Emre Karter: “Sanatla zinde kalıyorum”
CITIBANK TÜRKİYE GENEL MÜDÜRÜ EMRE KARTER İYİ BİR SANAT KOLEKSİYONERİ VE TARİH OKUYUCUSU. AYNI ZAMANDA DALGIÇ VE YELKENCİ. SAVAŞ, İMPARATORLUKLAR VE BANKACILIK TARİHİYLE İLGİLİ KİTAPLARI OKUMAYI SEVDİĞİNİ SÖYLEYEN KARTER, SON DÖNEMDE RESSAM EŞİ NEDENİYLE SOYUT RESME DAHA FAZLA İLGİ DUYDUĞUNU BELİRTİYOR. SOYUT SANATI ANLAMAYA ÇALIŞTIĞINI SÖYLEYEN KARTER, “SANATLA İLGİLENMEK ZİNDE KALMAMI SAĞLIYOR” DİYE KONUŞUYOR.
Emre Karter, Citibank Türkiye’nin genel müdürü. Mesleği bankacılığın dışında en büyük tutkusu sanat, dalmak, yelken ve tarih… Evinde eşi ve çocuklarıyla resimle iç içe bir yaşam süren Karter, aynı zamanda önemli bir resim koleksiyoneri.
Geçen yıl Citibank Türkiye’nin başına geçmeden önce Moskova ve Dubai’de uzun yıllar yöneticilik yapan Karter’in eşi Çağla Saydağ Karter tabloları yurt dışında satılan bir ressam.
Yurt dışında yöneticilik yaptığı dönemde eşiyle sanat etkinliklerini yakından takip ettiklerini belirten Karter, koleksiyonunda çağdaş ressamlara ait soyut eserlerin, empresyonist stildeki manzara resimlerinin ve karışık teknik kullanılan soyut figüratif stildeki eserlerin yer aldığını söylüyor.
Boğaziçi Ekonomi Bölümü mezunu olan eşinin profesyonel iş hayatını bıraktıktan sonra Moskova’da yaşadıkları dönemde resme yöneldiğini anlatan Karter, “Koleksiyonumda benim için manevi değeri en yüksek olanlar eşimin eserleri” diyor.
Eşinin soyut ekspresyonist stilde, ağırlıklı kolaj ve karışık teknik kullanarak eserler ürettiğini söyleyen Karter, çocuklarının da kendileri gibi resme meraklı olduğunu belirtiyor.
Savaş ve sanat tarihi kitaplarını okumayı sevdiğini söyleyen Karter, modern sanata daha fazla ilgi duyduğunu ifade ediyor. Karter, “Sanata olan merakım zihnimi zinde tutuyor” diye konuşuyor.
Citibank Türkiye Genel Müdürü Emre Karter ve ressam eşi Çağla Saydağ Karter ile geçen yıl temmuz ayında taşındıkları Zekeriyaköy’deki evlerinde sanatla iç içe bir sohbet gerçekleştirdik. Karter çifti sorularımızı şöyle yanıtladı:
Kaç yıl yurt dışında yaşadınız?
25 yıldır Citibank’ta çalışıyorum. Bunun son 11 yılı Rusya ve Dubai’de expat yöneticilik yaparak geçti. Evlenmeden önce de bir dönem Citibank’ın Belçika ofisinde çalıştım.
Neden Türkiye’ye dönme kararı aldınız?
Kariyerimin büyük bir bölümünde ailemle birlikte hep yurt dışındaydım. Türkiye’ye dönüş kararı almamız doğal olarak gelişti. Dubai’de çalışırken son 3,5 yıl Citibank Türkiye’nin yönetim kurulundaydım ve benden evvelki çalışma arkadaşımla uzun yıllar birlikte çalıştık. Bu nedenle kariyer planlamasında Türkiye’ye dönüş olasılıklar arasında hep vardı. Ayrıca çocuklar için de yurt dışından Türkiye’ye dönmek istedik.
Çocuklar neden etkili oldu?
10 yaşında bir kızım, 8 yaşında da bir oğlum var. Şu anda çocuklar 10’lu yaşlara geldi. Önümüzdeki 5-6 yıl yurt dışında kalsaydık çocuklar hayatlarının uzun bir bölümünde Türkiye’yi hiç görmemiş olacaktı. Hem çocukların Türkçe bilgilerinin gelişmesi hem ailemize yakın olmak için dönüş kararı aldık. Tüm bunlar bizim için önemli bir motivasyondu.
İstanbul’a ne zaman taşındınız?
