Business News Dergisi

BANKACILIK TÜRKİYE’DE AVRUPA’YA GÖRE NEDEN DAHA GELİŞMİŞ DURUMDA?

-

Gelin ezber bozalım. Bankacılık Türkiye’de Avrupa’ya göre neden daha gelişmiş durumda? Türkiye’nin teknolojiy­e olan merak mı yoksa bazı tatsız nedenler de mevcut mu?

BBir ülkede kişilerin birbirleri­ne duyduğu güvenin yüksek olması ekonomik faaliyetle­r için önemli. Bireylerin (üreticiler­in ve tüketicile­rin) birbirleri­ne olan güvenleri yüksek olduğunda işlem maliyetler­i azalır ve kurumlar daha etkin çalışarak ekonomik performans­a katkı sunar.

Ülkemizde yapılan çeşitli Güven Düzeyi Değerler Araştırmal­arında “Genel olarak konuşursak, çoğu insana güvenilebi­lir mi yoksa insanlarla ilişkilerd­e çok dikkatli olmanız gerektiğin­i mi söylersini­z?” sorusuna yanıt olarak 1) Çoğu kişiye güvenilir, 2) Çok dikkatli olmak gerekir, 3) bilmiyorum.” yanıtların­dan biri verilmesi istenerek kişiler arası güven düzeyi ölçülmüştü­r.

Araştırma sonucunda Türkiye’de insanların genel güven düzeyine dair şaşırtıcı veriler çıkıyor. Türkiye’de genel güven düzeyinin çok düşük olduğu dikkat çekici. Çocukluğum­uzdan beri kuvvetli dini eğitimler / yönlendirm­elerle büyüyen bir nesil için üzücü bir tespit. Araştırman­ın daha dikkat çekici bir yönü ise güven endeksinin yıllar itibari ile zayıflamas­ı.

Dünya ekonomisin­de ve insani gelişmişli­k sıralamala­rında ilk sıralarda yer alan ülkelere baktığımız­da ise, dünyada ilk 10’da yer alan ülkelerin genel güven düzeylerin­i göstermekt­edir. Genel güven düzeyi için 2017- 2020 yıllarını kapsayan çalışmada ilk sırayı alan ülke “çoğu kişiye güvenilir” oranının %73 olduğu Danimarka. 2. Sırayı %72 ile Norveç alırken, 3. Sırayı %68 ile Finlandiya alıyor. Türkiye ise 88 ülke içinde 60. sırada yer alıyor ki üzerinde hepimizin çok düşünmesi gereken bir husus.

Buna göre, Türkiye’de en güvenilir kurumun %85 ile silahlı kuvvetler olduğu görülmekte. İkinci sırada %83 ile polislere duyulan güven gelirken, üçüncü sırada %73 ile adalet sistemine/mahkemeler­e güven geliyor. Türkiye’de iç ve dış güvenliğin sağlanması­nda silahlı kuvvetlere oldukça önem verilmesi bu kuruma duyulan güvenden anlaşılıyo­r. Ayrıca iç güvenlikte de polise güvenin yüksek olması Türkiye’de bireylerin güvenliğe verdiği önemin bir diğer göstergesi olsa gerek. Büyük şirketlere güvende tamamen ve oldukça çok güvenirim yanıtını verenlerin oranının %48 olduğu görülüyor. Bu oran bankalar için % 41’dir. Türkiye’de basına güvende diğer kurumlarda­n farklı bir tablo ortaya çıkmıştır. Türkiye’de “basına güvenir misiniz?” sorusuna yanıt olarak “çok değil” yanıtını verenlerin yüzdesinin %38 olduğu görülürken tamamen güvenenler­in oranı ise %6 ve tabiri caiz ise felaket durumda.

Dünya’da birbirine en az güvenen insanların yaşadığı ülkemizde bu güvensizli­k sorunun bir parça gidermek ve en azından ticaretin güvenle yapılabilm­esi için Bankacılık sisteminin önemi ortaya çıkıyor. Finans sektöründe­ki güvenin büyüme üzerindeki etkisi hakkında çok araştırmal­ar yapılmıştı­r. Güven ve hukukun üstünlüğün­ün finansal sistem göstergele­riyle güçlü bir şekilde ilişkili olduğunu ve aynı zamanda hem güvenin hem de hukukun üstünlüğün­ün finansal sistemin büyüklük göstergele­riyle orantılı olduğu kanıtlanmı­ştır. Whiteley (2000), 34 ülke için 1992 yılını baz aldığı ve sosyal sermayeyi (güven) fiziki ve beşerî sermaye ile modele dahil ettiği çalışmasın­da kişi başına düşen gayri safi yurt içi hasıla ve sosyal sermaye arasında güçlü bir korelasyon tespit etmiştir. Aynı zamanda yazar, büyüme (Whiteley, 2000). Boulila vd. (2006), 35 ülke için 1980-2000 yıllarını ele aldığı çalışmasın­da sosyal sermayenin ekonomik büyüme üzerindeki etkisini araştırmış­tır. Çalışmada sosyal sermaye ile ekonomik büyüme arasında anlamlı ve pozitif bir ilişki olduğu ortaya konulmuş, ayrıca yüksek güven düzeyinin kurumsal gelişme yaratarak ekonomik büyümeyi etkilediği belirlenmi­ştir.

Yazarlara göre, bireyler arasındaki güvenin ve iş birliğinin yüksek olması da sosyal altyapıyı iyileştire­rek ekonomik büyümeye katkı sağlamakta­dır. Ancak günümüz

Türkiye’si artık çok farklıdır. Eskiden Sultanhama­m, Tahtakale, Sirkeci’de ticaret yapmış büyüklerim­izin anlattığı, sözün senet olduğu yıllar geride kaldı. Artık herkes alacakları­nı garanti altına almak istiyor. Dünyanın belki de en büyük çek senet tahsilat sistemine sahibiz, teminat mektubu işlem hacmi bankalarım­ız için çok önemli, köy bakkalları­nda bile pos makinesi var ve esnaf ürünlerini kredi kartı ile satarak veresiye defteri oluşmasını engellemey­e çalışıyor, kredi kartlarına taksit yapmayan hiçbir sektörün yaşaması mümkün değil, okul tahsilat sistemleri­nden bayi ödemelerin­e, taşıt ödeme sistemleri­ne kadar herkesin tek bir amacı var. Parayı kaptırmama­k, batak vermemek.

“İşte, bu ahval ve şerait içinde” dünyanın en gelişmiş bankacılık sistemleri­nden biri ile karşı karşıya kalıyoruz: Türk Bankacılık Sistemi. Yurt dışına giden ve bir süre yaşayan vatandaşla­rımız gittikleri ülkelerde genelde bankacılık sistemini geri kalmış görürler. Ülkemizdek­i bankacılık sisteminin ne kadar ilerlemiş olduğundan bahsederle­r. Mesela Almanya’da hesap açmanın, transfer yapmamın bile zor olduğunu söylerler. Halbuki söz konusu ülke Avrupa Birliği’nin dinamosu, toplumda güven endeksi de çok yüksek. İnsanları birbirleri­ne ve sistem unsurların­a güveniyorl­ar. Bankacılık hizmetleri ise Türkiye’ye göre geri. Acaba neden? Cevap bizim kadar gelişmiş bir bankacılık sistemine ve özellikle tahsilat çözümlerin­e ihtiyaç duymamalar­ı olabilir mi?

Sonuç; gelişmiş bankacılık sistemimiz­e bakarken bu kadar gelişmiş olmasının aslında birbirimiz­e güven seviyemizi­n düşüklüğün­ün sonuçların­dan biri olduğunun da farkında olalım. Umalım ki ileriki yıllarda güven düzeyi yüksek bir toplum haline geliriz.

 ?? ?? M&B Grup Sigorta Ortağı Murat ASLANOĞLU
M&B Grup Sigorta Ortağı Murat ASLANOĞLU

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye