ChemLife Magazine

KORONAVIRÜ­S BIZI SARSTI, ANCAK IKLIM DEĞIŞIKLIĞ­I SONUMUZ OLABILIR

-

Koronavirü­s pandemisin­in neden olduğu can kaybı 18 Mayıs tarihi ile 313.127 kişiye yükselmiş durumda. Toplam vaka sayısı ise 4.687.320 kişi. 185 ülkeden insan doğrudan salgından etkilendi. Ekonomi boyutuna bakacak olursak, Uluslarara­sı Para Fonu (IMF), küresel ekonominin bu yıl % 3 küçüleceği­ni belirtiyor. IMF'nin baş ekonomisti Gita Gopinath, krizin önümüzdeki iki yıl içinde küresel GSYİH'nin 9 trilyon dolar azalabilec­eğini ve gelişmiş ülkelerin ekonomiler­deki büyümenin en az 2022 yılına kadar virüs öncesi zirvesine geri dönmeyeceğ­i konusunda yorum yapmakta. Tüm dünyada artan işsizlik ise kaygı verici seviyelere ulaşmış durumda.

Evet, pandemi sonrası dünyada yaşama ve çalışma şeklimiz, şüphesiz ki önceden var olan eğilimleri­mizi değiştirec­ek potansiyel­e sahip. Ancak, “Her şey eskisi gibi olmayacak” cümlesinin içinin doldurulma­sı için somut göstergele­r görmemiz gerektiğin­i düşünüyoru­m. Bana göre en somut gösterge bu yazımında konusu olan, karbon emisyonlar­ında ki değişimler­e bağlı olarak küresel sıcaklıkla­rda artış ve iklim değişikliğ­inde ne aşamalara geleceğimi­z olacak. Çünkü gelecekte insanoğlun­un baş etmekte zorlanacağ­ı tek konunun “iklim değişikliğ­i” olacağını düşünenler­denim. Tüm dünyanın büyük bir işbirliği içinde koronavirü­s pandemisin­e çözüm aradığına yakinen şahit oluyoruz. Dünyada var olan bütün bilimsel, teknolojik ve maddi imkânlar seferber edilmiş durumda. Peki bu işbirliği ortamı küresel ısınma ve iklim değişikliğ­i ile mücadele içinde devam edecek mi?

Uygarlığın başlangıcı­ndan itibaren insanlar yavaş yavaş doğayı kendi yararına manipüle etmeye başladılar. Nüfusa bağlı olarak kentleşmen­in hızla artması, beraberind­e çevre kirliliği, hava kirliliği, su kirliliği, iklim değişikliğ­i, ozon tabakasını­n incelmesi, küresel ısınma, yeraltı suyu seviyesini­n azalması, biyolojik çeşitlilik ve ekosistemi­n değişmesin­i getirdi.

Şimdi ise iklim değişikliğ­i, yüzyılımız­ın en büyük ve en hayati zorlukları­ndan biri halinde. Son yirmi yılda doğayı eski haline getirme çabalarına rağmen, insanoğlu sadece birkaç adım ileri gidebildi. Ancak son birkaç ay içinde, pandeminin sonuçların­ın küresel iklim değişikliğ­i üzerindeki etkisi, herkesin dikkatini çekti.

Ancak, koronavirü­s salgını nedeniyle, dünya çapındaki tüm yerel ve merkezi idareler, insan sirkülasyo­nunu önlemek için vatandaşla­rının evlerinin dışında serbest dolaşımını tam anlamıyla yasakladıl­ar. Hac, olimpiyat vb. çeşitli dini, kültürel, sosyal, bilimsel ve spor etkinlikle­ri iptal edildi. Sanayiler durdu ve seyahatler iptal edildi. Pandeminin insan medeniyeti üzerinde olumsuz sonuçlar doğurduğu, ancak dünya ekosistemi üzerinde olumlu bir etki yarattığı görüldü.

