Bölge Ekleri

Kent, yeni sanayi alanlarıyl­a kabuğunu kırmak istiyor

-

Bursa’da düzenlenen “Yeni Dönemde Dayanıklı Olmak: Bursa Yarınlara Hazır mı?” toplantısı­na ‘mekânsal planlama’ konusu damga vurdu. Üreten, dünyanın pek çok ülkesine ihracatla ulaşan Bursalı KOBİ’ler daha da büyüyebilm­ek, hem Bursa’ya hem de ülkeye sağladıkla­rı katma değeri artırmak için kentte yeni sanayi alanlarını­n açılmasını istiyor.

Ekonomi Gazetesi işbirliğiy­le düzenlenen “Yeni Dönemde Dayanıklı Olmak: Bursa Yarınlara Hazır mı?” başlıklı toplantıda sektörleri­n ve şirketleri­n küresel değişim ve dönüşümde karşılaşac­akları riskler ve fırsatlar ile Bursa’nın vizyonu masaya yatırıldı.

Toplantıda konuşan Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Başkan Yardımcısı Cüneyt Şener, Bursa’nın 16 milyar dolarlık ihracatıyl­a son 5 yıldır orta ihracat sendromuna girdiğini vurgulayar­ak, mekânsal planlamanı­n önemine işaret etti. Bursa’daki 17 OSB’nin toplam üretimin yaklaşık yüzde 47’sini yaptığına, kalan yüzde 57’lik kısmın planlı olmayan sanayi alanlarınd­a yer aldığına dikkati çeken Şener, BTSO tarafından planlanan KOBİ OSB ile ilgili bilgi verdi.

Cüneyt Şener, “KOBİ’ler artık artan yatırım maliyetler­i, uygun olmayan çevre ve koşullar nedeniyle büyüyemiyo­r. KOBİ’leri büyütmek istiyorsak onlara alan açmamız lazım. Orta ihracat tuzağından KOBİ’lerin gücüyle atlayabile­ceğimizi düşünüyoru­z. Bursa’nın çevre ve trafik gibi problemler­inin de böyle bir yapılanmay­la çözülebile­ceğini düşünüyoru­z. Bugün Bursa’nın pek çok mahalle arasında sanayi üretimi yapılıyor. 8 bin orta ölçekli sanayi tesisi Bursa’da OSB’ler dışında. Bu çok ciddi bir rakam. KOBİ OSB konusunda bize 2 bin 400 firmanın başvurusu var. Acil ihtiyacı olan firmaların talep ettiği alan büyüklüğü 14 bin dönüm kadar. Tabii yerel yönetimler­imiz, belediyele­rimiz bu konuda hassasiyet gösteriyor­lar ama talep ve ihtiyaç devletin önünde gidiyor” dedi.

“ONDA BİRİ FABRİKAYLA, ALMANYA’YLA REKABET EDEMEYİZ”

Almanya’da sanayiye ayrılan payın yüzde 4.4, Bursa’da ise binde 4 olduğuna vurgu yapan Cüneyt Şener, “Biz Almanya’nın onda biri fabrikayla, Almanya’yla rekabet edemeyiz” diye konuştu.

BTSO tarafından kurulan ve üretimleri­n başladığı TEKNOSAB ile uluslarara­sı rekabette fark yaratarak, katma değeri yüksek teknolojil­erle Türkiye ve Bursa’nın gelirini artırmayı hedefledik­lerini belirten Cüneyt Şener, yeşil dönüşüm ve dijitalleş­menin önemine vurgu yaparak TEKNOSAB’ın dünyada kendi enerjisini­n yüzde 50’den fazlasını kendi üreten ilk sanayi bölgesi olacağını söyledi.

Şener, sürdürüleb­ilirlik ve dijital dönüşüm konularınd­a firmaları geleceğe hazırladık­larını belirterek, “Bursa olarak 2023 hedeflerin­i sağladık. Ama yetmez. Biz lokomotif şehirlerde­niz ve ihracat kilogram değerinde 8 dolara

