Öner Kocabeyoğlu: “Yatırım değil aşk işi”
PAPKO DIŞ TICARET ORTAĞI ÖNER KOCABEYOĞLU, ILK KEZ 15 YIL ÖNCE SELIM TURAN’IN ESERINI SATIN ALARAK HAYATINI ŞEKILLENDIREN YENI BIR YOLA GIRDI. SANATÇIYI VE EKOLÜNÜ ARAŞTIRDIĞINDA, MODERN TÜRK RESMININ BAŞYAPITLARINI KEŞFETTI. BUGÜN 100’DEN FAZLA SANATÇININ 2 BININ ÜZERINDE ESERINDEN OLUŞAN BIR KOLEKSIYONA SAHIP. TÜRKIYE’NIN EN ÖNEMLI SANAT KOLEKSIYONERLERINDEN BIRI OLAN KOCABEYOĞLU, BIR KIŞININ KOLEKSIYONER OLABILMESI IÇIN BU RUHU TAŞIMASI GEREKTIĞINE INANIYOR VE “ESERIN, YATIRIM OLARAK DEĞIL SEVGI VE AŞKLA BAĞLANARAK ALINMASI GEREKTIĞINI DÜŞÜNÜYORUM” DIYE KONUŞUYOR.
Selim Turan’ın “Kırmızı” adlı tablosunu satın alarak koleksiyonerliğe ilk adımını atan Zara’nın Türkiye tedarikçisi Papko’nun ortağı Öner Kocabeyoğlu, 15 yılda, aralarında Fahrelnisa Zeid, Fikret Mualla, Ömer Uluç, Burhan Doğançay, Bedri Baykam, Kemal Seyhan, Ekrem Yalçındağ gibi isimlerin bulunduğu yaklaşık 100 sanatçının 2 bini aşkın eserini barından dev bir koleksiyona ulaştı.
“İnsan sadece düşünebildiği için değil, paylaştığı için insandır” felsefesiyle bu koleksiyonu sanatseverlerle buluşturmak istedi. Nişantaşı’nın simgelerinden, Ralli Apartmanı’nda Papko Art Collection’ı hayata geçirdi. Koleksiyonerin her zaman koleksiyonuna yeni bir şeyler ekleme tutkusu olduğunu söyleyen Kocabeyoğlu’nun radarında ise Mark Rothko, Giacometti, Clyfford Still gibi sanatçılar var.
Ralli’nin tarihi dokusunda, sanat eserleriyle iç içe gerçekleştirdiğimiz sohbette koleksiyonunun hikayesini anlatan Kocabeyoğlu, “Kendimi estetik ve zihinsel açıdan geliştirip bir dünya oluşturuyorum” sözleriyle felsefesini özetliyor. Eserlerini bir yatırım aracı olarak görmediğini, onlara aşkla bağlandığını anlatıyor ve şunları söylüyor:
“Sanatta kendinizi geliştirmek için edebiyata, felsefeye, müziğe de ilgi duymanız, multidisipliner düşünmeniz, disiplinlerin birbirinden etkilenmelerini gözlemeniz bir zorunluluk… Ve bu, benim için büyük bir zevk.”
Öner Bey’le sohbetimizin devamı şöyle:
Sanat merakınız ne zamandan beri sürüyor? Koleksiyonerlikten önce sanata ilginiz ne boyuttaydı?
Sanata ilgim yaklaşık 15 yıl önce başladı diyebilirim, daha önce hiç yok denecek kadar azdı.
Koleksiyoner olma hikayeniz nasıl başladı? Önceki demeçlerinizde ilk aldığınız eserin Selim Turan’a ait Kırmızı tablo olduğundan
Koleksiyoner tutkulu olmalı. İradeyi aşan bir coşku duymalı.
bahsediyorsunuz. Bu eser sizi nasıl ve neden etkilemişti?
Bu eseri bir arkadaşıma eşlik etmek amaçlı gittiğim bir müzayededen almıştım ve sadece beğeniyle aldığım bir eserdi. Sanatçıyı ve ekolünü araştırdığımda, o dönemde gerçekten çok zor şartlar altında modern Türk resminin başyapıtlarının verildiğini keşfettim. Bu çok etkileyiciydi. Selim Turan’dan sonra Paris ekolüne ilgim başladı ve dönemin eserlerini toplamaya başladım.
İlk günlerdeki beğenilerinizle bugünküler nasıl değişiklik gösterdi? Kendinizde eser seçme konusunda nasıl bir değişim gözlemliyorsunuz?