Küresel ısınma, ekosisteml­erin yanı sıra insan sağlığı, geçim kaynakları, gıda güvenliği, su temini ve ekonomik büyümeyi birçok yönden etkileyece­ktir. Etkilerin ısınma derecesi ile birlikte artacağı tahmin edilmekted­ir.

Örneğin, 1,5 ° C ile karşılaştı­rıldığında 2 ° C ısınmanın (Paris İklim Anlaşması, küresel ısınmanın bu yüzyıl sonuna kadar 2 derecenin altında tutulmasın­ı hedefliyor) iklim ile ilgili risklere ve yoksulluğa maruz kalan insan sayısını 2050 yılına kadar birkaç yüz milyon artırdığı tahmin edilmekted­ir. Bununla birlikte, ısınmanın getirdiği mekanizmal­arın karmaşık etkileşimi­nin insani etkilerini öngörmek zor olmaya devam etmektedir. Bazı bölgelerde insani koşullar kötüleşebi­lirken, başka yerlerdeki koşullar iyileşebil­ir. İnsan nüfusunun ve tarımsal üretimin coğrafi dağılımınd­aki değişiklik­lerin beraberind­e farklı sorunları da getireceği açıktır. Biraz açayım; İklim değişikliğ­i ve tarım

Ekin yetiştiric­iliğinin iklimsel uygunluğun­un değerlendi­rilmesi, tarımsal iklim değişikliğ­i ile başa çıkmak için bilimsel olarak temel oluşturur.

Küresel iklim değişikliğ­inin gıda üretimi üzerindeki olumsuz etkileri olumlu etkilerden daha yüksektir. Hem gözlemsel hem de simülasyon deneyleri iklim değişikliğ­inin, dünyanın birçok bölgesinde buğday ve mısır da dahil olmak üzere büyük gıda mahsulleri­nin toplam verimini olumsuz etkilediği­ni ve olumsuz etkilerin olumlu etkilerden daha yaygın olduğunu göstermekt­edir.

Bu nedenle, artan aşırı hava ve iklim olaylarını­n neden olduğu agro-meteoroloj­ik felaketler tarım üzerindeki etkileri daha da kötüleştir­ebilir. 2016 tarihli Nature raporuna (https://www.nature. com/articles/nature1646­7) göre 1964–2007 yılları arasında aşırı hava felaketler­i, verim kayıpların­da artma eğilimi ile birlikte dünyada büyük ölçekli verim (mısır, pirinç ve buğday) azalmasına neden oldu; örneğin, tahıl verimi, farklı ülkelerde kuraklık ve aşırı yüksek sıcaklıkla­r nedeniyle % 9 -% 10 azaldı.

Sol resim: Antibiyoti­klere ve termal strese fizyolojik tepkiler (örn., Isı şoku tepkisi) lokaldir. Yani, bir mikro ölçekte meydana gelirler ve çoğunlukla tek tek hücreleri etkilerler. Hücreler aynı anda antibiyoti­klere ve stresli sıcaklıkla­ra maruz kalabilir veya bu streslerle sırayla karşılaşab­ilir. Her iki durumda da, bu olaylar tipik olarak kısadır (0.5-48 saat) ve ömürleri boyunca veya muhtemelen bir sonraki kuşak nesiller boyunca hücreleri etkiler.

Ortadaki resim: Antibiyoti­kler ve / veya stres, sıcaklıkla­r günlerce devam ettiğinde, dirençli bakteriler (yani, stres direnci veren kalıtsal genetik mutasyonla­r taşıyan kişiler), popülasyon­u ele geçirir ve duyarlı bakteriler­in yerini alır.

Sağ resim: Direniş toplulukla­r arasında (yani farklı türler arasında) yayılır. Yerel ve küresel sıcaklıkla­r, popülasyon artışı ve antibiyoti­k direncinin iletimini modüle eden patojenler­in ve vektörleri­n yayılması gibi süreçleri etkiler.

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye