Tarsus Ziraat Odası, çiftçiyi korumak için maliyet altı fiyat politikalarıyla mücadele ediyor
Tarsus Ziraat Odası Başkanı Veyis Avcı, ilçede yüksek çeşitlikle üretim yapan Tarsuslu çiftçilerin hasat sürecini sürdürdüğünü ancak pek çok üründe uygulanan maliyet altı fiyat politikalarının üretimi olumsuz etkilediğini belirtti. Veyis Avcı, maliyet altı fiyat politikalarıyla mücadele için girişimleri sıklaştırdıklarını kaydetti.
Tarsus Ziraat Odası Başkanı Veyis Avcı, ilçede yüksek çeşitlikle üretim yapan Tarsuslu çiftçilerin hasat sürecini sürdürdüğünü ancak pek çok üründe uygulanan maliyet altı fiyat politikalarının üretimi olumsuz etkilediğini belirtti. Veyis Avcı, maliyet altı fiyat politikalarıyla mücadele için girişimleri sıklaştırdıklarını kaydetti.
Sahip olduğu tarım arazileriyle Türkiye’nin en önemli yaş meyve sebze üretim alanlarından biri olan Tarsus’ta 1 milyon 10 bin dönümü kayıtlı olmak üzere toplamda 1 milyon 350 bin dönüm tarım arazisinde üretim devam ediyor. Ağırlıklı olarak tarla tarımının yapıldığı ilçede maliyet kalemlerindeki artışla bahçe tarımına geçiş süreci sürüyor. 2021-2022 üretim sezonunda özellikle narenciye ve sert çekirdekli meyve üretimine dönüşümün yavaşlasa da sürdüğünü kaydeden Tarsus Ziraat Odası Başkanı Veyis Avcı, üreticilerin ağırlıklı olarak ekonomik değeri yüksek ve ihracata giden tarım ürünlerine yöneldiğini söyledi.
Ürün deseninde olumsuz değişimler yaşanmaması için çiftçilere danışmanlık hizmetlerini artırdıklarını ifade eden Veyis Avcı, diğer yandan da küresel iklim değişikliğine bağlı hava olaylarıyla mücadele ettiklerini aktardı.
Geçtiğimiz kış aylarının sert geçmesiyle birlikte buğday, arpa, pamuk, soya ve bahçe ürünlerinde yüzde 20-40 oranında rekolte kaybı yaşadıklarını dile getiren Başkan Avcı, “Kış ayında don afetinin etkili olduğu narenciye bahçelerimizde fiyatlar yönünden korkulan olmadı. Ancak rekolte konusunda kayıplarımız var. Limon, portakal ve mandalinada bu yıl yüzde 20 ile yüzde 40 oranlarında rekoltemizi kaybettik. Pek çok üründe çiftçiye dayatılan maliyet altı fiyat uygulamaları nedeniyle büyük sıkıntılar yaşıyoruz. Özellikle ilçemizin lokomotif ürün grupları olan nar, üzüm, pamuk, soya gibi ürünlerde daldaki fiyatların düşmesi nedeniyle hasat çalışmaları olumsuz etkileniyor. Çiftçilerimizin en önemli gelir kaynağı olan bu ürünlerdeki devlet desteği tüm çağrılarımıza rağmen 9 yıldır artırılmadı. 9 yıldır maliyet kalemlerimiz 5 katına kadar artmasına rağmen aynı destekler çiftçiye verilmeye devam ediyor. Tarım Orman Bakanlığı’nın bütçesi yüzde 35 artırılmasına rağmen çiftçinin beklediği destekler henüz gelmedi. Çiftçilerimizin destekler dışındaki en önemli talebi maliyet altı fiyat uygulamalarıyla mücadelenin artırılmasıdır” dedi.
Üzüm bağlarının yerini narenciye ve sert çekirdekli bahçeleri alıyor
Tarsuslu çiftçilerin en önemli lokomotif ürünlerinin narenciye, nar ve üzüm ürünleri olduğunu kaydeden Veyis Avcı, ilçedeki ürün deseninde hızlı bir değişim yaşandığını kaydetti.
Narenciye ve sert çekirdekli meyve üretim alanlarının hızlı bir artış sürecinde olduğunu kaydeden Başkan Avcı, “İlçemizdeki narenciye bahçesi büyüklüğü 120 bin dönümü aştı. Sert çekirdekli meyve üretim alanımız da 110 bin dönüme ulaştı. Nar bahçelerimizin büyüklüğü ise 50 bin dönüme dayandı. Bölgemizde 8 yıl önceye kadar 220 bin dönüm olan üzüm üretim alanları da tüm çabamıza rağmen 100 bin dönüme geriledi. Bölgemizin coğrafi işaretli ürünü olan Tarsus Beyazı bağları da 2 bin dönüme kadar geriledi. Yerel üzüm çeşitlerimizdeki üretimin azalmasının en önemli nedeni üzüm ağaçlarımızın yaşlılığına bağlı olarak verimde yaşanan düşüş ve çiftçilere dayatılan maliyetin altı fiyat politikalarıdır. Bölgemizin en önemli tarımsal ürünlerinden üzümdeki üretimimizi korumak için projelerimiz devam ediyor. Bölgemizde topacık olarak bilinen coğrafi işaretli Tarsus beyazının veriminin ve kalitesinin artırılması için Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü ile birlikte özel gen araştırmaları yürütüyoruz. Daha dinamik ve güçlü üzüm fidelerini üreticilerimizle buluşturacağız. Ayrıca Tarsus beyazının taneleme sorununu çözüp ürünümüzü ihracata uygun hale getireceğiz. Diğer yandan da üzüm üreticilerimizi pekmez, sirke, yayla bandırması gibi katma değerli ürünlere yönlendirmek için çalışmalar yürütüyoruz” diye konuştu.