Yüzyıllık gurur
Tebaa anlayışı üzerine kurulmuş olan Osmanlı İmparatorluğu’ndan ulus anlayışı üzerine kurulmuş Türkiye Cumhuriyeti’ne doğru giden yolun en önemli kilometre taşlarından biri olan İzmir’in Yunan ordusu tarafından işgalinin üzerinden 103, İzmir’in işgalden kurtuluşunun üzerinden 100 yıl geçti. İzmir, 100. yıl hasebiyle bu yıl kurtuluş yıldönümüne daha bir coşkulu hazırlandı.
Kurtuluş Savaşı’nın başlangıç tarihi kaynağına göre değişebiliyor. Atatürk, Nutuk’u “1919 senesi Mayıs’ının 19. Günü Samsun’a çıktım” diyerek başlatır. İnternet ansiklopedisi Vikipedi’nin Kurtuluş Savaşı kronolojisinin ilk hanesinde ise Mondros Mütarekesi’nin imzalandığı 30 Ekim 1918 tarihi vardır. Kimine göre Yunanistan’ın İzmir’e asker çıkardığı gün olan 15 Mayıs 1919’de Hasan Tahsin’in bu askerlere sıktığı kurşun ile başlamıştır kurtuluş yolculuğu, kimi de kurtuluşa giden yolculuğun başlangıcını 2018’in Aralık ayında Müdafa-i Hukuk Cemiyetlerinin kuruluşuna dayandırır.
Hasan Tahsin'in kurşunu simge oldu
Hangi tarih kabul edilirse edilsin, şu bir gerçektir ki, İzmir, Kurtuluş Savaşı’nda çok önemli rol oynamıştır. Osmanlı İmparatorluğu, 1. Dünya Savaşı’ndan yenilgiyle ayrıldıktan ve neredeyse fiili varlığını sona erdiren Mondros Mütarekesi’ni imzalamasındansonra, bütün toprakları işgal edilmeye başlandı. Uzun yıllardır süregelen savaşlardan ve yenilgilerden yorgun düşen halk, düvel-i muazzama tarafından yapılan işgallere çok da ciddi tepkiler göstermedi. Bu durum, Osmanlı’nın dünkü tebaası Yunanistan’ın Batı Anadolu’yu işgal etmeye başlamasıyla değişti. Yunan işgaline ilk tepki, işgalin ilk dakikalarında gazeteci Hasan Tahsin (Osman Nevres) tarafından karaya çıkan
Yunan askerlerine açılan ateşle gösterildi. Hasan Tahsin, Yunan birliğinin karşı ateşiyle hayatını kaybetti ama kurtuluşun fünyesini de ateşlemiş oldu. Albay Fethi Bey’in “Zito Venizelos” diye bağırmayı reddettiği için süngülenmesi, Sarıkışla’daki silahsız Türk askerlerinin Yunan ordusu tarafından katledilmesi, sivillere yönelik yürütülen ölüm, yaralama, tecavüz olaylarının yankısı İzmir’le sınırlı kalmadı. Bu olay Osmanlı coğrafyasında büyük tepki ile karşılandı ve milli bilincin uyanmasına katkı yaptı. Bu da tebaa anlayışı üzerine kurulmuş olan Osmanlı İmparatorluğu’ndan ulus anlayışı üzerine kurulmuş Türkiye Cumhuriyeti’ne doğru giden yolun ilk adımları oldu.
O tarihten itibaren Batı Anadolu en karanlık dönemlerinden birini yaşamaya başladı. Yunan Ordusu 3 yıl boyunca ilerleyerek
Afyon sınırlarına kadar dayandı. Yunan işgalinin uzun süreli olamayacağının ilk sinyalleri Birinci ve İkinci İnönü ile Sakarya Zaferleri ile belli oldu. 26 Ağustos’ta Başkomutan Mustafa Kemal’in önderliğinde başlatılan Büyük Taarruz ile de zafer kesinleşti. Mustafa Kemal’in 1 Eylül’de verdiği “Bütün arkadaşlarımın Anadolu’da daha başka meydan muharebeleri verileceğini göz önüne alarak ilerlemesini ve herkesin akıl gücünü, yiğitlik ve yurtseverlik kaynaklarını yarışırcasına esirgemeden vermeye devam eylemesini isterim. Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri!” emrinin ardından Yunan ordusunu kovalayan Türk askerleri 9 Eylül 1922’de İzmir’e girdi. Türk bayrağı Hükümet Konağı’na ve Kadifekale’ye çekildi. 15 Mayıs 1919’da başlayıp, 28 Ağustos’a kadar Afyon’a kadar ilerleyen Yunan Ordusu, 30 Ağustos 1922’de Mustafa Kemal Paşa komutasındaki Türk Ordusu’na yenilerek, aynı yolu 12 günde geri gitti ve 9 Eylül’de İzmir’i terk etti.
Ekonomik bağımsızlığın temelleri İktisat Kongresi ile atıldı
Yunan ordusunun Anadolu’dan tamamen çıkarılması 25 Eylül 1922’ye kadar sürdü, hatta İstanbul’dan son müttefik birliklerinin ayrılması 23 Eylül 1923’ü buldu ama İzmir’in hem Yunan işgalinin başladığı yer olması, hem de Anadolu için önemi sebebiyle, 9 Eylül tarihi, kurtuluşun simgesi haline geldi. Bu zafer, Mudanya Ateşkes Antlaşması’na giden süreci başlattı. Türkiye, Mudanya Ateşkes Antlaşması’ndan sonra 24 Temmuz 1923’te Lozan Barış Antlaşması’nı imzaladı. Böylece Türk milleti, varlığını bütün dünyaya kabul ettirmiş, Türk devleti de tam bağımsızlığını kazanmış oldu.
İzmir, kurtuluş yanında, İktisat Kongresi’ne ev sahipliği yapmasıyla da Türkiye Cumhuriyeti’ne giden yolun önemli bir kilometre taşının döşenmesinde başrolü oynadı. 17 Şubat’ta başlayan Türkiye İktisat Kongresi’nde, 8 ay sonra kurulacak Türkiye Cumhuriyeti’nin ekonomi rotası çizildi.
İzmir, ilk günden beri her yıl 9 Eylül’ü görkemli şölenlerle kutluyor. Bu sene ‘dalya’ demesi nedeniyle kutlamalar daha bir coşkulu gerçekleştiriliyor. Merkezi idare, yerel yönetimler, sivil toplum örgütleri ve iş dünyası 100. yılı kutlamak için pek çok etkinlik hazırladı. Bu kutlu günün 100. yıldönümü nedeniyle bu zaferi bizlere armağan eden başta Mustafa Kemal olmak üzere bütün gazi ve şehitlerimizi bir kez daha minnet ve şükranla anıyoruz.