Geçen yıl 1 Nisan’da Türkiye’deki görevimi almam gerekiyordu. 15-17 Mart’ta Türkiye’ye gelecektim ancak ondan evvel kapılar kapandı ve havayolları uçmamaya başladı. Bir süre Dubai’de kaldım ve Türkiye’yi oradan yönettim. Geçen yıl temmuzda da Türkiye’ye taşındım ve resmi olarak görevime başladım.
Pandemi nedeniyle Türkiye’ye dönememek sizi nasıl etkiledi?
Pandemide hepimiz çok ciddi bir sınav verdik. Benim için uzaktan göreve başlamak çok istemediğimiz bir durum oldu ama zaten sonrasında bankadaki herkesi çok kısa sürede uzaktan çalışmaya yönlendirdik. Ondan sonra da çalışmalarımız çok yoğun olarak devam ediyor, güzel büyüme oranları yakaladık.
Expat hayatı nasıldı?
Eşim de ben de eğitim hayatımız döneminde yurt dışında daha önce yaşamış insanlarız. Hatta profesyonel hayatımıza yurt dışında
başladık. Bir ülkeden diğerine kariyer değişikliği yapmak insanın hayatında 3-4 birleşeni düşünmesini gerektiren bir süreç. Ailece daha önce bu süreçlerden çok geçtik. Birlikte yurt dışında yaşama kararı verdik. Özellikle ailece yurt dışına ilk çıkışımız ve Rusya’ya gidişimiz daha büyük bir karar süreciydi. Bu kararı aldığımızda eşim hamileydi. Şu anda hem kariyer hem ailecek yurt dışında yaşamak için iyi bir check-list’imiz var. Aile olarak yurt dışına çıkış kararı anlamında çok iyi verilmesi gereken bir karar ve aslında herkes için tek bir denklem değil.
Yurt dışında expat olarak çalışmayı önerir misiniz?
Expat yaşamın, farklı kültürleri tanımanın, farklı ülkelere adaptasyon sağlayabilme özelliği kattığını düşünüyorum. Bu da iş hayatında çok önemli. Hep çeşitlilikten bahsediyoruz ama bunun temeli expat olarak çalıştığınız ülkelerde iş yapış tarzlarını bilmekten geçiyor. Eşim ve ben expat hayatından çok memnun kaldık. Hem Rusya’da hem Dubai’de çok güzel günler geçirdik. Her ikisi de hem iklim hem kültür olarak çok farklı yerler. Ancak iki şehirde de oluşturduğumuz çevreyi, hayatı, arkadaşlarımızı çok sevdik. Rusya’da çevremizin sadece expat’lardan oluşmasını istemedik. Bu nedenle çok Rus arkadaşlarımız oldu. En önemlisi de Rusya bizim için sanat, tarih, mimari anlamında tam bir cennetti.
Sanat ve spora her zaman ilgim vardı. Hobilerim sayesinde iş ve özel hayatı iyi dengelediğimi düşünüyorum.
İş dışında hobileriniz neler?
Sanat ve spora her zaman ilgim vardı. Hobilerim sayesinde iş ve özel hayatı iyi dengelediğimi düşünüyorum. 3-4 yıldır özel bir eğitmenle spor yapıyorum. Aynı zamanda dalgıcım, yelken yapmayı seviyorum.
Eşinizle ortak hobileriniz neler?
Eşimle ortak hobimiz kitap okumak ve kitapları tartışmak, sanat galerilerini ve müzeleri ziyaret etmek, sanat ve doğa hedefli seyahatler.
Sanata ilginiz ne zaman başladı?
Sanata merakım Amerika’da okuduğum dönemlerde başladı. Hem galerileri hem müzeleri dolaşırdım. Sanat tarihi okumaya başlamam da sanata ilgimi daha çok artırdı. Ancak eşimle tanışmamdan sonra sanata ilgim daha çok arttı diyebilirim.
Hangi dönem sizi daha çok etkiliyor?
Her 10 yılda bir insanın düşünce ve zevkleri değişiyor diye düşünüyorum. İlk zamanlarda empresyonizmle sanata ilgim başladı. Sonra ilgim çağdaş Türk ressamlarının ekspresyonizmine yöneldi. 2-3 yıldır da eşimin etkisiyle soyut resme karşı daha çok ilgi duyuyorum. Soyut resmi anlamaya çalışıyorum. Bundan sonra da dijital sanata ilgim olacak. Onu da anlamaya çalışıyorum. Hikayeyi anladıktan ve sanatçının hayatını okuduktan sonra ortaya çıkardığı eser beni daha çok etkiliyor. Sanatçıların otobiyografilerini de okumayı çok seviyorum.
Eşiniz gibi resim yapmayı sever misiniz?
Hayır, resim yapmıyorum ama iyi bir izleyici ve takipçi olmaya çalışıyorum. Bu işin öğrencisi olmaya çalışıyorum. Koleksiyonumda 80’in üzerinde parça var.
