Teknopars, savunma endüstrisine yönelik üretimine ağırlık verecek
Hayata geçirdiği teknoloji, makine ve belgelendirme yatırımlarıyla üretim kalitesini Avrupa Birliği standartlarına eriştiren Pars Metal, savunma sanayine yönelik ürün çeşitliliğini artırmaya hazırlanıyor. Firma, ilk etapta tank ve zırhlı araçlar için metal yedek parça üretecek.
Mersin’de 1990 yılında faaliyetlerine başlayan, daha sonra 2010 yılından itibaren kurumsallaşma ve kapasite artırma yatırımlarına ağırlık veren Pars Metal’in iştiraki olarak kurulan Teknopars, yeni tesis yatırımlarını tamamlarken, makine ve teknoloji yatırımlarını sürdürüyor. Yeni tesisinde tasarım merkezi ve kalite kontrol birimleri de kuran firma, son olarak yatay işleme hattını da devreye alarak katma değerli ürün üretimine ağırlık verecek. Teknopars Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Kuren, ilk etapta elektrikli otomobil ve savunma sanayiindeki ürün yelpazelerini artırmayı hedeflediklerini kaydetti.
Savunma sanayinde ağır ve hafif zırhlı araçlar için metal yedek parça üretimi gerçekleştireceklerini ifade eden Bekir Kuren, “Saha İstanbul Mersin Grubu’na katılım sağladık. Hazırladığımız yeni ürün portföyü ile ülkemizin savunma sanayiindeki yerel dönüşümüne katkı sağlamayı hedefliyoruz. Yerli savunma sanayi markalarımızı destekleyecek ürünleri üretebilmek için hem tasarım
ekibimiz hem Ar-Ge ekibimiz aralıksız çalışıyor. Kara, hava ve denizlerde kullanılan savaş araçlarının tüm metal aksamlarını üretecek kapasitemiz var. İlk etapta tank, obüs, ZPT ve diğer zırhlı araçların ürünlerine ağırlık vermeyi planlıyoruz” dedi.
Savunma sanayinde talep alırsa 2’nci fabrikasını hızla kuracak
Savunma sanayine dönük hızlı üretim yapabilmek adına yeni fabrika yatırımlarının da gündemlerinde olduğunu söyleyen Bekir Kuren, “Mevcut 5 bin metrekarelik fabrikamızda seri üretimini yaptığımız standart ürünlerin imalatı aralıksız
devam ediyor. Ancak savunma sanayine yönelik daha profesyonel ve hızlı üretim yapabilmek adına yeni bir fabrika yatırımını gündemimize aldık. Arsa arayışımız devam ediyor. Bu alanda ayrıca kalite belgelendirme yatırımlarımızı da sürdürüyoruz. Üretim altyapımızı ve proseslerimizi dünya kalite standartlarına çıkarmak için reorganizasyon projeleri yürütüyoruz. Ayrıca bölgemizde olmayan makinelerin yatırımlarını sürdürüp yabancı firma bağımlılığını azaltacağız” diye konuştu.
Yeşil dönüşüm uyum sürecini başlattı
Aldıkları doğru tedbirlerle önce pande
min daha sonra Rusya-Ukrayna savaşının tüm olumsuz etkilerine rağmen 2019 yılından bu yana yüzde 200 büyüme kaydettiklerini ifade eden Bekir Kuren, ne olursa olsun üretimden hiç vazgeçmediklerini kaydetti.
Bu sayede büyüyerek güvenli tedarikçi firmalar arasında yer aldıklarını belirten Kuren, şöyle devam etti: “Üretimdeki başarımız sayesinde son olarak Avrupa’daki enerji krizi nedeniyle bölgeden yüksek ürün talepleri almaya başladık. Sürdürülebilir üretim yaparak Avrupa’daki iş ortaklarımızın güvenilir tedarikçileri arasına girdik. Ayrıca Avrupa’daki sanayi stratejisine yönelik uygun atılımlar gerçekleştiriyoruz. Son olarak Almanya’da 1 Ocak 2023’ten itibaren devreye alınacak Tedarikçi Yasası’na uyum sağlamak için gerekli tüm tedbirleri aldık. Bu yasayla birlikte firmaların üretimdeki çevresel etkileri de artık dikkate alınacak. Bu sayede AB yeşil Mutabakatı’na uyum için yatırımlara başlamış olduk. Atık yönetimi konusunda aldığımız yeni tedbirlerle sıfır atık fabrika olma yolunda ilerliyoruz. Üretimdeki atık miktarımızı azaltırken, ortaya çıkan atıkları da akredite geri dönüşüm tesislerine gönderiyoruz. Hammadde tedarikinde de ağırlıklı olarak geri dönüştürülebilir ve yeşil etikete sahip ürünlere yöneliyoruz.”