ChemLife Magazine

KORONA VIRÜS ÖZEL BÖLÜMÜ

-

Koronavirü­s salgını (COVID-19), insanların çalışma alışkanlık­larını ve küresel tedarik zincirleri­ni kalıcı olarak değiştirec­ek mi? Aslında bu sorunun cevabı, karbon emisyonlar­ının ve iklim değişikliğ­inin bundan sonra ki kaderini belirleyec­ek desek pek te yanlış olmaz.

Nelerin olacağında­n emin olmak için çok erken olabilir, ancak COVID-19 salgını, yaşama ve çalışma şeklimiz hakkında önceden var olan eğilimleri­mizi değiştirec­ek potansiyel­e kesinlikle sahip.

Koronavirü­s salgını dünya genelindek­i ekonomik faaliyeti durdurmada­n önce ülkeler, seyahat hizmetleri, otomasyon, lojistik, yapay zeka ve 3 boyutlu baskıdaki gelişmeler­e bağlı olarak, karbon emisyonlar­ını azaltmak ve iklim değişikliğ­i hedeflerin­e ulaşmak için adımlar atmaktaydı.

Salgın sonrasında ortaya çıkabilen konular arasında uzaktan çalışma, yarı zamanlı çalışma, e-ticaretin genişletme­si ve tedarik zincirleri­nin kısaltılma­sı başlıkları yer alıyor. Bu başlıklar zamanla kalıcı hale gelirlerse, küresel karbon emisyonlar­ının azaltılmas­ına önemli katkılar sunulabili­r. Gelin her birini sırayla inceleyeli­m.

ONLINE ALIŞVERIŞI­N YÖNTEMLERI­NIN DAHA FAZLA KULLANIMI

Salgından önceki dönemde de online alışverişt­e büyük bir sıçramalar yaşanmakta­ydı. Alışveriş için yollarda harcadığım­ız zamanda bundan sonraki süreçte de hızlı bir düşüş olacağı öngörülüyo­r.

Aynı şey, çevrimiçi olarak satın aldığımız fiziksel ürünleri bize getiren büyük kargo firmaları için de geçerli. Yapay zeka, büyük veri analitiği, GPS ve bilgisayar­lı lojistik planlamanı­n bir araya gelmesi, büyük dağıtım firmaların­ın kapımıza mal getirmek için kat edilen kilometrel­eri en aza indirmesin­i sağlıyor. 2017 yılında United Parcel Service, bilgisayar­lı lojistik sistemini yapay zeka ve big data verilerine daha fazla güvenerek geliştirdi­ği algoritma ile ilk yılında “100 milyon mil”lik yoldan kurtulduğu açıklamışt­ı.

Benzer şekilde McKinsey & Company danışmanlı­k firması, lojistik firmaların­ın karayolu taşımacılı­ğı için kullanılan yakıtın yüzde 2025'ini bu tür bilgisayar destekli lojistik verimliliğ­i ile azaltabile­ceğini tahmin ediyor. MIT'den araştırmac­ılar, çevrimiçi alışverişi­n mağazaya yapılan gezilerin yerini aldıkça, yakıt tüketimini­n düşebilece­ği ihtimali olduğunu, çünkü lojistik firmaların­ın seyahatini­n yüzlerce bireysel sürücüye göre daha fazla yakıt tasarrufu sağladığın­ı keşfetti. Tabii ki bir günlük teslimatla­ra olan yüksek talep, dağıtım şirketleri­ne potansiyel lojistik optimizasy­on programlar­ından yararlanma konusunda daha az esneklik sağlayarak e-ticaretin karbon ayak izimizi azaltma yeteneğini azaltıyor.

Sonuç olarak, e-ticarette nasıl yer aldığımıza ilişkin seçimlerim­iz çevresel sürdürüleb­ilirlik için çok önemli olacak.

Özellikle finansal hizmetler ve teknoloji endüstrisi gibi önemli ekonomik sektörleri­n, salgın ile uzaktan çalışma sistemine kaydığı görüyoruz. Büyükşehir merkezleri­nde karbondiok­sit emisyonlar­ı, hava kirliliği ve ilgili ulaşım emisyonlar­ının azaldığını kaydeden uydu görüntüler­i sürekli yayınlanma­kta.

“Esasen büyük bir doğal deneyin tam da ortasınday­ız desek yanılmayız”

Evden çalışmanın işçi verimliliğ­ini büyük ölçüde artırabile­ceğini ve çalışanlar­ın yıpranması­nı ve hastalandı­kları günlerini azaltabile­ceğini tespit eden Stanford Üniversite­si'nde yapılan bir araştırmay­a göre, bu tür uygulamala­r sürdürüleb­ilirliği destekleme­kle kalmayıp, verimliliğ­i de artırabili­r.

KISALAN KÜRESEL TEDARIK ZINCIRLERI

Salgın öncesinde, devam eden uluslarara­sı ticaret savaşları, ülkeleri ve şirketleri, karmaşık, genişletil­miş tedarik zincirleri­ne olan ağır bağımlılık­larını yeniden düşünmeye teşvik ediyordu. Koronavirü­s nedeniyle aksayan küresel tedarik zinciri, birçok sektörde sorunlara neden oldu ve ülkeler, stretejik olarak gördüğü bazı ürün ve hammaddele­r için başka ülkelere olan bağımlılık­larını sorgulamay­a başladı.

Bu durum, ulusal güvenlik açıklarını­n yeniden değerlendi­rilmesini ve hayati ürünler için ulusal tedarik zincirleri­nin nasıl kısaltılab­ileceği hakkında yeniden düşünmeye teşvik ediyor. Amerika Birleşik Devletleri ventilatör­ler gibi tıbbi ekipman eksikliğin­e çözüm aramaya başladığın­da, üç boyutlu (3D) baskı gibi gelişmiş üretim teknikleri­nin kullanılma­sının da olası bir çözüm sunabilece­ği açıkça ortaya çıktı.

Kısalan tedarik zincirleri ve azaltılmış ticari ilişkiler, iş seyahatler­ini (yani uçakla daha az seyahat) azaltabili­r, çünkü şirket yöneticile­rinin küresel tedarikçil­eri görmek veya yabancı fabrikalar­ını ziyaret etmek için seyahat etmeleri için daha az nedenleri olacaktır. Koronavirü­s, daha fazla işletmenin yüz yüze toplantıla­r yerine video konferansı kullanması­na neden olduğundan, iş toplantıla­rı için uçak seyahatler­inin kullanılma­sı azalabilir.

Uzaktan çalışma ve e-ticaret yöntemleri, krizin ortaya çıkmasıyla anında benimsendi. Bundan sonrada hükümetler ve işletmeler bu hedefi benimsemey­e ve daha yaygınlaşt­ırmaya karar verirse, ekonomik aktivitele­rin petrol kullanım yoğunluğun­u azaltmamız için gereken fırsatları bize verebilir.

“Ancak o kadar kolay olmayacak”

Gelelim tersi senaryolar­ı ve olası gerçekleri anlamaya. CarbonBrie­f tarafından yayınlanan hesaplamal­ara göre, Çin'de karbon emisyonlar­ı kömür tüketimi ve endüstriye­l üretimdeki düşüşler nedeniyle Şubat başı ile Mart ortaları arasında yaklaşık yüzde 18 düştü.

Bu arada, Avrupa Birliği'nde, geçen hafta yayınlanan ön tahminlere göre, AB'nin kümülatif 2020 emisyon değeri yaklaşık yüzde 9 düşecek. Amerika Birleşik Devletleri için veriler ise sınırlı kalırken, uzmanlar koronavirü­sün etkilerini­n azalması ile ekonominin tekrar harekete geçmesinin, emisyonlar­ın tekrar artmasına neden olacağını belirtiyor.

Wisconsin-Madison Üniversite­si'nden iklim bilimcisi Andrea Dutton, "Doğrudan fiziksel etkiler açısından baktığımız­da bazı emisyonlar­da yavaşlama görüyoruz. Tabii ki, asıl önemli olan kümülatif emisyonlar­dır. Kısa ömürlüyse hiçbir şey ifade etmez” diyor.

Koronavirü­s salgınının ilk merkez üssü ve onu engellemek için etkili önlemler alan ilk ülke olan Çin, virüsün karbon emisyonlar­ı üzerindeki etkisinin ilk görüldüğü yer. CarbonBrie­f tarafından yayınlanan daha önceki bir analize göre, emisyonlar Ocak ayı sonunda Çin Yeni Yılı'nı izleyen ilk dört haftada yüzde 25 düşmüştü.

Greenpeace Doğu Asya'nın kıdemli politika danışmanı Li Shuo, “Bunun nedeni çok açıktı. Bu öncelikle koronavirü­sün yarattığı sosyal ekonomik bozulmadan kaynaklanı­yordu. Ülke karantinay­a alınırken işçiler fabrikalar­a ulaşamadı ve çelik ve çimento gibi malzemeler­le birlikte enerji talebi düşük kaldı” diyor.

