­da kullanılma­k üzere alınan saç levhalarla döşendi. Kapının üzerine, kocaman rakamlarla kaç gün kaldığını gösteren bir levha asıldı. Projenin bitimine dek bu levha, her gün bir azalarak, sonuna kadar orada kaldı. Atölyede bir baş üstü gezer vinç, çeşitli bankolar ve bir toplantı masası vardı. Yakınında bir de çay ocağı bulunan bu masa dört ay süreyle hem toplantıla­r, hem dinlenme, hem de gerektiğin­de çalışma masası olarak kullanıldı.

Atölyede yapılan ilk toplantıda “Yönetim Grubu” açıklandı. Genel Müdür Yardımcısı Emin Bozoğlu başkanlığı­nda, Fabrikalar Dairesi Başkanı Orhan Alp, Cer Dairesi Başkanı Hakkı Tomsu, Cer Dairesi Başkan Yardımcısı Nurettin Erguvanlı, Eskişehir Demiryol Fabrikalar­ı Müdürü Mustafa Ersoy, Adapazarı Demiryol Fabrikası Müdürü Celal Taner, Ankara Demiryol Fabrikası Müdürü Mehmet Nöker’den oluşan grupta iki de emekli subay vardı: Genel Müdürlük Müşaviri Hüsnü Kayaoğlu ve Necati Peköz. Ardından çalışma grupları belirlendi: Dizayn, motor-şanzıman, karoseri, süspansiyo­n ve fren, elektrik donanımı, döküm işleri, satın alma işleri ve maliyet hesapları grupları.

Önce otomobilin ana hatları saptandı. Dört ila beş kişilik, toplam 1000-1100 kg ağırlığınd­a, orta boy denilebile­cek bir tip üzerinde mutabık kalındı. Motor 4 zamanlı ve 4- silindirli olmalı, 50-60 BG vermeliydi.

Karoseri için hazırlanan 1:10 ölçekli maketlerde­n seçilen birinin 1:1 ölçekli alçı modeli yapıldı. Karoserin damı, kaput ve benzeri saçları, bu modelden alınan kalıplarla yapılmış beton bloklara çekilmek ve çekiçle düzeltilme­k suretiyle tek tek imal edildi. Bir yandan da Willy’s Jeep, Warswa, Chevrolet, Ford Consul, Fiat 1400 ve 1100 motorların­ın incelenmes­inden sonra Warswa

motoru örnek alınarak yandan supaplı bir 4- silindirli motorun gövde ve başlığı Sivas Demiryolu Fabrikasın­da dökülüp, Ankara Demiryolu Fabrikasın­da işlendi. Piston, segman ve kolları Eskişehir’de yapıldı. Motor Ankara Demiryolu Fabrikası’nda monte edildi. Frenlemede 40 BG’den fazla güç alınamayan bu motora alternatif olarak Ankara Fabrikası aynı gövde ve krank milinden yola çıkarak başka bir tip geliştirdi. B- motoru adı verilen üstten supaplı bir üçüncü motorda Eskişehir’de imal edildi.

Süspansiyo­n grubu, ön takımlar için “Mc Pearson” sistemini önerdi ve numuneye göre Eskişehir’de imal edildi.

Eylül sonlarına doğru ön ve arka camları piyasada bulunabile­nlere intibak ettirme zorunluluğ­u nedeniyle modele göre biraz değiştiril­miş, iki gövde çakılmış ve biri A, öteki B tipinden iki ayrı motor hazırlanmı­ş bulunuyord­u. Şanzımanla­r, Ankara fabrikasın­ca tümü yerli olarak yapılmıştı.

Montaja geçildiğin­de karşılaşıl­an en büyük sorun, gövde – motor uyumunu sağlamak, debriyaj, gaz ve fren kumanda mekanizmal­arını yerleştirm­ek ve direksiyon­un en uygun konumunu bulmaktı. Ayarlı direksiyon önerisi kabul edilmedi. İki yıl sonra Cadillac bunu bir yenilik olarak getiriyord­u.

Nihayet Ekim ortalarınd­a

Devrim otomobille­rinden ilki tecrübeye hazır duruma gelebildi. Elektrik donanımı ile diferansiy­el dişlileri, kardan istavrozla­rı ve motor yatakları ile cam ve lastikleri dışında tüm parçaları yerli idi.

Bir yandan bu ilk otomobilin yol tecrübeler­i sürdürülür­ken bir yandan da Cumhurbaşk­anı’na sunulmak üzere B- motoru ile donatılan ikinci otomobilin yetiştiril­mesine çalışılıyo­rdu. Siyah renkteki bu 2 numaralı Devrim’ in son kat boyası ancak 28 Ekim akşamı vurulabild­i. Pasta ve cilası Ankara’ya sevk edilirken gece trende yapıldı. Buharlı lokomotifl­erle çekilen trende bacadan sıçraması muhtemel kıvılcımla­rdan ötürü güvenlik önlemi olarak benzin depoları boşaltıldı.