İlk günlerle bugün arasında sanatla ilişkimde bariz bir fark olduğunu söyleyebilirim. İlk başta hoşunuza gideni topluyorsunuz ancak koleksiyonun bir mantığı var. Bir zaman sonra topladıklarınız bir şey ifade eder hale geliyor ve sizi anlatıyor. Koleksiyoner, azın ne kadar çok olduğunu fark eder hale geliyor ve bu anlayış hayatına da yansıyor. Bir sürü insan ve bir sürü şey olmasındansa az ve öz olsun. Koleksiyonunuz size bir şeyler katabileceklerle yola devam edeceğiniz bir felsefeye dönüşebiliyor. Koleksiyonun bir ana omurgası olup o omurga etrafında gelişen yapıtlardan oluşması önemli.
Siz koleksiyonunuzu oluştururken bu anlamda nelere dikkat ediyorsunuz?
Kendimi estetik ve zihinsel açıdan geliştirip bir dünya oluşturuyorum. Bazen fark etmeden de olsa o dünyayı tarif eden eserlere yöneliyorum. Oturmuş bir koleksiyonun, yavaş yavaş o koleksiyonerin ruhunu, karakterini yansıttığına inanıyorum. Eserin, yatırım olarak değil sevgi ve aşkla bağlanarak alınması gerektiğini düşünüyorum. Sanatta kendinizi geliştirmek için edebiyata, felsefeye, müziğe de ilgi duymanız, multidisipliner düşünmeniz, disiplinlerin birbirinden etkilenmelerini gözlemeniz bir zorunluluk… Ve bu, benim için büyük bir zevk.
Koleksiyonunuzda bugün kaç parça bulunuyor?
100’den fazla sanatçının 2 bini aşkın eseri var. Nitelik önemli, nicelik değil. Bu bir tutku işi.
Koleksiyonunuza eser seçerken en çok nelere dikkat ediyorsunuz? Sizi etkileyen eserlerin ortak özelliği ne oluyor?
Eser seçerken önce bende uyandırdığı duyguya odaklanıyorum. Eserin beni heyecanlandırması ilk önceliğim. Daha sonra sanatçıyla ve dönemle ilgili bilgi topluyorum çünkü her sanatçı aslında kendini resmeder. Eser, estetik tarihinin de bir parçasıdır. Yapıldığı dönemi ve oluşturulduğu dönemdeki koşulları barındırır.
Şu anda peşinde olduğunuz eserler var mı?
Var tabii ki! Mark Rothko, Giacometti, Clyfford Still gibi sanatçıları koleksiyonuma dahil etmek isterim. Ama bu liste elbette uzar gider. Bir koleksiyoner, her zaman
koleksiyonuna yeni bir şey ekleme tutkusuyla doludur.
Bize en sevdiğiniz ressamlardan örnekler verebilir misiniz? Bu sanatçıların sizi etkileyen tarafları nedir?
Giacometti’nin estetiği, Rothko’nun soyut, geometrik eserleri, Clyfford Still’in soyut ve lirik sanatı.
Koleksiyonunuzda hangi sanatçılar var?
Fahrelnisa Zeid, Fikret Mualla, Hakkı Anlı, Abidin Dino, Ferruh Başağa, Selim Turan, Avni Arbaş, Nejad Devrim, İlhan Koman, Mübin Orhon, Adnan Çoker, Burhan Doğançay, Ömer Uluç, Albert Bitran, Yüksel Arslan, Mehmet Güleryüz, Komet, Alaettin Aksoy, Ergin İnan ve Koray Ariş koleksiyonumda yer alan sanatçılar. 19401960 dönem doğumlu sanatçılarından Alev Ebuzziya, Seyhun Topuz, Azade Köker, Canan Tolon, Kemal Önsoy, Bedri Baykam, İrfan Önürmen, Ahmet Elhan’ı sayabilirim.
1960 sonrası doğan genç sanatçılardan ise Kemal Seyhan, Ekrem Yalçındağ, Ramazan Bayrakoğlu, Taner Ceylan, Gülay Semercioğlu, Haluk Akakçe, Leyla Gediz, Ebru Uygun, Seçkin Pirim, Ansen, Murat Pulat, Ardan Özmenoğlu, Burcu Perçin, Yaşam Şaşmazer, Erinç Seymen, Bahar Oganer’in eserleri mevcut.
Dünya çapında önemli çağdaş sanatçılardan Fernando Botero, Tony Cragg, Antony Gormley, Julien Schnabel, Peter Halley, Sarah Morris, Andreas Gursky, Anselm Kiefer, Peter Kogler, Susan Hefuna, Daisuke Ohba’nın eserlerini koleksiyonuma eklemeye çalışıyorum. Son zamanlarda genç sanatçıları da elimden geldiğince destekleyip koleksiyonuma dahil ediyorum.