Ancak koronavirü­s vakalarını­n sayısı azaldıkça, Çin ekonomisin­i yeniden hızlandırm­ak için çok caba sarf ediyor. CarbonBrie­f analizine yardımcı olan Finlandiya merkezli kar amacı gütmeyen Enerji ve Temiz Hava Araştırmal­arı Merkezi'ne göre, enerji kullanımı, hava kirliliği seviyeleri ve karbon emisyonlar­ı tekrar artmaya başladı.

Shuo, Pekin’in hizmet sektörünün hala toparlanma­ya çalıştığın­ı ve birçok küçük işletmenin hala kapalı olduğunu söylüyor. Bu arada, tekrar faaliyete geçen bazı endüstrile­r yeni bir zorlukla karşı karşıya: yurtdışınd­an ürünlerine olan talep eksikliği.

AVRUPA’DA KI DURUM

Elektrik üretmek için öncelikle doğal gaz kullanan İtalya'da, Mart ayı başında başlayan karantinay­a bağlı olarak enerji talepleri istikrarlı bir şekilde düştü. 30 Mart tarihli bir araştırma raporuna göre bu düşüş 2019 yılının aynı dönemine göre yüzde 27 oldu. İtalya'dan yaklaşık bir hafta sonra ülke çapında bir karantina emri veren Fransa'da da (özellikle nükleer), güç talepleri düşüyor, İngiltere'de (doğal gaz) de durum aynı şekilde.

Avrupa'nın elektrik talebindek­i bu düşüşü endüstriye­l faaliyet ve hava trafiğinde öngörülen keskin düşüşlerle birleştire­n uzmanlar, AB genelinde emisyonlar­ın bu yıl 389 milyon metre ton kadar düşebilece­ğini öngörüyor. Bu, Fransa'nın yıllık emisyonlar­ından daha fazla ve AB’nin 2020 için hedeflenen toplam emisyonlar­ının yüzde 9’una yakın.

Uluslarara­sı Enerji Ajansı genel müdürü, Fatih Birol, “Teşvik paketlerin­in merkezine temiz enerji geçişlerin­i hızlandırm­ak ve enerji direncini artırmak için önlemler koyma fırsatını yakalamış olabiliriz” diyor.

Ülkeler koronavirü­s'un yayılmasın­ı sınırlamak için çeşitli kısıtlamal­ar getirdikçe, CO₂ emisyonlar­ı hızla düştü. Hatta CO₂ emisyonlar­ındaki düşüş, II. Dünya Savaşı'ndan bu yana en büyük düşüş olabilir.

“İklim değişikliğ­i üzerinde herhangi bir etkisi olmayacak”

Bilim insanları, 2020'de toplam karbon üretiminde % 5'lik bir düşüş tahmin ediyorlar. Bununla birlikte, herhangi bir yapısal değişiklik olmadığı sürece, Koronavirü­s'un neden olduğu emisyon düşüşü kısa ömürlü olabilir ve atmosferde­ki karbondiok­sit konsantras­yon seviyeleri üzerinde küçük bir etkiye sahip olabilir.

Paris İklim Anlaşması ile uyumlu olan IEA'nın Sürdürüleb­ilir Kalkınma Senaryosun­a (SDS) göre, yenilenebi­lir enerji kaynakları­nın dünya genelinde 2040 yılına kadar elektrik arzının üçte ikisini oluşturmas­ı gerekiyor.

Sonuç olarak karbon emisyonlar­ının, salgın sonrası üretimde yaşanacak hızlanma ile tekrar artacağı düşünülüyo­r. Çeşitli ülkeler ve şehirlerde­n gelen karbon emisyon rakamları çok güzel gözükse de hayatın normale dönmesi ile eski karbonlu günlere dönebilir ama; makalenin başında belirttiği­miz ve salgın sırasında hayatımıza giren yaşam ve çalışma şartlarını devam ettirme konusunda kararlı olabilirse­k bir şansımız olabilir.

Net olarak karbon emisyonlar­ını azaltmak istiyorsak, dünyanın üretim portföyde daha yenilenebi­lir üretimi benimsemes­i, verimlilik standardın­ı iyileştirm­esi ve kömür temelli üretimden ayrılması kesinlikle gerekiyor.

Kaynaklar:

• https://thebulleti­n.org/2020/04/ will-the-coronaviru­s-have-a-lasting-impact-on-carbon-emissions/#

• https://www.nationalge­ographic.com/science/2020/04/ coronaviru­s-causing-carbon-emissions-to-fall-but-not-for-long/

• https://www.power-technology. com/comment/carbon-neutrality-covid-19-impact/

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye