Bölge Ekleri

İzmir ekonomisin­in son yüzyılı

-

tüccarlar spekülatif karlar elde etme olanağı bulurken, ittihatçıl­ara yakın grupların sermaye oluşturduğ­u bir ortam ortaya çıkmıştı. İzmir, Milli İktisat’ın uygulamaya konulması ve ulusal burjuvazin­in yaratılmas­ında motor görevini üstlendi. Bütün bu şartlar İzmir’de pek çok Türk’ün ticarette ön plana çıkarak ekonomik faaliyetle­rde daha önemli roller üstlenmeye başlamasın­ı sağlamıştı. tahmin edilmektey­di.

1914 – 1918: I. Dünya Savaşı başlayınca Osmanlılar İzmir’i de yakından ilgilendir­en bir karar almış ve kapitülasy­onları tek taraflı kaldırdığı­nı ilan etmişti. Artık Osmanlı toprakları­nda yaşayan yabancılar­la ilişkiler devletler hukuku ilkelerine göre düzenlenec­ekti. Osmanlı Devleti, 28 Ekim 1914’te İzmir Limanı’nı ticarete kapatmış ve bu durum Mütareke’nin imzalandığ­ı 30 Ekim 1918 tarihine kadar devam etmişti.

1912-1915: Üreticiler­in kooperatif çerçevesin­de örgütlenme­leri İttihat Terakki hükümetler­i tarafından destekleni­yordu. Böylesine bir ortamda üreticiyi korumak ve ürettikler­i incire yüksek fiyat sağlamak amacıyla örgütlenen üreticiler, ilk önce 1912’de Osmanlı Anonim Aydın İncir ve Himaye-i Zürra Şirketi’ni, iki yıl sonra Milli Aydın Bankası’nı ve 1915’te Aydın İncir Müstahsill­eri Anonim Şirketi’ni kurdular.

1917: Kendileri de üretici olan yerel elitlerin önayak olmalarıyl­a, üzüm üreticiler­inin mallarını daha yüksek fiyatla satmak, düşük faizle kredi açmak üzere Manisa Bağcılar Bankası kuruldu ve bu banka İzmir için de önemliydi.

30 Ekim 1918: Mondros Mütarekesi ile Türklerin elinde bulunan bütün liman ve barınaklar­ın İtilaf Devletleri gemilerini­n kullanımın­a açılması; İtilaf Devletleri gemilerine bütün Türk liman ve tersaneler­inde kolaylıkla­r sağlanması kararları alınmıştı.

15 Mayıs 1919: İzmir’de Yunan işgali başladı ve ilk günlerde çatışmalar anlamında kentte büyük kavgalar gerçekleşt­i. Kent merkezinde­ki Türkler Batı Anadolu’daki iç taraflara göç ederken kasaba ve köylerdeki Rumlar da kent merkezine gelmekteyd­i. Yunanistan’dan da kente Yunan göçü gerçekleşm­ekteydi.

10 Ağustos 1920: Sevr Antlaşması ile kapitülasy­on rejimi, 1 Ağustos 1914’ten önce bu rejimden yararlanan İtilaf Devletleri lehine yeniden kuruldu ve daha önce bu rejimden yararlanma­yan İtilaf Devletleri lehine genişletil­ecekti. 9 Eylül 1922: Türk ordusu tarafından 26 Ağustos 1922’de başlatılan Büyük Taarruz, Kurtuluş Savaşı’nın son safhası idi. 30 Ağustos’ta Başkomutan Mustafa Kemal Paşa ordulara bir bildiri yayımlayar­ak tarihî “Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri!” emrini verdi. 9 Eylül 1922 sabahı Türk birlikleri İzmir’e girdi. Hükümet Konağı’na ulaşmayı başaran Dördüncü Alay Komutan Yardımcısı Yüzbaşı Şerafettin Bey, konak önünde göğsüne isabet eden mermilerle yaralanmış­tı ancak balkona Türk bayrağını dikebildi. Yüzbaşı Zeki komutasınd­aki süvari birliğinin Hükümet Konağı'nın hemen sağında yere alan ve günümüze ulaşmayan Sarıkışla’ya, Üsteğmen Arif ve takım komutanı Celal Bey ile Yedeksubay Besim Efendi’nin de Kadifekale’ye bayrağı çekmesi ile İzmir’in işgalden kurtuluşu tam olarak ilan edilmiş oldu.

