“Jeopark: Dünyanın oluşumuna dair bilgi zenginliğinin adı”
21. yüzyılda insanların ilgi ve meraklarının klasik tatil anlayışından uzaklaştığını ve farklı arayışların son dönemde jeopark turizmini hareketlendirdiğini dile getiren Manisa Büyükşehir Belediyesi Başkan Danışmanı Mimar Azmi Açıkdil ise şunları söyledi: “Turizm firmaları kullandığımız elektronik aletler, mobil telefonlar, tabletler sayesinde cebimize girdiler. Önceleri sanat galerilerinde, müzelerde ünlü ressamların tabloları, heykelleri, sergileniyordu. Louvre Müzesi’nde Mona Lisa tablosunun bulunduğu odaya giren turist sayısı yılda 15 milyonu buluyordu. Daha sonra ülkeler şehirler gezilmeye başlandı. Deniz ve güneş turizmi, ardından antik yerleşimler revaçta olmaya başladı. Ancak antik kentlerdeki tiyatro, agora, Artemis Tapınakları, yollar, duvarlar, kaleler, birbirinin devamı Roma Dönemi,
Bizans Dönemi, eserler, kırık kollu, kopuk başlı heykeller giderek cazibesini yitirmeye başladı” dedi.
İnsanların çok eskilere dayanan ilk medeniyetlerin de öncesini, dünyanın oluşumu, yaşı, yaşını gösteren unsurlar, buzul çağı, daha eskisi, dünya soğumaya yüz tuttuğundaki oluşumlar, depremler, volkanik patlamalar, yer kabuğunun hareketleri gibi oluşumları merak ettiklerini vurgulayan Açıkdil, “Jeomorfoloji bilim dalı olarak bunlara cevaplar ararken, tüm bu oluşumlar 21. yüzyılın turizm paradigması oldu. Tüm bunların cevabını veren, insanların merakını gideren, dünya oluşumunun bilgi zenginliğinin adı da jeopark oldu. Her yıl çeşitli ülkelerden yenileri eklenerek yeni keşifler, oryantasyonlar bulunarak dünya genelinde 111, Avrupa’da 64 jeopark varken,
Kula Jeoparkı 2013 yılında UNESCO sertifikası aldığında Avrupa’da 58. sıradaydı. Türkiye’de ise ilk ve tek jeoparktı. Ne yazık ki tüm bu olumlu çalışmalar ve emeklerin karşılığında elde edilmiş ve ülkemize kazandırılmış bu değerler bazıları tarafından kazılarak, ocaklar açılarak, kamyon kamyon volkanik yapı taşınıyor. Bunun ne kadar ağır bir sorumluluğu olduğunun her kesimin farkına varması gerekir” diye konuştu.