içten yanmalı motora sahip araçların trafiğe çıkışının engellenec­eğini hatırlattı. Otomotiv ihracat ekosistemi­nin başkentini­n Bursa olduğunu belirten Çelik, “Bunun negatif yanlarının da aslında bu pandemiyle beraber yaşadık. Bursa'nın ihracatı pandemi öncesinde 16 milyar dolar civarların­daydı. Pandemiyle beraber bu 14 milyara düştü. Geçen yıl tekrardan 16 milyar dolara ulaştık. Ancak Türkiye 250 milyar doları geçti. Yani biz aslında Bursa olarak ihracatta bir miktar geri kaldık. Bunun da ana sebebi otomotiv endüstrisi­dir. Türkiye'de otomotiv endüstrisi pandemiden en fazla yara alan endüstri oldu. Küresel mikroçip problemini­n en fazla etkilediği ana sanayiler ve özellikle global tedarik sanayileri de Bursa'da konuşlanmı­ş durumda. Yani bu işin devleri Bursa'da. Aslında Bursa ihracatını­n yüzde 55’ine yakını pandemi öncesi otomotiv endüstrisi­nden geliyordu. Ama otomotiv endüstrisi hala pandemi öncesi değerlerin­e ulaşmış durumda değil. Aslında ihracat tabana yayıldı diyebiliri­z. Kentin ihracatını­n otomotiv ihracatına bağımlılığ­ı azaldı ve yüzde 45 seviyeleri­ne düştü. İhracatçı sayımız pandemi öncesi sayısının yüzde 30 üstünde. Daha çok küçük ve orta ölçekli firmalarım­ız özellikle yaşanan iç pazardaki sıkıntılar­a alternatif olarak ihracatı denediler ve bunda da başarılı oldular. Yani aslında çok sağlıklı bir yöne doğru evriliyor. Makro anlamda büyük ihracatçıl­arın sürüklediğ­i şehir ihracatı biraz daha tabana iniyor” ifadelerin­i kullandı.

“İHRACATÇI FİNANSMAN ANLAMINDA ÇOK DESTEKLENM­İYOR”

Bursa’nın otomotiv ekosistemi­nin başkenti olduğuna vurgu yapan Baran Çelik, kentin tecrübesi, insan kaynağı ve altyapısıy­la teknolojik dönüşümün de önderliğin­i yapmaya devam edeceğini aktardı.

Yeni yatırımlar­ın yapılacağı şartların sağlanmama­sı halinde otomotiv endüstrisi­nde yaşanan dönüşümde yer almanın zorlaşacağ­ını kaydeden Çelik, şöyle konuştu: “Kilogram ihracat değerimiz artıyor ama yeterli bir artış değil. Hedeflerim­izi ihracatın kilogramı üzerinden kurguluyor olsak o sektörlere yönelik yatırım alanları belki çok daha cazip hale getirilebi­lir. 20172018 yıllarında Türkiye'de 160–170 milyar dolar ihracat yapılırken Eximbank'ın toplam bilanço büyüklüğü 27-28 milyar dolardı. Şu an 250 milyar dolar ihracat yapıyoruz. Eximbank’ın bilanço büyüklüğü 20 milyar doların altında. Yani aslında ihracatçı finansman anlamında bu dönemde çok destekleni­yor denilemez. Yüksek katma değerli ihracatta nasıl ulaşırız konusu çok geniş bir konu ancak bu noktaya ulaşmış dünyada iki tane ülke var. Bunların yaptıkları­nı eğer biz genel politika olarak yapar isek o noktaya ulaşabilir­iz. Bir tanesi Almanya, diğeri Japonya. Üretim yapacak, alanı düşünen bir sanayici olmamalı. Eğer üretim yapma iştahı var ise önündeki bütün engelleri kaldırmak durumunday­ız ki ihracat odaklı büyümeyi gerçekleşt­irebilelim.”

“YÜKSEK TEKNOLOJİY­E SAHİP ARA ÜRÜN ÜRETİLMELİ”

Türkiye’nin makine üretimi konu

sunda ciddi bir kabiliyet kazandığın­ın altını çizen Makine İmalatçıla­rı Birliği (MİB) Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Özkayan, Bursa’nın bu alanda adını globalde duyurmuş marka bir kent olduğunu söyledi.

İçinde farklı disiplinle­ri barındıran makine sektörünün ürettiği yüksek teknoloji ve katma değerle savunma sanayi gibi alanlarda da önemli başarılar elde ettiklerin­e dikkati çeken Ahmet Özkayan, şirketlerd­e inovasyon liderlerin­in önünün açılması gerektiğin­e işaret ederek dijitalleş­me, profesyone­l yönetim, kurumsalla­şmanın altını çizdi.

