İzmir yeni yüzyılında da limanlarıyla büyüyecek
Doğal ve korunaklı körfezi sayesinde ilk çağlardan bu yana uygarlığın beşiği olan İzmir, bir liman kenti olarak her dönemde Akdeniz’de sosyal ve ticari yaşamı şekillendirmiştir. Kral Yolu ve İpek Yolu üzerinde bulunan İzmir, kültürlerin ve ürünlerin buluştuğu bir kavşak noktasından, imalat gücü sayesinde ihracat merkezine dönüşürken, deniz ticaretindeki her yeni gelişmeyle beraber İzmir’in yerleşim alanı hızla büyüdü. Ticari zenginliği ile Avrupa’nın zengin tüccarlarını kendisine çeken, tarımsal zenginliği ve bu zenginliği dünya pazarlarına akıtan ulaşım ağları ve limanı ile 20. yüzyıla kadar Akdeniz’in limanları arasında parmakla gösterilen İzmir, uluslararası güçlerin de hedefinde yer aldı.
Türk ordusunun 9 Eylül’de İzmir’e girmesiyle beraber işgalciler tarafından yakılan İzmir, kısa sürede toparlanmayı ve önemli bir liman kenti olarak genç cumhuriyetin kalkınmasında rol oynamayı başardı. Daha cumhuriyet kurulmadan Türkiye’nin iktisat politikalarının temelleri İzmir İktisat Kongresi’nde alınan kararlarla atıldı. Böylece kurtuluşun şehri olan İzmir, Türkiye’nin kuruluşunda da öncü oldu. Ülkenin geleceğine yön veren siyasi ve ekonomik kararlarda her zaman İzmir ve Ege Bölgesi’nin ağırlığı vardı. İzmir Enternasyonal Fuarı gibi uluslararası bir organizasyon, Türkiye’nin köklü sanayi kuruluşları, köklü markaları bu topraklardan doğarak ülkeye ve dünyaya yayıldı.
İzmir, limanlarıyla büyür
Aradan geçen bir asırda Anadolu’nun zenginliklerinin dünyaya açıldığı bir pencere olarak İzmir ve limanı, ülkenin iktisadi gelişiminde bir asırdır lokomotif olmaya devam ediyor. Türkiye’nin üçüncü büyük şehri olarak İzmir, ticaret ve sanayideki güçlü altyapısının yanında limanlarıyla stratejik konuma sahip. Bugün hiçbir şehirde olmadığı kadar İzmir şehri ve liman özdeşleşmiştir. Limansız bir İzmir düşünülemez. Bugün İzmir’de hizmet veren 16 liman bulunmaktadır. Liman altyapısı ile İzmir, uluslararası deniz taşımacılığında önemli bir yere sahiptir.
İzmir ve Türkiye, yeni bir yüzyıla adım atarken, büyüme potansiyelini ve rekabetçi gücünü lojistik avantajına borçlu olacaktır. Ancak bölgemizin lojistik imkan ve kabiliyetlerini artırmak için yapılması gerekenler vardır. İstanbul-İzmir Otoyolu, Çanakkale 1915 Köprüsü gibi yatırımlar, İzmir’in lojistik gücünü artırmıştır. Ayrıca İzmir’in deniz taşımacılığı ve liman hizmetleri özelinde cazibesinin artırılabilmesi için TCDD İzmir Limanı’nın canlandırılmasına ihtiyaç vardır. Bu kapsamda İzmir Liman Otoritesi’nin oluşturulmasının yanı sıra İzmir Körfezi ve Limanı Rehabilitasyon Projesi ile körfezin ve yaklaşım kanalının taranarak büyük su çekimli gemilerin körfeze girişi sağlanmalıdır.
Kalkınma denizyolundan geçer
Konteyner, dökme ve sıvı yüklere hizmet veren Aliağa bölgemizdeki limanların bağlantı yolları güçlendirilmelidir. Ülkemizin vizyon projelerinden olan Kuzey Ege Çandarlı Limanı Projesi, konteyner limanı ana işlevinin yanı sıra gemi bakım-onarım, ikmal, akaryakıt transfer, tedarik, serbest bölge nitelikli çeşitli endüstriyel imalatın yer alacağı zenginleştirici işlevlerle donatılmalıdır. Kemalpaşa Lojistik Köyü tamamlanarak, sanayi bölgelerindeki yükün limanlara hızlı ve düşük maliyetli şekilde transferi yapılmalıdır. Demiryolu, karayolu ve denizyolunu entegre edecek şekilde kombine taşımacılığı geliştirmeliyiz. Halihazırdaki Çeşme-Trieste ve İzmir-Tarragona seferleri ile, önümüzdeki günlerde başlayacak İzmir- Selanik Ropax seferlerinin yanı sıra yeni denizyolu hatları oluşturulmalıdır. 6 yıldan sonra İzmir’e uğrak yapan kruvaziyer gemilerinin sayısını artırmak, yolcuların Kemeraltı’nda ve şehir merkezinde dolaşmasını sağlamak hedeflenmelidir. Bunun için tanıtıma devam etmeli, modern terminal, parmak iskele gibi yatırımlar tamamlanmalıdır.
Bu yatırımlarla İzmir’in lojistik değerini yükseltip, Kuşak ve Yol Projesi gibi uluslararası ulaşım koridorlarında konumlanmamız mümkün olacaktır. İzmir, ticarette, sanayide, taşımacılıkta uluslararası bir şehir kimliğini güçlendirecektir. Bütün bu yatırımlar, bölge ve ülke sanayine de rekabet gücü kazandıracak, ayrıca Ege Bölgesi’ne uluslararası yatırımların akmasını sağlayacaktır.
Bugün bölgemizdeki konteyner limanlarının elleçleme kapasitesi yaklaşık 4,5 milyon TEU, elleçlenen yıllık konteyner ise 2 milyon TEU’dur. Mevcut kapasite ile elleçleme rakamı arasındaki farkı, İzmir’in büyüme potansiyeli açısından bir fırsat olarak görüp değerlendirmemiz gerekiyor. Önce pandemi, şimdi yüksek enflasyonun küresel hale gelmesi, lojistik maliyetlerin önemini artırırken, lojistik performansımızı yükselterek, Türkiye’yi Batı’nın tedarik merkezi ve aynı zamanda yeni bir üretim üssü yapabiliriz.
9 Eylül’de İzmir’in kurtuluşunun 100. yılını kutlarken, İzmir’in yeni yüzyılında kalkınmanın denizlerden geçtiğinin bilincinde olan biz denizciler, bölgemiz ve ülkemiz denizciliği için çalışmaya devam edeceğiz.