“MUTFAĞIM TERAPİ KÖŞEM”
Pandemiyle evlere çekildiğimiz bugünler, hem kendimiz hem hayatla ilgili yeni keşifler yaptığımız bir dönem oldu. Dışa kapanıp içe döndüğümüz bu dönemde evde daha çok vakit geçirme imkanı bulan üst düzey yöneticiler ev hayatlarını anlattıkları bu köşede artık sizlerle olacak. Sayfanın ilk konuğu ise bu süreçte yaptığı her sosyal medya paylaşımıyla kalbime dokunan BigChefs Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Gamze Cizreli oldu.
Pandemi sürecinde içsel yolculuğuma armağanlar bırakan isimlerden biri olan Cizreli ile ev halini konuştuk. Restoranlarında lezzeti hep önde tutan Cizreli, evinde en çok mutfakta olmayı sevdiğini söylüyor.
Pandemide durmanın da aslında üretmenin bir parçası olduğunun farkına vardığını söyleyen Cizreli, evde güzel tariflerini hazırladığı mutfağının kendisi için terapi köşesi olduğunu anlatıyor. Bu dönemi manevi yolculuğunu gözden geçirmek, düşüncelerini toparlamak ve dinlenmek için daha çok içe döndüğü bir dönem olarak tarif eden Gamze Cizreli, ev hayatının kapılarını bizlere açtı ve evde geçirdiği anları şöyle anlattı:
ONLINE TOPLANTI TRAFİĞİ
Evde olduğum saatlerin bir bölümü çoğu kişi için de olduğu gibi online video toplantılarıyla geçiyor. Onun dışında evimin en sevdiğim köşelerinden biri olan mutfağımda yemekler hazırlayarak, okumak için sıraladığım kitapların sayfalarında kaybolup kendime notlar alıp, müzik dinleyip, film izleyerek vakit geçiriyorum. En sevdiğim yemek tariflerimi, dinleme listelerimi, okuduklarımı ve düşündüklerimi sosyal medyadan paylaşıyorum, ailem ve sevdiklerimle yine mutfağımda bol bol görüntülü görüşme yapıyorum. Ayrıca tüm dünya için tarihi günlerden geçtiğimizin bilinciyle dış dünyada olup bitenleri de genellikle mutfağımdayken takip ediyorum.
EVDE EN KEYİF ALDIĞI BÖLÜM
Evime 2019 Temmuz ayında taşındığım için her şey günceldi ve değişmesini istediğim hiçbir detay yoktu. Bahçe katı pandemiden önce de pandemi döneminde de evin en keyifli bölümüydü. Bu katta mutfak, kütüphane ve televizyon bulunuyor. Televizyonumun karşısında L şeklinde bir kanepem var. Burada oturup bir şeyler okuyup sevdiğim dizileri, filmleri izlemek beni çok rahatlatıyor. Vazgeçilmezim olan alan ise kütüphanem ve önündeki masam. Burası hem yemek yediğim hem yazıp çizdiğim hem de Zoom toplantılarımı yaptığım bir köşe. Tabii ki mutfak değişik tarifleri denediğim, yemek yaparken vaktin nasıl geçtiğini fark etmediğim terapi köşem. Bahçem de pandemi sürecinde evde en çok vakit geçirdiğim alanların başında geliyor, özellikle de bahar ve yaz aylarında…
MUTFAK MUTLU EDİYOR
Mutfak benim için bir terapi alanı. Hem yetiştiğim kültürün hem içinde bulunduğum sektörün etkisiyle mutfağa girmeyi çok seviyorum. Her zaman söylediğim gibi
kalabalık sofraların kurulduğu bir aileden geldim, derin bir yemek kültürüyle yetiştim. Dolayısıyla o kültürü taşıyan bir birey olarak mutfakta vakit geçirmek beni çok mutlu ediyor. Hiç kapatmadığım müzik eşliğinde yeni tarifler denemek, yemek kitaplarını daha çok karıştırmak ya da deneysel bir şeyler üretmek için evde bulunduğumuz dönem bir fırsat oldu. Pişirdiklerimi komşularım, annem ve yeğenimle de bol bol paylaştım.
YENİ KEŞİFLER
Pandemiden önce zaman fakirliğinden şikayet ederken pandemiyle birlikte sevdiklerimizle daha çok zaman geçirdik ve kendimizle ilk defa bu kadar baş başa kaldık. Eminim ki bu süreç, çoğumuz için kendimizde fark etmediğimiz güçleri keşfetmemizi de sağladı. Bir örnek vermem gerekirse geçen ekim ayından beri Kiss FM’de pazar sabahları bir radyo programı yapıyorum. Programımın adı Big Love. Zaten okul yıllarından beri müziğe çok meraklıyım. Büyük bir müzik arşivim var. Hal böyle olunca 70’lerden günümüze gelen bir müzik yelpazesi eşliğinde, sohbet kıvamında güncel konular hakkında konuşmak, tarihten anekdotlar aktarmak, sanat, edebiyat gibi konulardan bahsetmek bana çok iyi geliyor. Müziğin iyileştirici gücünü hissetmek, hissettirebilmek bana büyük bir keyif veriyor. Dolayısıyla bu süreçte programın hazırlıkları da hayatımın bir parçası oldu.
BİTMEYEN MERAKIM VAR!
Bu süreçte elbette önceliğim ailem ve dostlarımla geçirdiğim zamanlar oldu. Amerika’da eğitim gören iki oğlumla, ailemle, can dostlarımla iletişim halinde olmak benim en büyük mutluluk kaynağım. Ayrıca son dönemlerde sporu hayatıma daha fazla dahil etmeye çalışıyorum. Haftada en az 3 gün pilatese gidiyorum. Geri kalan günlerdeyse sahilde yürüyüş yapıyorum. Öte yandan merakım ve öğrenme isteğim hiç bitmiyor. Okuduğum kitaplardan, gazetelerden, izlediğim webinar ve filmlerden, dinlediğim podcast’lerden besleniyorum. Ayrıca teknoloji ve sosyal medya da gündelik rutinimin bir parçası. Bu dönem manevi yolculuğumu gözden geçirmek, düşüncelerimi toparlamak ve dinlenmek için daha çok içe döndüm. Tasavvuf felsefesine ilgi duyan biri olarak içsel yolculuğum benim için daima değerli oldu. Fakat bu dönemin, gündelik uyaranların azalmasıyla dikkatimizi iç dünyamıza daha fazla yöneltmemizi sağladığını düşünüyorum.
ÖNEMLİ OLAN SADECE AN
Bu dönemde umutla ve olumlu bir gerçekçilik içinde içe dönmek bana çok iyi geldi. Gereksiz telaşlarımızın olduğunu daha iyi anladım. Hiçbir şeyi ertelemememiz gerektiğini, ne geçmiş, ne gelecek sadece bu anın önemli olduğunu da bu dönemde anladım.