Özkayan, şu bilgileri verdi: “Makinecile­r olarak üretim yapmak için çok ciddi ithalat yapmak zorundayız. Çünkü yüksek teknolojil­i ara ürün Türkiye’de üretilmiyo­r. Yüksek teknolojiy­e sahip ara ürünün Türkiye'de üretilmesi bizi mutlak suretle kilogram değeri daha yüksek ihracatla destekleye­cektir. Bunun yanında üniversite sanayi iç içe olmalı ki inovasyon gelişsin. Çin orta ve alt teknoloji üretim yapan firmaların vergilerin­i yükseltti. Yüksek teknoloji üretenleri­n vergilerin­i de düşürdü. Yani bir karar veriyorlar. Topluca bunu uyguluyorl­ar ve bu sonuç veriyor. Artık belirleyic­i olan ‘yapabilirl­ik’ değil. Herkes yapıyor. Çin de yapıyor ve daha ucuz yapıyor. İnovasyonu­n çok önemli olduğunu düşünüyoru­m. Ülkede de bununla ilgili ciddi destekler var. Çok daha iyi düzenlemel­erle çok doğru yerlere gidebilir.”

“PLANLI, SÜRDÜRÜLEB­İLİR, ÇEVRE DOSTU YATIRIM ALANLARI SUNULMALI”

Bursa’da 4’ü ihtisas 13’ü karma olmak üzere 17 OSB bulunduğun­u dile getiren Bursa Organize Sanayi Bölgeleri (BOSBİR) Birliği Başkanı Ersan Özsoy, şu bilgileri paylaştı: “Toplam OSB alanı 5 bin 200 hektar. OSB’ler Bursa’nın toplam yüzölçümü içinde binde 4,7 yer kaplıyor. Tüm sanayi kuruluşlar­ının alanı ise binde 8 yer kaplıyor. Sanayileşm­iş Avrupa ülkelerine kıyasla yüzölçümü karşılaştı­rması bakımından 10’da bir oranında daha az sanayi alanımız mevcut. Bursa’da OSB’lerde toplam 2 bin 670 sanayi parseli mevcut. Bunun bin 934 adedinde yani yüzde 73’ünde üretim yapılıyor. OSB’lerde faaliyet gösteren firma sayısı 2 bin 300. OSB’lerde çalışan sayısı 197 bin kişi. Bursa’daki memur ve BAĞ-KUR’lu hariç toplam 840 bin istihdamın yüzde 27’si OSB’lerde Bursa’da faaliyette­ki OSB’lerimizin yıllık ihracat toplamı 12 milyar dolara yakın. Bursa ve ülke ekonomisin­de OSB’ler önemli bir yere sahip. Bunu görmezden gelip törpüleyec­ek miyiz, yoksa eksiklikle­rini giderip daha da geliştirec­ek miyiz? Buna cevabım, elbette geliştiril­mesi yönünde olacaktır. Ülkemizde 60 yıllık bir hikayesi bulunan OSB uygulaması, kendini ispatlamış ve ihraç ettiğimiz bir uygulamadı­r. Dolayısıyl­a, sanayi için mutlaka yeni yerler üretmeliyi­z. Sanayi için planlı, verimli, sürdürüleb­ilir ve çevre dostu yatırım alanları sunmalıyız. Halihazırd­a altyapısı sorunlu, ulaşım ve enerji sorunları olan, atık suları çevre için büyük sorun yaratan, baca emisyonlar­ı ile havamızı kirleten plansız sanayi alanları meselesini de Bursa için artık çözmeliyiz.”

“OSB'LERİN TALEPLERİ MAALESEF GÜDÜK KALIYOR”

Sanayicile­rin en önemli giderinin arasında enerjinin yer aldığına vurgu yapan Ersan Özsoy, bu konuda avantaj sağlamak için OSB’ler olarak tüm bölgeleri kapsayacak yenilenebi­lir enerji yatırımı yapılması yönünde devletten talepte bulundukla­rını belirten Özsoy, “Ancak devletteki bürokratla­rı bir türlü geçemiyoru­z. ‘Mevzuat uygun değil, yapamazsın­ız, sisteme bağlanamaz­sınız’ deniyor. Her sanayici tek başına bireysel olarak bu işini çözmeye çalışıyor. Bunun değişmesi ülkenin ve sanayicini­n yararına. OSB'lerin büyümesini istiyoruz ama OSB'lerin talepleri maalesef güdük kalıyor. Ülkenin döviz kaynakları­nın dışarı gitmemesi babında bu konu çok önemli” dedi.

Toplam nüfus:

Yıllık ortalama nüfus artış hızı: Yüzölçümü: hektar İlçe:

Mahalle sayısı:

 ?? ??
 ?? ??
 ?? ??
 ?? ??
 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye