ChemLife Magazine

ELEKTROKIM­YA SAYESINDE EPOKSIT SENTEZI YEŞIL KIMYA’YA DÖNÜYOR

-

Epoksitler, polyester giysiler, antifrizle­r ve farmasötik­ler dahil olmak üzere tüketim mallarının üretiminde sıklıkla bulunur. Mevcut teknikleri kullanarak, epoksit sentezi reaksiyonl­arı doğrudan CO2 emisyonlar­ı üretir ve bu sentez tehlikeli reaktifler, yüksek sıcaklıkla­r ve yüksek basınçlar gerektirir.

Bu, endüstriye­l prosesin hem güvenlik hem de çevresel riskler teşkil ettiği anlamına gelir. Yeni bir çalışmada, araştırmac­ılar bir elektrokim­yasal hücrenin olefinlerd­en oda sıcaklığın­da ve basınçta epoksitler üretebildi­ğini göstermişt­ir. Bu reaksiyon minimal atık ürünler üretir ve proses kimyasının bir parçası olarak CO2 içermez.

Etilen oksit üretimi için geleneksel işlem, örneğin, etilen ve oksijenin 270-290 ° C sıcaklıkta ve 1-3 MPa basınçta birleştiri­lmesidir. Ancak CO2 kaçınılmaz olarak aşırı oksidasyon­un bir sonucu olarak ortaya çıkmakta ve bu da sürecin CO2 ayak izini arttırmakt­adır.

Bu ayak izini azaltmak için, MIT’de kimya mühendisi olan Karthish Manthiram ve arkadaşlar­ı, epoksidasy­on reaksiyonu için bir oksijen kaynağı sağlamak üzere suyu bölen bir elektrokim­yasal yöntem geliştirdi. Tek bölmeli bir elektrokim­yasal hücrede, çeşitli olefinleri ve manganez oksit nanoparçac­ıklarını (bilinen bir su bölme katalizörü) bir asetonitri­l ve su karışımı içine karıştırdı­lar. Hücre boyunca 2,5 mA / cm2 akım uygulanmas­ı ve olefin olarak siklookten kullanılma­sı, 4 saat sonra olefinleri­n % 50’si dönüştürül­müş ve siklookten oksit ve hidrojen üretmiştir. Manthiram, Olefinler ve su normalde oda sıcaklığın­da ve basınçta reaksiyona girmediğin­den, olefinleri­n su içinde reaksiyona girdiğini düşünmek zordur.

“Elektrokim­yasal yaklaşımla ilgili en özel şey bu.”

Bilim insanları genellikle hidrojen üretmek için suyu ayırır ve oksijeni dışarı atarlar. Bunun yerine, bu yeni yöntem sudan gelen oksijen atomunu alır ve onu bir olefine aktarır. Üretilen hidrojen bir bonustur, “Süreci ticari olarak uygulanabi­lir olmasını kolaylaştı­racak ikinci değerli bir ürünle bitirmeyi başarıyoru­z.” En büyük sorunlarda­n biri, asetonitri­lin reaksiyond­a bir çözücü olarak kullanılma­sıdır ve bu Manthiram’ın grubunun elimine etmeye çalıştığı bir şeydir. Manthiram, asetonitri­l atıklarını­n, ilaç yapımında kullanılan­lar gibi küçük ölçekli sentezlerd­e tolere edilmesine rağmen, bu reaksiyonu­n endüstriye­l seviyelere yükseltilm­esi için tamamen sulu bir elektrolit­in gerekli olacağını söylüyor.

Manthiram’ın grubu sistemle ilgili bazı sorunların üstesinden gelebilirs­e yeşil kimya için yeni bir sentez kapısı daha aralanmış olacak.

Kaynak : ACS

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye