Mersin iş dünyası mücadelesini sürdürüyor
Hem ülkemiz hem de kentimiz için oldukça zorlu geçen 2018 yılını geride bıraktık. 2018 yılı içerisinde ekonominin bir ülke açısından ne kadar etkili bir araç olabileceğinin örneğini bizzat yaşadık. ABD tarafından uygulanan sözde siyasi yaptırımlar, ticaretini yaptığımız ürünlere konulan ek vergiler, uluslararası piyasalarda dolar ile yapılan gece işlemleri, ülkemize karşı gerçekleştirilen ekonomik manipülasyonlar maruz kaldığımız bu saldırının en önemli araçları oldular.
Geçtiğimiz yıl boyunca yaşanan bu sıkıntıların faiz, enflasyon, döviz kuru, cari açık vb. göstergelerimiz üzerindeki etkileri ile mücadele etmeye devam ediyoruz. Tüm bu olumsuz gelişmeler kent ekonomimize de yansıdı. Ancak, bu gelişmeler Mersin için bir umutsuzluk kaynağı olmadı, aksine sorunlara rağmen devletimiz ve iş dünyamız mücadelesini sürdürdü.
Ekonomik göstergelerimizde iyileşme başladı
Özellikle 2018 yılının Ağustos ayından itibaren hükümetimizin kararlı duruşu ve almış olduğu önlemler ile Merkez Bankamızın uyguladığı politikaların olumlu etkileri sonucunda Türk Lirası’nın değer kazanması piyasalarımız açısından oldukça moral verici oldu. Yine Ağustos-Aralık döneminde benzin ve motorin fiyat- Mersin ekonomisinde tarım-gıda sektörünün ayrı bir önemi var. Ülkemizin bitkisel üretim değeri en yüksek üçüncü ili konumundayız. Ülkemizde üretilen muz, limon, yenidünya, yafa portakal, king mandalina gibi ürünlerin yarısından fazlası Mersin’de üretiliyor. İlimiz 1,5 milyon tonluk örtü altı sebze ve meyve üretim miktarı ile ülke genelinde ikinci sırada yer alıyor. TİM verilerine göre Mersin, 2018 yılının ilk 11 aylık döneminde 1 milyar 581 milyon dolar ihracat gerçekleştirdi. Bu rakamın yüzde 70’lik bölümünü tarım-gıda ürünleri oluşturdu.
ları ile mobilya, beyaz eşya, bazı motorlu araçlar gibi belirli mallarda yapılan KDV ve ÖTV indirimlerinin ekonomik göstergelerimiz üzerindeki olumlu yansımalarını da görmeye başladık. TİM tarafından açıklanan son verilere göre, bu zorlu sürece rağmen, ülke olarak ocak-kasım ihracatımız bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 7,7 artış göstererek 143 milyar dolardan 154 milyar dolar seviyesine yükseldi.
Kentin ihracatının yüzde 70'i tarım ve gıda ürünlerinden
Mersin ekonomisi açısından ise tarım-gıda sektörünün ayrı bir önemi var. Ülkemizin bitkisel üretim değeri en yüksek üçüncü ili konumundayız. Ülkemizde üretilen muz, limon, yenidünya, yafa portakal, king mandalina gibi ürünlerin yarısından fazlası Mersin’de üretiliyor. İlimiz 1,5 milyon tonluk örtü altı sebze ve meyve üretim miktarı ile ülke genelinde ikinci sırada yer almaktadır.
TIM verilerine göre Mersin, 2018
yılının ilk 11 aylık döneminde 1 milyar 581 milyon dolar ihracat gerçekleştirdi. Bu rakamın yüzde 70’lik bölümünü tarım-gıda ürünleri oluşturdu. Irak, Rusya, Suriye, Almanya ve İsrail en önemli pazarlarımız oldular.
Kentimizin elde ettiği bu ihracat geliri ürün bazında incelendiğinde ise narenciyenin büyük pay sahibi olduğu görülüyor. Mersin’in toplam ihracat gelirinin yaklaşık olarak yüzde 20’si sadece narenciyeden geliyor.
Narenciye; kentimiz ekonomisi açısından büyük önem taşıyan tarımın can damarıdır. Ülkemizin yaş meyve-sebze ihracatında lider olan Mersin’in ürettiği yaş meyvenin yarısı narenciyedir. Ayrıca yaş meyve ihracatımızın yüzde 80’i yine narenciyedir. Ülkemizin toplam narenciye üretiminin yüzde 25’ini ve ihracatının yüzde 36’sını kentimiz karşılıyor. Diğer yandan, hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri Mersin açısından bir diğer önemli ihraç kalemi. Bu ürünlerde kentimizin ilk 11 ayda gerçekleştirdiği ihracat 412 milyon dolar oldu. Bakliyat ihracatında ise Mersin, Türkiye genelinde ilk sırada yer alıyor. Mersin sadece ülkemizin değil, dünyanın sayılı bakliyat merkezlerinden biri. Ülkemizde, bakliyat ürünlerinin işlenmesine dayalı sanayinin yaklaşık yüzde 70’i Mersin’de kurulu. Benzer şekilde, ülkemiz bakliyat dış ticaretinin yüzde 85’i Mersin üzerinden yapılıyor.
Kent ekonomimize benzer şekilde, 2018 yılında borsamızın performansı da bir önceki yıla paralel gerçekleşti. Kasım ayı sonu itibariyle 8.5 milyar TL tutarında ürün borsamızda tescil edildi. Bakliyat ve narenciye en fazla alım-satımı gerçekleştirilen ürün grupları oldu. Sahip olduğumuz yüksek işlem hacmi ile her iki ürün grubunda da Türkiye’deki 113 ticaret borsası arasında lider pozisyondayız.
Hükümetimizden ‘somut adımlar atmaya’ devam etmesini bekliyoruz
Ekonomik anlamda özellikle Ağustos ayından itibaren yaşanan gelişmeler piyasalarımız açısından oldukça moral verici olmasına karşın ABD ve Çin arasındaki dış ticaret geriliminin devam etmesi, Euro Bölgesi’nde iktisadi faaliyetteki yavaşlama, bazı Avrupa ülkelerinde bütçe açığı ile kamu borç stokuna dair endişeler, içinde bulunduğumuz coğrafyadaki bölgesel sorunlar ve yerel seçim süreci gibi çeşitli riskler, gerek siyasal gerekse ekonomik anlamda üzerimizde etkili olmaya devam ediyor. Ancak tek başına devletimizin hamleleriyle bu risklerin bertaraf edilmesi mümkün değil. Yaşadığımız sorunlar ancak toplumumuz tarafından benimsenir ve sahiplenilirse aşılabilir. Bu kapsamda son aylarda yaşadığımız olumlu gelişmelerin sürdürülebilir olmasının yolu, toplumsal dayanışmadan ve ülkemizin tüm bileşenlerinin kenetlenmesinden geçiyor.
Hükümetimizden beklentimiz ise şimdiye kadar olduğu gibi, piyasalarımıza güven aşılayacak somut adımlarını devam ettirmesidir. Toplumsal dayanışmamızı güçlendirerek koruduğumuz sürece, mevcut ekonomik riskleri aşacağımıza ve sürdürülebilir istikrar ortamına yeniden kavuşacağımıza inanıyorum.