GENÇ İSTİHDAMINA DEVLET DESTEĞİ!
Pandemi sonrası en çok tartışılan konulardan biri işsizlik rakamları oldu. Covid-19’un etkisini yitirmeye başlaması ve kısıtlamaların kaldırılmasıyla birlikte normalleşme sürecinde istihdam rakamlarının hızla pandemi öncesine dönmesi umut ediliyordu.
Özellikle kadın ve genç istihdamında olumsuz etkilerini gösteren pandemi sonrasında uzmanlar gözlerini
TÜİK’in artık aylık olarak açıkladığı işgücü istatistiklerine çevirdiler.
Artı365 Yönetim Kurulu Başkanı Berat Süphandağ genç istihdamıyla ilgili açıklamalarda bulundu.
Avrupa’da En Genç “Türkiye”
Türkiye'nin genç nüfus oranının %15,3 ile Avrupa
Birliği üyesi 27 ülkenin genç nüfus oranlarından daha yüksek olduğunu belirten Süphandağ, işgücü ve ekonomik kalkınma açısından önemli olan bu durumu doğru adımlarla yönetmemiz gerektiğini vurguladı. Bu noktada da en acil sorunun “genç işsizliğini önlemek ve iş hayatına atılan yeni jenerasyonla tecrübe ve nitelikli bilgi paylaşımı” olduğunu vurguladı.
Ne eğitimde ne istihdamda olan gençlerin oranı %24,7 oldu!
TÜİK’in 2021 verilerine göre gençlerde işgücüne katılma oranı, 2020 yılında %39,1 iken 2021 yılında %41,7 oldu. Genç erkeklerde işgücüne katılma oranı 2020 yılında %50,1 iken 2021 yılında %53,1, genç kadınlarda ise bu oran 2020 yılında %27,5 iken 2021 yılında %29,7 oldu.
Gençlerde işsizlik oranı, 2020 yılında %25,3 iken 2021 yılında %22,6 oldu. Genç erkeklerde işsizlik oranı 2020 yılında %22,6 iken 2021 yılında %19,4, genç kadınlarda ise bu oran 2020 yılında %30,3 iken 2021 yılında %28,7 oldu.
Ne eğitimde ne istihdamda olan gençlerin oranı 2020 yılında %28,3 iken 2021 yılında %24,7 oldu. Genç erkeklerde ne eğitimde ne istihdamda olanların oranı 2020 yılında %21,2 iken 2021 yılında %17,5, genç kadınlarda ise bu oran 2020 yılında %35,7 iken 2021 yılında %32,4 oldu.
İstihdamdaki gençlerin %51,0'i hizmet sektöründe yer aldı!
Yine TÜİK’in 2021 yılı verilerine göre genç nüfusun istihdam oranı, 2020 yılında %29,2 iken 2021 yılında %32,2'ye yükseldi. Genç erkeklerde istihdam oranı 2020 yılında %38,8 iken 2021 yılında %42,8, genç kadınlarda bu oran 2020 yılında %19,2 iken 2021 yılında %21,2 oldu.
Genç nüfusun istihdamı sektörlere göre incelendiğinde, istihdam edilen gençlerin 2021 yılında %18,2'sinin tarım sektöründe, %30,8'inin sanayi sektöründe, %51,0'inin ise hizmet sektöründe yer aldığı görüldü. İstihdam edilen genç erkeklerin %16,8'inin tarım sektöründe, %35,4'ünün sanayi sektöründe, %47,7'sinin hizmet sektöründe yer aldığı görülürken genç kadınların %21,0'inin tarım, %21,0'inin sanayi, %58,0'inin ise hizmet sektöründe yer aldığı görüldü.
Gençlerin Önündeki Engeller Neler?
24 Mayısta gerçekleşecek CHRO SUMMIT 2022’de yer alacak olan Artı365 Yönetim Kurulu Başkanı Berat Süphandağ, “gençlerin istihdama katılımı önündeki en önemli engellerin başında; istihdam yaratmayan ekonomi politikaları, kamuda istihdamın azalması, gençlerin ucuz ve kayıt dışı işlere yönlendirilmesi, eğitim aldıkları alanlarda istihdam olanaklarının yaratılmaması, işe alım sürecinde uygulanan ayrımcı politikalar (paternalist ilişkiler, deneyim eksikliği, cinsiyetçi politikalar, eğitim vb.), teknolojik değişimler ve gelişmeler sayılabilir” dedi.
Devlet teşvikleri gençlerin iş yaşamına katılımını destekliyor!
2011 yılından itibaren uygulanan 6111 sayılı kanun kapsamındaki istihdam teşviklerinin kadın işsizliğine önlem aldığı kadar gençlerin istihdama katılmasını desteklediğini belirten Süphandağ, son on yıllık süreci izlediğimizde bunun olumlu etkilerinin hissedildiğini belirtti.
Alacak sigortasında dünya lideri Allianz Trade, “Allianz Trade 2022 Küresel Anketi”nin sonuçlarını yayınladı. Anket sonuçları, 2021 yılında ticari faaliyetlerin küresel olarak yeniden canlanmasıyla iyimserliğin oluştuğunu ancak bunun ardından, 2022 yılının ihracatçılar için çok daha zorlu olabileceğini gösteriyor. Hem iş dünyası hem de tüketici nezdinde güven kaybına neden olan Ukrayna’daki savaşa bağlı olarak yükselen emtia fiyatlarıyla, uzun süreli tedarik zinciri aksaklıklarının önümüzdeki aylarda ihracat maliyetlerini artırması öngörülüyor.
Amerika Birleşik Devletleri, Çin, Birleşik Krallık, Fransa, İtalya ve Almanya'daki şirketlerin nabzını tutan, Ukrayna’nın işgali öncesi ve sonrasını da kapsayacak şekilde yaklaşık 3 bin şirketin katıldığı iki anketin genel sonuçlarının öne çıkardığı üç trend ise ciro kaybına hazırlanan şirket sayısında ve alacak tahsili riskindeki artış ile kritik önemdeki devlet destekleri oldu.
Kimya, enerji, kamu hizmetleri ile makine ve teçhizat sektörlerinde endişe büyük
Allianz Trade 2022 Küresel Anketi’nin savaş öncesini kapsayan ilk aşamasının sonuçlarına göre şirketlerin yalnızca yüzde 6’sı 2022 yılında ciro düşüşünden endişeliydi. Sonuçlar, bu oranın savaş sonrasında yüzde 22’ye yükseldiğini gösteriyor. Endişenin arttığı sektörlerin başında ise kimyasallar, enerji, kamu hizmetleri ile makine ve teçhizat sektörleri yer alıyor. İhracat hedeflerine yönelik dirençli bir kararlılık sergileyen şirketler, talepte süregelen yavaşlamaya karşı ihracat pazarlarını çeşitlendirmeyi ve yeni pazarlara yaptıkları yatırımları artırmayı planlıyor. Bununla birlikte savaşın uzamasının yavaşlamayı talep şokuna dönüştürme ve bunun küresel ticaret için ciddi durgunluk yaratma riskinin de göz önünde bulundurulması gerekiyor.
Devlet desteği, kriz zamanlarında halen hayati öneme sahip
Anket sonuçlarına göre şirketlerin başlıca endişeleri arasında yüksek enerji fiyatları, jeopolitik gerilimler, artan nakliye darboğazları, Rusya'ya yönelik yaptırımlar ve girdi kıtlıkları yer alıyor. Ankete katılan şirketlerin yaklaşık yarısı, artan finansman maliyetleri ve kur risklerinin oluşturduğu ek baskı karşısında korunmanın Covid-19 döneminin mirası olan, devletin sağladığı finansman desteği (garantili krediler ve doğrudan sübvansiyonlar yoluyla) olduğuna inanıyor. Ancak Allianz Trade’e göre çok daha şiddetli bir ekonomik şok yaşanmadığı sürece Covid-19 krizindeki “ne pahasına olursa olsun” tarzı bir politika desteğinin benzerinin görülmesi olası değil.
Avrupalı ihracatçıların yüzde 40'ından fazlası, Ukrayna'nın işgalinden sonra ödeme vadelerinin artmasını bekliyor ve yarısından fazlası önümüzdeki altı ila 12 ay içinde ödeme alamama riskinde bir artış öngörüyor.