Koleksiyonunuzdaki en önemli eserler neler?
Koleksiyonumda Hoca Ali Rıza’ya ait kara kalem manzara resimleri, Fahri Sümer’in empresyonist manzara ve insan temalı eserleri, Pertev Boyar’ın boğaz manzara resimleri, Hasan Taşdemir’in natürmort eserleri, Memduh Kuzay’ın soyut figüratif eseri, Abdullah Meriçadalı’nın natürmort eserleri bulunuyor. Eşim de soyut ekspresyonist stilde eserleri olan bir ressam onun eserleri de koleksiyonumun önemli bir parçası. Ayrıca Moskova’dan aldığım muhtelif manzara resimleri ve Dubai’den edindiğim soyut figüratif ve geometrik stildeki eserler de koleksiyonumda yer alıyor.
Koleksiyonunuzdaki eserler içinde manevi değeri en yüksek olan hangisi?
Benim için manevi değeri en yüksek olanlar eşimin eserleri. Kendisi soyut ekspresyonist stilde, ağırlıklı kolaj ve karışık teknik kullanarak eserler üretiyor.
Koleksiyonunuzu nasıl oluşturdunuz?
Eşimle gittiğimiz yerlerden eser toplamaya çalışıyoruz. Moskova ve Dubai’den çok fazla
eser aldık. Dubai, sanat merkezi olma yolunda hızla ilerliyor. Fransa ve Amerika’dan aldığım eserler var.
Pandemi sanat alımlarınızı nasıl etkiledi?
Pandemi döneminde online müzayedeleri, sergileri ve müzeleri takip ettim. Bu dönemde Citi’nin hem New York genel merkezindeki hem Meksika’daki koleksiyonunu online ortamda müşterilerimizle buluşturduğumuz aktiviteler düzenledik. Ayrıca sosyal mesafeye ve genel tedbirlere uymaya dikkat ederek eşimin bu dönemde eserlerinin yer aldığı sergileri takip ettim. Pandemi sonrası hayalimiz dost ve arkadaşlarımızı eşimin stüdyosunda, sergi alanımızda tekrar ağırlayabilmek.
Sanata yatırıma nasıl bakıyorsunuz?
Başlangıçta eser alırken motivasyonum yatırım amaçlı değildi ancak sanata yatırım çok önemli. Dubai’de çok yakın çalıştığım patronum, koleksiyondaki eserleri arada bir elden çıkarmanın başkalarının koleksiyonu için çok değerli olduğunu söylerdi. Bu, bir devinim.
Çocukların resme ilgisi var mı?
Doğumlarından itibaren anneleri sayesinde resimle iç içe büyüdükleri için resim yapmayı çok seviyorlar. Evde bir köşe onların resim çalışmalarına ayrılmış durumda. Evde ayrı tuval ve boyaları var. Kızımın ve oğlumun bazı resimleri bana çok şey ifade ediyor.
Resim ve sanat dışında başka hobileriniz var mı?
Dalmayı ve yelken yapmayı da çok severim. Hayatımın çeşitli zamanlarında buralarda adanmışlıklar yaşadım. Olmamam gereken havalarda denizde de oldum.
Dalış için sevdiğiniz rota neresi?
Eşim de dalıyor. Uzun yıllar tatilleri birleştirip Kızıldeniz’e gittik. Çünkü orada sezon 8 ay sürüyor. Türkiye’de de daha çok Kuzey Ege ve Saros Körfezi’nde dalmayı seviyorum.
Yelken için nereye gidiyorsunuz?
Dünyanın değişik yerlerinde yelken yaptım. Daha çok Bodrum, Ege Denizi ve Yunan Adaları’nı seviyorum.
Farklı hobiler iş hayatınızı nasıl etkiliyor?
İş ve özel hayatımı iyi dengelediğimi düşünüyorum. Özellikle sanatın iş hayatına olumlu etkisi var. Sanatla ilgilenmek ve soyut sanatı anlamaya çalışmak dünyamı çeşitlendirmenin yanı sıra beynimin her iki tarafını çalıştırmamı ve zinde kalmamı sağlıyor. Uzmanlar, beyin gelişimi için birkaç şey öneriyor. Bunlardan biri farklı bir lisan öğrenmek. İkincisi değişik bir ülkede yaşamak. Üçüncüsü ise yeni bir hobiye tutkuyla bağlanmak. Tüm bunların farklı bakış açısı kazandırmak için iş hayatına olumlu etkisi var.
Değişik yerlerde yelken yaptım ama Bodrum, Ege Denizi ve Yunan Adaları'nı seviyorum.