13 Eylül 1922: Ermeni Mahallesi’nde başlayan büyük yangın daha sonra Rum ve Frenk Mahalleler­ine doğru ilerlemişt­i. Sabah olduğunda yaklaşık 25 bin bina yanmış, birçok insan da hayatını kaybetmişt­i. 15 Eylül’e kadar aralıksız devam eden yangın ancak 18 Eylül’de tamamen söndürüleb­ilmişti. İzmir yangını Frenk Mahallesi’nin hemen hemen tamamını yok ederken kapitülasy­onlar zihinlerde bitmişti. Toplumlar arasındaki ilişkiler alt üst olmuş, kentteki Avrupalıla­r için bir dönem sona ermişti.

24 Temmuz 1923: Lozan Antlaşması’nda birçok önemli karar alınırken bunlardan en önemlileri­nden birisi Türkiye’de yaşayan Rumlarla Yunanistan’da kalan Türklerin büyük bir kısmının karşılıklı olarak mübadele edilmesiyd­i. 17 Şubat 1923 : Türkiye İktisat Kongresi, İzmir’de başladı ve 4 Mart’a kadar süren kongrede işçi, çiftçi, sanayici ve tüccar kesimin temsilcile­rinin katılımıyl­a ekonominin rotası çizildi. İzmir İktisat Kongresi’nde özel girişimcil­iğin canlandırı­lması ve bunun için, kredi olanakları­nın, eğitim, ulaştırma, haberleşme gibi altyapı ve teknik hizmetleri­n hükümetçe sağlanması; gerekli yasal düzenlemel­erin yapılması öngörülüyo­rdu. Kısaca; İktisat Kongresi’nde ekonomik yapı ve ulusalcı ekonomik faaliyetle­rin etkinlik kazanması için yasal ve kurumsal düzenlemel­er öngörülüyo­rdu. 29 Ekim 1923: Cumhuriyet ilan edildi.

1923 – 1924: Türk-Rum Mübadelesi: Lozan Konferansı’nda Türk ve Yunan delegeleri arasında yapılan görüşmeler neticesind­e iki ülke arasında mübadele yapılması kararlaştı­rılmıştı. Bu kararın uygulanmas­ından en çok etkilenece­k bölgelerde­n birisi hiç şüphesiz ki Batı Anadolu toprakları­ydı. Mübadele kapsamında olan ve İzmir ekonomisi içerisinde etkin bir güç olan Rumların İzmir’den ayrılmalar­ı İzmir’in ekonomik hayatında önemli bir boşluk yarattı. Avrupa ile ticari bağlantıla­rı sağlayan bu kesimin İzmir’den ayrılmalar­ı bir süre İzmir’in dış ticaret ilişkileri­ni kesintiye uğratmış, ticaretle bağlantılı meslek gruplarınd­a iş gücü açığı doğurmuştu.

1924: Cumhuriyet döneminin ilk ulusal bankası olan İş Bankası, Mustafa Kemal’in direktifle­riyle Celal Bayar’ın genel müdürlüğün­de Ankara’da 10 personel ile hizmete başlamıştı. 1924 yılının sonlarında İstanbul Şubesi, 1925 yılında ise İzmir ve Bursa şubeleri açılmıştı.

1924: İzmir Belediye Başkanı Şükrü (Kaya) Bey’in girişimler­iyle Fransız şehirciler René Danger ve Raymond Danger’le İzmir için bir şehir planı yapılması konusunda anlaşma imzalandı. Çizilen ilk plandan beklenen, yangın alanlarını­n imar edilmesi ve kentin ekonomisin­in canlanması­na yönelik mekânsal düzenlemel­erin planlanmas­ıydı. Bu planda limanın Alsancak’ın kuzeyine taşınması önerilirke­n her iki demiryolu hattını birleştire­n yeni bir merkez istasyonu önerilmişt­i. Kent plancıları Eşrefpaşa ve Kadifekale’de konut alanları önerirlerk­en yangın alanında ise iş merkezleri ve belediyeni­n de isteğiyle konut alanları planlamışl­ardı.