Tren sabaha karşı Ankara’ya ulaştı. İki Devrim Otomobili o zamanlar Sıhhiye semtinde bulunan Ankara Demiryolu Fabrikası’na indirildi. Manevra imkanı sağlamak için depolarına yalnızca birkaç litre benzin kondu. Asıl ikmal sabahleyin Sıhhiye’deki Mobil benzin istasyonun­dan yapılacak, sonra da Meclis’e gidilecekt­i.

29 Ekim sabahı, Devrimler motosiklet­li oldukça kalabalık bir trafik ekibinden oluşan eskortun arasında yola çıktı. Çıktı ama eskorttaki­ler, benzin alma işinden haberleri olmadığı için, Mobil’e uğramadan yola devam ettiler. Meclis’in önüne gelindiğin­de durum anlaşıldı, acele getirilen benzin 1. arabaya kondu. 2 numaraya konacağı sırada Cemal Paşa Meclis’in önüne gelmiş ve Anıtkabir’e gitmek üzere 2 numaralı Devrim Otomobilin­e binmişti. Yola çıkıldı. Fakat 100 metre kadar sonra motor öksürerek durdu. Cemal Paşa’nın “Ne oluyor ?” sorusuna direksiyon­daki Yüksek Mühendis Rıfat Serdaroğlu, “Paşam, benzin bitti” cevabını verdi. Paşa’dan özür dilenilere­k 1 numaralı Devrim’e geçmesi rica edildi. Buna uyan Cemal Paşa Anıtkabir’e bu otomobil ile gitti. İnerken ünlü “Batı kafasıyla otomobil yaptınız ama doğu kafasıyla benzin ikmalini unuttunuz” sözlerini söyledi.

Ertesi gün bütün gazeteleri­n sözbirliği etmişçesin­e “100 metre gidip bozuldu” başlığını attıkları 2 numaralı Devrim, aynı gün Hipodrom’daki geçit törenine katılıyor, ne bundan, ne de Cemal Paşa’nın Anıtkabir’e bir başka Devrim otomobili ile gittiğinde­n söz ediliyor; yalnızca haber, yorum ve fıkralarda harcanan bunca paranın boşa gittiğinde­n dem vuruluyord­u. Oysa aynı yıl Tarım Bakanlığı bütçesine konmuş bulunan “At neslinin ıslahı” için 25 Milyon TL. ödenek ve sonucundan kimse söz etmiyordu.

NOT: Karoseri Grubu’ndan Y. MühendisSa­lih Kaya Sağın’ın anılarında­n derlenmişt­ir. 1961 yılında 4 adet üretilen DEVRİM Otomobille­rinden sadece birisi günümüze ulaştı. Türkiye Lokomotif ve Motor Sanayi A.Ş. TÜLOMSAŞ/ Eskişehir Müzesi bahçesinde, özel olarak yapılan camlı garajda muhafaza edilen DEVRİM Otomobili halen çalışır durumda.

 ?? ?? Türkiye’nin ilk yerli otomobili DEVRİM’in üretimi için oluşturula­n Yönetim
Grubu’nda, Genel Müdür Yardımcısı Emin Bozoğlu başkanlığı­nda, Fabrikalar Dairesi Başkanı Orhan Alp, Cer Dairesi Başkanı Hakkı Tomsu, Cer Dairesi Başkan Yardımcısı Nurettin Erguvanlı, Eskişehir Demiryol Fabrikalar­ı Müdürü Mustafa Ersoy, Adapazarı Demiryol Fabrikası Müdürü Celal Taner, Ankara Demiryol Fabrikası Müdürü Mehmet Nöker yer aldı. Grupta ayrıca emekli subaylar Genel Müdürlük Müşaviri Hüsnü Kayaoğlu ve Necati Peköz de bulunuyord­u. Çalışma grupları ise, dizayn, motor-şanzıman, karoseri, süspansiyo­n ve fren, elektrik donanımı, döküm işleri, satın alma işleri ve maliyet hesapları gruplarınd­an oluştu.
Türkiye’nin ilk yerli otomobili DEVRİM’in üretimi için oluşturula­n Yönetim Grubu’nda, Genel Müdür Yardımcısı Emin Bozoğlu başkanlığı­nda, Fabrikalar Dairesi Başkanı Orhan Alp, Cer Dairesi Başkanı Hakkı Tomsu, Cer Dairesi Başkan Yardımcısı Nurettin Erguvanlı, Eskişehir Demiryol Fabrikalar­ı Müdürü Mustafa Ersoy, Adapazarı Demiryol Fabrikası Müdürü Celal Taner, Ankara Demiryol Fabrikası Müdürü Mehmet Nöker yer aldı. Grupta ayrıca emekli subaylar Genel Müdürlük Müşaviri Hüsnü Kayaoğlu ve Necati Peköz de bulunuyord­u. Çalışma grupları ise, dizayn, motor-şanzıman, karoseri, süspansiyo­n ve fren, elektrik donanımı, döküm işleri, satın alma işleri ve maliyet hesapları gruplarınd­an oluştu.
 ?? ??
 ?? ??
 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye