Bu tablo nasıl yorumlamalı?
zorlamadan önce de birçok üst düzey yöneticinin yönetim kademelerini azaltmayı planladığı biliniyordu. Çünkü pandemide üst düzey liderler, ekiplerin yönetici desteği olmadan hızla stratejik ve operasyonel geçişler yapabildiğini gördü. Bu durum şirketleri yeniden yapılanmaya itti. Yönetim zincirindeki işleri azaltmaya teşvik etti.
Pandemi ve Rusya-Ukrayna savaşı küresel enflasyonla sonuçlandı. Bugün içinde bulunduğumuz tablo, enflasyonist baskılara, durgunluk korkusuna rağmen kazançlarında kar açıklayan şirketlerin işten çıkarmalarına işaret ediyor.
Bu durumda önümüzde şu seçenekler olabilir mi?
• İşten çıkarmalar pandemi sonrası fazla işe almanın ve şirketlerin piyasa değerlerine inmeye çalışmasının bir sonucu olabilir mi?
• Küresel büyük şirketler, zam beklemeden üretkenliklerine odaklanmaları için çalışanlarına açık bir mesaj iletiyor olabilir mi?
• Şirketler yeniden yapılanmak, yalın yapılar oluşturmak, işin geleceğine hazırlanmak için bu yola başvuruyor olabilir mi?
• Şirketler çok sayıda insan çalıştırdığı halde başarılı olmak için ihtiyaç duydukları becerilere sahip işgücüyle çalışmadıkları için işten çıkarmaları seçmiş olabilir mi?
• İşten çıkarmalar, büyümeyi hizalamaya yönelik stratejik değişimin bir parçası olarak tanımlanabilir mi?
• Amaç, araştırma ve geliştirmeye yatırım yapmaya devam edebilmek, rekabeti sürdürebilmek, kaynakları en önemli önceliklere göre düzenlemek olabilir mi?
• Şirketlerin maliyet yapısının geleneksel ve yeni rakiplere karşı rekabetçi olmasını sağlamak, maliyet marjını iyileştirmek ve verimlilik yaratmak olabilir mi?
Belli ki küresel işgücünü etkileyen süreç, belirli ülkelerde 2023'ün ilk çeyreğine veya ötesine uzanabilecek. Teknoloji endüstrisi ile başlayan işten çıkarmalar diğer sektörlere bir miktar yayılma gösterebilecek. Hangi amaçla yapılırsa yapılsın şirketlerin işi sürdürülebilir bir düzeye getirmek için büyümesi gerektiğinden bazı sektörlerde işten çıkarmalar daha çok gündemi meşgul edecek. Belki de ticari alacak sigortasında dünya lideri olan Allianz Trade’in son yayınladığı Küresel İflaslar Raporu’na göre enerji krizi, enflasyona odaklı faiz politikası ve müdahale edilemeyen resesyon iflas dalgasını tetikleyecek. Bu nedenle önlemler peş peşe gelecek. Rapora göre iki yıllık düşüşün ardından, küresel çapta ticari iflaslarda 2022'de yüzde 10, 2023'te ise yüzde 19 oranında geniş tabanlı bir artış gerçekleşecek.
2023 yılında iflasların Fransa'da yıllık yüzde 29 artışla 53 bin, Birleşik Krallık'ta yüzde 10 artışla 27 bin, Almanya'da yüzde 17 artışla 17 bin, İtalya'da ise yüzde 36 artışla 10 bin 900 vakayı aşacak. Önümüzdeki yıl Çin'de düşük büyümeyle birlikte parasal ve mali gevşemenin sınırlı etkisi nedeniyle iflasların yüzde 15 artması beklenirken; ABD'de parasal ve finansal koşulların sıkılaşmasının bir sonucu olarak yüzde 38'lik bir artış görülecek. Bakalım bu tablo 2023’te çalışma dünyasını nereye götürecek?
Amerika, Avrupa, Ortadoğu ve Asya’daki 17 ülkeden 28 bankanın katılım sağladığı ve dış ticaretin finansmanında kullanılacak sendikasyon kredisinin en yüksek tutarla katılan bankalara ait bölümünün toplam maliyeti Euro diliminde Euribor + %4,00, ABD Doları diliminde ise SOFR + %4,25 oldu. İş Bankası tarafından sürdürülebilirlik bağlantılı olarak gerçekleştirilen sendikasyon kredisi kapsamında engelli dostu bankamatiklerin toplam bankamatik sayısına oranının artırılması ve dijitalleşen süreçlerle sağlanacak kağıt tasarrufu performans kriterleri olarak tanımlandı. Performans kriterlerine ilişkin olarak belirlenen hedeflere ulaşılması durumunda, kredide faiz indirimi gerçekleşecek.
İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı ve sürdürülebilirlik lideri
Gamze Yalçın, sağlanan krediye ilişkin yaptığı açıklamada; “Sürdürülebilirlik temalı kaynaklarımızı bu alandaki girişimlerimizin bütünleyici bir parçası olarak görüyor ve sürdürülebilirlik bağlantılı yeni kredimizle konuya verdiğimiz önemi bir kez daha vurguluyoruz. Söz konusu işlem aracılığıyla bir taraftan ülkemiz ekonomisine kazandırdığımız 330,5 milyon Euro ve 191 milyon
ABD Doları tutarındaki yeni kaynakla müşterilerimizin dış ticaret işlemlerinin finansmanına destek verirken, diğer taraftan da belirlediğimiz performans kriterleri aracılığıyla çevresel ve sosyal alandaki pozitif etkimizi artırmaya devam edeceğiz” dedi.