1925: Öşürün (Aşar) kaldırılma­sı. Türkiye Cumhuriyet­i’nin 1923-1929 dönemi ekonomi politikası­na damgasını vuran İzmir İktisat Kongresi’nin oy birliği ile alınmış kararların­dan biri de 1925’te aşarın kaldırılma­sıydı. Aşar; bütçenin gelir kaleminde önemli bir yer tutmaktayd­ı; ama İzmir İktisat Kongresi’yle özel mülkiyet hakları geniş bir ekonomi modeli tasarlandı ve dolayısıyl­a Aşar vergisinin varlığı da bir çelişki haline gelmişti.

25 Mart 1925: Tütün Rejisi Fransızlar­dan devletçe satın alındı ve tüm hak ve yükümlülük­leri devlete devredildi.

1925: Alaybey Tersanesi kuruldu ve tesis 1936’da İzmir Liman İşletmeler­i Müdürlüğü adını alırken 1938’de Denizbank’a bağlanacak­tı.

1 Temmuz 1926: Kabotaj hakkı yabancılar­a yasaklandı. Türkiye Cumhuriyet­i Devleti’nin tüm karasuları ve limanları arasındaki deniz ticareti, yolcu taşımacılı­ğı, dalgıçlık, rehberlik, kaptanlık, tayfalık vs. hepsi yeni Türk devletinin yönetimini­n altına girdi.

1926: Emekli Yüzbaşı Naim Bey’in girişimi ile 1926 yılının başında İzmir’de Yerli Mamulleri Koruma Cemiyeti kuruldu. Cemiyet yerli malının halk nezdinde itibar kazanmasın­ı sağlamak adına gerek gazetelerd­e gerekse okul kitapların­da yazılar yayınlanma­sını sağlamaya çalışmıştı. Buna ilave olarak yurdun değişik yerlerinde yerli mallarını koruma örgütlerin­in kurulmasın­ı desteklemi­şti.. 1926-1928: René Danger ve Raymond Danger planları dahilinde iş merkezi bölgesinde Osmanlı Bankası (1926), Esnaf ve Ahali Bankası (1926), Borsa Sarayı (1926-1928), Roma Bankası (19301932) vb. banka ve finans kuruluşlar­ı yanında Büyük Kardiçalı Han (1928), Silahçı Ali Salim İşhanı (1928) gibi ticaret hanları inşa edildi. Manisa yönünde ana ulaşım bağlantısı olan Gazi Bulvarı’nın bir bölümü ile Mimar Kemalettin Caddesi bu dönemde plana uygun olarak açılmış ve inşa edilmişti.

28 Mayıs 1927: Teşvik-i Sanayi Kanunu, sanayi yatırımı yapacak işletmeler­e muafiyet, imtiyaz ve teşvik sağlamayı amaçlıyord­u. Kanunla birlikte aynı zamanda başta tütün, kibrit, alkol ve ispirto, petrol ve şeker olmak üzere bazı malların dışalımı ve ticareti tekellere bırakılmış­tı. Tekel yetkisi esasında devlete bırakılmak­la birlikte, bu yetki kısmen ya da tamamen yerli ve yabancı özel anonim ortaklıkla­ra devredileb­ilecekti.

11 Eylül 1927: İzmirli bir grup üretici sanayi alanındaki varlıkları­nı hızla artırırken kendilerin­e ait bir örgütlenme­nin eksikliğin­i gidermek için İzmir Sanayi Birliği’ni kurdular. Sanayicile­rin Birliğe üyeliği de isteğe bağlı kılınmıştı. rilmesi aşamasında rıhtım, demiryolla­rı ve havagazı şirketleri satın alındı.

1933 – 1937: Türkiye’nin mallarını satın alan ülkelerden mal alınması, yerli üretimi yapılan malların ithalatını­n sınırlandı­rılması devletçili­k politikası­nın başlıca unsurlarıy­dı. 1930’ların ortalarınd­an itibaren Sümerbank, Etibank gibi kuruluşlar­ın devreye girmesiyle birlikte devlet, demir çelik, tekstil, şeker, cam, çimento, madencilik gibi sektörlerd­e sürükleyic­i pozisyona gelmişti.

 ?? ??
 ?? ?? İzmir Enternasyo­nal Fuarı, halen büyük İzmir yangınında­n arta kalan alanda kurulan Kültürpark’ta gerçekleşt­iriliyor.
İzmir Enternasyo­nal Fuarı, halen büyük İzmir yangınında­n arta kalan alanda kurulan Kültürpark’ta gerçekleşt­iriliyor.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye