EDİTÖR’DEN MESAJ VAR!
Sürdürülemezlikte sıkışmış Dünya!
İnsanlar olarak giderek yüzeyselleştiğimiz bir çağda yaşıyoruz. Güzel kavramlar buluyoruz. Ama içini dolduramadan konuştuğumuz bu kavramlar giderek sıkıntı verici bir hale geliyor. Bunlardan biri de sürdürülebilirlik kavramı. Özüne indiğimizde çok değerli ama uygulamaya gelince çoğu ortalamanın altında kalan, samimiyetsiz yaklaşımlar ve uygulamalar nedeniyle giderek değersizleşen bir kavram.
Sürdürülebilir sanayi, sürdürülebilir tarım, sürdürülebilir ekonomi, sürdürülebilir dünya düzeni vs. vs. … Dünyada bazı uygulamalar umut veriyor. Ancak genelde havanda su dövüyoruz. Bunda sürdürülemez ulusal ve küresel politikaların (veya politikasızlığın) etkisi büyük. Bunun olumsuz etkilerini ülkemizde de gözlemliyoruz.
Büyüme fetişizmini bırakmak sadece ülkemiz için değil tüm dünya için gerekli. Bir ekonomi büyümüyorsa o ekonomiyi yönetenler başarısızdır algısı çok yaygın. Bunu ekonominin aktörleri ve uzmanları kadar toplumlar da besliyor. Doğal kaynaklarla ve doğayla uyumlu, insanları mutlu edecek bir ekonomik düzen yaratmak önemlidir. Doğanın yok olduğu, temiz hava dahi soluyamadığımız bir çevrede yaşayacaksak ekonomik büyümenin ne yararı var.
İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, Fransa’nın bazı Afrika ülkelerinde sürdürdüğü ekonomik sömürü düzenine eleştiri getirirken ülkelerin kendi kaynaklarıyla kalkınma özgürlüğüne sahip olması gerektiğine vurgu yaptı. Bu, aslında tüm dünya için uygulanması gereken temel bir ilke. Bunu sağlamak için de ülkelerin ekonomik kaynaklarını bağımsızca kullanması gerekiyor. Bazı ülkelerin (Fransa vb.) ekonomik sömürüsünden kurtulamayan ülkelerin varlığı bu yöndeki gelişimin önünde büyük bir engel olmayı sürdürüyor.
Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Milletler Cemiyeti kurulmuştu. Bugün de Birleşmiş Milletler var. Evet, güzel politika başlıkları ve hedefleri belirlenmiş durumda. Ancak tekil olarak ülkelerin yalnızca kendi çıkarlarına odaklanması bu hedeflere ulaşılmasını zorlaştırıyor.
2023’ün, insanlığın ortak iyiliği için ülkelerin ve toplumların daha da özgürleşeceği, sürdürülemez politikaların bırakılacağı daha mutlu ve huzurlu bir yıl olmasını diliyorum.